* * *
2- Gila Benmayor: “Adalar’dan günlerden beri S.O.S çığlıkları geliyor. Mesele şu: O güzelim Adalarımıza ⁒100 elektrikli taksi-dolmuş getiriliyor…”
3- Şirin Kahraman: “Daha önce de ADALAR POSTASI’na yazmış idim; vapurların kaldırılması yerine motorların gelmesi konusunda, yazdım bir nebze tepkimi dile getirip kendimce rahatlamak için bir çok kişi de benim gibi yaptı, yaptı diyorum çünkü sonucu değiştiremedik. Şimdi sıra faytonlara geldi…”
5- Fatih Çekirge: “Mayısın ilk haftasındaki belediye meclisinde karar alınacak. Ve böylece orası Palamut Sokağı değil, Fenerbahçeli Lefter Sokağı olarak, Lefter’in anısına ayrılacak…”
6- Deniz Toprak: Adalar’da çam kese böceğine büyük darbe vurulmuş mu?…”
7- Oya İslimyeli: “Aidiyet duygumun bir pusulası oldu ADALAR POSTASI. Çok teşekkür ediyor ve 7. yılını kutluyorum…”
8- Serap Uzunlar: “Payı var demek ki Seferoğlu seferi, / Maske düştü, görünüyor karanlık işleri…”
9- Orman yağması yasallaştı! Peki ya Adalar’da durum ne?
10- Adalar Kent Konseyi: “28 Nisan Burgazada’dayız!…”
11- Deniz Toprak: “Kızılay Adalar Şube Başkanı Ömer Faruk Berksan, bu nasıl bir idarecilik? Kendi şirketinde kime ne ihale edersen et, ama Kızılay’dan bahsediyoruz. Kızılay kimsenin tekelinde değil, HEPİMİZİN… Yanlış gördüğümüzü sormak da hakkımız…”
12- Yusuf Yavuz: “Nükleer santralların kapatılması için Büyükada’da biraraya gelen sanatçılar, vatandaşların da katılımıyla ilginç bir şenlik düzenlediler…”
13- Deniz Toprak: “Adalar’ın bunca meselesine duyarsız kalan, gündemle ilgili tek satır görüş dahi belirtemeyecek kadar basiretsiz, ancak kendi kişisel çıkar çatışmaları sözkonusu olduğunda ortalara dökülen tüm pişkin vakıf, dernek ve ıvır zıvırlarını da alkışlıyorum!…”
14- Vakıflar Meclisi, Kınalıada Surp Kirkor Lossavariç Ermeni Kilisesi Mektebi ve Mezarlığı Vakfı mezarlığını da bu vakıfına iade etti…
15- Uzun yıllar boyunca bakımsızlıktan atıl hale gelen, Adalar Belediyesi‘ne ait arşiv odası yenilenerek modern ve çağdaş görünümüne kavuşuyor…
16- Adalar Müzesi: “23 Nisan’da Adalar’da…”
17- Adalar Belediyesi Müzik ve Tiyatro Kulübü Bahar Konseri…
18- Aya Yorgi ziyaretine geri sayım başladı!…
19- Tugay Kartal, ADALAR POSTASI’nı “Durmak yok HAYDARPAŞA için yürüyüşe devam!!!” etkinliğine davet etti…
20- Kuşlar Âlemi‘nden…
21- Yüzler Defteri‘nden…

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/20381966.asp?yazarid=20
Adalara sarı taksi şaka gibi
ADALAR POSTASI-2691/16(17.4.2012):
trafik canavarı belediyesi’nce ada’ya çıkartılmıştır!…
Bak, gördünüz mü?
Sülün Osman
İSTANBUL ADALARI’nda TRAFİK CANAVARININ USULSÜZ SEYRİNE SEYİRCİ KALMAYACAĞIZ!
_____________________________________________
_____________________________________________
Anlatma Sanatı Eğitimi…
Hürriyet, 17.4.2012
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/20363763.asp
Ve Başkan el koydu…
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/20365765.asp
Bu haber Hürriyet Dünyası’nın hayatımıza yaptığı bir etkidir
[Trafik-İmar-Turizm Canavarları’nın pençesinde adeta can çekişen Adalar’ın bu minval dertlerini de —masal misal Terrace-Lido kaçağı, Seferoğlu tahribatı, ⁒100 elektrikli taksi-dolmuş vesaire— görmeniz dileğiyle… )O( ]
From: DENİZ TOPRAK
Date: April 17, 2012 2:52:44 PM GMT+03:00
To: adalar.postasi@gmail.com
BU İŞİN ALTINDA DA…
http://www.cekud.org.tr/icerik.asp?ic_id=60
İstanbul’un akciğerleri tüm adaları yeşertmek, ağaçları korumak ve zararlılardan temizlemek amacıyla düzenlenen Eko-Tur’ların… …İşletme’nin Şefi Orman Mühendisi Yüksel ÖZCAN ve arkadaşlarının önderliğinde düzenlenen etkinlik…
BÜYÜKADA’DA ÇAMKESE BÖCEĞİ’NE BÜYÜK DARBE VURULDU…
BÜYÜK DARBE VURULMUŞ!
http://www.cevreciyiz.com/akademi/default.aspx?SectionId=284
Adalar’ın Orman Şefi birkaç yıldır ekolojik geziler düzenleyerek adaların bitki örtüsüne ve korunmasına yönelik bilgiler veriyor, biyolojik mücadele ile ilgili çalışmalarda bulunuyor… ..Adalar’ın bitki örtüsünün en büyük sorunlarından biriyse kızılçamlarda bulunan ve çam kese böceği denilen bir tırtıl türüdür…
… bugün Adalar’da %90 oranında başarıya ulaşılmıştır.
%90 BAŞARIYA ULAŞILMIŞ,
http://web.ogm.gov.tr/Haberler/HaberGoruntule.aspx?List=b5227992%2D7788%2D41c4%2D8a38%2D24e745c3108e&ID=10001
Adalar Orman İşletme Şefliğince 5 yıldır düzenlenen EKO-TUR’lar…
…EKO-TUR da Bu kez gladyatör böceklerinin evreleri, çamkese böceğinin etkilerinin sıfırlanması, biyolojik mücadelede etkin olan adacık yöntemi uygulamalı olarak anlatıldı.
HATTA SIFIRLANMIŞ…
…MIŞ !!!
5 YILDIR DÜZENLENEN EKOTURLARDA ANLATILANLARMIŞ BUNLAR.
KİME???
BİZE, SİZE, HERKESE, HEPİMİZE…
BİZ HEP DİNLEDİK, BEKLEDİK.
EE, SONUÇ ???
ADALAR POSTASI-2688/9(27.3.2012):
Çam Kese Böcekleri’nin dönüşü…
O HALDE KANDIRDILAR MI DERSİNİZ BİZİ?
_____________________________________________
Kutlama…
_____________________________________________
Adalar’da
_____________________________________________
Orman yağması yasalaştı
_______________________________
28 NİSAN CUMARTESİ BURGAZADA’DAYIZ!…
______________________________
6 aylık firmaya 30 yıllığına ihale vermişler…
______________________________
Nükleere karşıtı sanatçılar sokağa çıktı!
______________________________
Robin WOOD’a teşekkür ve kınama…
______________________________

Haberciniz, 18.4.2012
Kaynak: AA
http://www.haberciniz.biz/ermeni-kilisesine-vakif-statusu-1413263h.htm
Ermeni Kilisesi’ne Vakıf Statüsü
Vakıflar Genel Müdürlüğü bünyesindeki Vakıflar Meclisi, Surp Haç Tıbrevank Ermeni Kilisesi’nin vakıf statüsüne alınmasını kararlaştırdı
Vakıflar Genel Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada, 1980’li yıllarda hükmi şahsiyetini kaybeden ve uzun yıllardır vakıf kabul edilmeyen Surp Haç Tıbrevank Ermeni Kilisesi’nin durumunun Vakıflar Meclisi’nin bugünkü toplantısında ele alındığı belirtildi. Toplantıda, 5737 sayılı Vakıflar Kanunu’nun geçici 11. maddesine istinaden başvuruda bulunan Ermeni Kilisesi’nin, taleplerinin incelenmesinin ardından vakıf olma şartlarını taşıdığı belirlendi. Vakıflar Meclisi, bunun üzerine, Surp Haç Tıbrevank Ermeni Kilisesi’nin vakıf olarak tescil edilmesini kararlaştırdı.
