Gönderen: adalarpostasi | 08 Aralık 2013

Yassıada ve Sivriada’da ne yapılmalı, ne yapılmamalı?

kimden: ARİF ÇAĞLAR
kime: adalar.postasi@gmail.com
tarih: 8 Aralık 2013 10:22
konu: Yassıada ve Sivriada’da ne yapılmalı, ne yapılmamalı?

YASSIADA ve SİVRİADA’da
NE YAPILMALI,
NE YAPILMAMALI?

fotoğraf_2
Fotoğraf: Emine Çiğdem Tugay.

)O(

Yassıada ve Sivriada’yla ilgili eski planlara itirazı Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi idare mahkemesine verdiği dava dilekçesiyle yapmıştı ve mahkeme davayı kabul etmiş ve açılacak dava için ilgili kurumlardan kapsamlı belge istemişti. Bakanlığın inşaat talanı lehine değiştirip askıya çıkardığı yeni plana Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi haklı olarak yazılı olarak itiraz etti. Yaptıkları bu çalışma için Adalılar kendilerine teşekkür borçludur ve bu haklı mücadeleyi desteklemelidir. Bu konudaki haber ve açıklamalar ADALAR POSTASI’nda yayımlandı.

Yassıada ve Sivriada konusunda Adalılar’ın ne yapmak istediği ancak birlikte bu konuyu tartışmaları ve somut önerileriyle olabilir.

Adalar’ın en vazgeçilemez özelliği olan doğal ve kültürel yapısını koruyabilmek için böyle bir tartışmanın temelini şu ilkeler oluşturabilir:

1. Adalar’ın ve İstanbul kentinin girişinde çok önemli ve tarihi bir peyzajı çiziyor olması nedeniyle bu iki adanın peyzajlarının zinhar bozulmaması gerekiyor. Son derece tutucu görünen bu öneri şu anda Adalar’ın tümünün ve İstanbul kentinin peyzajına kastetmiş yağmacı, paralı ama yasasız ve cahil güçler düşünüldüğünde yapılabilecek en iyi ve doğru tutum olacaktır. Büyükada’ya belediye desteğiyle kaçak bina yaparak peyzajını bozan mütahit Serdar İnan’ın İstanbul kentinin girişine yapay ada inşa etmek peşinde olduğu ve elindeki para gücüyle basın ve üniversiteleri satın aldığı ve belediye ve hükümet tarafından desteklendiği düşünülecek olursa kaç kuşak daha bu saldırıdan kurtulunamayacak bilinemez ama yapılabilecek her türlü yeni görünüm ve peyzajı kültür düzeyi ve estetik zevki yüksek insanların sözünün geçtiği bir zamana ertelemek gerekiyor.

Ancak şuna da dikkat etmek gerekir: Her iki adanın da peyzajı taş ocağı kullanımı ve askeri binalarla bozulmuştur. Peyzajdaki bu tahribatın onarılması ve peyzajın tarihi ve arkeolojik değerdeki yapıları bozmadan eski “doğal” haline getirilmesi gerekiyor. Bu restitüsyon işinin hangi plana göre nasıl yapılacağı uzman raporları ve önerilerinin kamuoyunda tartışılmasıyla olacak bir iştir. Burada yeni Haliç köprüsünde olduğu gibi belediyenin sahte uzman raporuyla halkı aldatmasına engel olmak gerekiyor.

2. Arkeolojik yapının el sürülmeden ancak arkeolojik kazı yapılması suretiyle geliştirilmesine izin verilerek zinhar korunması gerekiyor. Bu konuda elde yeterince uzman raporu var – bkz. Erendiz Özbayoğlu’nun yüzey araştırması raporları.

4. Her iki adanın kıyı yapısının zinhar değiştirilmemesi gerekiyor. Bu zaten kıyı yasasıyla belirlenmiştir.

5. Her iki adanın bitki örtüsü Adalar’ın korunması gereken bitki örtüsünün devamı olarak planlanması ve bu doğrultuda ağaçlandırılması gerekiyor.

6. Şu anda bu adaların üzerinde bulunan kalite ve mimari olarak hiçbir değeri olmayan binaların ve özellikle peyzajı bozan binaların yıkılması gerekiyor – örneğin Yassıada’daki kutu görünümlü kötü askeri bina. Yeni yapılacak binalar için inşaat alanının diğer adaların orman-yerleşim oranını aşmaması gerekiyor ki bu bakanlığın şu anda önerdiği inşaat alanının çok altında olacaktır ve bu kadarı da yeterli olacaktır.

7. Bu iki adanın ne olarak kullanılacağı konusuna gelince: demokrasi ve özgürlükle hiçbir ilişkisi olmayan ve bu iki sözcüğü tıpkı NAZİ’lerin sosyalizm sözcüğünü halkı kandırmak için kullanması gibi diline pelesenk eden bir takım cahil yöneticin halkı aldatma oyununa karşı çıkmak ve bunu engellemek gerekiyor: Birincisi İstanbul gibi çok önemli bir tarihi geçmişi olan kentin yer adları her cahilin aklına geldiği gibi değiştirilemez: Rumcadan Türkçeye aynen alınmış bu iki adanın adının şimdiki gibi kalması gerekiyor; bu konuda Adalar Belediye başkanı da haklı olarak aynı tezi ileri sürüyor. İkincisi demokrasi ve özgürlük konusu her ülkede ama özellikle bizim ülkemizde basit bir hatıra ya da müze konusu değildir, şiddetle ve topyekün hayata geçirilmesi gereken çok önemli bir meseledir. Bunu sadece göz boyamak için müze meselesiyle -üstelik onu da demokrasinin ve özgürlüğün tam tersini sergileyeceklerinden emin olduğumuz şekilde- geçiştirilmeye çalışılması yanlıştır. Bu konunun şimdiye kadarki antidemokratik ve özgürlükleri hiçe sayan işletiliş şekli buna karşı çıkılmasına ve engellenmesine yeterli gerekçe oluşturmaktadır.

8. Bu iki ada peyzaj, kıyı yapısı, arkeolojisi ve bitki örtüsünü bozmayacak şekilde ve diğer adaların orman-yapılaşma oranlarını aşmadan yerleşim ya da kullanıma açılabilir. Bunun için şimdiye kadar yapılan belediye destekli kaçak inşaat ve her türlü hileden uzak projeler istenmeli ve uzmanlarıyla birlikte kamuoyunda tartışılmalıdır.


Bir Cevap Yazın

Please log in using one of these methods to post your comment:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

Kategoriler

%d blogcu bunu beğendi: