* * *
2- Robin Wood: “[İAKTVKD] Amaçlarınız arasında bazı inşaat firmalarının savunuculuğunu yapmak da var mı? Kemal Kil’in aşağıdaki beyanıyla ilgili bir açıklama yapmayacak mısınız?…”
3- Arif Çağlar: “Robin Wood her kimse ona yanıt…”
4- Deniz Toprak: “Bu yüzden, sırf bu yüzden işte, bizi karıştırmamak için İŞ’inize; aranızda SAVSAYAN varsa… Aman ha!…”
5- Mehmet Hakkı Yalçın: “Kaçak marketler konusunda uzman olan Oktay Bey, bu yasal mı sizce?…”
6- Büyükada sakinlerinden ressam Galip Nahit Noyan için A Rh+ (POZİTİF) trombosit ihtiyacı! İrtibat: Bilge Noyan Tel: 0532 593 20 15.
7- Adalar Kültür Derneği: “Bahar Konseri’ne tüm Adalıları ve Ada dostlarını bekliyoruz…”
8- Kuşlar Âlemi‘nden…
9- Suretler Defteri’nden…
10- Sula Bozis’in Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan İstanbul Rumlarından Yemek Tarifleri – Masal Yıllarımın Mutfağı kitabı sadece bir yemek tarifi kitabı değil…
11- Diego: “Adalar’ın ağaçları tarafımdan koruma altına alınmıştır!…”

From: SERAP UZUNLAR
Subject: Ada’nın tüm martılarına…
Date: February 28, 2012 10:27:29 AM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com
Subject: ADALAR KANARYA SEVENLER DERNEĞİ
Date: February 28, 2012 12:24:15 PM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com
ADALAR KANARYA SEVENLER DERNEĞİ
Sn. Arif Çağlar,

From: ARİF ÇAĞLAR
Subject: Robin Wood her kimse ona yanıt
Date: February 28, 2012 2:08:35 AM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com
Robin Wood her kimse ona yanıt…
Kastetmeye kalktığınız şekilde İAKTVKD’nin Seferoğlu tahribatı konusunda kayırma ya da göz ardı etme yaklaşımı olamaz çünkü derneğin ilkelerine ve işleyişine aykırıdır, bunu da dernekte bir iki kişi değil derneğin tüm üyeleri hakkını vererek kontrol eder. Dernek hiçbir çıkar ya da makam ilişkisi üzerine kurulu olmadığı ve böyle bir şeyi de hedeflemediği için adında ve tüzüğünde yazılı olduğu gibi Adalar’ın kültür ve tabiat varlıklarını korumak konusunda vereceği bir taviz de olamaz. Buna dernek üyelerinin meslekleri gereği içinde bulundukları ilişkiler de dahildir. Kişilerin kendi iş ve çıkarları bir yana, derneğin hedefleri ve kararları bir yanadır. Çatışma halinde dernek kendi hedefleri doğrultusunda hareket eder. Sadece merak ettiğiniz Seferoğlu konusunda değil Adalar’la ilgili her konuda durum aynıdır.
Dernek üyeleri Seferoğlu konusunda az olmayan sayıda uyarı ve yazı yayınlamıştır. Koruma Kurulu’na da proje hakkında resmi soru yöneltmiştir. Kaçak Terrace-Lido inşaatıyla ilgili olarak yazdıklarımı dikkatli okusaydınız, hukuk mücadelesinin ne denli zor, ne denli uzun zaman ve sabır isteyen bir iş olduğunu kavramış olurdunuz ―derneği vakıfla karıştırmamanız gerektiği gibi, diyeceğim ama kafanızın karıştığını yazmışsınız, acil şifalar dilerim.
Seferoğlu konusunda ne sonuç alınır bilmiyorum. İnşaatçının tahribatı büyüktür ve kaçak Terrace-Lido inşaatında olduğu gibi kamu yöneticilerinin göz yummasıyla bu hale gelmiştir. Yöneticiler izin verince ya da göz yumunca düzeltilmesi zor sonuçlarla karşılaşılıyor. Kaçak Terrace-Lido inşaatında olduğu gibi Seferoğlu mevkiinde de büyük bir tahribatla karşı karşıyayız. Tabiat tahrip edilmiştir ama daha da büyük tahrip kültür, hukuk, yasalar, kamu hakları konusundadır. Her ikisinin de onarılması kolay değildir ama insanca birlikte yaşam için her ikisinin de onarılması gerekir.
Sonuç: Derneğin tüzüğünde belirlediği amaçlara aykırı bir işleyiş görüyorsanız buyrun eleştirin ama eleştiriyi yapmadan önce derneğin ve üyelerinin girişimlerini bilmek gerekir, bu da cehaletle ya da kafa karışıklığıyla olacak iş değildir, Seferoğlu konusu dahil. Derneğin yetişemediği birçok konu olabilir ve vardır ―yardım çağrıları da birçok konuda karşılık bulamamıştır― ama üzerine gidilemeyen hiçbir konuda çıkar ilişkisi gösteremezsiniz. Derneğin yönetimi ya da üyeleriyle ilgili olarak ―Avukat Kemal Kil dahil― ‘ahlak’ konusuna değinirken bunlara dikkat etmeniz gerekir.
Ama ahlak konusunda asıl şuna dikkat etmeniz gerekir: kişisel çıkarların dışında sürdürülen bir çaba ve mücadelede takma adla çelme atmaya çalışmak dürüst bir davranış değildir. Adalar’ın korunmasıyla ilgileniyor olmanız sevinidiricidir, bu çabanızı saklanmaya gereksinim duymadan dürüstçe yürütmeniz gerekir, en azından saklanmadan kendi adlarıyla bu çabada olan diğer insanlara duymanız gereken saygı nedeniyle.
ADALAR POSTASI bu konuda duyarlı bir haberleşme ortamı olmak zorunda ve ilkesinde olduğu için basit bir oyun ya da şakanın çok ötesinde ‘ahlak’ konusunda dürüst olmaktan kaçınanların katıldığı bir yer olamaz. Böylelikle ADALAR POSTASI’ndan [ADALAR POSTASI aslında hiç kimse… aynı zamanda siz… herkes… hepimiz! gerçekte 1 nisan 2005’ten beri sanal âlemde bir haberleşme ağı sadece] bundan böyle bu gibi davranışta bulunanların [mümkünse/mümkün mü?] ancak gerçek kişilikleriyle katılmasını da istemiş olayım, bir de ‘ahlak’ konusunda bilir bilmez hareket eden Robin Wood adlı kişinin [kendisinden] email adresini.
Arif Çağlar

From: DENİZ TOPRAK
Subject: Pişşşşşt!
Date: February 28, 2012 6:59:37 PM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com
Pişşşşşt!
http://www.sayistay.gov.tr/yayin/yayinicerik/hiz11memursucsorus.pdf
MEMUR SUÇLARI SORUŞTURMA USULLERİ…
http://www.mevzuatdergisi.com/2005/04a/01.htm
Görevi ihmal suçu, devlet memurlarının devlet idaresi aleyhine işledikleri suçlardandır. Memurun, yasaca belirli bir kamu ödev veya görevini yapmaya zorunlu bulunan bir işi yapmaması yahut yasa ve tüzüklerce yapılmasının öngörüldüğü biçimde yerine getirilmemesi veya belirli ve uygun süre içinde yapılması zorunlu bulunan bir hizmet veya hareketi geciktirmesi, süresinde yapmamasıdır.
Nedeni ne olursa olsun memurun memuriyet görevinin yapmakta savsama veya gecikme göstermesi, emirleri yerine getirmemesi suçun maddi unsurunu oluşturmaktadır. Bir işin zamanında yapılmaması o işin gecikmesi anlamına gelmektedir. “Hastanede [mesela Adalar’da olsun] pratisyen hekim olan sanığın [mesela yetkili Kamu Görevlisi, Şef falan diyelim], yaralı gelen mağduru [mesela yaralı Seferoğlu Korusu olabilir mi] yeterince muayene etmeden [evet, yeterince muayene etmeden…] evine göndermesi eylemi, görevi savsama suçunu oluşturur,” şeklindeki Yargıtay kararı buna iyi bir örnektir.
SAVSAYAN varsa… Aman ha!…
Kim hizmet eder sonra Adalar’a?
Gerçi olabilir de aslında.
Mesela görevliye; boş ver asıl işi gücü, havadaki leylekleri say bakalım desek, o da işi gücü bırakıp saysa (vallahi bak), yaklaşık bir şey söyler herhalde… Yani biz onlar olmadan da sayabiliriz aslında.
Mesela görevliye; görev sahan çöplüğe dönmüş, sen elini sakın ha sürme ama temizlet bu ayıbı gönüllülere desek, temizletir herhalde… Yani biz onlar olmadan da temizleyebiliriz aslında.
Mesela görevliye; sen elini sakın ha sürme (ağaç dikmek için toprağa elini sürme) ama izciye, öğrenciye, gönüllüye ver fidanı, elde mikrofon, ağaçlandır bakalım buraları desek, ağaçlandırır herhalde… Yani biz onlar olmadan da ağaçlandırabiliriz aslında.
Mesela görevliye; al bu tesisi, kes, biç, dilediğine kullandır desek, kullandırır herhalde… Yani biz onlar olmadan da hatta kesip biçmeden kullanabiliriz aslında.
Mesela görevliye; al bu kutsal görev avcılarını, işi gücü bırak, demirbaş ile demirbaş demirbaş dolaştır desek, dolaştırır herhalde… Yani biz onlar olmadan kutsal görev avcısına gerek duymayız aslında.
Mesela görevliye; sen sessiz sedasız takıl köşende, böcek, çiçek resmi falan, süsle işte, karışma öyle göz önünde kesilene biçilene desek, karışmaz, süsler ama karışmaz herhalde. Ona sorsalar bile karışmaz, hatta nedense hiç sesi çıkmaz… Yani biz onlar olmadan da … ama diyemiyorum.
Biz burnumuzu sokarız, karışırız kesip biçene. Hele ki karışmak için bulunuyorsak o mevkide. Olmadı işte bak. Yapamıyoruz demek ki onlar olmadan. İhtiyacımız var demek ki bu görevlilere…
Yoksa bize kalsa, öyle gizli saklı kesip biçemez kimse…
Bu yüzden, sırf bu yüzden işte, bizi karıştırmamak için İŞ’inize; aranızda SAVSAYAN varsa… Aman ha!…
_____________________________________________
Büyükada sakinlerinden
ressam Galip Nahit Noyan için
Kartal Kızılay Kan Merkezi’nde
A Rh+ (POZİTİF) trombosit ihtiyacı!
İrtibat: Bilge Noyan 0532 593 20 15.
http://www.galipnahitnoyan.com
Galip Nahit Noyan 1958’de Ankara’da doğdu. İlkokul, ortaokul ve lise öğreniminin ardından Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Kütüphanecilik bölümünü bitirdi. Küçük yaşlarda başladığı resim çalışmalarını sürdürdü.
Uzun yıllar boyunca kendi kendisini yetiştirdi. Bu dönemde çalışmalarını hiç sergilemedi. Bir süre Ankara Belediyesi’ne ait Belpa Sanat Galerisi’nin yöneticiliğini yaptı. Daha sonra İstanbul’a yerleşti. Çalışmalarının izleyicilerle ilk buluşması 1992’de Paris’te Galerie Mouvances’da gerçekleşti. 1993’te Türkiye’de ilk sergisini Ankara’da Türk-Amerikan Derneği’nde açtı. Günümüze değin çok sayıda kişisel sergi açtı, karma sergilere katıldı, çalışmaları çeşitli koleksiyonlarda yer aldı. İstanbul’da yaşamakta ve Büyükada’daki evinde çalışmalarını sürdürmektedir.
Eski ustalardan, özellikle Giuseppe Arcimboldo gibi fantastik ressamlardan, Ambrosius Bosschaert, Balthasar van der Ast, Willem Claesz Heda, Jan Jans den Uyl, Pieter Claesz, Abraham Mignon, Jan Brueghel, Willem Kalf, Gerrit Dou gibi 17. yüzyıl hollandalı ve flaman ressamlardan, Sanchez Cotan, Pereda gibi ispanyol ressamlardan, Chardin, Oudry, Vallayer-Coster gibi fransız ressamlardan etkilenen Galip Nahit Noyan çalışmalarında kadın vücudunun parçalarını başkalaşıma uğratarak, onları ölü doğa nesnelerine dönüştürür.
Ressam hakkında yayımlanan kitap:
Galip Nahit Noyan,
önsöz- Kaya Özsezgin
Epsilon Yayınevi, 2008.
ISBN – 978 9944 82 065 3

_____________________________________________

Bir Cevap Yazın