Vakıflar Meclisi ayrıca, Kınalıada Surp Kirkor Lossavariç Ermeni Kilisesi Mektebi ve Mezarlığı Vakfı ile Üsküdar Profiti İlya Rum Ortodoks Kilisesi ve Mektebi Vakfı’nın iade talebinde bulundukları iki mezarlığı da bu vakıflara iade etti.
______________________________
Adalar Belediyesi’ne ait arşiv odası yenilenerek modern ve çağdaş görünümüne kavuşuyor
______________________________
Womenist.net, 19.04.2012
http://kadin.haberler.com/aya-yorgi-ziyaretine-geri-sayim-basladi-3552708-haberi
Aya Yorgi Ziyaretine Geri Sayım Başladı!
Yılda iki kez ziyaretçi akınına uğrayan Büyükadadaki kilise, dileklerinizin ve hayallerinizin gerçekleşmesini sağlayabilir…
Büyükada’daki Aya Yorgi Kilisesi yılda iki kez, 23 Nisan ve 24 Eylül tarihlerinde ziyaretçi akınına uğruyor. Üniversite sınavına hazırlananlar, hayırlı bir kısmet bulmak isteyenler, sağlığının düzelmesini arzulayanlar veya aklınıza hiç gelmeyecek dilekleri olanlar her yıl vapurları, motorları dolduruyor ve soluğu burada alıyor. Farklı dinden birçok kişiyi buluşturan, Büyükada’nın en yüksek yerlerinden biri olan Yücetepe’de bulunan Aya Yorgi Kilisesi, Saint George adına inşaa edilmiş. Orijinal adı Agios Georgios Rum Ortodoks Manastırı olan kiliseye, dik bir yokuş tırmanılarak çıkılıyor. Ortodoks kilisesinin otoritesi olarak görülen Başpiskoposluğun Türkiye’de kabul ettiği manastır olma özelliğini de taşımakta.
Efsaneye göre…
Kilisenin her yıl daha da fazla ziyaretçi almasının sebebi kulaktan kulağa dolaşan dileklerin gerçek olduğu söylentileri. Birçok motif barındıran kiliseye gelenlerin en çok dikkat ettiği, mızrağı ile bir deniz canavarını öldüren Saint George ikonası. Kilisenin bu ikonaların da dahil olduğu, ve ünlenmesini sağlayan bir efsanesi var. Rivayete göre, Bizans dönemlerinde işgal altında kalan adanın papazları, ikona ve kutsal eşyaları kurtarmak için toprağa gömmüşler. Aradan uzun yıllar geçmiş ve Rumların Aya Yorgos dediği ve zaman içinde Aya Yorgi olarak anılmaya başlayan aziz, bir gün bir çobanın rüyasına girmiş ve ondan kiliseye giden yokuşu turmanmasını, çan sesini duyduğu an olduğu yerde durup toprağı kazmasını istemiş. çoban bu rüyayı birkaç gün daha üst üste görünce aziz Aya Yorgi’nin kendisine dediklerini harfiyen uygulamış ve toprağın altından bugün halihazırda kilisede de sergilenmekte olan bu ikona ve kutsal cisimleri çıkarmış.
Neden 23 Nisan ve 24 Eylül?
Aya Yorgi kilisesi, Efes yakınlarında bulunan Meryem Ana’nın evi ile birlikte Hıristiyanlar tarafından kabul edilen iki Hac noktasından biri olma özelliğini taşıyor. Ortodoks mezhebinde 23 Nisan tarihi, Yorgoların isim günü olarak anılıyor. Hem 23 Nisan hem de bir Azize olan Ayie Thekla’nın anıldığı 24 Eylül tarihlerinde Aya Yorgi’ye gelmek Hıristiyanlar inancına göre daha kutsal. Bu tarihlerde Aya Yorgi’ye giden yolu tıpkı efsanedeki çoban gibi çıplak ayakla ve hiç konuşmadan takip edenlerin yarı hacı sayılıyor olduğuna inanılıyor.
Sadece yokuşu tırmanıp kiliseye varmak yeterli mi?
Öncelikle 23 Nisan ve 24 Eylül tarihlerinde adaya adeta hücum eden kalabalık, polislerinde desteğiyle türlü güvenlik önlemleri alınarak bir yığın halinde iskeleden kiliseye doğru çıkan yokuşu tırmanmaya başlıyor. Bu tarihlerde kiliseye girebilmek için sabahın erken saatlerinde adaya varmanız şart! Dilek dilemek için yokuşu tırmanmış olmanız yetmiyor.
Kiliseye ulaşmayı ve buradaki manzarayı kucaklamayı başaran şanslı ziyaretçiler, buradan bir anahtar veya bir çan alıyor. Dileği gerçekleşenler ise bu andan itibaren aldığı objeyi kiliseye geri götürmek zorunda. Ayrıca kiliseye çıkan yokuşta çalılara ip bağlayanların da dileklerinin gerçekleşebileceğine, yolun başından sonuna kadar bir makara ipi aça aça ilerleyenlerin de kısmetlerinin açılacağına inanılıyor. Dileklerini bir kAğıda yazıp bu kAğıdı kilisenin içindeki dilek kutusuna da atabiliyorsunuz. Bunların dışında son yıllarda rastlanılan renkli adak mumları da var. Ayrıca gelen ziyaretçilerin bazıları da kilisenin arkasında küp şekerler ve ağaç dallarını dizerek oluşturdukları harf ve çizimlerle de dilek diliyorlar.
İzdihama dikkat
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile aynı güne denk gelen yılın ilk ziyaret günü, her yıl olduğu gibi bu yıl da yoğun ilgi göreceğe benziyor. Aya Yorgi’ye ilk defa çıkacakların tedbirli olmaları ve izdihamdan etkilenme ihtimallerinin olduğunu bilmeleri gerekiyor. Adaya varanlar kiliseye çıkan yokuşun başına gelebilmek için çoğunlukla fayton kullanıyor. Bu yüzden uzun fayton kuyruklarıyla karşılaşabilirsiniz.
Büyükada’ya nasıl gideceğim?
23 Nisan günü Bostancı’dan 8: 45 ve 10: 30’da kalkan şehir hatları vapuru var. Bostancı’dan 9: 25’te kalkan deniz otobüsü önce Heybeliada’ya ardından da Büyükada’ya uğruyor. Kabataş’tan saat 07: 00’de kalkan şehir hatları vapuru, 07: 20’de Kadıköy’e uğruyor, Kınalı, Burgaz ve Heybeli’ye de uğrayarak saat 08: 35’te Büyükada’da oluyor. Yine Kabataş İskelesi’nden 10: 50’de kalkan bir deniz otobüsü var. Geçtiğimiz senelerde oluşacak yoğun kalablık yüzünden ek seferler de konuluyordu. Bu yıl ek seferlerin olup olmadığına http://www.sehirhatlari.com.tr ve http://www.ido.com.tr üzerinden ulaşabilirsiniz. Ayrıca Bostancı’dan Mavi Marmara, Dentur, Prens Tur, Turyol firmalarının da düzenli motor seferleri var. Kiliseyi bu iki önemli tarih dışında her gün saat 18: 00’e kadar da ziyaret edebilirsiniz.
Durmak yok HAYDARPAŞA için yürüyüşe devam!!!
Herkese Açık Etkinlik
Düzenleyen: Haydarpaşa Dayanışması
Haydarpaşa garı ve çevresini her türlü yasa ve yönetmeliği, bilimsel ve etik kuralı hiçe sayarak yüksek yoğunluklu yapılaşmaya açıp küresel rant sermayesinin kullanımına sunmaya çalışanların toplumun olanca tepkisine rağmen 25.11.2011 tarihinde Büyükşehir Belediye Meclisi’nden onaylatıp, uygulamaya koymak istedikleri rant projesine ve halkımızın ucuz ve güvenli ulaşım hakkını engelleyerek demiryolu hattının ulaşıma kapatılmasına karşı 22 NİSAN PAZAR günü HAYDARPAŞA GARI’na yürüyoruz…
12:00 Kadıköy İskele Meydanı Toplanma ve Haydarpaşa’ya Yürüyüş
13:00-14:00 Oturma Eylemi
_____________________________




мιѕѕ.fsn. ツღ
@_mizmiz_
– Heybeliada’da ne güzel batardı güneş, Büyükada’dan baktığın zaman :) Çok beğendim çok!
http://pic.twitter.com/moLR8tt9
Twitter, 19.4.2012 21:34
@omererbil
Radikal, 20/04/2012
Ömer Erbil
http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1085460&CategoryID=77
Sit alanına inşaat yapana hapis cezası iptal edildi!
İSTANBUL- Anayasa Mahkemesi, “Kanunda nerenin sit alanı, neyin kültür varlığı olduğu belirsiz” diyerek 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yasası’nda yer alan hapis cezasını iptal etti. Mahkeme, 1 yıl içinde bu konuda yeni düzenleme yapılmasını isterken arkeoloji dünyası şokta. Hukukçulara göre de karar, konuyla ilgili mahkemelerin ertelenmesine ve kargaşaya neden olacak.
Doç. Dr. Necmİ Karul (Arkeolog): Anlamak mümkün değil. Sadece yerüstü değil tüm höyükler yeraltı arkeolojik eserlerin tahribata açılması anlamını taşır. Bu haber duyulmadan düzeltilmeli, aksi halde olası tahribatların boyutlarını düşünmek bile istemiyorum. Bunu fırsat bilenler bile olabilir.
Prof. Dr. Mehmet Özdoğan (Arkeolog): Tescilli binaların ve sit alanlarının neresi olduğu belli. Koruma kurulları sit alanlarını belirler. Tescilli binaların kararını alır ve bunu tapuya işler. Belirsiz olması mümkün değil. Ancak bilim adamı olarak “Ben burası arkeolojik sit” derim, kurul karar almadıkça belirsiz olur. Acıklı bir senaryo kurmak istemiyorum. Acilen Kültür Bakanlığı önlem almak zorundadır. Yeni bir ceza maddesi konmalıdır. Umarım haberin kendisi hatalıdır.
İptal nereden çıktı?
Kilis 2. Asliye Ceza Mahkemesi ve Germencik Asliye Ceza Mahkemesi, baktıkları davalarda, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun bazı hükümlerinin anayasaya aykırı olduğu kanısına vararak, Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. İki mahkemenin başvurusunu birleştiren Yüksek Mahkeme, davayı esastan görüştü. Ve heyet, “Kanunda, neyin kültür varlığı, nerenin sit alanı olduğunun belli olmadığını, bu durumda vatandaşın da bunu bilmesinin mümkün olamayacağını” belirterek cezalarla hükmü iptal etti, yasa koyucunun bu belirsizlikle ilgili yeni bir düzenleme yapmasını istedi. İptal hükmü, kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasından başlayarak bir yıl sonra yürürlüğe girecek. Kanunda kültür varlıklarına zarar veren ve sit alanlarına inşaat yapanlara 2-5 yıl hapis cezası öngörülüyordu.
“Mahkemeler ertelenecek, karışıklık yaratacak”
Eski Anayasa Mahkemesi Üyesi Prof. Dr. Ali Ülkü Azrak da kararın ‘karışıklık’ yaratacağı görüşünü savundu.
ESKİ ANAYASA MAHKEMESİ ÜYESİ PROF. DR. ÜLKÜ AZRAK: İki mahkeme (Kilis 2. Asliye Ceza Mahkemesi ve Germencik Asliye Ceza Mahkemesi), bu davayı erteleyecek ve yeni hükmün yürürlüğe girmesini bekleyecek. Eğer iptal edilen hükümleri uygularlarsa ileride tamir edilemez bir zarar doğacak. Bu karışık bir durum ortaya çıkarıyor… Mahkemenin yapacağı tek şey, davayı 1 yıl sonraya ertelemek ve tedbir kararı almaktır. Anayasa Mahkemesi’nin 1 yıllık bir süre tanımaması ve hemen yürürlükten kaldıracak şekilde iptal etmesi daha doğru olurdu. Sonuçları bakımından yanlıştır. Bir de şu mesele var: Şimdi yürürlükten kalktıktan sonra ne olacak? Herkes korunması gereken varlıklar üzerine bina mı inşa edecek? Bu karar karışıklık yaratacak.
Yasa neydi?
2863 Sayılı Yasa’nın iptal edilen (b) bendi ‘Sit alanlarında geçiş dönemi koruma esasları ve kullanma şartlarına, koruma amaçlı imar planlarına ve koruma bölge kurullarınca belirlenen koruma alanlarında öngörülen şartlara aykırı izinsiz inşai ve fiziki müdahale yapanlar veya yaptıranların, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılmasını’ öngörüyor. İptal hükmü, kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasından başlayarak 1 yıl sonra yürürlüğe girecek.
Radikal, 22.4.2012
http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1085670&CategoryID=77
‘Sit alanlarını tahrip edene nasıl ceza verilmez?
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, ”Zaten sit alanlarına karşı ülkemizde büyük bir özensizlik var. Hemen gerekli düzenlemeyi yapar TBMM’ye sevk ederiz” dedi.
Sit alanlarında inşaat yapanlar ile tescilli tarihi binaları yıkanlara 2863 sayılı yasanın cezalar kısmında öngörülen 2 ile 5 yıl arasında hapis cezasını Anayasa Mahkemesi iptal etmişti. Gerekçe olarak da “neyin kültür varlığı, nerenin sit alanı olduğunun belirsizlik taşıması”nı göstermişti. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay duruma el koydu. Bakan Günay, ‘‘Zaten sit alanlarına karşı ülkemizde büyük bir özensizlik var. Hemen gerekli düzenlemeyi yapar TBMM’ye sevk ederiz’’ dedi.
Herkes endişeli!
Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği 2863 sayılı yasanın 65. maddesinin a ve b bentlerinde; ‘‘Korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının yıkılmasına, bozulmasına, tahribine, yok olmasına veya her ne suretle olursa olsun zarara uğramalarına kasten sebebiyet verenler ile sit alanlarında geçiş dönemi koruma esasları ve kullanma şartlarına, koruma amaçlı imar planlarına ve koruma bölge kurullarınca belirlenen koruma alanlarında izinsiz inşai ve fiziki müdahale yapanlar veya yaptıranlara 2 ile 5 yıl arasında hapis cezası’’ öngörülüyordu. Bu karardan sonra hapis cezası kalktığı için çevreciler, arkeologlar tarihi alanların yağmalanmasından endişe duymuşlardı.
‘Bilmiyordum’ diye bahane olamaz!
Radikal’in iki gündür ısrarla devam ettiği haberler üzerine dün Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay aradı. Bakan GünayAnayasa Mahkemesi’nin gerekçeli kararını henüz okumadığını ancak yazılanlardan anlaşıldığı üzere bu iptalin sit alanlarında yağmalamayı arttıracağını belirterek şöyle konuştu: ‘‘Koruma Bölge Kurulu olarak uyarmışsak, kurul kararlarını dağıtmış ve belirlenen alanın sit olduğunu ilgili mercilere bildirmişsek vatandaş bunu bile bile tahrip ediyor, zarar veriyorsa buna nasıl olur da ceza verilmez. Sit alanı olduğunu bilmiyordum bahane olamaz. Biz bu alanları duyuruyoruz. Vatandaş tarlasında, arsasında tarihi bir yapıya denk gelmiş ama orası sit alanı henüz belirlenmemişse ve bunu tahrip etmişse belki orada cezadan kurtulabilir. Diğer türlü sit alanları belliyken tahribat yapıyorsa bu cezasız kalmamalı. Ortaya telafisi güç bir ortam ve tahribatlar çıkar. Anayasa Mahkemesi’nin kararını dikkatlice inceleteceğim. Kurul kararı olmasına rağmen yetkili makamlar uyardığı halde arkeolojik ve tarihsel ya da doğal sit’ler yağmalanıyorsa burda belirsizlikten söz edilemez.”
Acil yasal düzenleme!
Sit alanlarına yapılan müdahalelerde ağır yaptırımlar uygulanması gerektiğinin altını çizen Bakan Günay şöyle devam etti: “Aksi halde herkes bahaneler bularak kendini aklamaya çalışır. Duymadım, bilmiyordum demekle olmaz. Zaten sit alanlarına karşı ülkemizde br özensizlik var. Kasıtlı tahribat yapılıyor. Anayasa Mahkemesi’nin sözü edilen kararı daha büyük belirsizlik ortamını ortaya çıkarmasından, tarihi alanları tahribe uğratanlara yeni fırsatlar çıkarmasından endişe duyuyorum. İlgili mevzuatı en kısa zamanda geniş çerçevede gözden geçirip yasal boşluk doğmaması için ivedilikle gerekeni yapacağız. Hemen yasal düzenleme yapar Meclise sunarız. Yaptırım olmadan sit alanlarını koruyamayız.”
_____________________________



Bir Cevap Yazın