Gönderen: adalarpostasi | 28 Ekim 2020

Kınalıada’da vâki taş ocağı…

Kınalıada’da vâki taş ocağı…

Bedri Rahmi Eyuboğlu, İstanbul Haritası şiirinde 1940’ta Haydarpaşa rıhtımı inşaası için “kınalı keklik” misali Kınalıada’nın diri diri bir budunun kesildiğinden bahseder:

[…]
Şehrin burasına dokunma kanar
1900’lerin kırkında
Diri diri bir budunu kesip kınalı kekliğin
Haydarpaşa’ya rıhtım yaptılar
Fukârânın bir yanı hâlâ sinsi sinsi kanar
Kınalıada

[…]

Bedri Rahmi Eyuboğlu, “İstanbul Haritası”, Dol Karabakır Dol, İstanbul (1990)267.

Tufan Türenç, “Kınalıada’yı Peynir Gibi Kestiler…”, Milliyet, 08.10.1970.

Tufan Türenç, “Kınalıada’yı Peynir Gibi Kestiler…”, Milliyet, 08.10.1970. künyeli haberde ise “15 yıldır taş söke söke adanın güneyinde 20 futbol sahası alacak bir alan açıldı”ğından dem vurulur; Ada sâkinleri “Sanki İstanbul’da taş çıkarılacak başka yer yokmuş gibi, bula bula Kınalı’yı buldular. Adanın güney ucunu kaşar peyniri gibi kestiler. Avrupa’da böyle turistik adaların değil taşlarını dinamitle sökmek, bir tek çakılına dahi dokunmazlar.” diyerek isyan etmişlerdir. (bkz. Tufan Türenç, “Kınalıada’yı Peynir Gibi Kestiler…”, Milliyet, 08.10.1970.
+ “Fukârânın Bir Yanı Hâlâ Sinsi Sinsi Kanar Kınalıada…”, Adalar Postası-2893 (18.2.2019).
)

Sultan II. Abdülhamid’in Yıldız Fotoğraf Arşivi’nde Dersaadet Rıhtım Şirketi’nin* çalışmalarına yer verilen aşağıdaki albümde bulunan “Kınalıada’da vâki taş ocağı” fotoğrafı ise Kınalıada’nın mâkûs talihinin evveliyatına işaret etmektedir.

Pars Tuğlacı, Tarih Boyunca İstanbul Adaları II, İstanbul (1992)295-296. künyeli kitapta ise Haziran 1872 tarihli bir mektup ışığında Kınalıada taş ocaklarına değinilmiştir.

Dava Vekili (Avukat) Edward Allan tarafından İstanbul’daki İngiltere Başkonsolosu ve Konsolosluk Yargıtay Hakimi Philip Françis‘e, İngiliz uyruklu müteahhit Edmund Privilegio‘nun Kınalıada’daki taş ocaklarını işletmek üzere, mal sahipleriyle gerekli anlaşmayı yapmış olduğuna dair gönderilen 3 Haziran 1872 tarihli mektup. (Belge 54)

[…] Elimizde bulunan 3 Haziran 1872 tarihli Fransızca yazılmış bir mektuptan, o tarihte Kınalıada’da taş ocakları bulunmakta olduğu anlaşılmaktadır. Dava vekili (avukat) Edward Allan tarafından İstanbul’daki İngiltere Başkonsolosu ve Konsolosluk Yargıtay Hakimi Philip Françis‘e gönderilmiş olan mektupta, İngiliz uyruklu müteahhit Edmund Privilegio‘nun ikamet ettiği İstanbul’da üstlenmekte olduğu işlerin yapımı için gerekli olan bir miktar taşı çıkartmak amacıyla, Kınalıada’da bulunan taş ocaklarını işletmek üzere, mal sahipleri Osmanlı uyruklu Ağasi Osep Ağa, Savarş ve Anastas Altemurcu adındaki kişilerle gerekli anlaşmayı yapmış olduğu; adamlarını gerekli araç ve gereçle birlikte, çalışmalara başlanmak üzere tam bu adaya gönderdiği sırada, adı geçen kişilerin, bölge idarî makamları nezdinde yaptıkları girişimler sonucu, bu çalışmaların engellendiği ve bu sebeple de Privilegio’nun uğradığı önemli maddî zarar dolayısiyle adlî mercilere başvurarak bir itiraz davası açmış olduğu belirtilmektedir. [Belge 54] Davanın sonucu ve mezkûr taş ocaklarının kaderi hakkında başka hiçbir bilgiye sahip değiliz.

Yüzyılımızın başında Adalılar, yetkili makama başvurarak bir süre önce yasaklanmış olmasına rağmen bazılarının yine taş ocaklarını işletmeye başladıklarını, bu durumun sürmesi halinde Ada’nın yapısına zarar vereceğini, öte yandan toprak çekişmelerine yol açacağını ileri sürmüşler ve taş ihracının yasaklanmasını talep etmişlerdir. Bunun üzerine Belediye taş çıkaran firmalardan, ihraç ettikleri taşların bedellerini geri almalarını istemiştir (Püzantion, 31 Temmuz 1990). […]

Pars Tuğlacı, Tarih Boyunca İstanbul Adaları II, İstanbul (1992)295-296.

“Kınalı kekliğe nasıl da kıymışlar?!” demeye kalmadan Dersaadet Rıhtım Şirketi’nin Burgazadası’nda vâki ikinci taş ocağına tesadüf ve teessüfle… Evvel zaman içinde zorakî anakaraya varan Adalar bir başka deyişle de…
)O(

______________*

[…] 1890 yılında kurulan Dersaadet Rıhtım Şirketi tarafından yapılacak çalışmalar için gerekli olan alet ve edevat sağlandı. Denizin doldurulması için gerekecek malzemenin temin edilebilmesi amacıyla taş ocakları açıldı. İnşa çalışmalarına Galata tarafından başlandı ve 1895’te buradaki çalışmalar tamamlandı. 1894 tarihinde yapımına başlanan Eminönü rıhtımı 1900 yılında bitirilebildi. Henüz tamamlanan çalışmaların ardından II. Abdülhamid’in şirketi satın alma teşebbüsü, sadece şirketle hükümetin değil, aynı zamanda hükümetle Fransa arasındaki ilişkileri de gerdi. Şirketin rıhtımlara mukabil talep ettiği meblağın hükümetçe temin edilememesi bu sürecin devlet adına hüsranla sonuçlanmasına neden oldu. […]

Fetullah Devran, Dersaadet Rıhtım Şirketi: Kuruluşu ve Faliyetleri (1890-1935), İstanbul (2009).


Bir Cevap Yazın

Please log in using one of these methods to post your comment:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

Kategoriler

%d blogcu bunu beğendi: