Bunu paylaş:
- Yazdırmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır) Yazdır
- X'te paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır) X
- Facebook'ta paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır) Facebook
- Arkadaşınıza e-posta ile bağlantı göndermek için tıklayın (Yeni pencerede açılır) E-posta
- WhatsApp'ta paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır) WhatsApp
- Pinterest'te paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır) Pinterest











Nasıl paniklediklerini hep birlikte görüyoruz. Bir de güya bağımsız tarafta iç ferahlatmacı kişiler de ellerinden geleni yapıyorlar. Sonuçta planları sahiplenmekte yarışan iki ayrı rant odağı var. Üstelik bir de karşımızda kıyıların plan dışına çıkarılması ile bir koruma planı olmaktan çıkarılmıştır diyemeyen bir Büyükşehir var. Adalar gibi bir SİT alanında kıyıları olmadan bir koruma planı yapılabilir mi? O zaman planları Bakanlığın onaması ne anlama geliyor? Büyükşehir planlarda bu değişikliğin ne anlama geldiğinin farkında değil mi? Plan kararları ile SİT niteliği değiştirilemez diyor. Ama derecelendirmeler ile doğal SİT alanlarına konut ve turizm tesisleri yapılabileceğini nasıl da görmezden geliyor? Gerisi tamamen laf oyunu. Yok maden sahası ruhsatı verilemez falan diyor. Bir de onu verseydiniz.
Burgaz’da ihtilaflı manastır arazisinin gaspı ve devasa yapı yapılması “sorumlu” turizm lafı ile meşrulaştırılmaya çalışılıyor. Hani planların fiziki yapıyla ilgili kararları kişilere açık olamazdı? Burada basbayağı yatırımcının dahil olduğu görülüyor. Buna da bir cevap bulsa ya. Aya Nikola’da itiraza neden olan tsunami risk haritasından söz ederken detaylı bir şekilde Burgaz örneği veriliyor ve böylece kamuoyu yanlış örnekle yanıltılmaya çalışılıyor. Oysa kendi risk haritasında burayı gösteren gene kendisi. Bu çelişkiyi Burgaz haritası ile örtmeye çalışıyor. Burgazada’da önerilen “Sorumlu Turizm Tesis Alanı”nın; deprem sonrası tsunami baskın alanında kaldığı, afet sonrası tahliye imkanı bulunmadığı, alanın heyelan alanı olduğu yönündeki iddialar ise elimizdeki teknik raporlara göre mümkün gözükmemektedir, aynı alan, tsunami baskınına ilişkin hazırlanmış raporlara göre ise tsunami riski altında gözükmemektedir, diyerek verdiği bilgiyle yanıltıyor.
Manastırın öngörünümünü kapatacak, peyzaj niteliğini değiştirecek olan devasa bina için “ihtiyaca göre küçültülebilecektir” diyor, SİT alanı ve korunması gereken önemli bir anıtyapı için bu nasıl bir keyfilik!
Burgaz dışında yeni turizm alanları oluşturulmamıştır, diyor. Peki Adalar’ın en değerli doğal SİT alanlarındaki 2 ve 3 dereceler ne oluyor? Koylar yapılaşmaya açılmamıştır demek o zaman bir anlam taşıyor mu? Yeni heliport alanı oluşturulmamıştır deniyor ama yanılmıyorsam (bunu tartışmıştık) plan hükümlerinde iki adet geçiyor. Yeni dolgu alanları üretilmemiştir diyor ama planlama alanında, teknik altyapı ihtiyacı ile afet ve acil durum amacı ile dolgu yapılabileceğini gene kendisi söylüyor! Orijinal sokak dokusu ve kaplaması halen mevcut olan sokaklarda, bu unsurlar korunacak, özgün yol kaplaması kaybolmuş sokaklarda ise eski dokuyla (merdivenli sokaklar vb.) uyumlu uygulamalara izin verilecektir diyor ama Taşmektep’teki uygulama ne oluyor? Kültürel miras envanteri, kentsel tasarım rehberi, ekolojik tasarım rehberi, adına ne derse desin, bunların her biri yaratıcı faaliyetler. Bunları kendi bildikleri yöntemlerle hazırlamaya girişmelerine ne demeli? Halkın görüşünün alınması ayrı bir konu, bir yaratıcı faaliyetin katılıma açılması ayrı. Adalar’da olası bir depremde bir çok niteliksiz, riskli yapı bulunuyor. Bunlara ilişkin bir cümle bile yok. Onların yıkılması için afet mi beklenecek? Kaçaklara af getirilmiyor diyor ama bir dolu dolgu SİT alanına dahil ediliyor. Atıksu arıtma için kademeli arıtma yapılacak deniyor ama geri kazanmak yerine kıyılarda deşarlar yer alıyor ve ayrıca planlama toplantılarında projenin izahı başka türlü yapılıyor. Bunun gibi konuları çıkarıp, içimizi ferahlatmaya çalışan değerli zevatın ne yapmaya çalıştığını göstermek gerekli diye düşünüyorum.
By: lepidis on 24 Ağustos 2023
at 08:38