* * *
ADALAR’da TARİHTE O GÜN:
16 Mart 1918 Cumartesi günlü, Yunan tebaasından olup Büyükada’da ikâmet eden ve Osmanlı tabiiyetine geçmek isteyen Eftarpi bint-i Palimano’ya ait evrak-ı müsbitenin gönderildiğine dair…
* * *
ADALAR’da BİR GÜN:
Fotoğraf: @kskrck, 15:30 Kınalıada-Kabataş vapuru #Burgazada’ya (#Antigoni) yanaşıyor, 26.11.2012.
* * *
ADALAR’da HAVA DURUMU:
13 Ocak 2013 Pazar
Büyükada’da HAVA DURUMU*
Yağmurlu
5/7ºC
%73-89 nem
Yıldız, K 21km/sa
Gündoğumu 07:27… Günbatımı 16:57…
* uyarınca
* * *
Cicely Mary Barker, The Snowdrop Fairy.
__________________________________________
0- ADALAR POSTASI: “Sevgili ADALAR POSTASI, https://adalarpostasi.wordpress.com adresli seferlerimize —nicedir aksayan başkaca hatlarda da seyreylemek gereğiyle— uzunca bir süre ara vereceğimizden; muhaberatta olacağımız https://www.facebook.com/adalar.postasi ve http://twitter.com/ADALARPOSTASI adreslerini paylaşımlarınızla takibinizi önemle rica ederiz…”
1- Murat Özçelik: “Nişantaşı’nda ikâmet etmekteyken kendilerine dayılarından miras kalan Sakız koyunlarının soyunu devam ettirebilmek için Yalova’ya taşınan bir ailenin Büyükada ve Kınalıada’daki bazı meraklı kimselere bundan yıllarca önce bu saf sakız ırkı koyunlardan sattığını öğrenmiş bulunmaktayım!…”
2- Hasan Cevad Özdil: “Livingston’un Maltepe-Büyükada arası 20 dakika haberiyle ilgili olarak Vordonisi Adası’ndaki kilise hakkında ayrıntılı bir bilgiye ulaşamadım. İrşad eyleyecek bir zat-ı muhtereme aynı bağlamda borçlu kalacağımı beyan ediyorum…”
3- Oktay Altın: “Adalar İlçesi Büyükada G22a13d pafta, 126 ada, 4 parsele ait 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı’nda değişiklik yapılmasına ilişkin mülk sahibi tarafından yapılan teklif 15.11.2012 tarihinde Rapor No: 104 Dosya No: 2012/2603 sayılı komisyon raporunda oybirliğiyle uygun görülmeyerek karara bağlanmış ancak anlaşılmaz bir şekilde aynı komisyon 20.11.2012 tarihinde aynı talebe ilişkin 2. raporu hazırlayarak Rapor No: 242, Dosya No: 2012/2063 sayılarıyla Meclis’e sunmuştur…”
4- Mürsel Polat: “20.11.2012 tarihli İBB Komisyon raporunda, çok üzgün olarak söylüyorum 2. Seferoğlu’na ‘evet’ denildi. İnanılacak gibi değil!…”
5- Ceren Çalıcı: “Türkiye Yazarlar Sendikası, Melih Cevdet Anday’ı şairin ölümünün onuncu yılında, uzun zaman yaşadığı Büyükada’da anıyor…”
6- Ahmet Ümit: “Bugün Büyükada’da…”
7- Adalar Kültür Derneği: “Öğretmenler Gününüz kutlu olsun!…”
8- Volkan Dilmaç: “Bizlere Atatürk sevgisini aşılayan değerli müdürümüz Süleyman Nuri Öz ve tüm öğretmenlerimizin mekânları cennet olsun!…”
9- Doğan Şahin: “Çünkü Adalar’ın böyle bir misyonu var. Haliyle sükûneti temin eden özelliklerini kaybedince önemini de kaybediyor Ada. Artı o kalabalığın vasfı da beni çok rahatsız ediyor. Ada’da ikâmet edenlerin bu sükûnete sahip çıkmaları gerekiyor…”
10- Altuğ İnan: “Sağa sola cami yapacağınıza Heybeliada’ya doktor gönderin, hastahane yapın. Acil bir şey olsa ambulans doktorsuz geliyor!…
11- Cittaslow Gökçeada, peki ya Büyükada?
12- Adalar Spor şampiyon!…
13- Ahmet Berat Çonkar: “Adalar İlçemizin sorumluluğunu genç milletvekillerimizden Bilal Macit kardeşime devrediyorum…”
14- Özgür Nas: “CHP Adalar İlçe Başkanlığı’nın düzenlemiş olduğu Danışma Kurulu toplantısındayız…”
15- Arka Güverte: “Aşura kazanımız kaynıyor. Kepçesinden tüm Heybeli’ye kardeşliği, paylaşımı, komşuluğu ve dayanışmayı pay ediyor…”
16- Murat Başbay: “Doğan Olguner’in kendi mekânında başlattığı ve artık gelenekselleşen ‘Perili Köşk’te Caz Havası’ konserleri…”
17- Deniz Toprak: “Koskoca Adalar’da üç beş ağaçtan sebep mi kopuyor ki bu yaygara? Metastaz!…”
18- Adalar Müzesi, 2011’in Ekim ayında başlattığı Türkiye’de Kent Müzeciliği adlı Avrupa Birliği destekli projesinin kapanış etkinliği olarak Göç Bağlantıları adlı bir sergi düzenliyor…
19- Mustafa Farsakoğlu: “Adalar’da plastik poşet istemiyoruz!…”
20- Fatma Subaşı: “Dizi çekim ekiplerinin Heybeliada işgali!…”
21- Teophile Gautier: “Prinkipo’da hepsinde denize bakan taraçalar bulunan kahvelerde kahveler yudumlanır…”
22- Koray Kanbur: “Heybeliada halkına teşekkürler. 600 tane aşûre 3 saatte bitti. Allah kabul etsin…”
23- Murat Başbay: “Temizlik işçileri yine aldatıldı…”
24- Ekolojik Anne: “Sora soruştura Maya yaşında bebekler buldum. Bugün 3 ebeveyn ve bebek toplanırız. Bugün 3, yarın beş, sonra bir kreş…”
25- Murat Başbay: “Bugüne kadar Adalar’da hiçbir ihale doğru dürüst bir defada yapılamadı. Buyrun plaj ihalelerini, çöp ihalelerini, yemek ihalelerini, personel alım ihalelerini inceleyin. Hangisi bir defada yapıldı?…”
26- Murat Başbay: “Lisenin yıkımında çıkacak olan molozlar bilin bakalım nereye dökülecek? Tabi her zamanki gibi doğruca Çam Limanı’na…”
27- soL: “Erdoğan durmuyor: Çamlıca ve Taksim’den sonra bir cami de Büyükada’ya!…”
28- Çeli Levent: “Büyükada’ya yeni cami inşa edilecekmiş… Çok lazımdı!…”
29- Fatma Reis: “Bir cami de Büyükada’ya yapılacak!…” —> Mustafa Mutlu: “Ataşehir, Çamlıca, Taksim, Göztepe, Büyükada! Amaç ne?…”
30- Mustafa Farsakoğlu: “5 binlik planlar 2011’de onaylandı. Plan notlarında Adalar’ın nüfusu göz önüne alındığında yeni bir ibadet yerine ihtiyaç olmadığı açıkca belirtiliyor…”
31- AYEDAŞ Adalar Bölge Müdürü Cengiz Aktür TEDAŞ Genel Müdürlüğü tarafından kendilerine, ‘arazinin cami yapılmak üzere Hazine’ye devredildiği’ ifadelerinin yer aldığı tebliğin yapıldığını belirterek, “Kendimize kiralık olarak başka bir yer bakıyoruz,” dedi.
32- Murat Başbay: “Büyükada’ya yeni cami…”
33- Celal Dinçer: ““AKP’nin dini değerleri siyasete alet etme atağı sürüyor. Sağlık, eğitim, ulaşım gibi sorunlarla boğuşan, kültür merkezi olmayan Adalar’ın önce bu sorunlarının çözülmesi gerekli…”
34- Avni Kurtuldu: “Adalar ilçemizde tam anlamıyla bir tek hastane yokken Büyükada çarşısının ortasına beşinci cami isteği rant amaçlı pasaj ve dükkânları akıllara getiriyor…”
35- Mustafa Farsakoğlu, söz konusu 1/5000’lik Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı’nın İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından Kasım 2011’de kabul edildiğini ancak cami yapılacağı iddia edilen binanın konut ve ticaret alanında kaldığını belirtti…
36- Havyar Herif: “Büyükada’ya şimdiden katlı otopark yapacam. İleri görüşlü olmak lazım, camiden sonra…”
37- Jonathan Livingston: “Büyükada’da buraya cami yapılacak… Gerçekten buraya, gerçekten!!!
38- Penguen: “İstanbul’da Çamlıca ve Taksim’den sonra Büyükada’ya da cami yapılması planlanıyor…”
39- Mahmut Çelik: “Büyükada’da fayton kazası! Bir kişi öldü ağır yaralılar var. Başımız sağolsun. Bu işin sorumsuzları cezalandırılmalı…”
40- Ayşen Ertür. “Dileyen Adalılar da Hayihak sitesine yorumlarını bırakabilirler/bırakmalılar…”
41- Maden Mahallesi’ndeki Adaevi’ne inen uzun ve virajlı Çınar Caddesi’nde meydana gelen kazada faytoncu Orhan Çelik öldü. Gezi faytonu içinde bulunan turistler ise ağır yaralandı…
42- İ. Adıgüzel: “Büyükada’da yokuş aşağı ıslak zeminde kayan fayton kaza yapmış faytoncu hayatını kaybetmiş bunların denetlemesini kim yapıyor?…”
43- Ertuğrul Özkök: “Büyükada’ya hayatımda ilk defa gitmiştim. Bana İtalya gibi gelmişti. Her şey harikaydı bir tek şey hariç. Hüzünlü, yorgun ve mutsuz bir atlar topluluğu…”
44- Cengiz Semercioğlu: “Şimdi faytoncunun da, zavallı atın da ölümünden kim sorumlu?…”
45- ADALAR POSTASI: “İstanbul Adaları’nda Trafik Canavarının Usulsüz Seyrine Seyirci Kalmayacağız!… Faytonlarımızı da Vermeyeceğiz!…”
46- Filiz Ayla: “Toplumsal dayanışmanın tam zamanı, Adalar’daki köpeklerin size ihtiyacı var!…”
47- Abdullah Onay: “Adalar Belediyesi, hükümetin şimdilik ertelediği bu yasayı [sözde Hayvan Hakları Yasası] uygulamada öncülük etmeye karar vermiş! Büyükada Barınak gönüllüsü Pınar Satıoğlu’nun bildirdiğine göre, ‘Heybeliada’dan 50 köpek gelecek hazırlık yapın diye talimat verilmiş,’…”
48- Abdulah Onay: “Ada’nın sokak köpeklerini korumak için hayvanseverler sahilde toplandı. Belediye’yle temasa geçildi…”
49- Eda Gençcan: “Büyükada’daki ve Hekimbaşı Hayvan Barınağı’ndaki köpeklerin mama yardımına ihtiyacı var!…”
50- Neslihan Başaran: “Havaların soğumaya başladığı bugünlerde Adalar’daki sokak hayvanlarının beslenmesi konusunda duyarlılık bekliyoruz sizlerden…”
51- Zeynep Erdemoğlu: “Hayvan davranışları konusunda önümüzdeki hafta Salı günü saat 16:00’da (11 Aralık 2012) Perili Köşk te bir bilgilendirme toplantısı düzenliyoruz…”
52- Rıfat Doğan: “Adalar Belediyesi’nde ilçenin ve belediye binasının temizlik işlerine bakan taşeron firmada çalışan işçiler, 5 aydır maaş alamıyor. İlçede sık sık çöpler sokakta kalırken…”
53- Murat Başbay: “Bir tarafta Coşkun Özden zehirli elmayı yedirmek için uğraşıyor, diğer tarafta Mustafa Farsakoğlu Adalılar’a yedirdiği zehirli elmanın keyfini sürüyor. Adalılar ise…”
54- Aydın S.: “Böyle rezillik görmedik. İstanbul’un ünlü turistik ilçesi çöpten ve hayvan leşinden geçilmiyor…”
55- Stefano Chiantini: “Adalar…”
56- Murat Başbay: “Adalar’da AKP seçim yarışının neresinde?…”
57- İAKTVKD: “Terrace-Lido davası hakkında 9.10.2012 tarihli Danıştay kararı…”
58- Muzaffer Güçlü: “Adalar Gençlik Kolları İlçe Danışma Meclisimiz yoğun katılımla başladı…”
59- Avni Kurtuldu: “Bugün susanlar önümüzdeki yerel seçimlerde, seçim bildirgesine doğa ve çevre sevgisi hakkında bir şey yazmasın. Siz bugün susma hakkınızı kullanırsanız biz de yarın sizleri konuşturmama hakkını kullanacağız…”
60- Ugo Antonio Corintio: “Ada’da soğuk ve yağmurlu bir sonbahar günü ve… Ada’nın ıssız sokakları!…”
61- Adalar HEM… Hem de Adalar!…
62- Nuriye Doğu: “Kazakistan’ın en zengin 100 ailesi New York, Paris, Londra ve İstanbul’daki lüks evleri inceledi. En yoğun ilgi Büyükada’ya geldi…”
63- Adalar Belediyesi: “Coğrafi konumu ve tarihi dokusuyla farklılık gösteren Adalar Belediyelerinin güçlendirilmesiyle ilgili olarak, İstanbul 1. Bölge Milletvekili Sn. Dr. Celal Dinçer’in vereceği yasa teklifi, Adalar Belediye Başkanı Dr. Mustafa Farsakoğlu, Belediye Meclis üyeleri, STK temsilcileri ve Adalar ilçesindeki mahalle muhtarlarıyla beraber yapılan basın toplantısıyla Ada halkına tanıtıldı…”
64- Ulaş Gürpınar: “Heybeliada’daki yanan ormanlık alanda incelemeler!…”
65- Deniz Toprak: “2009’da; ‘Hukukdışı yolları savunanlara kendi partisinden bile olsa göz yummayacağını, eski yağma düzenini sürdürmeyeceğini vurgulayan ve 2010′dan sonra mazeret üretmeyeceğiz. Tehditlerden korkmayacağız. Kangren olan uzvu kesmek gerekir,‘ diyen Adalar Belediye Başkanı Mustafa Farsakoğlu’nun o tarihte söylediklerini bugün okurken neler hissetmeliyiz bilemedim…”
66- Deniz Toprak: “Çamkese böceği ve tırtılla birlikte andığımız Adalar eski Orman İşletme şefi Yüksel Özcan bu kez de Büyükada’daki palmiyelerin çürümesine neden olan böceğin, Kırmızı Palmiye böceği olduğunu ortaya çıkarmış (!!!). Ne ortaya çıkması, ne çıkarması Orman eski şefi Yüksel Özcan, şaka mı bu???…”
67- Sosi Cindoyan: “New York-Kınalıada hattında bitmeyen aşk…”
68- Murat Başbay: “Sedefadası’ndan pis kokular geliyor!…”
69- Çiğdem)O(Selim Tugay: “2013’ün kıy(a)meti…”
70- Deniz Tüfekçi: “Biz önümüzdeki yılların birinde, 3-4 sene içinde çok daha güzelini Adalar’da yapacak, tüm Türkiye’ye örnek olacağız…”
71- Deniz Toprak: “Bir… İki… Üç… Tıp!…”
72- Avni Kurtuldu: “Sedef Hastalığı!…”
73- Murat Başbay: “Lido, Seferoğlu kaçak yapı / Ada’da yaşanacak doğa kalmadı!…”
74- Şebnem Arat: “Türk resim sanatının önemli ismi, Paris ekolünün son temsilcilerinden Erdal Alantar geçen yıl kaybettiği eşi Sevinç Alantar’ın hatırasına İstanbul Artpoint Gallery’de sergi açıyor…”
75- Çiğdem)O(Selim Tugay: “Boşlukları hoşlukla doldurunuz…”
76- Eren Sagay: “Umutlarımızın mutluluklara dönüştüğü bol seyahatli bir 2013 senesi dilerim…”
77- Osman Yılmaz: “2013 yılının iyi geçmesi dileğiyle…”
78- Aynur Gürsoy: “2013’te her dileğiniz gerçek olsun…”
79- İsmail Baysal: “2013 yılının dünyamıza huzur, barış, sevgi, getirmesini diliyorum…”
80- Deniz Tüfekçi: “Halkın içinden çıkmış, aslına hiç sırtını dönmemiş, alçakgönüllüğü hiç elden bırakmamış Adalıların ‘Dursun Hoca’sına bugün çamların altındaki Büyükada manzaralı Ada toprağında veda ettik…”
81- Necmettin Bitlis: “Amacımız Adalar Belediyesi’yle imzaladığımız centilmenlik protokolu çerçevesinde gemilerin tekrar karaya çekilme süresini uzatmak ve masraflarını azaltmak. Adalar İstanbul’un ve Türkiye’nin çok özel bir değeri. Polisan olarak bu değere katkıda bulunmaktan gurur duyuyoruz…”
82- NS: “Eşim Burgazada’daki yazlık komşumla ilişki yaşıyor. Bunu ailesine ve yakın çevresine anlatıyor. Ruhsal bütünlüğüm ve sosyal konumum ağır darbe aldı…”
83- Teri Roditi Aksel: “Küçüklüğümden beri unutamadığım özel lezzetler var. Burgazadası’nda rengarenk leğenlerin içinden babamla seçtiğimiz pavuryalar, büyükbabamın her Cuma akşamı benim için getirdiği incecik dilimlenmiş balık yumurtası, sokak köftecisinin minicik köfteleri…”
