“İstanbulluları son iki gündür perişan eden şiddetli lodos, 6 milyonluk İstanbul’a bir deniz kızı getirdi…”
İki deniz kızı var Adalar’ın, ikisi de Heybelili, Deniz Yılmazişler’in (Koğacıoğlu) doğumu 8 Aralık 1972 Paşabahçe, Deniz Dinç’in (Başar) ise 13 Ocak 1987 Fenerbahçe vapurlarımız…
#HayatımızVapurlarımız #VapurlarımızHayatımız
📰 Tunca Bengin, “Vapurda Doğurdu”, Milliyet, 14.01.1987.
Vapurda doğurdu
Nermin Hanım, hamile bindi, kızıyla indi

Fenerbahçe vapuru tatlı tatlı sallanırken, Nermin Dinç, sancıyla kıvranıyordu.
Nermin Dinç, hastaneye gitmek için Heybeliada’dan, karnı burnunda, vapura bindi. Bir süre sonra sancıları yoğunlaştı, fenalaştı. Lodos gemiyi sallarken, “Doktorum” diyerek koşan Gülbüz Sezgin, 30 yaşındaki anneye müdahale etti. “Sabırsız” çocuk, annesinin karnında girdiği vapurdan, kucakta çıktı. Kaptan, “Adı Derya olsun” dedi ama anne, “Deniz, Deniz” diye ısrar etti.

Heyecanlı bekleyiş ve mutlu son… Dinç ailesinin 3. kız çocukları, denizin ortasında, vapurun kamarasında dünyaya geliyor. Annenin ve bebeğin sağlık durumu iyi. Doğumu başarıyla gerçekleştiren Asistan Dr. Gülbüz Sezgin de (küçük fotoğraf), aynı anlarda bu olayın mutluluğunu yaşıyor.

Anne Nermin Dinç, Fenerbahçe vapuru personelinin yardımıyla sedye ile iskelede bekleyen taksiye taşınıyor. 15 dakikalık bebek “Deniz” İstanbul’u halasının kucağında tanıyor. İskelede işlerine koşuşturan kalabalık arasından geçiyor ve taksiye biniyor.
(Fotoğraf: Tunca BENGİN)
“Deniz”, vapurda dünyaya “Merhaba” dedi
Denizde doğum
İstanbulluları son iki gündür perişan eden şiddetli lodos, 6 milyonluk İstanbul’a bir denizkızı getirdi. Adalar Belediyesi temizlik işçisi Azmi Dinç’in eşi Nermin Dinç, dün sabah Adalar-Sirkeci seferini yapan Fenerbahçe vapurunda 3. kız çocuğunu dünyaya getirdi. Gemi kaptanı Aslan Kocabal, bebeğin adının “Derya” konulmasını istedi ama, 30 yaşındaki anne, Deniz isminde ısrar etti.
Göztepe SSK Hastanesi’ne yatmak için dün sabah Heybeliada’dan vapura binen Nermin Dinç’in, hareketten kısa süre sonra doğum sancıları arttı. Alt katta oturan hamile kadının fenalaştığını gören yolcular durumu hemen kaptana ilettiler. Kadın aynı anda görevlilerin kamarasına alındı. Gemiden telsizle durum Göztepe SSK Hastanesi’ne bildirildi ve Kadıköy İskelesi’ne acil ambulans istendi. Acil ihbarıyla da yetinmeyen hastane yetkilileri, telsizle hastanın sigorta numarasına kadar öğrendiler.
“Yine mi lodos?”
İki gündür şiddetli lodos nedeniyle ertelenen ya da gecikerek yapılabilen vapur seferlerinden yakınan İstanbullular bu kez de gemiye alınmadıklarını görünce hiddetlenmeye başladılar. “Böyle idare adam olmaz, sis, lodos hadi bugün ne var, gemi iskelede bekliyor, yolcular dışarıda” diye kalabalıktan sesler yükselirken gemi görevlilerinden birinin sesi duyuldu:
“Aman abiler, ablalar, aranızda kadın doğumundan anlayan doktor, ebe var mı?”
Kadıköy İskelesi’ndeki yolcular şaşkın bakışlarla birbirini süzerken, turnike görevlisi, gemiciyi uyardı:
“Yanda karakol var, hemen oraya koş, telefonla ambulans gelir.”
Gemici heyecanla koşarken, cevap vermeyi de ihmal etmedi:
“Ne ambulansı yahu, yarım saat önce durumu telsizle bildirdik, güya iskelede hazır olacaktı…”
Şans Buna Denir
Lodosun gemiyi sallamasıyla sancıları artan kadın kamarada kıvranırken homurdanan yolcular gemiye alındılar. Tesadüf eseri gemi yolcuları arasından bulunan Cerrahpaşa Dahiliye Servisi asistanlarından Gülbüz Sezgin, kalabalığı yararak geldi, “Doktorum” dedi. Doktor kamaraya girdiğinde, doğum hali başlamıştı. Baba Azmi Dinç, dışarıda, kapıda bekliyor, yolcular kendisine sigara ikram ediyordu. Bir ara genç doktor kapıda göründü, “Makas ya da jilet var mı?” dedi.
Bilmiş yolcular gülümsedi:
“Tamam, iş bitti, göbeği kesecekler, merak etme” diye babayı sakinleştirmeye başladılar.
Baba Azmi Dinç, sakin bir sesle yanıt verdi:
“Bu, benim üçüncü çocuğum.”
Çakmakla yakılarak ve kolonya ile temizlenerek sterilize edilen jilet göbeği keserken, gemi Sirkeci İskelesi’ne yanaştı. Yolcular, “Kız mı, erkek mi?” diye babayı soru yağmuruna tutarken, kaptan Aslan Kocabel, gemicilere haber yolladı: “Aman, kızın adını Derya koysunlar e mi” diye…
Baba, taksi peşine koşarken, otuz yaşındaki anne, yarı baygın sedyeyle gemiden çıkarıldı. İlk kez İstanbul’un havasını soluyan Deniz, halasının kucağında, battaniyeye sarılı, İstanbul’la tanışırken, meraklıların hiç bitmeyen sesleri yükseldi.
“Ne o abi, kaza mı oldu? Araba mı çarptı, yazık kadına!”


#HayatımızVapurlarımız #VapurlarımızHayatımız
LENA ile KARL FENERBAHÇE VAPURU’nda…
1966 senesi Mayıs ayının sonuna doğru
Bir Cumartesi günü
Karl Schulte
Yalova’dan Fenerbahçe vapuruyla
İstanbul’a müzeleri gezmeye gitmekteydi…
Vapur
Büyükada İskelesi’ne yanaştığında
Güzel bir kız ilişti nazarına
Kalbinin sesini dinleyip “hemen hareketle” gitti yanına
Büyükadalı Lena Manora
Apikoğlu Sucukları müessesesinde çalışıyordu o yıllarda
Heybeliada, Burgazada, Kınalıada
Derken yol boyunca konuştular da
Vapur köprüye yanaştığında
“Yolculuk” bitti sanıp ayrıldılar!
Karl’in aklından çıkmıyordu Lena
Halbuki ne bir adres ne de bir telefon vermişti ona
İşten sonra alışverişe gideceğini söylemişti yalnızca
İstanbullu bir genç hanım alışverişe nereye gider acaba
diye sorup soruşturdu evvela
Neyseki sorusuna cevabı buldu az sonra:
Beyoğlu’na!
Soluğu 10:30’da
İstiklâl Caddesi’nde alıp
Tünel’den Taksim’e, Taksim’den Tünel’e derken
Vakko mağazasının önünde Lena’ya rastladığı 13:30’a kadar
Defalarca turladı caddeyi bir uçtan diğer bir uca
“Yolculuk” sürmekteydi hâlâ…
3 ay sonra Büyükada Aya Dimitri Kilisesi’ndeydi düğünleri
42 senede tam 96 defa geldiler İstanbul’a
Fenerbahçe vapuruyla da sayısız defa Ada’ya
“Yolculuk” sürmekteydi hâlâ…

Dün akşam günün bitiminde
Coloratura soprano Leyla Pekin’le
Organist Giuseppe Gandolfo’nun
Büyükada San Pacifico Kilisesi’ndeki
Şan ve org konserinde görüldüler bu sefer de
Yine birlikte…
Yolculuk sürecekti…
Sürmeliydi de…
10 Ekim’de
İDO tarafından seferden kaldırılması tasarlanan
Fenerbahçe vapuruyla “yolculuğun”
Her daim sürmesi dileğiyle…
Emine Çiğdem Tugay
)O(
Büyükada, 01.09.2008.
Emine Çiğdem Tugay, “Lena ile Karl Fenerbahçe Vapuruda”, Adalar Postası-2150 (04.09.2008).
* * *




Yorum bırakın