Gönderen: adalarpostasi | 05 Mart 2022

Hatırladım Büyükada’daki o ânı…

Hatırladım Büyükada’daki o ânı…

Yamada Torajirō, Toruko Gakan, Tokyo, 1911.

Büyükada sâkinlerinden pek saygıdeğer ve de sevgili Selçuk Esenbel’in (Prof. Dr.) Japonca’dan tercümesini yaptığı
Yamada Torajirō, Toruko Gakan [Resimli Türkiye Gözlemleri], Tokyo, 1911.
künyeli kitabın Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları’nda yayım hazırlığı aşamasında olduğu müjdesini 3 Ocak 2019 tarihli Adalar Postası’nda vermiştik:

[…] Ada sâhillerinde heyecanla bekliyoruz raflarda yer almasını zira 1892-1922 yılları arasında İstanbul’da yaşamış olan Japon işadamı ve sado (çay merasimi) üstâdı Yamada Torajirō’nun (23.08.1866-13.02.1957), Toruka Gakan (Resimli Türkiye İzlenimleri) adlı bu kitabında Prinkipo’dan (Büyükada), Ada’nın zeytinyağı üretimi de yapılan zeytinlikleri yanı sıra Plevne Kahramanı Gazi Osman Paşa’nın köşkünü ziyaretten de bahis olunmakta… […]

Adalar Postası, 03.01.2019.

Japonca aslından açıklamalı çevirisini yaptığı Yamada Torajirō (çev. Selçuk Esenbel), Japon Aynasından Resimli Türkiye Gözlemleri, İstanbul (2021). künyeli kitabı 29 Ocak 2022 günü müthiş izahlı zarif sunumuyla bizlere takdim eden sevgili dostumuz Selçuk Esenbel’e 1001 teşekkürlerimizle bu hârikulâde kitabın Büyükada’ya dâir bölümleri Adalar Postası’nda seyre çıkıyor böylelikle…
)O(

Yamada Torajirō (çev. Selçuk Esenbel), Japon Aynasından Resimli Türkiye Gözlemleri, İstanbul (2021).

s. XLVII:

[…] Yamada 1896 ve 1897’de İstanbul’a gelen, vatanseverlikleri ve liberal görüşleriyle tanınan gazeteci Asahina Chisen ve Sasa Tomofusa’yı 1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nın kahramanı olarak Japonya’da hayranlıkla tanınan Plevne Gazisi Osman Paşa’yla tanıştırmak üzere Büyükada’ya götürdü. Bu olay Sasa’ya dönüşte onu, efsanevi savaş kahramanlarına benzeten bir şiir için ilham verdi. Sasa şöyle anlatır: “Meiji 30 [1897] Eylül ayında Dersaadet’e geldiğimde, Yamada Bey ile tanıştım ve her gün beraber gezdik. Bir gün beraber Büyükada’ya gittik ve [Gazi] Osman Paşa’yı ziyaret ettik. İlham geldi. Bu vesileyle iki şiir kaydettim. Bunlardan biri şöyleydi:

Bir mısra bıraktım
Zamanın en cessur kahramanının 
Atının nalları 
Çiğner geçer Rusya bulutunu 
Kar gibi ak sakalları
Yaşı yetmiş
Hiç değişmemiş, dinç
Yaşlı kumandan70

Kokuto71

________________
70 Japonya’da da meşhur olan Plevne Kahramanı Gazi Osman Paşa’yı anlatmaktadır. Daha önce Hilâl ve Güneş‘te yayınlanan şiirin çevirisi bu baskı için elden geçirilmiştir.
71 Sasa Tomofusa’nın (1854-1906) mahlası. Tomofusa, milliyetçi Shimeikai Cemiyeti’nin kurucusu ve Temsilciler Meclisi üyesiydi. Milliyetçi görüşleri ve Siyah Ejderha Cemiyeti Kokuryūkai‘nin lideri Tōyama Mitsuru ile yakınlığıyla tanınır.


s. 193:

İstanbul’un Görülmeye Değer Yerleri

Büyükada

Marmara Denizi’nin lapis laciverdî dalgalarının üzerinden, ufka doğru bakınca, insanı, “buraları yoksa ermişlerin diyarı mı?” diye şüpheye düşürten bir takımada görülür. Buralar gerçekten bir tabiat harikasıdır. Adalar’ı yemyeşil sık zeytinlikler kaplar, güney rüzgârı kıyafetinizin kollarını hafif hafif uçuştururken suyun sakin yüzeyinden fırlayıveren kocaman balıklar göze çarpar. Kimileri at arabasına biner, kimileri eşek sırtında dolaşır, kimileri de ağaçların gölgesinde salına salına gezinir. İnsanın ruhu böylece adeta tazelenerek temizlenir. İnsan neredeyse vücudunun bu dünyada olduğunu unutabilir. İstanbul’dan bu adalara gidiş için her gün çok sayıda vapur seferi vardır. Vapur ile Adalar’a gitmek sadece bir buçuk saat tutar. Bu seferleri devlet erkânından pek çok kişi kullanır.

Bu adaların en büyüğü, en şahane manzaralısı ve havası en güzel olanına Türkler Büyükada, yerli Rumlar ise Prinkipo derler. Eski devirlerde, Doğu Roma İmparatorluğu zamanında, bir imparatoriçe bu adadaki bir rahibe manastırına sürgün edilmiş. Sonradan hanedan ailesinin suça karışan mensuplarından buraya kapatılan çok kişi olmuş. Ada’ya bu nedenle Prens Adası denilirmiş. Zamanımızdaysa İstanbul’a yakın bir mesire olduğundan gezmeye gelen ziyaretçilerin ardı kesilmez. Büyük muhteşem köşkler, zarif oteller, ormandan etrafa yayılan ağaçların arasına serpiştirilmiştir. Ulu ağaçlarla kaplı suya inen tepelerdeki boy boy malikâneler Ada’nın tabii güzelliğiyle birleşerek manzarasını kat kat güzelleştirir. Gezmeye gelenlere hizmet için her türlü tesis mevcuttur. Böylece bir zamanlar sürgün yeri olduğu için geçmişte nahoş bir ünü olan Prinkipo adası, artık mükemmel bir istirahat ve neşe beldesi olarak güzel bir nam kazanmıştır.

Büyükada’ya yakın ve çoğunlukla orta sınıf yerli Rumlar ile Ermenilerin yaşadığı Ada’ya Halki [Heybeli] denilir. Ayrıca epey açıklardaki çok küçük ve neredeyse çıplak adada oturan kimse yoktur, burası ıssız bir adadır. Geçmiş yıllarda bir İngiliz’in burayı satın aldığı söyleniyorsa da şimdilerde bomboş görünüyor.1

______________

1 Sir Henri Bulwer (1801-1872) Kırım Savaşı’nda (1853-1856) önemli rol oynamış, 1858-1865 döneminde İstanbul’da Birleşik Krallık büyükelçisiyken, 1859’da Yassıada’yı satın almıştır. Burada tamamlanması yedi yılı bulan bir şato inşa etmiş ve yazlarını geçirmiştir. Ancak muhtemelen Ada’daki hayatın zorluğundan ve maliyetinin yüksekliğinden hatta belki İstanbul açıklarındaki stratejik bir noktaya bir yabancının sahip olmasından dolayı gayriresmî olarak dile getirilen rahatsızlıklar nedeniyle Ada’yı satışa çıkarmıştır. Uzunca bir süre satılamayan Ada’yı sonunda Hıdiv İsmail Paşa, muhtemelen bu adı konulmayan diplomatik sorunu çözmek üzere almış, ancak kendi haline terk etmiştir. Bulwer 1865’te yarı emekli olmuş, üç yıl sonra da ülkesinde siyasete atılarak parlamentoya girmiştir; satışın bu sıralarda gündeme geldiği tahmin edilebilir. Adadaki binalar 1894 depreminde büyük hasar görmüştür (yhn).


s. 194:

Yamada Torajirō (çev. Selçuk Esenbel), Japon Aynasından Resimli Türkiye Gözlemleri, İstanbul (2021)194.


s. 252:

Yamada Torajirō (çev. Selçuk Esenbel), Japon Aynasından Resimli Türkiye Gözlemleri, İstanbul (2021)252.

s. 253:

[…] Naçizane bendeniz Meiji 30 [1897] Eylül ayında Dersaadet’e geldiğimde, Yamada Bey ile tanıştım ve her gün beraber gezdik. Bir gün beraber Büyükada’ya gittik ve [Gazi] Osman Paşa’yı ziyaret ettik. İlham geldi. Bu vesileyle iki şiir kaydettim. Yamada Bey’in âli talebine cevaben takdim ettim.

Serin rüzgârlar esiyor.
Yıldız Sarayı sırtlarında
Alacakaranlık çöküyor
Haliç'tekki köprü başında
Tıpkı güzel bir resim gibi
Dolduruyor Haliç'i
Hilâl'in şavkı
İki kıtanın sonbaharında

*

Bir mısra bıraktım
Zamanın en cessur kahramanının 
Atının nalları 
Çiğner geçer Rusya bulutunu 
Kar gibi ak sakalları
Yaşı yetmiş
Hiç değişmemiş, dinç
Yaşlı kumandan21

Kokuto
Türkiye payitahtında misafirhanede kaydedildi.
[Mühür] Sasa Tomofusa

______________

21 Bu şiir Japonya’da ve dünya kamuoyunda bir kahraan olarak görülen Plevne Kahramanı Gazi Osman Paşa’yı anlatır.


s. 256:

Yamada Torajirō (çev. Selçuk Esenbel), Japon Aynasından Resimli Türkiye Gözlemleri, İstanbul (2021)256.

s. 257:

[…] Mayıs ayının 21. günü özel olarak Yunanistan’daki savaşı29 görmeye bir an evvel gitmek için gemiyle Altın Boynuz’dan hareket edip Marmara Denizi’ne çıktık. Şiir30 karaladım. Yamada Ağabeyim’in istihzayla gülüşüne sundum.

Haliç'in ağzından
Zuhur etti yine vapur

Yağmur dinmiş, yayılıyor akşam güneşi
Karanlık çökmüş denzin üstüne
Rüzgârda raks ediyor gamsız kırlangıçlar
Dalgalara dalıp çıkıyor keyifli yunuslar

Kar beyazı minareler arasında
Eski hikâyeleri yâd ederken
Hatırladım Büyükada'daki o ânı
Önceki cevelanımızı

Güzel gözler dopdolu
Ceketimin yakası ıpıslak

Heyhat!
Savaş ateşi hâlâ dinmiyor

Asahina Chisen

______________

29 Osmanlı-Yunan Savaşı, 17 Nisan-19 Mayıs 1897 tarihleri arasında bir ay kadar sürdü ve Osmanlı zaferiyle sona erdi. 20 Mayıs 1897’de mütareke imzalandı. Dolayısıyla gazeteci Asahina Chisen’in mütarekeden hemen sonra, artık bitmiş olan savaşın geçtiği yerleri ziyaret etmek için yola çıktığı anlaşılıyor. Mütarekenin imzalandığı haberini henüz almamış olması da olasıdır.
30 Japonca Risshi, Tang Hanedanlığı dönemine ait bir şiir üslubu. Çince’deki adıyla lüshī 5, 6, 7 heceli 8 mısradan oluşur. Çift sayılı mısralar kafiyelidir.

Yamada Torajirō (çev. Selçuk Esenbel), Japon Aynasından Resimli Türkiye Gözlemleri, İstanbul (2021)134.


Yamada Torajirō (çev. Selçuk Esenbel), Japon Aynasından Resimli Türkiye Gözlemleri, İstanbul (2021).

Japon Aynasından Resimli Türkiye Gözlemleri

Yamada Torajirō ticaret, politika ve romantizm macerası arayışında dünyayı dolaşan pek çok kişinin Osmanlı İstanbul’unu cazibe merkezi kabul ettiği bir kuşağın parçasıydı. 1892’den itibaren faal olarak yer aldığı İstanbul’un ticari ve toplumsal yaşamından, 1890’lı ve 1900’lü yılları kapsayan izlenimlerini aktardığı kitabı Resimli Türkiye Gözlemleri’ni (Toruko Gakan) 1911’de Japonya’da bastırdı. Japon tarzı sumie yani siyah mürekkep ve fırça ile yapılmış hatlar, resimler ve çizimlerin de ayrı bir estetik değer kattığı eseriyle Yamada Torajirō, Japon aynasından Türkiye’yi anlatırken bizleri Bâb-ı Cihan’a geri götürmektedir.

Prof. Dr. Selçuk Esenbel’in dönemi ayrıntılarıyla ele aldığı önsözü ve metin içi açıklamalarıyla zenginleştirdiği çevirisi, Yamada’nın ve Meiji Japonlarının perspektifinden Türkiye-Türkler-İstanbul algısını öğrenmek için bir kaynak niteliği taşıyor.


s. VII-X:

Yamada Torajirō

(1866-1957)
Yamada Torajirō (çev. Selçuk Esenbel), Japon Aynasından Resimli Türkiye Gözlemleri, İstanbul (2021)IX.

Japonya’da 16. yüzyıldan itibaren devam eden geleneksel Sōhenryū (Soohenryuu) Çay Merasimi Okulu’nun 8. ustası (Iemoto) ve 1892-1914 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu’nda İstanbul’da faaliyet gösteren Nakamura Shōten (Şooten) mağazasının yöneticisi Yamada Torajirō, Türk-Japon ilişkilerine katkıda bulunmuş bir Japon işadamıdır.

Japonya’da Tokugawa Şogunları’nın yönetiminin son döneminde, 23 Ağustos 1866’da Edo (bugünkü Tokyo) şehrinde, bugün Gunma Eyaleti olan, Numata Hanlığı’nın beyi (Daimyō) Toki’nin malikânesinde doğdu. Şogunların danışmanlığını yapan Numata Beyliği’nin, üst düzey yönetiminde Karō görevini ifa eden soylu samuray ailesi reisi Nakamura Yuzaemōn’un ikinci oğluydu. Yamada’nın annesi Shimako (Şimako), Kyota’daki seçkin Ogasawara klanına hizmet eden ve geleneksel hekimlikle uğraşan samuray kökenli Muramatsu’lardandı. 1868 Meiji Restorasyonu ile yeni bir rejimin kurulmasından sonra aile Numata’ya döndü. Yamada, 1875 yılında Tokyo’da ilkokul öğrenimini aldı.

Genç Yamada, ağabeyinin Nakamura Ailesi’nin veliahtı olarak aile soy ismini almasıyla, 16 yaşındayken Sōhenryū Çay Merasimi Okulu’nun ustası olarak Yamada aile soyunu sürdürmesi için 1882 yılında Yamada Sōju tarafından Japon âdetlerine göre evlat edinildi.

1884 yılında Tokyo Rakugaku Gakkō’dan (Tokyo Eczacılık Okulu) mezun oldu. Bu yıllarda klasik Çince, Fransızca, Almanca, İngilizce öğrendi. Fransızca’yı Yokohama’daki Sarah Belle Okulu’nda öğrendi. 1888’de, dönemin popüler aylık dergisi olan ve Yū Yūsha (Yuu Yuuşa) tarafından yayımlanan Kunshi to Suhukujō‘yu (Kunşi to Şukucoo/Hanımlar ve Beyler için Dergi) çıkardı. 1889’da, General Torio Hoyata tarafından kurulan, aydınlanmacı muhafazakârlık görüşünü savunan ve aşırı Batılılaşma’ya karşı olan Chūseisha (Çuusişa) Cemiyeti için Jōyaku Kaisei Naiçi Zakyōron no Rigai (Anlaşmaların Revizyonu ile Japonya’da Karma İkametin Erdemleri ve Kusurları) adlı risalesini yayımladı. Yamada kısa bir dönem Chūsei (Çuusei) Partisi’nin çevresine girmiş olabilir.

1891 yıllında Meiji yönetiminin ileri gelen devlet adamlarından Asyacı görüşüyle tanınan Prens Konoe Atsumaro’nun çeşitli eserlerini yayımladı. 1893’te, başında olduğu San San Bunbō Yayınevi’nden Tokyo üzerine kapsamlı bir rehber kitap olan Tokyo Hıyaku Jiben‘i yayımladı. Dönemin edebiyatçılarından Kōda Rohan, Kichida (Kiçida) mahlasıyla Yamada’nın İstanbul’daki maceralarını ve zırh, miğfer ve kılıcı Topkapı Sarayı’na vererek Japonya ile Türkiye arasında ticaret ilişkisini başlatmasını anlatan bir roman yayımladı.

Sultan II. Abdülhamid’in Meiji imparatoruna iyi niyet ziyareti için Osman Paşa komutasında yoladığı Ertuğrul fırkateyninin dönüş yolunda 16 Eylül 1890’da Wakayama (Vakayama) eyaleti sınırlarındaki Kushimoto (Kuşimoto) Burnu’nda yakalandığı tayfunda kayalıklara çarpıp batması, Yamada’nın Osmanlı İmparatorluğu’na gelmesine yol açtı. Faciada hayatını kaybedenlerin aileleri için Japonya’da başlatılan yardım kampanyalarında yer aldı. Biyografisindeki açıklamaya göre, dönemin Dışişleri Bakanı Aoki Shūzō (Şuuzoo) ile görüştükten sonra Mısır yoluyla İstanbul’a geldi ve getirdiği yardımları 4 Nisan 1892’de Hariciye Nâzırı Said Paşa’ya takdim etti. Padişah Abdülhamid’e şu anda Topkapı Sarayı koleksiyonunda bulunan aile yadigârı kılıcı, zırhı ve miğferi sundu. II. Abdülhamid tarafından dördüncü rütbeden Nişan-ı Mecidî ve dördüncü rütbeden Nişan-ı Osmanî’yle ödüllendirildi. Kasım ayında Japonya’ya dönen Yamada, 1893 yılında tekrar İstanbul’a geldi. Daha önce 1891’de Ertuğrul kazasından sağ kalanları İstanbul’a getiren Japon donanmasının Kongō ve Hiei fırkateynleriyle gelen gazeteci Noda Shōtarō’nun (Şootaroo) II. Abdülhamid’in isteği üzerine Harbiye Mektebi’nde başladığı Japonca derslerini vermeye devam etti.

Osaka’nın zengin bir ailesine mensup emekli deniz kuvvetleri subayı Nakamura Kenjirō’nun yatırım yaptığı Nakamura Shōten’i (Nakamura Mağazası) Cadde-i Kebir’de, bugünkü İstiklâl Caddesi’nde açtı. 1894’ten itibaren Japonya’dan ipek, porselen, lake eşya gibi bir çok mamulün ithalatıyla, Osmanlı’dan tütün, deri gibi ürünlerin ihracatını sağladı. 1894 yılında Japonya’daki Taiyō dergisinde Türk tiyatrosu, Türk kadınları hakkında makaleler yayımladı. Aynı dergide 1895’te İstanbul’da meydana gelen Osmanlı Bankası baskınına ilişkin haberler yazdı. Bu yıllarda, Japon çocuk dergilerinde Türk masallarının tercümesi yayımlandı.

1896 yılından itibaren Tokutomi Sōho (Sooho), Asahina Chisen gibi Japon aydın ve gazetecilerin ve General Nogi gibi devlet adamlarının İstanbul ziyaretlerinde yardımcı oldu. 1899 yılında Japonya’ya döndü ve dönüşünde II. Abdülhamid’e Japon devlet adamları ve soylularının hediye olarak yolladığı özel yetiştirilmiş sülün ve bülbül gibi kafes kuşları ile Japon hurma ağacı (Kaki) getirdi. 1900 yılında Nakamura Kenjirō’nun (Kenciroo) yeğeni Tamiko Hanım ile evlendi. 1901 yılında gelecekte Çay Merasimi Okulu’nun 9. ustası olan büyük kızı Fujiko doğdu. Bu yılllarda, Taiyō (Taiyoo) dergisinde Japonya’nın kafes kuşları, Tōyō (Tooyoo) dergisinde Doğu Avrupa gözlemleri gibi konularda makaleler yazdı.

Rus-Japon Savaşı’nın patlak vermesyle 1904 yılında Japonya’nın Viyana Elçisi Makino Nobuaki ve Odessa Başkonsolosu Iijima Kametarō’nun (İicima Kametaroo) talebi üzerine Rus Gönüllü Donanması’nın Boğazlar’dan geçişini gözlemleyip haber verdi. Çağdaş Japon mimarisinin kurucusu Itō Chuta’nın (İtoo Çuuta) Osmanlı İmparatorluğu’nu ziyareti sırasında kendisine destek oldu.

Japonya’da yerli sigara kâğıdı üretimini başlatan Tōyō Sheisi (Toyoo Seyişi) Şirketi’nin kurucu hissedarlarındandır. Nakamura Mağazası’nın yönetimini Nakamura Eiichi (Eiiçi) ile Paskal Raymund devraldı ve Yamada tahminen 1905 yılında Japonya’ya geri döndü. 1901 yılında 9. Usta Yamada Sōhaku (Soohaku/büyük kızı Fujiko), 1908’de 10. Usta Yamada Sōhen (Soohen/Yamada Sōi ismi de vardır-büyük oğlu Nagamori), 1909’da ikinci oğlu Nagatoshi (Nagatoşi), 1913’te üçüncü oğlu Hiromichi (Hiromiçi), 1916’da kızı Mihoko dünyaya geldi. 1911 yılında Hakubunkan Yayınevi’nden Toruko Gakan (Resimli Türkiye Gözlemleri) kitabını bastırdı.

1920’de Tōyō Sheisi (Tooyoo Seişi) Şirketi’nin başkanlığına tayin edildi. 1923 yılında, Tokyo’daki Nihonbashi Kurabu’da (Nihonbaşi Kulübü) bulunan Sōhenūyu Çay Merasimi Okulu’nun 8. Ustası Yamada Sōyū (Sooyuu) olarak resmen göreve başladı. 1925 yılında Osaka’da Nihon Toruko Bōeki Kyōkai’yi (Japonya-Türkiye Ticaret Cemiyeti) kurdu. Aynı yıl Kaikyōken (İslâm Dünyası) dergisinde, 50 yıl sonra Türkiye retrospektifi konulu bir makalesi yayımlandı. 1926’da Nitto Kyōkai’nin (Japonya-Türkiye Cemiyeti) kuruluşu için aktif olarak çalıştı. 1927’de Nakamura Tamesaburō ile birlikte Osaka yakınlarındaki Suita kentinde bir Tekel Bürosu girişimi olan Suita Kâğıt Şirketi’ni kurdu. Sōhenryū okulunun Chion adlı bültenini de çıkarmaya başladı. Japonya-Türkiye Ticaret Cemiyeti’nin önderliğinde, Wakayama eyaleti Oshima (Oşima) köyünde Ertuğrul fırkateyni şehitleri için anma merasimini gerçekleştirdi. 1929 Kushimoto’daki (Kuşimoto) anıtın yapılmasında görev aldı. 1930’da Selânik’teki Uluslararası Ticaret Fuarı’nı Japonya-Türkiye Ticaret Cemiyeti Başkanı sıfatıyla ziyaret etti. Gazi Mustafa Kemal’in kendisini 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’na katılması için Ankara’ya davet etmesi üzerine Selânik’ten İstanbul’a geçti ve oradan Ankara’ya giderek Cumhurbaşkanı Atatürk ile görüştü. 1935’te Yunanistan’ın Osaka Fahri Konsolosu oldu. 1936 yılında Suita Kâğıt Şirketi, Mijima (Micima) Şirketi ile birleşti ve buranın yöneticisi oldu. 1937’de Ertuğrul şehitleri için yapılan Kushimoto Anıtı’ndaki tören hazırlıklarına katıldı. İkinci Dünya Savaşı başladıktan sonra Mijima Şirketi’nin başına başkan olarak geçti. 1944 yılında, Sōhen Okulu’nun ülke çapındaki hocaları ve üyelerinin Meidōkai toplantısını gerçekleştirdi. 1948’de iş dünyasını bıraktı, aynı yıl eşi Tamiko vefat etti. Otobiyografik nitelikte hatıratı Sihingetsu Yamada Torajirō (Hilâl Yamada Torojirō) 1952’de yayımlandı. 1954 yılında Kyoto’daki Nanzenji (Nanzanci) tapınağına Fushikian (Fuşikian) Çay Merasimi Kulübesi’nin yapım masrafını karşıladı. 13 Şubat 1957’de Osaka’da vefat etti. Tokyo’da Yamada Aile Mezarlığı’nda gömülüdür.

bkz. “Yüzyılın Sonunda İstanbul’da Bir Japon Romantik”, İstanbul Araştırmaları Enstitüsü, 14.06.2012.
[Prof. Dr. Selçuk Esenbel’in Hilal ve Güneş: İstanbul’da Üç Japon sergi kataloğunda yer alan makalesinden bir derleme.]
Hilâl ve Güneş
İstanbul’da Üç Japon; Yamada Torajiro, Ito Chuta, Otani Kozui
16 Ekim 2010 – 13 Şubat 2011


Prof. Dr. Selçuk Esenbel, Büyükada, 29.01.2022.
)O(

Prof. Dr. Selçuk Esenbel

Washington D.C.’de doğdu. Türkiye, Japonya ve Amerika’da okudu. Tokyo ve Washington Büyükelçiliği yapan babası Melih Esenbel’in görevi nedeniyle Japonya’da liseyi bitirdi ve International Christian University’de Doğu Asya Çalışmaları ile Japonca okudu. Çin tarihi ve Osmanlı tarihi üzerine George Washington Üniversitesi’nden mezun oldu. Japon Dili ve Dilbilim yüksek lisansını George Town Üniversitesi’nde bitirdikten sonra, 1981’de Japon tarihi üzerine doktorasını Columbia Üniversitesi’nden aldı. Türkiye’ye döndükten sonra Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü’nde 1982-2013 yılları arasında görev yaptı. Bu sırada aynı üniversitede Çince dil eğitimi için 2008’de Konfüçyüs Enstitüsü’nü, 2009’da Asya Çalışmaları Merkezi’ni, 2010’da Korece dil eğitimini ve 2012’de Asya Çalışmaları yüksek lisans programını kurdu. Ülkemizde Japon tarihi ve Asya Çalışmaları sahalarının kurucusudur. Boğaziçi Üniversitesi’nde görev yaptığı sırada 1985 yılında Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Japon Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı’nın kurucusu olarak görevlendirildi.

1988’de Boğaziçi Üniversitesi’nde Japonca Dil Programı’nı kurdu. 10 Japon Üniversitesiyle değişim programı başlattı. 1994-2003 yılları arasında Tarih Bölümü başkanlığı yaptı. Tarih Bölümü’nde Japon Tarihi/Asya Tarihi lisansüstü programını açtı. Japon İmparatoru Yükselen Güneş Nişanı, Japon Vakfı Japonya Çalışmaları Ödülü, Japonya Dışişleri Bakanı Özel Ödülü, Alexander von Humboldt Georg Forster Araştırmacı Ödülü, Fulbright Senior Scholar gibi ödüllerin sahibidir. Japonya Araştırmaları Derneği’nin Başkanı, Global İlişkiler Forumu, KADER üyeliğinin yanı sıra TÜBA şeref üyesi ve Tarih Vakfı üyesidir.

Boğaziçi Üniversitesi emeritus profesörü olarak Japon Tarihi, Japon Dış Politikası, Tarih Yazıcılığı derslerinin yanı sıra Asya Çalışmaları Yüksek Lisans Programı akademik koordinatörlüğünü de sürdüren Esenbel, aynı zamanda 29 Mayıs Üniversitesi Tarih Bölümü’nde ders vermektedir. Esenbel’in Toplumsal Tarih, İstanbul, The American Historical Review, SOAS Bulletin dergilerinde yayımlanan makalelerinin yanı sıra diğer çalışmalarından bazıları şunlardır:


Bir Cevap Yazın

Please log in using one of these methods to post your comment:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

Kategoriler

%d blogcu bunu beğendi: