ADALAR SAVUNMASI
Adalararası İletişim Ağı
Toplantı Notları
21 Kasım 2013 Perşembe
Adalar Belediyesi’nin Sivriada ve Yassıada konusundaki gelişmeleri kamuoyuyla, uzmanlarla ve ilgililerle paylaşmak amacıyla 21 Kasım Perşembe günü düzenlediği bilgilendirme toplantısına meslek odaları, ada forumları, üniversite temsilcileri, belediye yetkilileri ve çeşitli yerel inisiyatifler katıldılar. Yapılan bigilendirme amaçlı sunumların ardından ada forumlarının girişimiyle bir forum düzenlendi. Yürütülen tartışma bölümünde,
– Hükümetin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı aracılığıyla yürüttüğü plan ve proje sürecinin hem Sivriada ve Yassıada’nın, hem de diğer adaların doğal, tarihi ve kültürel niteliklerini yok saydığı, bu sürecin tüm adalara yayılma eğilimi gösterdiği vurgulandı. Yassıada ve Sivriada konusundaki projelerin ve gelişmelerin diğer adalar için de emsal teşkil edeceği, adaların “kentsel işletmeler” ve yeni rant alanları olarak algılandığı bir sürecin hızlanarak devam edeceği yönünde görüşler dile getirildi. Yalnızca adaların değil tüm Marmara Denizi’nin yapılaşmaya açıldığı, Yassıada ve Sivriada’nın tüm Adalar ve Marmara Denizi için bir savunma hattı olarak görülmesi ve kararlılıkla savunulması gerektiği vurgulandı.
– Belediye’nin geçtiğimiz aylarda sözkonusu adaların tarihi sit niteliğinin kaldırılmasına yönelik alınan kararın altında neden imzası olduğu sorgulandı ve Sivriada ve Yassıada sözkonusu olduğunda ada halkında belediyeye yönelik bir güven problemi olduğuna dikkat çekildi. Belediye yetkilileri ise bu bugünden bakıldığında o imzanın bir hata olduğunu, süreç açısından tayin edici bir rolü olmamakla birlikte sözkonusu imzanın bir yanlışlık olarak görülmesi gerektiğini ifade ettiler. Belediyenin Yassıada ve Sivriada başta olmak üzere tüm adaların doğal ve kültürel niteliklerini koruma konusunda samimi olduğuna yönelik görüşler dile getirdiler.
– Adalar Belediyesi’nin gerek 1/5.000’lik planlar sürecinde gerekse de halen devam eden 1/1.000’lik koruma planlarının hazırlık süreçlerinde tepeden inme bir yöntem ve merkeziyetçi bir anlayış sergilediği dile getirildi. Belediyenin katılım, temsil ve doğrudan demokrasi pratiklerine yabancı ve bu konuda adımlar atmakta da yetersiz kaldığı, bu konuda gerek Türkiye çapındaki gerekse de uluslararası deneyimlerden yararlanabilecek bir anlayışa sahip olmasının önemi dile getirildi.
– 1/1000’lik koruma planı sürecinin halka açılmasının, planın temsiliyetini arttırmanın yanı sıra, Yassıada ve Sivriada konusunda hükümetin izlediği aşırı merkeziyetçi, otoriter tavra karşı önemli bir alternatif yaratmak anlamına geldiği belirtildi. Belediyenin 1/1.000’lik koruma planının hazırlık ve uygulama aşamaları bakımından önemli bir fırsata sahip olduğu, bu fırsatı kullanıp kullanmamanın tayin edici bir tercih olacağının altı çizildi. KUDEB gibi belediye kurumlarının onay makamı gibi çalışmaması AB örneklerinde olduğu gibi sivil toplum kurumlarıyla ilişki içinde olması gerektiği dile getirildi.
– Yassıada ve Sivriada’da hazırlanan 1/1000’lik planlara karşı kendi planımızı yapalım, bakanlık planlarına karşı kendi kurgularımızı ve planlarımızı gündeme getirelim görüşü ifade edildi.
– Adalar Vakfı, Adalar Müzesi’nin Yassıada konusunda bir fotoğraf sergisi hazırlığı içinde olduğunu, yapacaklarımız içinde bu ve benzeri çalışmaların da özel bir yeri olmasına özen gösterilmesi gerektiğini belirtti.
– Yassıada’nın isminin değiştirilmesiyle sınırlı bir tartışma kamuoyu algısını yönetmek bakımından sakıncalı olacak ve eleştirileri gündeme getirenlerin “bunlar demokrasi ve özgürlük adasına da karşı” şeklinde yaftalanmasına neden olacaktır. Bu konuda dikkatli olunmalı mücadelenin asıl gündemlerine yoğunlaşılmalıdır, denildi.
– Halihazırda gerek belediyenin gerekse de odaların açtığı ya da takipçisi olduğu itiraz dilekçeleri ve davalar olduğu, bu davaların dışında mevzuata takılı kalmadan kendi plan ve projelerimizi yaratacak, kamuoyunda görünürlüğü arttıracak çalışmalar yürütülmesi gerektiği ifade edildi..
– Kınalıada, Burgazada, Heybeliada ve Büyükada forumlarından gelen katılımcılar Gezi parkı direnişi sonrası tüm Türkiye’de oluşan kentsel muhalefet dinamiğinin halen canlılığını koruduğunu, organize ettikleri 22 Temmuz 2013 Sivriada ve Yassıada eyleminden bu yana yaklaşık 6 aydır bu konuyu tüm adalarda ve İstanbul çapında gündemde tutmaya devam ettiklerini ve edeceklerini vurguladılar. Belediyelerin ya da akademik kurumların düzenlediği çalıştayların sonuç alıcı olmaktan uzak olduğu, kişiler ve kurumlar düzeyinde etkin bir iletişim ağı ve güçlü bir savunma hattı kurulması gerektiği düşüncesi dile getirildi.
– Hükümet ve bağlı kurumlar tarafından Sivriada ve Yassıada’yla sınırlı olmayan, üzerinde yerleşim bulunan ya da bulunmayan tüm adalara karşı sistemli bir kentsel rant yaratma siyasetinin uygulandığı, bunun özellikle Heybeliada, Büyükada, Bozcaada gibi adalarda ciddi bir şekilde hissedildiği dile getirildi. Bu sürece karşı halen mücadele yürüten Adalardaki forumların, yerel inisiyatiflerin, meslek odalarının, sivil örgütlerin, yerel yöneticilerin ve aktivistlerin yan yana geleceği bir Adalar savunması inisiyatifi yaratılması ve bu gruba enformasyon üreten kolaylaştırıcı bir iletişim ağı yaratılması önerildi. Bu amaçla bir mail grubu kurulması kararlaştırıldı.
– Meslek odalarından ve üniversitelerden gelen temsilciler bu süreçte ve özellikle Sivriada ve Yassıada’daki gelişmeler sürecinde katkıda bulunacaklarını, TMMOB’a bağlı odaların sahip oldukları uzmanlık ve ilişki zeminini paylaşacaklarını ifade ettiler. Sivriada ve Yassıada’da yürütülen sondaj çalışmalarının yerinde tesbiti için mimarlar odasının önerisiyle en kısa zamanda bu adalara bir ziyaret düzenlenmesi kararlaştırıldı.
– Adalar üzerine çalışan uluslararası ekiplerle de ilişki kurulması, vaka olayları, alternatif yaklaşımlar, eylem planları, yol haritası ve çalışma grupları üzerinde tartışmalar yapılması için ada forumlarının yarattıkları iletişim ağı temelinde kısa aralıklarla toplantıların devam etmesi kararlaştırıldı.
28 Kasım 2013 Perşembe
Sivriada ve Yassıada başta olmak üzere geçtiğimiz aylarda İstanbul adalarının doğal, tarihi, kültürel ve arkeolojik niteliklerinin tahribatına yol açabilecek plan, proje, imar ve yapılaşma süreçlerinin hızlanması karşısında, mesleki kuruluşlar, ada forumları, üniversite temsilcileri, belediye yetkilileri ve çeşitli yerel inisiyatifler bu sürece karşı neler yapılabileceğini görüşmek amacıyla ikinci kez yan yana geldi. Toplantıda:
– İçine girilen yerel seçim sürecinin Adalar’da birçok dezavantaj içermesinin yanı sıra bir dizi avantaj da sağladığı, kamuoyunda Gezi eylemleri sonrasında oluşan kentsel duyarlılığın önemli bir hareket, dayanışma, mücadele zemini ve ilişki temeli yarattığı ifade edildi.
– Adalar özelinde kamusal alanı genişletecek, halkın söz hakkının vücut bulmasını sağlayacak mekanizmaların nasıl yaratılabileceğine ilişkin öneriler tartışıldı. Bu önerilerin geliştirilmesi, Adalar’ın gerek ölçek gerekse de demokratik deneyim bakımından sahip olduğu avantajlar üzerinde çalışmak gereğinin altı çizildi.
– Yassıada ve Sivriada konusunda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın hazırladığı plan revizyonlarının anlamı ve diğer adalara etkisi tartışıldı. Şehir Plancıları Odası hazırladıkları dava ve itiraz dilekçelerini forumlarla ve Adalar Savunması’yla paylaşacaklarını ifade etti.
– Heybeliada’daki Çam Limanı bölgesi, Büyükada’daki yeni inşaat alanları, adaların liman bölgelerindeki kaçak iskeleler gündeme geldi. Belediye’nin bu ve benzeri uygulamalar karşısındaki konumu eleştirildi.
– 1980’li yıllardan bu yana süregiden geçmiş olumsuz plan uygulamalarının yarattığı sonuçlar gözününe alınarak “Planlama plancılara bırakılamaz”, “plan teknik bir mesele olarak görülemez” düşüncesi dile getirildi. Halkın planlama ve uygulama sürecine aktif katılımı ve denetimi için araçlar ve arayüzler oluşturmalıyız düşüncesi çerçevesinde öneriler gündeme alındı. Önümüzdeki sürecin Adalar’ın savunulması ve halkın kendi kendini yönetme pratiklerinin vücut bulacağı demokratik katılım mekanizmaları yaratmak şeklinde birbirine bağlı iki yönü olduğu, her iki sürecin beraber düşünülmesi gerektiği düşüncesi tartışıldı.
– Yassıada ve Sivriada konusunda bilgi üretmeye ve kamusal bilinci artırmaya yönelik anketler yapılması, her adada iletişim ofisleri açılması ve geniş katılımlı çalıştaylar düzenlenmesi gibi somut öneriler gündeme geldi.
– Adalar’ın sağlıktan ulaşıma, yapılaşmadan ticarileşmeye, yoksunluktan pahalılığa çok geniş bir sorunlar yelpazesine sahip olduğu, tek tek adalar düzeyinde özellikle forumların inisiyatifiyle bu alanlarda değerli mücadele süreçlerinin yaşandığı, kazanımlar sağlandığı ve bu sürecin devam ettiği vurgulandı. Adalar Savunması’nın kendini Adalar’ın tüm sorunlarına çözüm üretmekle yükümlü görmemesi gerektiği, Yassıada ve Sivriada’yı odağına alan bir mücadele ve müdahale zemini inşa etme çabası olarak düşünülmesi gereği ifade edildi…
– Hükümetin Yassıada ve Sivriada konusundaki projeler başta olmak üzere tüm adaları kapsayan kentsel rant yaratma amaçlı merkeziyetçi karar alma ve uygulama anlayışına karşı uzun soluklu bir kampanya sürecinin başlatılması tartışıldı.
– Bu kampanya ve çalışma zincirinin ayrıntılarının ele alınması amacıyla sürece katkıda bulunabilecek tüm kişi, kurum ve topluluklar için Adalar Savunması Adalar Arası İletişim Ağı imzasıyla üçüncü ve daha yaygın bir toplantı çağrısı yapılması kararlaştırıldı. Toplantının 8 Aralık tarihinde Büyükada İskelesi üzerindeki toplantı salonunda yapılmasına karar verildi.
8 Aralık 2013 Pazar
Yassıada ve Sivriada başta olmak üzere tüm Marmara ve İstanbul Adaları’na yönelik olarak süregiden neo-liberal kentsel kırım ve tahribat politikalarına karşı doğrudan demokrasi ve katılımcılık temelinde nasıl mücadele edilebileceğine dair gündem önerileriyle yan yana gelen Adalar Savunması’nın 8 Aralık 2013 tarihli toplantısında:
– Toplantıya ilk kez katılan kişi ve kurumlar için geçmiş toplantıların bir özeti yapıldı. Daha önce yapılan toplantıların sonuçları hakkında geniş çaplı bir tartışma ve bilgilendirmenin ardından gezi direnişi ve forumlar sürecinin gönüllülük, dayanışma ve hoşgörüye dayanan, ayrılıkları değil birlikte mücadeleyi ön plana çıkaran anlayışının egemen kılınmasının önemi vurgulandı.
– Sivriada ve Yassıada hakkında meslek odalarının, belediyelerin ve siyasi partilerin açtığı davalar ve davaların gelişim süreci özetlendi. Adalarda toplanan itiraz dilekçeleri hakkında bilgilendirme yapıldı.
– Gökçeada’dan toplantıya katılan Gökçeada Gönüllüleri temsilcisi, Gökçeada’da yaşanan süreç hakkında bilgilendirme yaptı. Yürüttükleri mücadelinin hukuksal boyutunu, karşılaştıkları sorunları, belediyenin ve çeşitli yerel iktidar odaklarının yarattığı engeller karşısında başarıyla sonuçlanan bir mücadele süreci hakkında detayları paylaştı ve yaratılan yeni inisiyatif ve iletişim ağını önemli bir enformasyon ve mücadele kanalı olarak sevinçle karşıladıklarını vurguladı.
– Adalar Savunması’nın hem Yassıada ve Sivriada konusunda hem de diğer adalarda yürütülen projelerle ilgili etkin bir hukuksal çalışma yürütmesi, devam eden hukuki süreçleri de takip eden bir çalışma grubu kurması önerildi.
– Kent Konseyi’nin bu konudaki çalışmalar içinde yeralması, bu sürecin bir parçası haline getirilmesi önerildi.
– Yassıada ve Sivriada konusunda bugüne kadar yaratılan enformasyonun zayıf olduğu, bu adaların sahip olduğu ekolojik, tarihi ve kültürel niteliklere dair daha zengin bir enformasyon havuzu oluşturulması gerektiği vurgulandı. Meslek odalarından ve üniversitelerdeki uzmanlardan destek alınması, yaygın bir şekilde özellikle adalarda dağıtılmak üzere broşürler, bildiriler hazırlanması, bir web sitesi yaratılması önerildi.
– Adalar Savunması’nın Taksim’de yapılacak bir basın açıklamasıyla Yassıada ve Sivriada konusunda hazırladığı kampanyaya başlaması, kampanyanın sokak eylemlerinden, broşürlere, akademik çalışmalardan uluslararası sempozyuma kadar geniş bir yelpazede düşünülmesi gerektiği ifade edildi.
– Belediye’nin Yassıada, Sivriada ve tüm adalarla ilgili bilgilendirme sürecinde şeffaf davranmasının önemine dikkat çekildi. Belediye yetkilileri bu konuda iyi niyetli bir yaklaşım içinde olduklarını ve olmaya devam edeceklerini belirttiler.
– Yassıada ve Sivriada sözkonusu olduğunda “Ne İstiyoruz?” gündemli tartışmalar yapmanın önemi bir kez daha gündeme geldi ve bir “tahayyül” çalışma grubu kuruması önerildi.
– Adalar’ın ve özellikle imar planlarının yönetimi konusundaki köklü bir anlayış değişikliğine ihtiyaç duyulduğu, yaratılan inisiyatifin bu alana müdahil olmasının ve alternatifler yaratmasının önemine dikkat çekildi. Bu amaçla bir çalışma grubunun kurulması önerildi.
– Üç toplantı boyunca gündeme getirilen tüm önerileri derlemek üzere 15 Aralık Pazar günü yapılacak dördüncü toplantı öncesinde gündem önerileri sunmak üzere küçük bir iletişim grubu kurulması kararlaştırıldı.
11 Aralık 2013 Çarşamba
Geçici İletişim Grubu gündem önerileri:
– Çalışma Gruplarının oluşturulması
Önerilen Çalışma Grupları
– İletişim, yayın ve enformasyon ÇG,
– Hukuk çalışma ÇG,
– Yerel yönetim tartışmaları ÇGgrubu,
– Sivriada-Yassıada alternatifleri ÇG,
– Sempozyum ve uluslararası ilişkiler ÇG
– vd..
– Yassıada ve Sivriada Kampanyası’nın detayları ve yol haritası. (Basın duyurusu, temel etkinlikler ve somut projeler)
– 22 Aralık Kent Mitingi
– Adalar’da geçmişte yürütülen mücadele deneyimlerinin aktarılması
15 Aralık 2013 Pazar
Adalar Savunması – Adalararası İletişim Ağı Toplantısı
Toplantı Yeri: Büyükada İskelesi üstü İskele Café
Toplantı Saati: 13:30
Bir Cevap Yazın