
Paşabahçe vapurunu külliyen ortadan kaldırmak için verilen bir açık artırma ilânı İstanbullular’ın ve Adalılar’ın haklı tepkisine yol açtı. İşte bu tepkilerden biri ve İstanbul Adaları Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Derneği’nin Şehir Hatları A.Ş. Genel Müdürü Sinem Dedetaş’a gönderdiği dilekçe:
Paşabahçe – bir hiddet

Paşabahçe’ye reva görülen kin, nefret ve hiddet hali ister istemez insanı hiddetlendiriyor. İlân çıkartmışlar, Paşabahçe vapurunu söküp imha edecek adam arıyorlarmış şu kadar paraya. Para bulurlar da adam olacak adam zor bulurlar. Kendinize gelin efendiler, Paşabahçe vapuru sizin salapuryalarınızdan herhangi birine benzemez. Paşabahçe vapuru İstanbul’un o dillere destan üç bahçe tipi vapurundan biridir, seferde kalan sonuncusudur.
Fenerbahçe’yi ıskartaya çıkarttınız, yok edecektiniz, neyse ki bir koç kiraladı da kurtardı, Haliç kıyısına çektirildi; diğeri Dolmabahçe’yi hurda ettiniz, söküp parçaladanız Aliağa’da, “jilet” oldu gitti. Siz ne anlarsınız bahçeden, “bahçe tipi” vapurdan. Hepsini hurda ettiniz, İstanbul’un bahçelerini de İstanbul’u da hurda ettiğiniz gibi.
Ara sıra ağzınızdan kaçırmıyor değilsiniz ihanetinizi. Beykoz kıyısına çekmişsiniz Paşabahçe’yi, mescit ettiğiniz haberi bile geldi. Kim bilir başı hilalli, iki sol elli, iki memeli, iki av köpekli Artemis’i, buralarda Artemis İtalyan çizmesinin topuğundaki darsena’nın dilinde Diana’yı ne halt etmişsinizdir.
Siz kim Şamama kim, haddinizi bilin demiştik, bilmediniz. Şimdi bu haddi safhada hattı zatında İstanbul’da hizmete gelmiş yeni iktidarın eski iktidarın hadsizliğini bilerek bildirmesi ve temizlemesi gerekiyor.
İstanbul’un suları salapurya çöplüğü değildir. Üç kuruşluk yandaşa üç kuruşa peşkeş çekerek görgüsüz görüntü ve gürültüsüyle bu şehrin deniz geçen ahalisine reva gördüğünüz sefaleti temizleyip yeniden bildiğimiz vapurlara geçilmesi için otuzu aşkın sizin değil bizim bildiğimiz İstanbul vapurlarından, otuzu aşkın milyar lira gerekiyormuş.
Sefaletinize, olmayan can güvenliği, dahi kaptan ve türlü gemi adamı kalitesizliği dahil değil, cabasıdır.
İSTANBUL’UN KÜLTÜR ve TABİATINA AYKIRI bir iktidarın şehrin üzerine döktüğü çöpten kurtarılması gerekiyor. Kurtarma ameliyesinin ilk hamlesi olarak Paşabahçe vapuruna musallat olacak sökücüler elinden derhal alınarak Haliç Tersanesi’ne çekilip ihya edilmesi ve yeniden eskisi gibi İstanbul sularında seyr-ü sefere konulması gerekiyor seyr-ü sefain dairesi Şehir Hatları AŞ idaresince.
Arif Çağlar
(29.10.2019)
・・・

İSTANBUL ADALARI
KÜLTÜR ve TABİAT VARLIKLARINI
KORUMA DERNEĞİ
Sayı: 2019-61
Büyükada, 29.10.2019
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Hatları A.Ş.
Bedrettin Mahallesi, Evliya Çelebi Caddesi 1 – 4 , Kasımpaşa
Beyoğlu – İstanbul
Tel.: 0212 313 80 00 ; Santral: 0212 444 18 51 ; Faks: 0212 253 94 75
Sayın Sinem Dedetaş,
İstanbul Adaları’nın kültür ve tabiat varlıklarını korumaktan başka hedefi ve uğraşı olmayan derneğimiz genel müdür görevini üslendiğiniz Şehir Hatları A.Ş.’nin birinci dereceden konusu olan İstanbul vapurlarımızdan Paşabahçe vapuruyla ilgili olarak ve göstereceğiniz hassasiyete güvenerek size bu dilekçeyi iletmeyi çok acil ve önemli bir görev saymaktadır. Konu önemli ve acildir çünkü çıkartılan ilandan edindiğimiz bilgiye göre yarım asırı aşkın bir zamandır ve daha çok kısa bir süre öncesine kadar Şehir Hatları seferlerini sürdüren Paşabahçe vapurumuz düzenlenen bir açık ihaleyle açıkça yok edilmek istenmektedir.
Bu yıl içinde yapılan mahalli seçimler sonucundaki görev değişimine kadar 1994 yılından beri İstanbul’a her yönüyle zarar vermiş bir yönetim ne yazık ki İstanbul’un vapurlarını da büyük çapta yok etmeyi becermiştir. Paşabahçe vapuru da bu harabatî yönetimin kurbanlardan biri olarak gerekli ihtimam ve onarımı görmemiş, seferden kaldırılmış, ziyadesiyle hırpalanmış ve işte nihayet şimdi de tamamen yok edilmek üzere haraç mezat satılığa çıkarılmıştır.
Paşabahçe vapuru İstanbul için taşıdığı büyük tarihi değerin ötesinde İstanbul Adaları için kültür varlığı olarak çok ayrı ve üstün bir yere sahiptir. Paşabahçe vapuru İstanbul için eşi benzeri olmayan bir estetik anıttır, görsel değerinin bu üstünlüğü yanında İstanbullular ve özellikle Adalılar için en küçük ayrıntısına kadar hafızalara nakşedilmiş görüntüleri ve yaşanmışlıklarıyla asla yitirilmemesi gereken bir kültür abidesidir. Paşabahçe vapuru yalnızca bir kültür varlığı değil aynı zamanda en az bu özelliği kadar değerli olan güçlü ve denizci bir gemi olarak yalnızca bir kıyı şehri değil, aynı zamanda bir açık deniz şehri olan İstanbul’un en güçlü fırtınalarına bile boyun eğmeyen teknik üstünlüğüyle İstanbul’un doğasıyla bütünleşmiştir.
Adalar’ın kültür ve tabiatının ayrılmaz çok önemli bir parçası olan Paşabahçe vapurunun yitirilmemesi, restore edilerek yeniden Şehir Hatları seferlerinde hak ettiği yerini alması İstanbul’a ve Adalar’ımıza karşı tarihi bir duyarlılık ve sorumluluk konusudur.
Paşabahçe vapurunun yok edilmekten kurtarılarak yaşamaya devam etmesi aynı zamanda İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yeni yönetiminin eski yönetimin yanlışlarından, hatalarından tamamen ayrıldığının da simgesel bir göstergesi olacaktır.
Genel müdürü bulunduğunuz Şehir Hatları A.Ş.’nin Haliç Tersaneleri’nin gücü ve yetişmiş tecrübeli çalışanlarıyla ve nihayet bizzat sizin üstün eğitim ve meslekî tecrübenizle böyle önemli ve büyük bir görevi kolaylıkla başarabileceğinize inanıyoruz. Paşabahçe vapuru ne denli hırpalanmış ve yaralanmış olursa olsun imal edildiği tarihte siparişin denetimiyle görevlendirilmiş İstanbul Teknik Üniversitesi öğretim üyelerinin titizliğiyle tüm tasarım ve aksamının dökümü ve dokümantasyonu günümüze kadar ulaşmıştır. Girişilecek restorasyonda teknik olarak hiçbir engel olmadığı gibi İstanbul Büyükşehir Belediyesi bütçesinin de bu tarihi sorumluluğu üstlenebilecek güçte olduğu açıktır.
Paşabahçe vapurunun yok edilmesine engel olarak bu güzel vapurumuzu şehrimize yeniden kazandırabilecek gücü ve iradeyi göstereceğinize inanıyoruz.
Arif Çağlar
(Başkan)
➕ Paşabahçe vapurunun Adalılar’ın hafızalarındaki yeri için şu önemli kaynaklara bakılabilir:
Kamu kurumlarıyla yaptığımız yazışmalardaki aksaklıklar nedeniyle bilgi edinme hakkımızı kaybetmemek için dilekçemizdeki sorulara zorunlu yasal süre olan 15 takvim günü içinde cevap almamamız halinde tarafınızın bilgi sakladığı nedeniyle derneğimiz yönetim kurulu kararı gereği 4982 sayılı yasa uyarınca gerekli yasal işlemi başlatacağımızın dikkate alınmasını önemle rica ederiz.
İSTANBUL ADALARI KÜLTÜR ve TABİAT VARLIKLARINI KORUMA DERNEĞİ
Güzeller Sokağı 34, Büyükada, TR-34970 Adalar – İstanbul adalarkoruma@adalarkoruma.org www.adalarkoruma.org
・・・

📌 Paşabahçe vapurumuza dair eski bir not:
Büyükada, 16 Mart 2008
Sevgili Arkadaşlar,
[İTÜ Gemi İnşaatı ve Deniz Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr.] Ömer Gören’le 13.3.2008 Perşembe günü görüştüm bana bu postanın ekinde size ilettiğim raporu verdi. Kendisiyle raporu okuyamadan çok kısa görüşebildim. Şimdi raporu okudum. Benim görüşüm şöyle:
“Müze Gemi” doğru bir tanım olamaz. Paşabahçe ve Fenerbahçe vapurları işlevlerinden ve güçlerinden hiçbirşey yitirmemiş olarak İstanbul şehir hatlarında çalışıyor. Amaç bu gemileri seferden kaldırarak müze, lokanta, turistik hizmet veren gemi, okul gemisi, konferans ve toplantı gemisi v.s. haline getirmek olamaz. Bunun olabilmesi için en azından şimdiki işlevlerini ve güçlerini yitirmiş olmaları gerekir ki böyle bir durum söz konusu değil. Nerede kaldı ki bizim istediğimiz bu vapurların şimdiye kadarki işlevlerini kentin içinde yaşayan bir güzellik olarak sürdürmeleri. Son zamanlarda yapılan onarım ve restorasyonlarla bu gemilerin özellikle estetik yapıları ve özgünlükleri zedelenmiştir, bu anlamsız, dikkatsiz ve hoyrat davranışa karşı bu gemilerin sadece bir ulaşım aracı olmalarının ötesinde aynı zamanda özgün teknik ve estetik yapılarıyla korunmalarının İstanbul kenti için, hepimiz için çok önemli olduğunu ve bu nedenle de bu gemilerin “endüstri mirası” oldukları gerekçesiyle Anıtlar Kurulu kararıyla koruma altına alınmalarını istiyoruz. İTÜ’de gemilerin tüm teknik ve estetik özgünlüklerini belgeleyen ve dolayisiyle yapılacak korumanın ölçülerinin temelini oluşturan planlar bulunmaktadır.
Anıtlar Kurulu’na yapılacak başvuruda yukardaki koruma ilkelerinin yerine getirildiği ve aynı zamanda turistlerin ya da özel bir takım şirket ya da grupların değil bugüne kadarki şehir hatları ulaşım gemisi olarak tüm İstanbul halkının kullanımının sürdürüldüğü vapurlar olarak korunması istenmelidir.
İTÜ Gemi İnşaatı ve Deniz Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ömer Gören bu konuda bizimle birlikte çalışmayı istemektedir ve bizimle aynı görüşü paylaşmaktadır. Ömer Gören bizim başvurumuz üzerine aynı fakültenin elemanı olan ve vapurların planlarını titizlikle saklıyan Prof. Dr. Kadir Sarıöz’e ekteki ilk raporun hazırlanması için başvurmuştur. Ömer Gören 13.3.2008 Perşembe günü bu ilk raporu bana verirken istediğimiz doğrultuda tekrar kendilerine başvurulabileceğini, hazırlanacak bir raporun fakültenin antetli kâğıdına imza ve damgayla ilgili kuruma iletilecek hale getirilebileceğini söylemiştir.
Bence nasıl bir rapor istediğimizi tekrar kendisine iletelim. Rapora eldeki planların konulması ve vapurların bu ilk planlarıyla birlikte Anıtlar Kurulu’na başvurulması doğru olur. Ancak yapılacak korumanın teknik bir takım yeniden üretim konularında karşılacağı zorluklar ve bunun ne şekilde yapılması gerektiği de yine bu işin bilirkişisi olacak kurumlara bırakılmalıdır. Bu kurum İTÜ olabilir, karar merciinin tek odaklı olmaması daha da iyidir. Estetik konusunda da benzer bir kurumsal bilirkişi oluşturulmalıdır. Anıtlar Kurulu’nun alacağı kararı kolaylaştıracak nitelikte böyle bir önerinin hazırlanması da doğru olur ya da bu ayrıntı koruma kararı çıktıktan sonrasına bırakılır.
Arif [Çağlar]

Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.