Gönderen: adalarpostasi | 04 Eylül 2013

belediyelere yaptıkları için değil, yapmadıkları için teşekkür borçluyuz!…

Kimden: KORHAN GÜMÜŞ
Kime: adalar.postasi@gmail.com
Tarih: 28 Ağustos 2013, 15:42

Belediyelere yaptıkları için değil,
yapmadıkları için teşekkür borçluyuz!…

1209022_639119442779463_1380061227_n

İstanbul’un son yıllarda yaşadığı inşaat furyasından nispeten uzak kalmış olan Adalar ilçesinin yerel belediyesi cadde ve sokakları süslü beton taşlarla kaplamaya başlayınca ister istemez bir tepki duydum.

Burada bile rahatımız olmayacak mı? Kimseye sormadan etmeden belediye nasıl böyle bir işe kalkışır? Bu kadar küçük bir yerde bile belediyeye ulaşamıyorsak, nerede ulaşırız? Aklımdan bunlar geçti. Birkaç toplantı yaptık. Neyse ki Belediye Başkanı’yla iletişim kuruldu. Belediye’de çalışan uzmanlarla buluştuk. Belediye Başkanı da uzun uzun projelerini anlattı.

Meğersem yanılıyormuşuz. Belediye kentsel tasarım projeleri için üniversitelerle temas kurmuş, hatta rektörlerle protokol bile yapmış. Belediye Başkanı bunları tek tek gösterdi. Peki neden bizdeki bu değerbilmezlik? Biz kim oluyoruz da koskoca üniversitelerin bizim için hazırladığı projelere itiraz ediyoruz? Bu işi bilenler dururken konuşmak, tartışmak bize mi düşüyor?

Doğrusu ayıp etmişiz. Belediye var gücüyle ve elindeki imkânlarla yaşam çevremizi güzelleştirmek için uğraşırken biz de utanmadan, sıkılmadan laf ediyoruz. Karşımızdaki iyi niyetli yetkililer bizim hakkımızda hiç şüphesiz düşündüler.

Ama keşke hatamız, iş bilmezliğimiz bundan ibaret olsa. Nitekim olan biteni anlamadan, dert etmeden yapılanları eleştirmekte ne kadar haksız olduğumuz, ne kadar ayıp ettiğimiz daha sonra ortaya çıktı.

Onu da anlatayım:

Kurulan ilişkiden ve projelerin uzman kuruluşlar, üniversiteler tarafından hazırlanmış olduğunun söylenmesinden cesaret alarak önümüzdeki günlerde uygulanacak yeni projeleri görmek istedim. Bunlardan biri, bir ulaşım platformu olarak kullanılan ve ticari işlevlere açılan sahil bandındaki düzenlemeler, diğerleri ise küçük teknelerin bulunduğu liman bölgesi ve yeşilliklerin ortasında yer alan ve içinde hayvanlar (eşekler) için yapılmış bir sundurma bulunan tarihi mekânlardı. Korkum bu mekânların da süslemeli taşlarla kaplanıp, yok edilmesiydi.

Belediye yetkilileri son derece açık davrandılar ve kendilerine teslim edilen projeleri bana gösterdiler. İstanbul’un en tanınmış üniversitelerinden birinin yaptığı projeyi görünce dudaklarım uçukladı. Projeyi beğendirmek için olsa gerek, öylesine süslemişlerdi ve tarihi mekânların değerlerini keşfetmek yerine hallaç pamuğu gibi atmışlardı ki, Belediye’nin gerçekleştirdiği proje onların yanında zemzem suyuyla yıkanmış gibi kalırdı. Laf aramızda, proje diye yapılan şeyler okula daha yeni başlayan mimarlık birinci sınıf öğrencisinin bile yapacağından daha kötüydü.

Bırakın tasarım kılavuzları hazırlamak, ürün geliştirmek için araştırma yapmak, lokal uygulamalar için mekânın değerlerini keşfetmeye çalışmak ve tasarımları ona göre yapmak, gördüklerim en basit, amatörce çizilmiş bir teknik resim kalitesinde bile değildi. Bu yüzden çok büyük bir hata yaptığımızı anladım.

Meğersem Belediye yetkilileri de olayın nerede geçtiğini bile fark etmeyen bu tasarımları uygulamaktan vazgeçmiş, biz beğenmesek de kendi kafasına göre müteahhide nispeten daha yalın işler yaptırmıştı. Allahtan projeleri yapanlar da “Bakalım uygulama nasıl oluyor,” diyerek gelmeye zahmet etmemişlerdi.

Biz de bu proje diye kakalanan şeyleri görmediğimiz için haksız yere Belediye’yi eleştirmişiz. Bu durumu anlayınca nasıl da utandım, onları haksız yere eleştirdiğime nasıl da üzüldüm. Projeleri gösteren Belediye’de çalışan uzmanlardan özür diledim ve sonra teşekkür ederek onların yanından ayrıldım.

Onlara nasıl da haksızlık yapmışız.

Sonra bir düşündüm: Ya Belediye yetkilileri bu abuk çizimleri uygulasalardı? O zaman ne olurdu halimiz? Belediyelerin raflarının İstanbul’un kentsel kamusal mekânları, parkları, meydanları için bu tür yöntemlerle hazırlanan ve bunlara benzer tonlarca çizimle dolu olduğunu biliyorum. Her sene binlerce proje işi veriyorlar, bu çevrelere. Biz de uygulanırken fark edip yapılanları eleştiriyoruz, niteliksiz oldukları için. Oysa tersini yapmamız ve belediyelere raflarda beklettikleri projeler için teşekkür etmemiz gerekir.

Yaptıkları için değil, yapmadıkları projeler için. Eğer İstanbul’un bazı mimari değerleri hala yerli yerinde duruyorsa, onlar sayesinde duruyor.

Korhan Gümüş

* * *

Ayrıca ve önemle bakınız! —> ADALAR POSTASI-2711 (2.4.2013): ada yolları taştan… https://adalarpostasi.wordpress.com/2013/04/02/2711/


Yanıt

  1. […] ADALAR POSTASI-2726 (4.9.2013): belediyelere yaptıkları için değil, yapmadıkları için teşekkür borçluyuz!… https://adalarpostasi.wordpress.com/2013/09/04/2726/ […]


Bir Cevap Yazın

Please log in using one of these methods to post your comment:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

Kategoriler

%d blogcu bunu beğendi: