Gönderen: adalarpostasi | 06 Aralık 2016

Hafıza-ı beşer nisyan ile malûl olmuş yine…!

Hafıza-ı beşer nisyan ile malûl olmuş yine…!

Şaşırmış mı şaşırtmış mı…!?
Şaşırdınız mı…?

cy1f_foxcaempe0

Serkan Ocak, “Yassıada Dikleşti”, Hürriyet- Kelebek Magazin, 3.12.2016. künyeli yazıda geçen gerek yazarın “yıllar geçtikçe projenin içeriği değişti” minvalindeki kimi ifadeleri gerekse “Projenin ilk nasıl ortaya çıktığını konuşmak için eski Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’la bir öğle vakti buluştuk”larında Ertuğrul Günay’ın ifade ettikleri Yassıada’nın yamyassı edilip de “dikleşti”rilmesindeki süreci olduğu gibi yansıtmamakla birlikte “Hafıza-ı beşer nisyan ile malûl” talihsizliğiyle olsa gerek kimi “ak”lanma kalkışmaları da içermekle şaşırma ve şaşırtmalara mahal vermeyecek mahiyette aslen kısaca ve önemle:

Taaa 2011 yılının Haziran ayı başında Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen Türkiye Hazır Hedef 2023 adlı toplantıda dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, 3 “müthiş” procesinden biri olan Adalar ProCesi kapsamında —aslen Gayrimenkul Eski Eserler Anıtlar Yüksek Kurulu’nun 10.11.1979 gün ve 11572 sayılı kararıyla korunması gerekli Doğal ve Tarihi SİT Alanı olup İstanbul V Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 05.04.2006 gün 61 sayılı kararıyla da Tarihi SİT tescil kaydının devamına ve 1. derece Doğal SİT olması yanısıra V Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 28.02.2011 gün 3110 sayılı kararıyla da ayrıca III. derece Arkeolojik SİT alanı ilan edilmiş olmasına rağmen—Yassıada ve Sivriada’da kongre merkezleri, oteller, yat limanları kurulacağını belirterek Yassıada’da idam edilen Menderes, Polatkan ve Zorlu’nun eşyalarının sergileneceği müze oluşturulacağını kaydettiğinde [“Erdoğan’dan Üç İle Mega Projeler”, Samanyolu Haber (1.6.2011).] Kültür ve Turizm Bakanı, Ertuğrul Günay değil miydi…?!

29 Ağustos 2007-24 Ocak 2013 tarihleri arasında Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın taa kendisi olduğuna göre o günlerde Kültür Bakanı şapkasını çıkarıp Turizm Bakanı şapkasını takınmış olacak ki çok geçmeden 26.7.2011’de “Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, beraberinde İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve Adalar Belediye Başkanı Mustafa Farsakoğlu ile Sivriada ve Yassıada üzerinde helikopterle incelemelerde bulunduktan sonra tekneyle Yassıada’ya” gittiği vakit Yassıada’nın müze olmasıyla ilgili olarak, “Bir anlamda bir demokrasi müzesi yapacağız. Ama bundan ibaret olmayacak, çevrede çeşitli kültür etkinlikleri yapılacak bir alan, belki küçük bir konaklama tesisi, sergi salonları, toplantı salonları gibi başka alanlar gibi düzenlemeler de yapacağız,” dememiş miydi…?! [“Yassıada Müze Olacak”, Cumhuriyet, 26.7.2011.]

Yassıada’nın talanıyla mahvına kapı açan TC Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul V. Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 6.11.2012 gün ve 819 sayılı Tarihi SİT alanı konumundan çıkartılması kararı alındığında  da Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay değil miydi…? Sözkonusu kararın altında —Yassıada ve üzerinde yerleşim bulunmayan tüm adaların kendisine tahsisi hevesiyle vaktiyle Maliye Hazinesi’ne başvuruda bulunmuş olan— Adalar Belediyesi’nin de imzasıyla onayı yer almaktaydı ne yazık ki…!

9.12.2012 tarihinde TC İstanbul Adalar İlçesi Kaymakamlığı’nca askıya çıkarılan Yassıada’nın Doğal ve Tarihi SİT alanı konumundan çıkartılmasına dair kararın açıklanmasıyla ‘Acılı Yassıada Yahnisi’ ocağa konulduğunda da Kültür ve Turizm Bakanı yine Ertuğrul Günay değil miydi…? [ADALAR POSTASI-2707 (16.3.2013): acılı yassıada yahnisi tarifi…]

24 Ocak 2013 günü Yassıada’nın Doğal ve Tarihi SİT alanı konumundan çıkartılmasına dair kararın askıdan inmesiyle hemzamanlı olarak Ertuğrul Günay da yapılan kabine revizyonuyla Kültür ve Turizm Bakanlığı görevinden alınarak yerine Ömer Çelik’in getirilmesinden sadece 1 hafta sonra 1.2.2013’te dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan “Yassıada’yı biz Sivriada’yla beraber Özgürlük ve Demokrasi Adası yapacağız. Özel toplantılar orada yapılacak. Bir anlamda kongre adaları olacak. Otelleri olacak. Sivriada’ya biz Sidney’deki gibi bir simge salon olacak, geçişler olacak. Yassıada’da oteller, toplantı salonları, müze olacak. […] Bizim başarımızda kaynak bulmak vardır. Yap işlet devret anlayışı bizim döneme kadar neredeyse yoktu. Biz bunu yaygınlaştırdık. Burada da onu yapacağız. Artık burası bir yaslı ada olmayacak. Özgürlük ve Demokrasi Adası olarak dünyada bir iz bırakacak,” demecini vermişti…! [Mehmet Şimşek, “Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Teke Tek’te Fatih Altaylı’nın Sorularını Yanıtladı”, Habertürk, 1.2.2013.]

7.2.2013 tarihinde İstanbul Adaları Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Derneği (İAKTVKD) “Yassıada’nın Doğal ve Tarihi SİT alanı konumundan çıkartılmasına itirazla ve bu yanlış kararın tapu kütüğüne kaydının durdurulması”na dair başvuruda bulunup da ilgili kişi ve kurumlar yanı sıra kamuoyuna da bu yönde duyuru yapmasına [ADALAR POSTASI-2708 (16.3.2013): Yassıada’nın Doğal ve Tarihi SİT alanı konumundan Çıkarılmasına İAKTVKD’nin itirazı var…!] karşın sorumsuz sorumluların, ilgisiz ilgililerin cümlesinin türlü çıkarlar sevdasında sus pusla aldırmayışları da tarihe derkenar düşülmeli…!

“YASSIADA neden ve nasıl YAMYASSI oldu…?”, ADALAR POSTASI 2784 (4.2.2016). künyeli derlemeden bu konuda ayrıntılı bilgi ve belgeye ulaşılabilir.

Yazıklar oldu…! Yazıklar olsun…!
)O(

* * *

Serkan Ocak, “Yassıada Dikleşti”, Hürriyet- Kelebek Magazin, 3.12.2016.

Yassıada dikleşti

58432c370f25442460b0ee38

‘Demokrasi ve Özgürlük Adası’ olması için yapılaşmaya açılan Yassıada’nın son halini fotoğrafladık. Adanın dört bir yanında binalar hızla yükseliyor. Bir zamanlarki ıssızlığından şimdi eser yok. Acı hatıraları yaşatması beklenen ada, yoğun yapılaşmayla bir turizm merkezi olma yolunda ilerliyor. İnşaattan denize atılan hafriyat ise adanın etrafındaki mercan yaşamını yok ediyor. Yassıada’nın hem altına hem üstüne baktık.

Heybeliada’dan bindiğim küçük dalış teknesi Yassıada’ya yaklaştıkça her şey daha belirgin hale geliyor. Beş yıl evvel gördüğüm o ‘ıssızlık’tan eser yok. Yeşil doku yerini sarıya bırakmış; eski, metruk yapıların olduğu yerlerde devasa bir inşaat yükseliyor; onlarca iş makinesi ve işçiler hummalı bir çalışma içinde. Manzara, yüzümüze vuran kış rüzgârı gibi tüyler ürpertiyor.

Tüm bu olanlar Yassıada’nın ‘Demokrasi ve Özgürlükler Adası’na dönüştürülmesinin son aşaması! 56 yıl önce tüm memleketin dikkat kesildiği, sıkıyönetim askerlerinin kol gezdiği, Adnan Menderes’e idam kararının yankılandığı ve Menderes’in İmralı Adası’ndaki darağacına giden hücumbota doğru o son yürüyüşünü yaptığı mekânlar, şimdi kongre ve oteller merkezi olmaya hazırlanıyor….

‘YASSIADA DEMOKRASİ ADASI OLSUN’

Bu aslında birkaç yıllık bir hikâye. Ama başladığı yer ile bittiği yer arasında bir ‘ada’ fark var. Bugüne dek birkaç kez gittim Yassıada’ya. Bir önceki gidişim 2011’deydi. Dönemin Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, dönemin İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu ve halen aynı görevi sürdüren İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Kadir Topbaş ile çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcisi ve gazetecinin arasındaydım.

Bostancı’dan bindiğimiz teknede anılar naklediliyor, acılar hatırlanıyordu. O dönem duruşmaları izlemeye giden teknelerin nasıl bir disiplin içinde hareket ettiği, gelenlerin tek tek arandığı konuşuluyordu.

58432bd30f25442460b0ee34

Adaya vardığımızda da acı hatıralar bitmemişti. Nizamiyede kimlik tespiti yapıldığı, ilk koğuşların birinde Adnan Menderes’in kaldığı konuşuluyor, o meşum mahkemenin kurulduğu spor salonunda hatıra fotoğrafları çekiliyordu. Duvardaki bir yazının önünde herkes gururla dikiliyordu: “Yassıada demokrasi adası olsun!”

O dönem Kültür Bakanlığı adanın makûs talihini değiştirmeye kararlı görünüyordu. Planlar yapılmıştı bile. Mahkeme salonunda canlandırmalar olacak, gerçek sesler kullanılacaktı. Adnan Menderes’in savunmasında ortada bir tertibin olmadığına yönelik söylemleri, “Anayasayı ihlal diye anılan bu davanın asıl ve esas mahiyeti siyasidir” sözleri, spor salonunun o dökük sıvalarında yankılanacaktı.

KÜÇÜK BİR TESİS OLACAKTI

Ayrıntılara dahi girilmişti. Adalara giden vapurlarda aynı o dönemdeki gibi sıkı bir disiplin sağlanacak, adada küçük bir askeri kantin ve dönemin hükümlü yakınlarının kaldığı, küçük 10-15 odalı tesisin benzeri inşa edilecekti. Adaya sonradan dikilen yatakhane gibi yapılarsa yıkılacaktı.

Projeye ilk anda olumlu yaklaşanlar oldu. Tepki verenler de vardı. Bazı meslek odaları projeye karşı dava dahi açmıştı. Yıllar geçtikçe projenin içeriği değişti. [!?] Şimdi MESA firması tarafından yapılan inşaat o mütevazı projenin [!?] çok uzağında. Adaya müze de yapılacağı söylense de acı fotoğraf ortada. Adnan Menderes’in, Fatin Rüştü Zorlu’nun, Hasan Polatkan’ın idam kararının verildiği bu ada şimdiden ‘demokrasi adası olma’ umudunu çoktan kaybetmiş görünüyor.

58432bec0f25442460b0ee36

Şu an Yassıada dev bir şantiye. Her yandan binalar, beton fışkırıyor. MESA, proje kapsamında şunları yaptığını söylüyor: Otel, kongre merkezi ve müze, açık hava müzesi, demokrasi şehitleri meydanı, restoran ve personel yatakhanesi, arıtma tesisi, idare binası, iskele ve liman…

İşler büyük bir hızla bitmiş. Yine firmadan kaba yapıların yüzde 80’inin tamamlandığı bilgisini alıyoruz. Altyapı çalışmaları ve ince işçiliğin devam ettiğini söylüyorlar. Tüm bu yapılanlar korunması planlanan ve artık tarihi öneme sahip spor salonu, ‘Şeref Salonu’, subay yatakhanesi, ‘Şato 1’ ve ‘Şato 2’ isimli yapılar, sarnıç, çeşme ve işaret kulesine ilave… Yani adanın her tarafı yapılarla doluyor.

Demokrat Parti geleneğinden geldiklerini söyleyen siyasetçiler, adanın bu halini içlerine sindirecekler mi? Acıların üzerine otel yapmak bir hatırlama biçimi midir? Adadan ayrılırken bu soruların cevabını arıyorum.

Bulamıyorum…

TARİH SAYGISIZLIĞI VE DAVRANIŞ BOZUKLUĞU

Projenin ilk nasıl ortaya çıktığını [!?] konuşmak için eski Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’la bir öğle vakti buluştuk. Adanın son fotoğraflarını gördükçe sinirlerine hâkim olmaya çalışıyordu.

Adayı biz aldık

Bu proje benim görev yaptığım dönemde gündeme geldi. Yassıada’yı özgün haliyle bir müzeye dönüştürmek, bir nevi yaşanılanla yüzleşmek önemliydi. Tarihte yaşadığımız zaferler kadar acıların da hatırlanması gerekiyor. Ada, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın kullanımındaydı ve o sene müzeye dönüştürülmesini talep ettik. 2011 seçimleri civarında bu talebimiz gerçekleşti. Adanın kullanımını aldık.

Amaç, o anları hissetmek

‘Demokrasi ve Özgürlük Adası’ ifadesi de o dönem gündeme geldi. Ama bu laf resmiyete dökülmedi. Ada bize tahsis edilince hemen harekete geçtik. Ciddi bir bitki temizliği yapılması gerekiyordu[1. derece Doğal SİT Alanı’nda ciddi bir bitki temizliği yapılması gereği!?] Bakımsızdı. Projemizde yargılama sırasında var olan yapıları korumak, onun dışında büyük ölçüde mimari dokuya müdahale etmemek esastı. İlaveten bir kafeterya, yargılanmış Demokrat Partililerin yakınlarının orada bir gece kalma talepleri olur diye “10-15 odayı geçmeyen küçük bir otel yapalım” da dedik. İçerik olarak da “Balmumu değil de hologram sistemiyle daha canlı hale getirebiliriz” diye düşündük. “Mahkeme salonuna girdiğimizde duruşmayı hissedelim” diyorduk.

Kültür Bakanlığı devre dışı Büyük bir bütçe gerekiyordu. Bir işletmeye devretme konusunda ‘Başbakanlık’tan öneri geldi. Başbakanlık bizden alıp TOBB’a verdi. Buraya verince biz de bir yatırımcı bulduk. Ama ‘TOBB’un burayı turistik bir yer yapacağına dair kaygımızı’ hep ifade ettik. Ben daha proje sırasında, 2012’nin sonunda [!?] görevden ayrıldım. Ayrılışımdan sonra bütün proje değişti, [!?] Kültür Bakanlığı devre dışı kaldı. Basında adanın turistik komplekse dönüştürüldüğünü gördüm. Bu tabii inanılmaz bir ‘tarih saygısızlığı’dır. [Yassıada’nın talanıyla mahvına kapı açan TC Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul V. Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 6.11.2012 gün ve 819 sayılı Tarihi SİT alanı konumundan çıkartılması kararı alındığında  da Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’dı yine…!] Demokrat Parti hatıralarına sahip çıkmak durumundaki bir iktidar için de son derece yüz kızartıcı bir davranış bozukluğudur.

Demokrat Parti’ye gittim

Demokrat Parti konusunda benden de hassas olduğunu düşündüğüm ne kadar tanıdığım tanımadığım varsa, Hüsamettin Cindoruk’tan İsmet Sezgin’e kadar hepsine ulaştım ve anlattım. Hepsi bu üzüntümü paylaştı.

Burada turizm olmaz

Son resimler dehşet verici. Burayı neredeyse Antalya’nın Belek’indeki gibi turistik işletmeye dönüştürmeye kalkarsanız bu Yassıada adına büyük saygısızlıktır. Bir iddiam daha var.. Bu boşa bir yatırımdır. Ancak ileride kumarhane yapacaklarsa işler. Çünkü ulaşılması zor bir yer. Doğayı ve yeşili kaldırdığınız zaman oradaki betonu görmeye kimse gitmez[Yassıada’nın Doğal SİT derecesi durumuna dair 19.7.2012 tarih ve 28358 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Korunan Alanların Tespit, Tescil ve Onayına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Yönetmelik”te yer alan “Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı” olarak belirlenmesinin uygun olduğuna dair İstanbul 1. Bölge Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu’nun 10.12.2012 tarih ve 4438 sayılı Olur’larıyla, 644 sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname 13/A maddesi 2 bendi uyarınca onandığında Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’dı yine…!]

“Acılı Yassıada Yahnisi Tarifi…”, ADALAR POSTASI-2707 (16.3.2013).

Yani YASSIADA YAHNİSİ tarifi kısaca şöyle:

2011 yılının Haziran ayında Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen Türkiye Hazır Hedef 2023 adlı toplantıda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 3 “müthiş” procesinden biri olan Adalar Procesi kapsamında, Yassıada ve Sivriada’da kongre merkezleri, oteller, yat limanları kurulacağını belirterek Yassıada’da idam edilen Menderes, Polatkan ve Zorlu’nun eşyalarının sergileneceği müze oluşturulacağını kaydetmişti.

Çok geçmeden dönemin “Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, beraberinde İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve Adalar Belediye Başkanı Mustafa Farsakoğlu ile Sivriada ve Yassıada üzerinde helikopterle incelemelerde bulunduktan sonra tekneyle Yassıada’ya” gittiği vakit Yassıada’nın müze olmasıyla ilgili olarak, “Bir anlamda bir demokrasi müzesi yapacağız. Ama bundan ibaret olmayacak, çevrede çeşitli kültür etkinlikleri yapılacak bir alan, belki küçük bir konaklama tesisi, sergi salonları, toplantı salonları gibi başka alanlar gibi düzenlemeler de yapacağız,” demişti ya…  “Yassıada Müze Olacak”, Cumhuriyet, 26.7.2011.

İşte bu minval ferman-ı-i âliyle

Yassıada Tarihi SİT statüsünden çıkartılmış; Doğal SİT statüsü de icat olunan “Korunan Alanların Tespit, Tescil ve Onayına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Yönetmelik”te yer alan “Sürdürülebilir (!?) ve Kontrollü (!?) Kullanım Alanı”yla SİTtirilmiş! Hiç şüphesiz ki Arkeolojik SİT’i de çok geçmeden nasılsa halledeceklerdir bi şekilde!

Aha da işte!

RTE (1.2.2013): “Yassıada’da oteller, toplantı salonları, müze olacak.”

Mehmet Şimşek, “Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Teke Tek’te Fatih Altaylı’nın Sorularını Yanıtladı”, Habertürk, 1.2.2013.

[…] Yassıada’yı biz Sivriada’yla beraber Özgürlük ve Demokrasi Adası yapacağız. Özel toplantılar orada yapılacak. Bir anlamda kongre adaları olacak. Otelleri olacak. Sivriada’ya biz Sidney’deki gibi bir simge salon olacak, geçişler olacak. Yassıada’da oteller, toplantı salonları, müze olacak. […] Bizim başarımızda kaynak bulmak vardır. Yap işlet devret anlayışı bizim döneme kadar neredeyse yoktu. Biz bunu yaygınlaştırdık. Burada da onu yapacağız. Artık burası bir yaslı ada olmayacak. Özgürlük ve Demokrasi Adası olarak dünyada bir iz bırakacak. Orada kumara karşıyım. Kumar bu toplumu ifsad eden bir şeydir. Bizim toplumumuza kumarhane falan girmesin. Bizden önce kumarhane vardı ne oldu Türkiye batıyordu. […]

Velhasılı YASSIADA ile SİVRİADA da
“ADALAR’da RANT-TURİZM” suyuna tirit!
Zehir zıkkım olsun emi!
)O(

İNŞAAT FİRMASI MESA’NIN SORULARIMIZA CEVABEN YAPTIĞI AÇIKLAMADAN

Adnan Menderes ve diğer tutukluların yargılamalar süresince kaldığı ve ihale kapsamında korunacak yapılar içerisinde yer alan Subay Yatakhanesi dahil olmak üzere tüm mekânlarda yapısal çatlak tespiti yapılmış; çatlaklar, fotoğraflar ile tutanak altına alınmış ve binaların mevcut halleri tüm cephelerinden fotoğraflanmıştır.

Proje kapsamında 170 bin metreküp hafriyat yapılmış, bina yıkımlarından çıkan 40 bin metreküp moloz, kamyonlara yüklenip gemilerle anakaradaki resmi döküm sahalarına nakledilmiş, kalan miktar proje geri dolguları ve deniz yapılarında kullanılmak üzere kontrollü bir şekilde imalat sınırları içinde kalmak kaydıyla ilgili dolgu mevzuatına tamamen uygun şekilde dönüştürülüp stoklanmıştır.

Proje kapsamında sadece sınırlı sayıda ağacın yeri değiştirilmiştir. Buna karşın proje kapsamında Yassıada’daki mevcut doğal dokuya 444 adet yetişkin ağaç, 5 bin 355 adet çalımsı bitki, 1970 adet sarmaşık ve 12 bin 912 adet de yer örtücü bitki dikilecektir.


Bir Cevap Yazın

Please log in using one of these methods to post your comment:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

Kategoriler

%d blogcu bunu beğendi: