4-
Celal Karaca: “Şunu öğrenmek istiyorum. Bu ADALAR POSTASI sadece belediyeyle ilgili konularda muhalefet için mi var? Sanmıyorum…”
5- Nimet Erim: “Reis’in İntikamı… 32 Kısım tekmili birden… Prince Otel neden mühürlendi?…”
6- Sibel Akkaşoğlu: “Adaevi- Ocak 2001 Programı…”
7- Aris Kyriazis: “Yeni yılda bütün ümitlerinizin hakikat olmasını dilerim…”
8- Begüm Yavuz: “Yeni bir yıl olsun, gerçek yeni bir yıl… Eskisini aratmasın…”
9- Çiğdem)O(Selim Tugay: “2011 çerçevesinde…”
10- Nimet-Viktor Albukrek: “Yılbaşı dolayısıyla ADALAR POSTASI’nın yayımlanmasına emek veren Sayın Yöneticileri’ne, Sayın Yazarları’na ve Sayın Okurları’na en iyi dileklerimizi sunarız. Bu vesileyle ‘Viktor Albukrek’in Büyükadası’ndan bir demet sunuyorum…”
11- Nazife Akgün: “Tüm Dostlarımın yeni yılını kutlar, sağlık ve iyilikler dilerim…”
12- Mehmet Gözgücü: “YENİ YIL 2011’in hepiniz için sonsuz mutluluk başarılarla dolu olmasını yürekten dileyerek…”
13- Ahmet Ercan: “Sevgili Yakınlarım, Arkadaşlarım yeni yılınız kutlu olsun…”
_______________________________________________________1
From: JAMES HUGHES
Subject: Re: ADALAR POSTASI-2534: gereği gereği gibi yapıldı…
Date: December 27, 2010 12:15:11 PM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com
Dear ADALAR POSTASI,
please have a look at my images of the islands on
http://www.jameshughesphotography.com/turkey06.html















![]()














for inclusion in the blog
Best Regards
James Hughes
* * *
_______________________________________________________2
TürkiyeGazetesi, 27.12.2010
http://www.turkiyegazetesi.com/news/749531/ressam_ferruh_basaga_defnedildi.aspx
Ressam Ferruh Başağa’yı
denizciler toprağa verdi…
Heybeliada’daki Deniz Harp Okulu’nun girişine yaptığı mozaik pano ile bilinen Ferruh Başağa için, önce Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesinde tören düzenlendi. Teşvikiye Camii’ndeki cenaze namazına ailesi, yakınları ile Kuzey Deniz Saha Komutanlığı Kurmay Başkanı Tuğamiral Mustafa İpteş, Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal ve subaylar ile Deniz Lisesi öğrencileri katıldı.
İSTANBUL – AA – Ressam Ferruh Başağa, İstanbul’da toprağa verildi.
İstanbul Heybeli Ada’daki Deniz Harp Okulu’nun girişine yaptığı mozaik pano ile bilinen Başağa için, önce Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesinde tören düzenlendi.
Buradaki törenin ardından Başağa’nın cenazesi, Teşvikiye Camii’ne getirildi. Burada öğle vakti kılınan cenaze namazının ardından Başağa’nın naaşı omuzlara alınarak, cenaze arabasına konuldu. Başağa, götürüldüğü Aşiyan Mezarlığı’nda toprağa verildi.
Başağa’nın cenazesine ailesi, yakınları ile Kuzey Deniz Saha Komutanlığı Kurmay Başkanı Tuğamiral Mustafa İpteş, Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal ve subaylar ile Deniz Lisesi öğrencileri katıldı.
Beşiktaş Belediye Başkanı Ünal, Başağa ile sürekli görüştüğünü belirterek, cenazeye olan ilgisizlikten yakındı.
Başağa’nın Türk resminin önemli isimlerinden biri olduğunu dile getiren Ünal, “Üzülüyoruz tabi ki. Hocanın hayatını doyasıya yaşayan bir yaşam çizgisi var. O da bizi mutlu kılıyor” dedi.
Heybeliada’daki Deniz Harp Okulu’nun 1999 Marmara Depremi nedeniyle hasar görmesi üzerine Başağa’nın yaptığı mozaik panonun kaldırıldığı , aynı mozaik panodan Beşiktaş’taki Deniz Müzesi’nin önüne yapılacağı öğrenildi.
* * *
Ferruh Başağa’nın ardından anısına saygıyla…
ADALAR POSTASI- 2271 (11.5.2009)
http://adalar-postasi-guncel.blogspot.com/2009/05/adalar-postasi-2271-adalar-ustunden.html
Hakikaten ‘bulunmaz’!…

“HAKİKATEN BULUNMAZ!”
(Çünkü artık yok)
mu?
Heybeliada Deniz Lisesi duvarindaki mozaik pano.
Preveze Zaferi’ni anlatan Ferruh Basaga yapiti. 2003’te yok oldu!
“Ne oldu?” diye herkes soruyor.
“1960’larda cekilmis ozgun fotograf (s/b). 10.5 x 7 cm.
Arkasi temiz. Albumden.
NOSTALJIK.”
diye pazarlanmakta yukaridaki fotograf sanal dunyada!

Bir zamanlar Heybeliada Deniz Harp Okulu onunde yer alan Ferruh Basaga’nin Preveze Savasi’ni anlatan mozaik panosunun icler acisi hikayesi… Ada sahillerine adeta uzaydan dusmus o sakalet binanin kapisinin uzerine bir kopyasini koymuslar simdilerde… Herhalde gunah cikartmak uzere! (Fotograf: Heybeliada, 19/03/2009 10:17)
)O(
* * *
Cumhuriyet, 10.9.2003
Oral Calislar

Heybeliada vapur iskelesinin hemen yani basinda tarihi Deniz Harp Okulu binasi yer alirdi. Deniz Harp Okulu icin, gecen yillarda Tuzla’da bir kampus insa edildi ve okul oraya tasindi. Deniz Harp Okulu’nun tasinmasiyla binalar Deniz Lisesi’ne kaldi. Deprem sirasinda buyuk binalardan birisi hasar gordu.
Heybeliadalilar bundan sonra olanlar hakkindaki dusuncelerini bir mektupla dile getirdiler. Bu mektubu sizlerle paylasmak istiyorum: ”Bahriye Okulu ilk olarak Kasimpasa’da 1773 tarihinde kuruldu. Kasimpasa’daki bina yetersiz gelince Heybeliada’ya tasindi. Bu tarihi okulda Osmanlilar ilk defa, donanmalarinda gereksinim duyduklari yuksek egitim duzeyinde denizciler yetistirmeyi hedeflemekteydiler. Yurtdisindan modern top dokumhaneleri ve gemi tezgahlari getirtildi ve okul kisa surede modern egitimin onemli kurumlarindan biri oldu. Halic, Karaagac’tan baslayan bu atilim, Cami Alti Mevkii’nde ‘Muhendishane-i Humayun’ adi ile Deniz Harp Okulu’na donustu.
Iskeleden bakilinca kurumun en eski iki binasi sol tarafta bulunuyor ve hala egitim amaciyla kullaniliyor. Uzerinde adanin sembolu haline gelmis, ressam Ferruh Basaga’nin yaptigi, Preveze Savasi’ni betimleyen (7×30 mt) 210 m2’lik mozaik panonun bulundugu, daha yeni ucuncu bina, Mayis 2001’de, panoyla beraber yikildi.”
2000 sonbaharinda adayi terk eden yazlikcilar baharda geri donduklerinde, adanin sembolu haline gelmis binanin ve de panonun yikildigini buyuk bir saskinlikla ogrendiler. Depremden sonra bina hasar gormus, onarim yerine okulun yikilmasina ve yeni gereksinimlere cevap verecek bir binanin yapilmasina karar verilmisti. Yeni yapilan bina 7 kata denk gelen bir yukseklikte, eski binaya ve yanindaki binalara gore cok hantal, durus olarak cok onde ve diger binalara neredeyse bitisik duzende insa edildi. Adanin 1. derecede SIT alani olmasina karsin, hangi izinlerle bu binanin yapilabildigi anlasilmadi. Binanin ustunde yeni panolar yapilmasi icin iki bos duvar birakildigi goruluyor.
Adalilar tarihi panolarini kaybetmis olmaktan ve yeni binanin artik telafisi mumkun olmayan cirkinliginden son derece uzgunler. Bina simdiki haliyle etrafindaki tarihi binalari ezip geciyor, adanin dokusunu ve gorunumunu bozuyor, imar kurallarinin delinmesi konusunda cok ciddi bir ornek olusturuyor. Ada halki, emekli askerler dahil durumdan son derece rahatsiz ve binayi bir mimarlik faciasi olarak degerlendiriyorlar.
Adalilar, yetkililere su sorulari soruyorlar: —Tarihi pano yikilirken Kultur Bakanligi ve koruma kurullari neredeydiler? Cumhuriyet devrinin boyle buyuk bir yapitinin yok olmasina nasil seyirci kaldilar? Is Bankasi sponsor olmayi teklif etmisken nasil bu isi yarim birakti? Medya bu olaya neden yeterince yer vermedi?
Heybeliada gibi cok onemli bir noktaya neden fazladan bir duyarlilik gosterilmiyor? Bina estetik nitelik tasimamasinin yaninda, imar yasalarini ihlal eden bir durumdadir. Neden bina profesyonelce hazirlanmis bir projeyle yapilmiyor? Pek cok durumda devlet binalarinin imar yasalarini ihlal ettiklerini biliyoruz. Oyleyse bu konuda bir yasa degisikligi gerekmez mi?
Heybeliadalilar Dernegi Yonetim Kurulu Baskani Baki Kara’nin gorusleri soyle: Preveze Savasi panosu ve Deniz Lisesi adayla ozdeslesmislerdi. Adaya gelince ilk dikkati ceken bunlardi. Binayi bir muze gibi algilatiyordu, adaya gelirken sanki bir muzeye yaklasiyormusuz gibi hissediyorduk. Simdi bir sunguye benziyor. Saniyorum asker bu konuda duyarli olacaktir.
Emekli Deniz Lisesi ogretmeni Turkan Uras da binayi elestirenlerden: Birdenbire oldu. Pano cok guzeldi. Yeni bina bir beton yigini! Bunu nasil yaptilar! Deniz Otobusu Iskelesi de oyle… Binanin bir kati daha yikilmali. Tuylerimiz diken diken oldu. Mahvetti adayi.
Ressam Deniz Aygun’un dusunceleri de farkli degil: Adalar’daki kuskusuz en cirkin yapi; bahriyeli gelenegine yakismayan, sivil topluma hic de iyi ornek olmayan bir tavir. Bu ayibin kismen de olsa telafi edilmesi icin bina bir kat yikilmali ve Ferruh Basaga ziyaret edilerek yeni proje cizmesi icin kendisine ricada bulunulmali.
Sanirim, Deniz Kuvvetleri de bu binadan hoslanmamistir. Adalilar bir cozum uretilmesini bekliyorlar.
* * *
http://www.mimarist.org/mmektup/index.cfm?sayi=9&RecID=59
Heybeliada’da Ferruh Basaga Panosunun Yikilmasi
ve Yeni Deniz Lisesi Binasi Tepkiyle Karsilandi

Ada dostlari ve sanatcilar, Heybeliada Deniz Lisesi’nin bahcesindeki panonun yikilmasina ve yerine Ada mimarisine yakismayan, yuksek bir yapinin yapilmasina tepki gosteriyorlar.
Heybeliadalilar iskeleden bakilinca Deniz Lisesi’nin, hala egitim amaciyla kullanilan sol taraftaki en eski iki binasinin yaninda, depremden sonra hasar goren ucuncu ve yeni binanin, onarilmak yerine yikilmasina ve bu vesileyle okulun yeni gereksinimlerine cevap verecek daha buyuk bir binanin yapilmasina karar verildigini, Heybeliada icin ozel bir proje cizilmeden bir kisla projesinin burasi icin duzenlendigini, Heybeliada’nin ozel konumunun goz onune alinmadigini bildiriyorlar.
Heybeliada Deniz Lisesi’nin ucuncu binasinin uzerine yapilan ve Preveze Savasi’ni tasvir eden, 210 m2’lik Turkiye’nin en buyuk duvar panosu Ferruh Basaga’nin projesiydi ve bir yarisma sonucu belirlenmisti. Ada’nin sembolu haline gelmis binanin ve panonun Mayis 2001’de yikilmasi, buyuk bir saskinlik yaratmistir. Panonun korunacagi one suruldugu, bunun icin bazi cabalarin oldugu, ancak maddi sebeplerle bu cabalarin sonuclandirilamadigi ogrenilmistir. Panodan bir bolum dahi saklanmamis, hepsi molozla beraber atilmistir.
Yeni yapilan bina 5+1 yuksek kat, yani 7 kata denk bir yukseklikte, eski binaya ve yanindaki binalara gore cok hantal, durus olarak cok onde ve diger binalara neredeyse bitisik duzende insa edilmis, bir kati da sonradan yikilmistir. Binanin ustune yeni panolar yapilmasi icin on cephe tamamen sagir birakilmis ve binanin ust kati sonradan yikildigi icin bina catisiz olarak kapatilmistir.
Yediden yetmise Adalilar, tarihi panolarini kaybetmis olmaktan ve yeni binanin, artik telafisi mumkun olmayan, cirkinliginden dolayi son derece uzgunler. Cogunluk en azindan bir katin daha yikilmasi ve Ferruh Basaga’dan yeni bir pano projesi cizmesi icin ricada bulunularak, bu buyuk ayibin bir parca olsun telafi edilmesi gerektigini dusunuyor. Bina, simdiki haliyle etrafindaki tarihi binalari ezip gecmekte, Ada’nin dokusunu ve siluetini bozmakta, imar kurallarinin delinmesi konusunda cok ciddi bir ornek olusturmaktadir.
Binanin izin surecleri Mimarlar Odasi Istanbul Buyukkent Subesi tarafindan Koruma Kurulu’na verilen dilekceyle arastirilmaya baslandi. Duyarli vatandaslar konunun takipcisi olmaya devam edecekler. Bazi Heybeliadalilar yayimladiklari bildiride duygularini soyle ifade ediyorlar:
Deniz Aygun (ressam): “Tum Adalilar yeni binayi gorunce buyuk bir sok gecirdiler. Ister istemez ben soyle dusundum: Heybeliada’nin on cephesi gibi Deniz Kuvvetleri icin bu kadar tarihi bir noktada, hem de Istanbul’un en onemli sit alanlarindan birisinde, Deniz Kuvvetleri gibi halk arasinda guven duyulan, sanata katkilariyla sanat cevrelerinin takdirini toplayan bir kurum, bu ayricalikli noktaya Turk cagdas mimarisinin basyapitini yapmaliydi. Biz cagdas Turk mimarisi hakkinda her kitabin kapaginda o binanin fotografini gormeliydik. Heybeliada’daki bu okul, boyle bir proje yapmak icin essiz bir firsatti. Modern Turk dusuncesini, modern bir orduyu ve modern Turk mimarisini temsil edecek bir bina yapilmaliydi. Bu firsatin degeri bilinmedi. Bu kadar baglamina duyarsiz bir binanin yapilmis olmasi ve Ada’nin dokusuna indirilen bu buyuk darbe cok uzucu.”
Heybeliadalilar Dernegi Yonetim Kurulu Baskani Baki Kara: “Eger bina gercekten yikilacaksa yerine daha iyisi yapilmaliydi. Preveze Savasi panosu ve Deniz Lisesi, Ada’yla ozdeslesmisti. Ada’ya gelince ilk dikkati ceken bunlardi. Eski bina, panoyla beraber hem ordunun gucunu simgeliyor, hem de gizliyordu. Binayi bir muze gibi algilatiyordu, Ada’ya gelirken sanki bir muzeye yaklasiyormusuz gibi hissediyorduk.”
Ziya Isik (emlakci): “Bu binaya halk karsi. O pano cok guzeldi. Hic kimse boyle bir binanin yapilacagina inanmiyordu, tahmin etmiyordu. Ada’nin butun susunu bozdu. Vapurdan gelip gecen lanet okudu. 1954’te biz Ada’ya geldigimizde, o panolu bina ve lojmanlar da yoktu. Onlarin yerinde tek katli Rum evleri vardi. Hepsi yikildi. Okul binasinin yerinde de bir baraka vardi. Boyle bir binayi goren Ada’ya gelmek bile istemiyor. Bitisik nizam oldu resmen, manzarayi kapattilar. Tek care, o bina yikilacak yerine en fazla tek katli bina yapilacak. Gelen gecen, “siz Ada’da degil miydiniz, niye boyle bir seye izin verdiniz” diyor. Deniz otobusu iskelesi nasil haykiriyorsa, bu yeni bina da oyle haykiriyor. Once dendi ki bahce olacak. Gokdelen oldu.”
Ahmet Dilmac (pastaneci): “Eskiden daha guzeldi. Bu bina Ada’ya gore buyuk ve yuksek. Imar kurallari Ada’da neyse, Ahmet’e de Mehmet’e de aynisi uygulanmali.”
Turkan Uras (emekli Deniz Lisesi ogretmeni): “Birdenbire oldu. Pano cok guzeldi. Yeni bina bir beton yigini. Bunu nasil yaptilar? Deniz otobusu iskelesi de oyle. Binanin bir kati daha yikilmali. Tuylerimiz diken diken oldu. Mahvetti Ada’yi.”
* * *
ADALAR POSTASI (28.12.2005)
http://www.galeribinyil.com.tr/sergi/ferruh_basaga/ferruh_basaga.htm
Ferruh Başağa

Yasayan en yasli sanatcimiz olan Ferruh Basaga 1914 Istanbul dogumludur. Ilk ogretimi Istanbul’da tamamladiktan sonra Yugoslavya’ya giden Basaga, orta ve teknik liseyi bitirdikten sonra donuste bir yil sure Besiktas Ucak Fabrikasi’nda calisti.
1936 yilinda Istanbul Guzel Sanatlar Akademisi’ne girdi. Akademi’de Nazmi Ziya, Zeki Kocamemi ve Leopald Levy gibi o donemin onemli isimlerinden dersler alan Basaga mezun oldugu 1940 yilinda Nermin Saner’le evlendi.
Mustakiller, Yeniler, Tavanarasi Ressamlar gibi gruplara, Ressam ve Heykeltraslar Dernegi’ne katilan sanatci 1950 yilinda Ressamlar Dernegi’nin kuruculari arasindaydi.
1940’li yillarin sonundan bugune kadar Turkiye icin oncu sayilacak soyut-lirik anlatimla resim yapmaya baslayan sanatci konkret-kubik, geometrik soyut, tasizm, lekeci, non-figur formlar kullandigi eserlerindeki uslup tutarliligi sasirtici bicimde basarilidir.
Hicbir ideolojiye bagli kalmaksizin ve pazarin ‘satis’ baskisini dikkate almaksizin 65 yildir taviz vermeden, buyuk bir sabirla yalnizca sanatla ugrasan sanatci cok sayida eser uretmistir.
Bir donem icin soyut denemesi yapan, sIk sIk gorus ve uslup degistiren, satisi iyi giden isleri degistirmeden ureten, zamaninin buyuk kismini kendi tanitimina harcayan bir cok sanatcinin tersine Basaga’nin ilk kisisel sergisini actigi 1945 yilindan bugune kadar tum isleri bir butunluk icindedir.
Basaga sadece bir resim sanatcisi olmayip, bugun ulkemizin en onemli kurumlarinda mevcut mozaik ve vitraylarin yani sira, heykel, ozgunbaski, seramik, rolyef isleri yapmistir. Bugun Heybeliada Deniz Harp Okulu’nda olan [olmayan!] 1.5 yil yapimi suren, 210 metrekarelik Preveze Deniz Savasi’ni konu alan mozaik pano sanatciya aittir.
1971-1981 yillari arasi Istanbul Guzel Sanatlar Akademisi’nde Vitray ve Mozaik atolyelerinde hocalik yapan sanatci okulda cok sevilen bir hoca olup cok sayida ogrenci yetistirmistir.
60 yildir evli oldugu cok sevgili esi Nermin Saner’den dort kizi vardir.
Sanatcinin yurtici ve yurtdisi kisisel ve karma sergilerinin sayisi sayisizdir. Cok sayida odul sahibidir. Bugun butun onemli koleksiyonlarda eserleri mevcuttur. Halen buyuk bir dinamizm ve sevkle yaptigi eserler herkesi sasirtmaktadir.
* * *
From: REZAN PEYA GÖKÇEN
Date: Fri, 2 Dec 2005 06:12:25 -0800 (PST)
To: ADALAR POSTASI
Subject: Heybeliada Deniz Okulu Mozaik Panosu: Kültür Varliklari Kimin – Nasil korunur?
Heybeliada Deniz Okulu Mozaik Panosu:
Kultur Varliklari Kimin- Nasil Korunur?

Heybeliada Deniz Okulu mozaik panosunun dunya sahnesinden yok olmasiyla ilgili soruma gelen yanitlardan anlasiliyor: 1954’te briket duvar ustune cekilen harc satiha yapistirilmis, boyutlari bu 7m.’ye 30m.lik yani 210 metrekare olan mozaik tarzi sanat eseri, binanin tumu yikilirken kirilip, kutulara konulmus (son ayrinti Erendiz Ozbayoglu iletisinden). Sonrasi bilinmiyor, simdilik. Kendi elinden ciktigi icin yapitin birinci sahibi sanatci Ferruh Basaga bir konusmasinda soyle demis:
”Ben bastan beri, yaptigim islerin, eserlerin topluma ulasmasini, toplum tarafindan gorulmesini isterim. Bu acidan mimaride yer alan duvar resimlerini, mozaikleri, vitraylari, freskleri, rolyefleri cok sevdigimden, resmi daire, okul, hastane, banka gibi yerlerde eserler yapmaya hep oncelik verdim. Bunlar hem buyuk boyutlarda olabildiginden uzaktan bile gorulebiliyor, hem de her zaman halkin onunde. Dolayisiyla seyircisi cok ve seyirci bunlara alistikca resmi de, sanati da benimsiyor. Bunun resim ve plastik sanatlarin ulkemizde gelismesinde buyuk faydasi olacagini dusunuyorum.”
Kultur Varliklari bu demek; hepimize sunulan, insan hayalinden cikma, tasinir veya tasinmaz, bir takim nesneler, yapilar ve benzeri… gecmisten veya cagdas hayatin dogurdugu, o yerin yasam dokusunu insanlarin bellegine isleyen seyler. Bu bakimdan, Heybeliada mozaik panosu yalniz Deniz Kuvvetleri’nin, hatta sanatcinin bile degil, artik hepimizin maliydi. Korumak gerekirdi.
Dev Mozaik Pano’nun yikim surecini biraz acmak icin 17 Mayis 2001 tarihli Cumhuriyet gazetesinde Deniz Som’un yazisindan aktariyorum:
”Su siralar binanin yikimi suruyor. Binanin cephesindeki pano ise henuz duruyor ve yerinden sokulup baska yere nakledilmesi icin en az 100.000 $ gerekiyor… Hic olmazsa panonun bulundugu duvar yikilmasin… Duvar dursun… Hatta bugun bile baslatilacak bir kampanyayla sanata, tarihe ve denizcilige saygi duyan kurum ve kuruluslarin 5’er 10’ar bin dolarlik katkisiyla 100 bin dolar da toplanir, 150 bin dolar da… Panoyu biz yikmayalim…”
Mozaik panonun sokulmesi, tasinmasi, restorasyonu icin 100.000 dolarlik butceyi kim cikardi? Pano nereye tasinacak? Teknik Universitesi’nin, Mimar Sinan’in, Yildiz Universitesi’nin Restorasyon Bolumu’ne yahut Mimarlar Odasi’na hic danisildi mi? Hani, Deniz Kuvvetleri Komutanligi Genel Sekreteri Dn. Kur. Albayi Caner Bener’in sozlerine bakilirsa Preveze Deniz Savasi Panosu’nu teknik olarak sokmek mumkun degildi? Deniz Kuvvetleri’nin 1953’te actigi yarisma sonucu birinci secilen ve 1954’te insa edilen ayni Mozaik Pano, Genel Sekreter Bener’in aciklamasina gore, gene Deniz Kuvvetleri’nin talebi uzerine sanatci F. Basaga tarafindan 6 Aralik 2000 tarihinde, sokulmesi, tasinmasi, restorasyonu masraflari karsiligi, Is Bankasi’na bagislanmis (architera sitesinden). Yani, Deniz Kuvvetleri’nin bu islemleri yapacak 100.000 $’i yok mu imis de eserini kurtarmayi sanatcinin uzerine yikmislar? Neden bir kultur varligini kurtarma sorunu kamuoyuna gereken sorumlulukla duyurulmadi? Daha sonra, kendisine hibe edildigi halde, Is Bankasi cikacak zorluklardan ve para harcamaktan kacinarak, Heybeliada Mozaik Pano projesini ustlenmekten vazgecmis. Bu olay da sanatciya yapilan son derece kaba bir davranis. Ayrica, toplumumuzda bir takim kisi ya da kurumlarca Kultur Varliklari’nin vakarina, sevgisine, koruma anlayisina yeter derecede onem verilmedigini gosteriyor.
Simdi biz, polemige girmeden, adi gecen ilgili makamlardan yukarida isaret edilen muglakta kalmis noktalara aydinlatici yanitlar bekliyoruz. Belki de yikik mozaik panomuz kutular icinde bir kenara atilmistir! Bu, arkeoloji ve sanat egitimi almis birinin ruyasina benzemekle beraber, netice hic belli olmaz. Hic olmazsa, anayasal hakkimiz olan bilgileri edinmis oluruz. Ferruh Basaga 1914 dogumlu… Comertce, elinde eskizler oldugunu, yeniden yapilmak istenirse yardimci olabilecegini belirtmis; kendisini rahatsiz etmeden, ilk once durumu etraflica anlayalim istemistik.
Heybeliada Deniz Okulu’nda F. Basaga’nin yapiti mozaik panonun 2001’de yikimiyla sergiledigi celiski acisindan, tuhafi, gecen ay, 11 Kasim 2005 gununde, Cumhurbaskanligi Kultur ve Sanat Odulu alanlar arasinda sanatci Ferruh Basaga’nin var oldugunu kaydedelim. Cumhurbaskani Ahmet Necdet Sezer’in odul merasiminde soyledigi su sozler gayet cesaret verici:
”Uluslar, ekonomik zenginliklerinin otesinde, bilim, kultur ve sanat gibi degerleriyle varlik gosterdiklerinde cagdas dunyayla butunlesebilir, gelisip sayginlik kazanabilirler. Bu nedenle, bir ulkenin bilim ureterek, insanligin ilerlemesine katkisinin yani sira, kultur ve sanatin evrensel anlatim olanaklarini kullanmadaki basarisi da cagdas uygarlik duzeyine ulasmasindaki temel olcutlerdendir.”
Rezan Peya Gokcen
Not: Bu kisa yaziyi yazarken (denizhaber.com) ve Emre Kongar’in sitesinden de faydalandim.
_______________________________________________________3
From: OYA İSLİMYELİ
Subject: Düzeltme
Date: December 27, 2010 12:34:11 PM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com
Düzeltme…
Sevgili ADALAR POSTASI,
Bu konuyu uzatmak ve polemiğe girmek istemediğimi belirtmiştim. Sadece şu yanlışı
[Belirttiğiniz minvalde bir yanlış yok ki yanlış anlaşılmış zaar… )O( ]
düzeltmek ve altını çizmek istiyorum;
Yeşim Salkım olayıyla ilgili yazı asla bana ait değildir,ilgi alanım hiç değildir. Benim ismim ve mail adresimle almadığınız hiç bir yazının sorumluluğunu üstlenmem.
Saygılar sunuyorum.
_______________________________________________________4
From: CELAL KARACA
Subject: yazanlara verilen yanıtlar biraz dozunu aşıyor gibi geldi bana
Date: December 27, 2010 12:42:00 PM GMT+02:00
To: adalar.postasi.1@gmail.com
yazanlara verilen yanıtlar
biraz dozunu aşıyor gibi geldi bana…
Sayın Emine Hanım,
Yazılarınızı okuyorum. Adalara olan katkınıza katılıyorum.
Bu sayınızda Oya Hanım için yazdığınız eleştiriye pek katılmıyorum.
Sanatsal etkinlik için bizlere bir şeyler vermeye çalışıyor olması yeterince olumlu olduğunu sanıyorum.
Belediye Başkanı veya ekibinin yapması gerekenler veya yapmaması gerekenleri zaten tüm açıklığıyla burada veya başka ortamlarda ele alınıyor.
Yeri gelince tüm yazan arkadaşlar ADALAR POSTASI aracılığıyla bizlerin hislerine tercüman oluyorsunuz.
Sizin şu satırlarınızı beğenmediğim için yazıyorum.
[…],” bla bla bla edebiyatını bir kalemde geçelim zira YERSEN! İSTANBUL 2010 AVRUPA KÜLTÜR (MANTARI) BAŞKENTİ‘nde öylesine çok kültür-sanat etkinliği seyretmekteyiz ki herbirimiz gördüklerimizden bir tekini dahi yazsak ADALAR POSTASI […]
Burada kullandığınız yazı biraz aşağılama ve de ben bilirim havalarında görüyorum…
[Sizin görüşünüz, oysa ne ‘aşağılama’ ne de ‘ben bilirim havalarında’ yazılmadı… Bilakis ne demek istenildiği ayan beyan sözkonusu yazıda, ADALAR POSTASI-2534/2 (27.12.2010)http://adalar-postasi-guncel.blogspot.com/2010/12/27-2534.html —sonradan el-hak gereksiz bulunup çıkarılan ‘bla bla bla” dışında— ne bir eksik ne bir fazla, neyse o anlatıldıydı, velhasılı “gereği gereği gibi yapıldı”ydı… )O( ]
Yazıları isterseniz çıkartmazsınız bu sizin elinizde olduğundan böyle tartışmalara girmemek gerek…
Adalar için yapılması gerekenleri yapalım eleştirelim ama hoş olmayan şekilleri tercih etmemek gerek bilmem anlatabildim mi?
Şunu öğrenmek istiyorum. Bu ADALAR POSTASI sadece belediyeyle ilgili konularda muhalefet için mi var?
Sanmıyorum…
Eleştirilerin iyisi veya kötüsü olmaz ama biraz düzgün yazarak yapılmalı. Yıkıcı eleştiriyi yapmak kolay yapıcı eleştiri yapalım.
Benim düşüncem Adalar’da olup biten etkinlik, huzursuzluk, hırsızlık, kaçak inşaat yani sizin de yazdığınız gibi yaşadığımız olayları bizlerin haberi olsun diye yazıyorsanız veya yazıyorsak ve de yazıyorlarsa en iyisini yapıyoruz demektir.
Ele ele vererek bir dayanışma içinde olsak neler yaparız aslında bunu anlatmak gerek…
Yarın geç kalmış olabiliriz…
Saygılarımla,
Celal Karaca
_______________________________________________________5
From: NİMET ERİM
Subject: Reis’in İntikamı… 32 Kısım tekmili birden…
Date: December 27, 2010 7:45:55 PM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com
Reis’in İntikamı…
32 kısım tekmili birden…
“Prince Otel Neden Mühürlendi?”, Ada Gazetesi ? (?-?.12.2010)6-7.
_______________________________________________________6
From: SİBEL AKKAŞOĞLU
Subject: ADAEVI OCAK PROGRAMI
Date: December 27, 2010 9:23:41 PM GMT+02:00
ADAEVİ
OCAK 2011
PROGRAMI
SEVGILI ADAEVI DOSTLARI,
EKDE ADAEVI OCAK 2011 PROGRAMIMIZ VAR. GORECEGINIZ GIBI YINE FILMLERIMIZ, KONSERLERIMIZ, BIR DE SOYLESI VE IMZA GUNUMUZ MEVCUT,
YENI YILDA DAHA COK GORUSMEK UMIDIYLE HEPINIZE YENI YILDA SAGLIK VE KEYIF DILERIM.
SELAMLAR, SEVGILER,
SIBEL AKKASOGLU
ADAEVI BUYUKADA
_______________________________________________________

_______________________________________________________7
From: ARİS KYRİAZİS
Subject: RE: ADALAR POSTASI-2534: gereği gereği gibi yapıldı…
Date: December 27, 2010 1:48:21 PM GMT+02:00
To: adalar.postasi.1@gmail.com
YENİ YILINIZDA BÜTÜN ÜMİTLERİNİZİN HAKİKAT OLMASINI DİLERİM…
_______________________________________________________8
From: BEGÜM YAVUZ
Subject: Re: ADALAR POSTASI-2534: gereği gereği gibi yapıldı…
Date: December 27, 2010 11:14:34 PM GMT+02:00
To: adalar.postasi.1@gmail.com
Sevgili Çiğdem can kadın ve BÜTÜN ADALI dostlarım,
yeni bir yıl olsun gercek yeni bir yıl …eskisini aratmasın,
butun sevdiklerimizle eksiksiz tamamlayalım ve 2012’ye birlikte ulasalım …
her zaman dayanısma dileklerimle
begum yavuz
_______________________________________________________9
From: ÇİĞDEM)O(SELİM TUGAY
Subject: 2011 çerçevesinde…
Date: December 28, 2010 8:49:02 PM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com
2011
çerçevesinde,
hayalinizdeki resmin
yer alması dileğiyle…
Bir Cevap Yazın