84- Mehmet Bahadır Er: “15 yeni çöp kamyonu alan Adalar Belediyemiz söktüğü çocuk parklarını ne zaman yenileyecek?!?!?…”
85- Mehveş Evin: “Şimdi de ‘turizm faaliyetlerinin geliştirilmesi’ için İstanbul Kalkınma Ajansı kolları sıvamış. ‘Adalar Turizm Geliştirme Merkezi’ gibi bir platformun kurulması, ‘özel ilgi turları’ düzenlenmesi söz konusu. Ancak Adalıların onayı ve katılımı olmadan turist odaklı kararlar vermek, bölgenin ruhu ve geleceği için fayda değil, zarar verir. Adalar’ı Disneyland’a çevirmeyin!…”
86- Nilgün Cerrahoğlu: “Ada’yı Disneyland’a dönüştürme projesine gönlümüz razı değil…”
87- Mürsel Polat: “İstanbul Kalkınma Ajansı’ndan haberler… Küresel Turizm Merkezi İstanbul Mali Destek Programı Başarılı Proje Listesi’nde kim var dersiniz?…”
88- Seval Aktaş: “İlgili yazınızla belirtmiş olduğunuz Seferoğlu Korusu arazisi özel mülktür. Özel mülk statüsündeki bu arazi Orman İşletme Şefliğimizin görev, yetki ve sorumluluk kapsamında değildir…”
89- Celal Karaca: “Kumsal’daki Mavro bu dünyayı terk etti… Allah rahmet eylesin. Geride kalanlara sabır dilerim…”
90- ADALAR POSTASI: “Büyükada Seferoğlu cihetinde Bursalı Sokak’ta Yıldız fırtınasında (>41km/sa) bahçe çerçöpü (?) yakılmakta! Akıllara ziyan!…”
91- Büyükada’da hırsız hırsızı soydu!…
92- Adalar Müzesi: “Lefter’i saygı ve özlemle anıyoruz…”
93- Okan Konuralp: “Vakıflar Meclisi, 1844’den kapatıldığı 1971 yıllına kadar Ortodoks dünyasının en önemli ‘Din adamı yetiştirme’ merkezlerinden biri olan Heybeliada Ruhban Okulu’nun sahibi Aya Triada Manastırı Vakfı’na, okulun çevresindeki 190 dönümlük koruluğu iade etti…”
94- Akif Hamzaçebi: “SİT alanı olduğu bilinen Adalar’da özel planlar arasında sayılan Koruma Amaçlı İmar Planları yapılırken, bu hassasiyetin plan değişiklikleriyle ortadan kaldırılmasını hangi bilimsel gerçeklere bağlamaktasınız?…”
95- Arka Güverte: “Ada’ya Gönül Vermiş Sevgili Dostlar, 13 Ocak 2013 Pazar günü, saat 15:00’te Heybeliada Gencay Cafe’de Arka Güverte’nin 2. Genel Toplantısı’nda buluşmak üzere…”
96- Sutopu Federasyonu: “Deplasmanlı 1. Lig Müsabaka Sonucu: Moda Spor Kulübü 4 – 13 Adalar Su Sporları Kulübü… Heybeliada Su Sporları Kulübü 7 – 10 ENKA Spor Kulübü…”
97- Avni Kurtuldu: “Kıyı yağmasına kılıf hazırlayanlara dur demek için TMMOB’yle kol kola AKP’yi kendi torbasına koyup ağzını sıkıca bağlamalıyız. Bunun yolu da 2014 yerel seçimlerinde tüm devrimci, ilerici, sol güçlerin işbirliğinden geçer…”
98- Erdem Yücel: “Büyükada’daki Aya Yorgi Kilisesi’nde müzelik eser vasfını taşıyan ikona…”
99- M. Akif Erdem: “Kınalıada’da Kumluk mevkiinde kıyıda bir kadın cesedi bulundu…”
100- Hrant’ın Arkadaşları: “Buradayız! Ahparig!…”
101- ADALAR POSTASI: “Son söz: Ada tadında!… Sürçülisan ettiysek affola!…”
Sevgili ADALAR POSTASI,
https://adalarpostasi.wordpress.com
adresli seferlerimize
—nicedir aksayan başkaca hatlarda da
seyreylemek gereğiyle—
uzunca bir süre ara vereceğimizden;
muhaberatta olacağımız
https://www.facebook.com/adalar.postasi
https://www.facebook.com/pages/ADALAR-POSTASI/227895440604155
http://twitter.com/ADALARPOSTASI
adreslerini
paylaşımlarınızla takibinizi önemle rica ederiz.
ADALAR POSTASI
adalar.postasi@gmail.com
)O(
Adalar’da Sakız Koyunu…
* * *
From: MURAT ÖZÇELİK
Subject: Adalardaki Sakız ırkı koyunlar hakkında
Date: November 21, 2012 4:48:11 PM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com
Sayın ADALAR POSTASI yöneticileri merhabalar,
Benim ismim Murat Özçelik. Ankara’da ikâmet etmekte ve enerji sektöründe ‘yenilenebilir enerji projelerine karbon danışmanlığı’ olarak adlandırılabilecek bir işle iştigal etmekteyim. Manisa’da soyu tehlike altındaki ırkları üretip yaygınlaştırmak amacıyla kurduğum ufak bir çiftliğim var. Bu ırklardan bir tanesi bugün izlerine az da olsa sadece Çeşme yöresinde rastlayabildiğimiz ‘Sakız Koyunu’ ırkıdır. Ne yazık ki bugün saf ırk olarak nitelendirebileceğimiz hayvan sayısı son derece azalmış bulunmaktadır. Yaptığım araştırmalar neticesinde Nişantaşı’nda ikâmet etmekteyken kendilerine dayılarından miras kalan Sakız koyunlarının soyunu devam ettirebilmek için Yalova’ya taşınan bir ailenin Büyükada ve Kınalıada’daki bazı meraklı kimselere bundan yıllarca önce bu saf sakız ırkı koyunlardan sattığını öğrenmiş bulunmaktayım. Bu konuyla ilgili herhangi bir bilgisi olan bir kimse varsa, bana kendilerine ulaşabileceğim bir email ya da telefon verirlerse müteşekkir kalacağımı belirtmek isterim. Bu gayretimin ticari bir kazanç kaygısıyla değil Sakız ırkının varlığının devamı için olduğunun bilinmesini rica ederim.
Saygılarımla,
Murat Özçelik
* * *
From: Engin DAMCI
Subject: Yan: Fwd: Adalardaki Sakız ırkı koyunlar hakkında
Date: November 24, 2012 9:57:36 AM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com
Vakti şerifleriniz hayırlı olsun efendim,
Evet vardır ve doğrudur. Kınalıada’da değerli büyüğüm merhum Muhabere Albayı Suat Öztanyeri beslerdi. Çok verimli ve Tırakya Kıvırcığı gibi kıymet ifade ettiğini ve karnındaki bazı lekelerden anlaşılabileceğini söylemişti bir sohbetimiz sırasında. Büyükada’da halen çiçekçilik yapan Doğan Uzun’un da bir ara beslediğini kendilerinden dinlemiştim. Şu sıralarda da sanırım besleyenler var. Büyükada mezarlığının etrafında otlatılırken rastladığım ancak emin olabilmek için erbabının görmesi gereken sayısı on taneyi geçmeyen bir sürü var. Zaten albayım da üretiminin güç ve az yavru verdiğinden bahsederdi. Doğan Uzun ise Sakız koçlarıyla öğünürdü. Bakın görüyor musunuz bahsedilen iki adadan da sizlere nasıl iki meraklı şahıstan bahsettim… Merak bu ya… İşe yarar umarım.
Engin
10. ada peşi sıra arda kalan 9 ada da batmak üzere!…
* * *
From: HASAN CEVAD ÖZDİL
Subject: merhaba
Date: November 23, 2012 4:38:57 PM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com
Ne zamanki nerede kaldı, acaba sık sık bakamadığım için ben mi kaçırdım diye düşünürken geldi posta. Livingston’un Maltepe-Büyükada arası 20 dakika haberi de dahil olarak. Bu konuyla ilgili olarak Vordonisi Adası’ndaki kilise hakkında ayrıntılı bir bilgiye ulaşamadım. İrşad eyleyecek bir zat-ı muhtereme aynı bağlamda borçlu kalacağımı beyan ediyorum. Posta efradına sağlık ve mutluluk dileklerimle.
* * *
Sevgili Hasan Cevad Bey,
Ada’ya çıktığım günden beri ara sıra ısıtılıp basına sunulan Vordonisi haberleri içinde ADALAR POSTASI-2701/7 (14.8.2012)‘de de yayımlanan “Vordonisi’nin tam karşısında ve çok yakınında bulunan Küçükyalı Arkeolojik Alanı’nda 12 yıldır araştırmalar yapan Koç Üniversitesi ve İtalya Salerno Üniversitesi Ortaçağ Latin Araştırmaları Bölümü öğretim üyelerinden Dr. Alessandıra Ricci“nin beyanatı en ilginci…
Alessandra Ricci: “Vordonisi Adası’nda sürgün olan Patrik Fotius ile Küçükyalı’daki Patrik İgnazius arasında büyük çekişme yaşanıyor. Rekabet sonucu Patrik Fotius, adanın üzerine bir manastır yapınca da, Patrik İgnazius da aynı manastır yaptırıyor. Vordonisi’nin bulunması, Küçükyalı’daki Satyros manastırının da önemini artırıyor. Bizans’ta Adalar’da rahipler yaşardı. Vordonosi adasında ufak çaplı da olsa yerleşim olabilir. Ada üzerinde kubbeli bir kilise yapısının olduğunu biliyoruz. Bu küçük adanın kalıntılarının tespiti için sualtı arkeolojik araştırmaların yapılması son derece önemli…”
Bu meyanda evvela kendisiyle görüşmekte fayda olabilir…
Sanal Âlem’de tesadüf ettiğim iletişim bilgileri şöyle:
http://cssh.ku.edu.tr/tr/arha/faculty
Yrd. Doç. Dr. Alessandra RICCI
Geç Antik ve Bizans Arkeolojisi ve Mimari Tarihi, Osmanlı Öncesi Konstantinopolis, Geç Antik ve Bizans Toplumu ve Toplumsal Çatışmalar
Ofis: Sos. 269 Telefon: 1489
E-posta : aricci@ku.edu.tr
CaddeBostan Balıkadamlar Kulübü’nde vaktiyle aldığımız İlkyardım Eğitimi’ndeki hocamız İnkılap Obruk’tan duymuştum ilkin… Seneler evveli keşifle dalış yapmışlarmış Vordonisi’ye ―bilmediğimiz evveliyatı da vardır mutlaka― peşi sıra herkes ‘ilk kez olarak’ keşfetti ve dalış yaptı 10. Ada’ya! Diğer 9’u da batayazmaktayken; ne yazıktır ki yerin/suyun dibine batmazdan evvel gereğince anlaşılamayacak gibi değerleri!…
Muhabbetle selam ve sevgi,
Çiğdem’den
)O(
______________________
AdaGazetesi, 22.11.2012
http://www.ada-gazetesi.com/kamuoyuna-duyurulur.html
Kamuoyuna Duyurulur!…
Adalar İlçesi Büyükada G22a13d pafta, 126 ada, 4 parsele ait 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı’nda değişiklik yapılmasına ilişkin mülk sahibi tarafından yapılan teklif 15.11.2012 tarihinde Rapor No: 104 Dosya No: 2012/2603 sayılı komisyon raporunda oybirliğiyle uygun görülmeyerek karara bağlanmış ancak anlaşılmaz bir şekilde aynı komisyon 20.11.2012 tarihinde ayni talebe ilişkin 2. raporu hazırlayarak Rapor No: 242, Dosya No: 2012/2063 sayılarıyla Meclis’e sunmuştur.
Olumsuz olan raporun komisyona geri çekilerek kararın değiştiği anlaşılmaktadır. Bu karara olumsuz oy kullanan İBB CHP Grubu İzleme Komisyonu askı sürecinde karara itiraz etmek ve gerekirse yargıya gitmek kararını bugün itibarıyla almış bulunmaktadır.
Bu Meclis kararı tamamen planlama prensiplerine aykırı, yoğunluk getirici, inşaat alanını fevkalade artıran, emsal olmak gibi kabul edilemez bir sonucu ortaya çıkartmıştır.
Aslında 1/5000 ölçekli planlarla ilgili mülk sahiplerinin itirazlarına ve bazı haklı taleplerine dahi bu karara kadar imar artışı ve planlama ilkelerine aykırılık nedeniyle olumsuz bakan İmar Komisyonu AKP üyelerinin parsel bazındaki bu isteğe önce doğru karar verip doğru raporu komisyona geri çekip, olumlu ancak yanlış olan raporu yeniden Meclis’e getirmeleri çok önemli bir dış faktörün devreye girdiğinin ifadesi olarak kabul edilmelidir.
İBB Şehircilik ve Planlama Müdürlüğü’nün, Adalar Belediyesi’nin ve Nizam Mahallesi Muhtarı’nın olumsuz görüşlerine rağmen alınan bu Meclis kararı bir rant kararıdır. Yakın bir geçmişte el değiştiren bu parselin şu anda değerini defalarca katlamış olduğunu düşünmekteyim.
Rant yaratan bu kararı almaktan çekinmeyen AKP İBB Meclis Grubu’na, Adalar’ın tamamının KENTSEL VE DOĞAL SİT ALANI olduğunu, bu utanç kararından süresi içinde yapılacak itiraz sonucu plan değişikliğinin iptalinin yargıya gitmeden yapılmasının doğru olacağını anlatmak için her seviyede kamuoyunun yaratılması gerektiğini Adalılar’ın ve yetkililerin dikkatlerine sunuyorum.
Özellikle iktidar partisinin İlçe Başkanı ve Meclis üyelerinden bu konuda gerekli hassasiyeti göstermeleri beklenmelidir. Sonuçta yanlıştan dönmek erdem olarak görülecektir.
Kararın askıya çıktığını İBB kurumsal web sitesinde plan ilanları sekmesinden takip edebilirsiniz. AdaGazetesi tarafından bu bildiri ve duyuruların ilgili meslek kuruluşlarına ve basın kuruluşlarına aktarılmasını rica ediyorum.
Saygılarımla,
Oktay ALTIN
(E)Dz. İk. Yarbay
Adalar Belediyesi İBB CHP Meclis üyesi
* * *
TC
İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE MECLİSİ
KOMİSYON RAPORLARI
İMAR VE BAYINDIRLIK KOMİSYONU
Rapor No: 104
Tarih: 15.11.2012
Dosya No: 2012/2603
KONUNUN ÖZÜ: Adalar İlçesi, G22a13d pafta, 126 ada,4 parsele ait 1/5000 ölç.N.İ.P.değişiklik teklifi
KOMİSYON İNCELEMESİ: Planlama Müdürlüğü’nün 12/ 11 /2012 gün ve2012-13603-13932-
13764-13773 sayılı yazısında;
“İlgi :
a) İlgilisinin PL: 03.09.2012 gün Pl-12283 sayılı dilekçe ve ekleri.
b) 27.09.2012 gün ve 12283 sayılı dağıtımlı yazımız.
c) İlgilisinin PL: 04.10.2012 gün ve 13603 sayılı dilekçe ve ekleri.
d) PL: 09.10.2012 gün ve 13764 sayı ile kayıtlı Nizam Mahalle Muhtarının yazısı.
e) İlgilisinin PL:15.10.2012 gün ve 13932 sayılı dilekçe ve ekleri.
f) Adalar Belediye Başkanlığı’nın 05.10.2012 gün ve 2012/1094 sayılı yazısı.
g) Kamulaştırma Müdürlüğü’nün 25.07.2012 gün TN:802949 -10225 sayılı yazısı.
h) Deprem ve Zemin İnceleme Müdürlüğü’nün 25.07.2012 gün ve 1551-145751 sayılı yazısı ve eki.
ı) Ulaşım Planlama Müdürlüğü’nün 29.08.2012 gün /945496-3225 sayılı yazısı ve eki.
j) Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın 20.8.2004 gün, S/89 sayılı genelgesi ve 20.8.2004 günlü,
S/90 sayılı Başkanlık Oluru.
TALEP: Adalar İlçesi, Büyükada Mahallesi, 126 ada, 4 parselin K2 simgeli Düşük Yoğunluklu Konut Alanı’ndan ilgi (a) yazı eki teklif plan ile “ Otel Alanı “na daha sonra ilgi (c) ve ilgi (e) yazı ekinde verilen teklif plan değişikliği ile Konaklamalı Turizm Alanı lejandına alınmasına ilişkin 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı değişiklik teklifi gereği için tarafımıza iletilmiştir.
MÜLKİYET: Dosyasında yer alan 03.07.2012 tarihli tapu kaydında ; Adalar İlçesi, Meşrutiyet Mahallesi 126 ada,4 parselin şahıs mülkiyetinde 4366 m² olduğu ve Satış+Birleş. sebebi ile 29.06.2012 tarihinde edinildiği,Beyanlar hanesinde ise 22.01.1992/79 sayılı ile Eski Eserdir. II.derece korunması gerekli taşınmaz kültür varlığıdır denilmektedir.
MEVCUT DURUM: Başkanlığımız kayıtlarındaki 2011 uydu görüntüsünden, Adalar İlçesi ,126 ada 4 parsel üzerinde yeşil alan olduğu, belirgin bir yapı görülmemekle birlikte, Ulaşım Planlama Müdürlüğü’nün Komisyon İncelemesi kararında parsel üzerinde baraka türü yapılaşma olduğu belirtilmiş olup, tapu kayıtlarında sarnıç ve kuyusu olan bahçeli ahşap hane olduğu belirtilmektedir.
PLANLARDAKİ DURUM: Adalar İlçesi, Büyükada Mahallesi, 126 ada, 4 parsel daha önceki 30.06.1994 onanlı 1/5000 ölçekli KANİP.’da 175 kişi/ha yoğunlukta Konut Alanında olup, yürürlükteki 21.09.2011 t.t.li 1/5000 ölçekli Adalar Koruma Amaçlı Nazım İmar Planında ; K2 (150 ki/ha) Düşük Yoğunluklu Konut Alanında ve Kentsel Sit Alanında kalmaktadır.
KAMU KURUM VE KURULUŞ GÖRÜŞLERİ: İlgi a) yazı eki olarak 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı değişiklik teklifine ilişkin Deprem ve Zemin İnceleme Müdürlüğü, Ulaşım Planlama Müdürlüğü ve Kamulaştırma Müdürlüğü görüşleri tarafımıza iletilmiştir.
Deprem ve Zemin İnceleme Müdürlüğü’nün İlgi (h) yazısında özetle ; Planlama alanının Mikrobölgeleme Projeleri kapsamında yapılan İmar Planlarına Esas 1/2000 Ölç. “Uygunluk Haritaları’nda ‘‘Uygun Alan (UA)” lejantlı sınırlar içerisinde kaldığı belirtilerek, söz konusu planlama alanında bulunan mevcut yapıların zemin-temel, temel-yapı ve statik yönden incelenip gerekli olduğunda teknik müdahalelerin yapılması, ilgi (h) yazı ve eki raporda belirtilen hususların planlama aşamasında göz önüne alınması,uygulama öncesinde yapılacak olan zemin etüd çalışmasında bu bilgilerin de değerlendirilmesi ve buna göre uygulamaya gidilmesi koşuluyla, söz konusu 1/5000 ölçekli Nazım İmar Plan tadilatı jeolojik bakımdan uygun görülmektedir. denilmektedir.
Kamulaştırma Müdürlüğü’nün ilgi (g) yazısında; ‘‘…adı geçen taşınmaza ait Müdürlüğümüzde herhangi bir işlem dosyası bulunmadığı gibi kamulaştırılması hususunda da alınmış bir encümen kararına rastlanmamıştır.’’ denilmektedir.
Ulaşım Planlama Müdürlüğü’nün ilgi (ı) yazısı eki plan değişikliği inceleme komisyonu kararında;
‘‘…..Adalar İlçesi Büyükada Mahallesi G22A13D pafta, 126 ada, 4 parsel K2 (150 ki/ha) Düşük Yoğunluklu Konut Alanı’ndan E:0.40, Hmax:2 kat yapılanma şartlarında Otel Alanı’na alınmasına ilişkin 1/5000 ölçekli nazım imar plan tadilatı teklifi; fonksiyon değişikliği bölgesel ulaşım sistemi açısından uygun olmakla birlikte , teklif plan notlarının ve yapılanma şartlarının emsal artışına sebep olması dolayısıyla yapılaşma şartları bakımından bölge planı kapsamında değerlendirilmelidir.” denilmektedir.
DEĞERLENDİRME: İlgi e) yazı eki 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı değişiklik teklifi incelendiğinde; Adalar İlçesi, Büyükada, Nizam Mahallesi, 216 ada, 4 parsel sayılı yer K2 simgeli 150 kişi/ha yoğunlukta Konut Alanı’ndan, Konaklamalı Turizm Alanı’na alınmasına ilişkin teklif planın 21.09.2011 t.t.li 1/5000 ölçekli Adalar Koruma Amaçlı Nazım İmar Planının G22-a-13-d simgeli paftası üzerine hazırlandığı, “….
1- Plan onama sınırı ; İstanbul İli Adalar İlçesi, Büyükada Mahallesi, 126 ada, 4 parselin sınırıdır.
2- Plan onama sınırı içinde kalan alan ; Konaklamalı Turizm Alanı olup bu alanda otel yapılabilir.
3- Konaklamalı Turizm Alanında; E=0.40 ve Hmax=2 kat olup zemin kat yüksekliği 4.50 metreyi
geçemez.
4- Çatı Eğimi İstanbul İmar yönetmeliğine tabii olup, çatı içinde çıkan alanda otele hizmet edecek oda,
kafe, restoran vb kullanımlar yer alabilir. Emsale dahil değildir.
5- Birden fazla Bodrum Kat yapılacak olup eğimden dolayı açığa çıkan 1. ve 2. Bodrum Kat iskan
edilebilir ve Emsal Haricidir.Diğer Bodrum Katlar otel kullanımına hizmet edecek teknik hacimler
yer alacaktır.
6- ±0.00 kotu parselin cephe aldığı Çankaya Caddesinden alınacaktır.
7- İstanbul 5 Nolu Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu onayı olmadan uygulama yapılamaz.
8- Uygulama aşamasında ilgili kurum ve kuruluşlardan görüş alınarak önerilen tedbirlere uyulacaktır.
9- Uygulama Aşamasında ayrıntılı jeolojik ve jeoteknik etüd raporları hazırlanacak ve raporda belirtilen
hususlara uyularak gerekli önlemler alınacaktır.
10- Açıklanmayan hususlarda 21.09.2011 tasdik tarihli 1/5000 ölçekli Adalar Koruma Amaçlı Nazım
İmar Planı plan hükümleri ve İstanbul İmar Yönetmeliği hükümleri geçerlidir.” şeklinde plan notlarının
getirildiği görülmektedir.
İlgi e) yazı eki plan açıklama raporunda;”.. İstanbul İli, Adalar İlçesi, Büyükada Mahallesi, 126 ada, 4 parsele ilişkin 1/5000 ölçekli Nazım İmar Plan Tadilatı Teklifinde ;4366 m2 büyüklüğünde olup meri planda 150 ki/ha olarak planlanan Konut Alanı, “ Konaklamalı Turizm Alanı olarak planlanmış ve yapılaşma koşulları E=0.40 ve Hmax= 2 kat olarak önerilmiştir. Tarihi ve Kültürel yapıya uygun, yerel değerlere saygılı bir mimari uygulanmak istenmektedir.
Türkiye’nin ve İstanbul’un yükselen turizm potansiyeline yakışan, İstanbul’un merkezinde, ancak şehrin karmaşasından uzak, misafir konforu, mimarisi, dekorasyonu ile örnek bir butik “ Toplantı Oteli’ni İstanbul’a kazandırmak hedeflenmektedir. Aynı zamanda yerli ve yabancı misafirlere verilecek hizmetin niteliği açısından yüksek kalitede butik bir otel projesi ile Adalar’ın turizm kalitesini yükseltmek istenmektedir.
Yapılan fizibilite çalışmaları sonucunda söz konusu parsel alanının , Büyükada Nizam semt,inde istenilen kapsamda otel yapılmasına uygun tek parsel olduğu sonucuna varılmıştır. Mevcut binaların tadilatla otel yada pansiyon olarak kullanılması Adalar İlçesi’ndeki turizm talebini karşılamada yetersiz kalmaktadır. Parsel Alanının doğusunda ve batısında turizm tesisleri bulunmakta veya inşa edilmekte dolayısıyla fonksiyon açısından değerlendirildiğinde planlama alanının turizm tesisi olarak değerlendirilmesi uygun olacaktır. Aynı zamanda bu alanın turizm tesisi olarak planlanması Büyükada’nın sosyo-ekonomik gelişmesine de katkı sağlayacaktır.” denilmektedir.
İlgi a) yazı eki 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı değişikliğine ilişkin olarak, Koruma Amaçlı İmar Planları ve Çevre Düzenleme Projelerinin Hazırlanması, Gösterimi, Uygulaması, Denetimi Ve Müelliflerine İlişkin Usul Ve Esaslara Ait Yönetmeliğinin 6.Maddesinin (f) bendi gereğince 01.10.2012 ve 05.10.2012 tarihlerinde Plan müellifi ile Parsel malikleri, Adalar Belediye Başkanlığı, TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi, Şehir Planlama Müdürlüğü ve Büyükada Nizam Mahallesi Muhtarlığının davetli olduğu iki
(2) toplantı düzenlenmiş ve ilgi a) yazı eki 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı değişiklik teklifi hakkında görüşleri alınmış olup, toplantıda tadilat teklifi hakkında ; Parsel malikleri söz konusu parselde Markalı Butik Otel yapmak istediklerini beyan ederek , Adada bu yönde büyük bir talep olduğunu, mevcut turizm tesislerinin bu talebi karşılayamadığını belirtilerek İstanbul Turizm Potansiyeline bu kapsamda katkı sağlanacağını ifade etmişlerdir. Şehir Planlama Müdürlüğü ise 21.09.2011 onanlı 1/5000 ölçekli KANİP.’da söz konusu alanın Kentsel Sit Alanı olduğu ve mevcut dokunun ve yoğunluğun korunması gerektiği, talep edilen fonksiyonun planda Konut Alanı’nın Otel Alanı’na ayrılmasının plan bütünlüğünü bozacağı belirtilerek konut ve ticaret alanlarında H:9.50 olarak otel-motel -pansiyon yapılabileceğini ifade etmişlerdir.
Planlama Müdürlüğü’nce teklifin plan bütünlüğünü bozucu nitelikte olduğu, Bölge Planı içerisinde Konaklamalı Turizm Alanı lejandı olduğu ayrıca Otel Alanı lejandı bulunmadığı belirtilerek parselin ana arterden cephe aldığı, denize doğru yaklaşık 12-13 m lik bir eğime sahip olduğu, parselin denize doğru olan kısmında 26 nolu 142 m2 alanlı Maliye Hazinesine ait bir parselde yer almakta olup, 5 nolu plan notu teklifinin İstanbul İmar yönetmeliğine aykırı olduğu ifade edilmiştir. Nizam Mahallesi Muhtarı tarafından ilgi (d) sayı ile müdürlüğümüze kayıtlı olan ve 28.09.2012 tarihinde Başkanlığımıza gönderilen Faxda ; “ Söz konusu parsel Büyükada’nın ön görünüm bölgesinde bulunmakta ve 4368.513 m2 alana sahip olup, Çankaya Caddesinden denize kadar cephesi olan dar ve uzun parseldir. Mevcut onanlı 1/5000’lik planlarda da düşük yoğunluklu konut alanında kalmaktadır.Hemen bir parsel sonrasında halen Kaymakamlık olarak kullanılan tarihi HACAPULOS KÖŞKÜ bulunmaktadır. Söz konusu parselin Konut Alanı’ndan Ticaret Alanı’na (Otel Alanı) alınması öncelikle plan bütünlüğü açısından olumsuz sonuç doğurmayacak mıdır? Çünkü 1/5000 ‘lik planların itiraz askı süresi içinde yine Nizam Mahallesi Yörükali mevkiinde üzerinde konaklamalı tesisler bulunan parselin mülk sahiplerinin turizm alanına alınması talepleri plan bütünlüğüne aykırı gerekçesi ile red edilmiş bulunmaktadır. Diğer taraftan Ticari amaçlı bir yapılaşma yoğunluğunun ön görünümü bozacağı da açıktır. Ayrıca parselin Nizam yönüne doğru birkaç parsel sonrasında 127 ada üzerinde Seferoğlu olarak anılan 1 parsel bulunmakta ve bu parsel üzerinde halen devam eden yapılaşmanın ve deniz kıyısında yapılacağı söylenilen tesislerin , Adalar kamuoyunda aşırı derece tepki gördüğü , sit şartlarına aykırı olarak faaliyetlerin sürdürüldüğü düşüncesi, aydınlatıcı ve doğru bilgilerin kamuoyuna verilmesini gerektirecek derecede yoğunluk arz etmektedir. Aynı sebeple söz konusu 126 ada, 4 parsel üzerinde yapılacak olası plan değişikliği adeta ikinci bir Seferoğlu alanı yaratılacak kuşkusunu kamuoyu üzerinde yaratacak ve haksız bir şekilde sadece parsel sahiplerine yönelik bir uygulama yapılmış olacaktır. Bu nedenle Büyükada Nizam Mahallesi Muhtarlık görüşüm söz konusu plan değişikliğinin uygun olmadığı yönündedir.” denilmektedir.
– 01.10.2012 tarihli toplantıda Bölge Planı içerisinde Konaklamalı Turizm Alanı lejandı olduğu ayrıca Otel Alanı lejandı bulunmadığı hususunda yapılan görüşmeler neticesinde teklif plan tadilatı paftasında söz konusu parselin lejandı “ Konaklamalı Turizm Alanı “ olarak düzeltilerek bu alanda otel yapılabileceği hususu plan notuna eklenmiştir.
– Teklif planda önerilen “ Bodrum Kat sınırlaması olmayıp eğimden dolayı açığa çıkan 1. ve 2.
Bodrum Katlar zemin kat kontürlerini geçmemek kaydıyla iskan edilebilir ve emsale dahil değildir.” Plan notu değiştirilerek “ Birden fazla Bodrum Kat yapılacak olup eğimden dolayı açığa çıkan 1. Bodrum Kat İskan edilebilir ve emsal haricidir. Diğer Bodrum Katlar Otel kullanımına hizmet eden toplantı odası, spor salonu, spa üniteleri, masaj odaları, cafe, teknik hacimler ve benzeri ortak kullanım alanları yer alabilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
– Ayrıca “ ±0.00 kotu parselin cephe aldığı Çankaya Caddesinden alınacaktır.” plan notu ilave edilmiştir.
Bilahare Adalar Belediye Başkanlığı’nın ilgi (f) yazısında ; “…söz konusu plan tadilatının ; kamu yararı açısından ve 1/5000 ölçekli plan kararlarının bütünlüğünün korunması açısından şehircilik ilkelerine uygun olmayacağı, plan kararlarının korunması gerektiği ile sit alanı bütünü olan Adalar’da, kentsel sit alanı içindeki konut alanlarında 1/5000 planda belirlenen yoğunlukların korunması, yoğunluğu arttıracak yaklaşımlardan kaçınılması Adalara özgü yerleşim dokusunun korunabilmesi açısından önem kazanmaktadır.” denilmektedir.
Adalar İlçesi, Büyükada Mahallesi, 126 ada, 4 parselin K2 (150ki/ha) simgeli Düşük Yoğunluklu Konut Alanı’ndan E=0.40 ve Hmax=2 kat yapılanma koşullarında “ Konaklamalı Turizm Alanı ” lejandına alınmasına ilişkin 1/5000 ölçekli Nazım İmar planı değişiklik teklifine ilişkin, Ulaşım Planlama Müdürlüğü’nce teklif plan notlarının ve yapılanma şartlarının emsal artışına sebep olacağından yapılaşma şartları bakımından bölge planı kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, Deprem ve Zemin İnceleme Müdürlüğünün şartlı uygun görüşü ile Adalar Belediye Başkanlığı ve Nizam Mahalle Muhtarının olumsuzgörüşleri bulunmaktadır.
Bahse konu alan Kentsel Sit Alanı olduğundan mevcut dokunun ve yoğunluğun korunması düşünüldüğünden 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı değişiklik teklifi yapı ve nüfus yoğunluğunu arttırıcı ,meri plan kararlarını etkileyici , çevreye emsal teşkil edici niteliktedir. ” denilerek
İlgi a), c), e) yazılar eki 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı teklifi ekte olup; yazımız ve eklerinin ilgi
j) Başkanlık onayı ve genelgesi, yürürlükteki yasalar ve yönetmelikler ile 2863/3386/5226 sayılı Kültür veTabiat Varlıklarını Koruma Kanunu, 5216 sayılı yasanın 7-b ve14.maddelerine göre değerlendirilmek ve hakkında karar alınmak üzere Büyükşehir Belediye Meclisine havale olunmuştur.
KOMİSYON GÖRÜŞÜ: Adalar İlçesi, G22a13d pafta, 126 ada, 4 parsele ilişkin 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı tadilatı teklifi incelenmiş olup, plan ilke ve kararlarına aykırı nitelik taşıdığından Komisyonumuzca uygun görülmemiştir.
Meclisimizin onayına arz olunur.
Sefer KOCABAŞ Timur SOYSAL Mustafa DEMİRKAN
İmar ve Bayındırlık Başkan Vekili Raportör
Komisyonu Başkanı
İrfan MERT Oktay BİRİNCİ Hayri KIR
Üye Üye Üye
Ömer Lütfü SOMUN M. Sedat ÖZKAN Nevzat ŞELİMEN
Üye Üye Üye
* * *
TC İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE MECLİSİ
KOMİSYON RAPORLARI
İMAR VE BAYINDIRLIK KOMİSYONU
Rapor No: 242
Tarih: 20.11.2012
Dosya No: 2012/2603
KONUNUN ÖZÜ: Adalar İlçesi, G22a13d pafta, 126 ada,4 parsele ait 1/5000 ölç.N.İ.P.değişiklik teklifi
KOMİSYON İNCELEMESİ: Planlama Müdürlüğü’nün 12/ 11 /2012 gün ve2012-13603-13932-
13764-13773 sayılı yazısında;
“İlgi :
a) İlgilisinin PL: 03.09.2012 gün Pl-12283 sayılı dilekçe ve ekleri.
b) 27.09.2012 gün ve 12283 sayılı dağıtımlı yazımız.
c) İlgilisinin PL: 04.10.2012 gün ve 13603 sayılı dilekçe ve ekleri.
d) PL: 09.10.2012 gün ve 13764 sayı ile kayıtlı Nizam Mahalle Muhtarının yazısı.
e) İlgilisinin PL:15.10.2012 gün ve 13932 sayılı dilekçe ve ekleri.
f) Adalar Belediye Başkanlığı’nın 05.10.2012 gün ve 2012/1094 sayılı yazısı.
g) Kamulaştırma Müdürlüğü’nün 25.07.2012 gün TN:802949 -10225 sayılı yazısı.
h) Deprem ve Zemin İnceleme Müdürlüğü’nün 25.07.2012 gün ve 1551-145751 sayılı yazısı ve eki.
ı) Ulaşım Planlama Müdürlüğü’nün 29.08.2012 gün /945496-3225 sayılı yazısı ve eki.
j) Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın 20.8.2004 gün, S/89 sayılı genelgesi ve 20.8.2004 günlü,
S/90 sayılı Başkanlık Oluru.
TALEP: Adalar İlçesi, Büyükada Mahallesi, 126 ada, 4 parselin K2 simgeli Düşük Yoğunluklu Konut Alanı’ndan ilgi (a) yazı eki teklif plan ile “ Otel Alanı “na daha sonra ilgi (c) ve ilgi (e) yazı ekinde verilen teklif plan değişikliği ile Konaklamalı Turizm Alanı lejandına alınmasına ilişkin 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı değişiklik teklifi gereği için tarafımıza iletilmiştir.
MÜLKİYET: Dosyasında yer alan 03.07.2012 tarihli tapu kaydında ; Adalar İlçesi, Meşrutiyet Mahallesi 126 ada, 4 parselin şahıs mülkiyetinde 4366 m² olduğu ve Satış+Birleş. sebebi ile 29.06.2012 tarihinde edinildiği,Beyanlar hanesinde ise 22.01.1992/79 sayılı ile Eski Eserdir. II.derece korunması gerekli taşınmaz kültür varlığıdır denilmektedir.
MEVCUT DURUM: Başkanlığımız kayıtlarındaki 2011 uydu görüntüsünden, Adalar İlçesi ,126 ada 4 parsel üzerinde yeşil alan olduğu, belirgin bir yapı görülmemekle birlikte, Ulaşım Planlama Müdürlüğü’nün Komisyon İncelemesi kararında parsel üzerinde baraka türü yapılaşma olduğu belirtilmiş olup, tapu kayıtlarında sarnıç ve kuyusu olan bahçeli ahşap hane olduğu belirtilmektedir.
PLANLARDAKİ DURUM: Adalar İlçesi, Büyükada Mahallesi, 126 ada, 4 parsel daha önceki 30.06.1994 onanlı 1/5000 ölçekli KANİP.’da 175 kişi/ha yoğunlukta Konut Alanında olup, yürürlükteki 21.09.2011 t.t.li 1/5000 ölçekli Adalar Koruma Amaçlı Nazım İmar Planında ; K2 (150 ki/ha) Düşük Yoğunluklu Konut Alanında ve Kentsel Sit Alanında kalmaktadır.
KAMU KURUM VE KURULUŞ GÖRÜŞLERİ: İlgi a) yazı eki olarak 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı değişiklik teklifine ilişkin Deprem ve Zemin İnceleme Müdürlüğü, Ulaşım Planlama Müdürlüğü ve Kamulaştırma Müdürlüğü görüşleri tarafımıza iletilmiştir.
Deprem ve Zemin İnceleme Müdürlüğü’nün İlgi (h) yazısında özetle ; Planlama alanının Mikrobölgeleme Projeleri kapsamında yapılan İmar Planlarına Esas 1/2000 Ölç. “Uygunluk Haritaları’nda ‘‘Uygun Alan (UA)” lejantlı sınırlar içerisinde kaldığı belirtilerek, söz konusu planlama alanında bulunan mevcut yapıların zemin-temel, temel-yapı ve statik yönden incelenip gerekli olduğunda teknik müdahalelerin yapılması, ilgi (h) yazı ve eki raporda belirtilen hususların planlama aşamasında göz önüne alınması, uygulama öncesinde yapılacak olan zemin etüd çalışmasında bu bilgilerin de değerlendirilmesi ve buna göre uygulamaya gidilmesi koşuluyla, söz konusu 1/5000 ölçekli Nazım İmar Plan tadilatı jeolojik bakımdan uygun görülmektedir. denilmektedir.
Kamulaştırma Müdürlüğü’nün ilgi (g) yazısında; ‘‘…adı geçen taşınmaza ait Müdürlüğümüzde herhangi bir işlem dosyası bulunmadığı gibi kamulaştırılması hususunda da alınmış bir encümen kararına rastlanmamıştır.’’ denilmektedir.
Ulaşım Planlama Müdürlüğü’nün ilgi (ı) yazısı eki plan değişikliği inceleme komisyonu kararında ; ‘‘…..Adalar İlçesi Büyükada Mahallesi G22A13D pafta, 126 ada, 4 parsel K2 (150 ki/ha) Düşük Yoğunluklu Konut Alanı’ndan E:0.40, Hmax:2 kat yapılanma şartlarında Otel Alanı’na alınmasına ilişkin 1/5000 ölçekli nazım imar plan tadilatı teklifi; fonksiyon değişikliği bölgesel ulaşım sistemi açısından uygun olmakla birlikte , teklif plan notlarının ve yapılanma şartlarının emsal artışına sebep olması dolayısıyla yapılaşma şartları bakımından bölge planı kapsamında değerlendirilmelidir.” denilmektedir.
DEĞERLENDİRME: İlgi e) yazı eki 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı değişiklik teklifi incelendiğinde; Adalar İlçesi, Büyükada, Nizam Mahallesi, 216 ada, 4 parsel sayılı yer K2 simgeli 150 kişi/ha yoğunlukta Konut Alanı’ndan, Konaklamalı Turizm Alanı’na alınmasına ilişkin teklif planın 21.09.2011 t.t.li 1/5000 ölçekli Adalar Koruma Amaçlı Nazım İmar Planının G22-a-13-d simgeli paftası üzerine hazırlandığı, “….
1- Plan onama sınırı ; İstanbul İli Adalar İlçesi, Büyükada Mahallesi, 126 ada, 4 parselin sınırıdır.
2- Plan onama sınırı içinde kalan alan ; Konaklamalı Turizm Alanı olup bu alanda otel yapılabilir.
3- Konaklamalı Turizm Alanında; E=0.40 ve Hmax=2 kat olup zemin kat yüksekliği 4.50 metreyi geçemez.
4- Çatı Eğimi İstanbul İmar yönetmeliğine tabii olup, çatı içinde çıkan alanda otele hizmet edecek oda, kafe, restoran vb kullanımlar yer alabilir. Emsale dahil değildir.
5- Birden fazla Bodrum Kat yapılacak olup eğimden dolayı açığa çıkan 1. ve 2. Bodrum Kat iskan edilebilir ve Emsal Haricidir.Diğer Bodrum Katlar otel kullanımına hizmet edecek teknik hacimler yer alacaktır.
6- ±0.00 kotu parselin cephe aldığı Çankaya Caddesinden alınacaktır.
7- İstanbul 5 Nolu Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu onayı olmadan uygulama yapılamaz.
8- Uygulama aşamasında ilgili kurum ve kuruluşlardan görüş alınarak önerilen tedbirlere uyulacaktır.
9- Uygulama Aşamasında ayrıntılı jeolojik ve jeoteknik etüd raporları hazırlanacak ve raporda belirtilen hususlara uyularak gerekli önlemler alınacaktır.
10- Açıklanmayan hususlarda 21.09.2011 tasdik tarihli 1/5000 ölçekli Adalar Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı plan hükümleri ve İstanbul İmar Yönetmeliği hükümleri geçerlidir.” şeklinde plan notlarınıngetirildiği görülmektedir.
İlgi e) yazı eki plan açıklama raporunda;”.. İstanbul İli, Adalar İlçesi, Büyükada Mahallesi, 126 ada, 4 parsele ilişkin 1/5000 ölçekli Nazım İmar Plan Tadilatı Teklifinde ; 4366 m2 büyüklüğünde olup meri planda 150 ki/ha olarak planlanan Konut Alanı, “ Konaklamalı Turizm Alanı olarak planlanmış ve yapılaşma koşulları E=0.40 ve Hmax= 2 kat olarak önerilmiştir. Tarihi ve Kültürel yapıya uygun, yerel değerlere saygılı bir mimari uygulanmak istenmektedir.
Türkiye’nin ve İstanbul’un yükselen turizm potansiyeline yakışan, İstanbul’un merkezinde, ancak şehrin karmaşasından uzak, misafir konforu, mimarisi, dekorasyonu ile örnek bir butik “ Toplantı Oteli’ni İstanbul’a kazandırmak hedeflenmektedir. Aynı zamanda yerli ve yabancı misafirlere verilecek hizmetin niteliği açısından yüksek kalitede butik bir otel projesi ile Adalar’ın turizm kalitesini yükseltmek istenmektedir.
Yapılan fizibilite çalışmaları sonucunda söz konusu parsel alanının , Büyükada Nizam semt,inde istenilen kapsamda otel yapılmasına uygun tek parsel olduğu sonucuna varılmıştır. Mevcut binaların tadilatla otel yada pansiyon olarak kullanılması Adalar İlçesi’ndeki turizm talebini karşılamada yetersiz kalmaktadır. Parsel Alanının doğusunda ve batısında turizm tesisleri bulunmakta veya inşa edilmekte dolayısıyla fonksiyon açısından değerlendirildiğinde planlama alanının turizm tesisi olarak değerlendirilmesi uygun olacaktır. Aynı zamanda bu alanın turizm tesisi olarak planlanması Büyükada’nın sosyo-ekonomik gelişmesine de katkı sağlayacaktır.” denilmektedir.
İlgi a) yazı eki 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı değişikliğine ilişkin olarak, Koruma Amaçlı İmar Planları ve Çevre Düzenleme Projelerinin Hazırlanması, Gösterimi, Uygulaması, Denetimi Ve Müelliflerine İlişkin Usul Ve Esaslara Ait Yönetmeliğinin 6.Maddesinin (f) bendi gereğince 01.10.2012 ve 05.10.2012 tarihlerinde Plan müellifi ile Parsel malikleri, Adalar Belediye Başkanlığı, TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi, Şehir Planlama Müdürlüğü ve Büyükada Nizam Mahallesi Muhtarlığının davetli olduğu iki (2) toplantı düzenlenmiş ve ilgi a) yazı eki 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı değişiklik teklifi hakkında görüşleri alınmış olup, toplantıda tadilat teklifi hakkında ; Parsel malikleri söz konusu parselde Markalı Butik Otel yapmak istediklerini beyan ederek , Adada bu yönde büyük bir talep olduğunu, mevcut turizm tesislerinin bu talebi karşılayamadığını belirtilerek İstanbul Turizm Potansiyeline bu kapsamda katkısağlanacağını ifade etmişlerdir. Şehir Planlama Müdürlüğü ise 21.09.2011 onanlı 1/5000 ölçekli KANİP.’da söz konusu alanın Kentsel Sit Alanı olduğu ve mevcut dokunun ve yoğunluğun korunması gerektiği, talep edilen fonksiyonun planda Konut Alanı’nın Otel Alanı’na ayrılmasının plan bütünlüğünü bozacağı belirtilerek konut ve ticaret alanlarında H:9.50 olarak otel-motel -pansiyon yapılabileceğini ifade etmişlerdir. Planlama Müdürlüğü’nce teklifin plan bütünlüğünü bozucu nitelikte olduğu, Bölge Planı içerisinde Konaklamalı Turizm Alanı lejandı olduğu ayrıca Otel Alanı lejandı bulunmadığı belirtilerek parselin ana arterden cephe aldığı, denize doğru yaklaşık 12-13 m lik bir eğime sahip olduğu, parselin denize doğru olan kısmında 26 nolu 142 m2 alanlı Maliye Hazinesine ait bir parselde yer almakta olup, 5 nolu plan notu teklifinin İstanbul İmar yönetmeliğine aykırı olduğu ifade edilmiştir. Nizam Mahallesi Muhtarı tarafından ilgi (d) sayı ile müdürlüğümüze kayıtlı olan ve 28.09.2012 tarihinde Başkanlığımıza gönderilen Faxda ; “ Söz konusu parsel Büyükada’nın ön görünüm bölgesinde bulunmakta ve 4368.513 m2 alana sahip olup, Çankaya Caddesinden denize kadar cephesi olan dar ve uzun parseldir. Mevcut onanlı 1/5000’lik planlarda da düşük yoğunluklu konut alanında kalmaktadır.Hemen bir parsel sonrasında halen Kaymakamlık olarak kullanılan tarihi HACAPULOS KÖŞKÜ bulunmaktadır. Söz konusu parselin Konut Alanı’ndan Ticaret Alanı’na (Otel Alanı) alınması öncelikle plan bütünlüğü açısından olumsuz sonuç doğurmayacak mıdır? Çünkü 1/5000 ‘lik planların itiraz askı süresiiçinde yine Nizam Mahallesi Yörükali mevkiinde üzerinde konaklamalı tesisler bulunan parselin mülk sahiplerinin turizm alanına alınması talepleri plan bütünlüğüne aykırı gerekçesi ile red edilmiş bulunmaktadır. Diğer taraftan Ticari amaçlı bir yapılaşma yoğunluğunun ön görünümü bozacağı da açıktır. Ayrıca parselin Nizam yönüne doğru birkaç parsel sonrasında 127 ada üzerinde Seferoğlu olarak anılan 1 parsel bulunmakta ve bu parsel üzerinde halen devam eden yapılaşmanın ve deniz kıyısında yapılacağı söylenilen tesislerin , Adalar kamuoyunda aşırı derece tepki gördüğü , sit şartlarına aykırı olarak faaliyetlerin sürdürüldüğü düşüncesi, aydınlatıcı ve doğru bilgilerin kamuoyuna verilmesini gerektirecek derecede yoğunluk arz etmektedir. Aynı sebeple söz konusu 126 ada, 4 parsel üzerinde yapılacak olası plan değişikliği adeta ikinci bir Seferoğlu alanı yaratılacak kuşkusunu kamuoyu üzerinde yaratacak ve haksız bir şekilde sadece parsel sahiplerine yönelik bir uygulama yapılmış olacaktır. Bu nedenle Büyükada Nizam Mahallesi Muhtarlık görüşüm söz konusu plan değişikliğinin uygunolmadığı yönündedir.” denilmektedir.
– 01.10.2012 tarihli toplantıda Bölge Planı içerisinde Konaklamalı Turizm Alanı lejandı olduğu ayrıca Otel Alanı lejandı bulunmadığı hususunda yapılan görüşmeler neticesinde teklif plan tadilatı paftasında söz konusu parselin lejandı “ Konaklamalı Turizm Alanı “ olarak düzeltilerek bu alanda otel yapılabileceği hususu plan notuna eklenmiştir.
– Teklif planda önerilen “ Bodrum Kat sınırlaması olmayıp eğimden dolayı açığa çıkan 1. ve 2. Bodrum Katlar zemin kat kontürlerini geçmemek kaydıyla iskan edilebilir ve emsale dahil değildir.” Plan notu değiştirilerek “ Birden fazla Bodrum Kat yapılacak olup eğimden dolayı açığa çıkan 1. Bodrum Kat İskan edilebilir ve emsal haricidir. Diğer Bodrum Katlar Otel kullanımına hizmet eden toplantı odası, spor salonu, spa üniteleri, masaj odaları, cafe, teknik hacimler ve benzeri ortak kullanım alanları yer alabilir.”şeklinde düzenlenmiştir.
– Ayrıca “ ±0.00 kotu parselin cephe aldığı Çankaya Caddesinden alınacaktır.” plan notu ilave edilmiştir.
Bilahare Adalar Belediye Başkanlığı’nın ilgi (f) yazısında ; “…söz konusu plan tadilatının ; kamu yararı açısından ve 1/5000 ölçekli plan kararlarının bütünlüğünün korunması açısından şehircilik ilkelerineuygun olmayacağı, plan kararlarının korunması gerektiği ile sit alanı bütünü olan Adalar’da, kentsel sit alanı içindeki konut alanlarında 1/5000 planda belirlenen yoğunlukların korunması, yoğunluğu arttıracak yaklaşımlardan kaçınılması Adalara özgü yerleşim dokusunun korunabilmesi açısından önemkazanmaktadır.” denilmektedir.
Adalar İlçesi, Büyükada Mahallesi, 126 ada, 4 parselin K2 (150ki/ha) simgeli Düşük Yoğunluklu Konut Alanı’ndan E=0.40 ve Hmax=2 kat yapılanma koşullarında “ Konaklamalı Turizm Alanı ” lejandına alınmasına ilişkin 1/5000 ölçekli Nazım İmar planı değişiklik teklifine ilişkin, Ulaşım Planlama Müdürlüğü’nce teklif plan notlarının ve yapılanma şartlarının emsal artışına sebep olacağından yapılaşma şartları bakımından bölge planı kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, Deprem ve Zemin İnceleme Müdürlüğünün şartlı uygun görüşü ile Adalar Belediye Başkanlığı ve Nizam Mahalle Muhtarının olumsuz görüşleri bulunmaktadır. Bahse konu alan Kentsel Sit Alanı olduğundan mevcut dokunun ve yoğunluğun korunması düşünüldüğünden 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı değişiklik teklifi yapı ve nüfus yoğunluğunu arttırıcı , meri plan kararlarını etkileyici , çevreye emsal teşkil edici niteliktedir. ” denilerek
İlgi a), c), e) yazılar eki 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı teklifi ekte olup; yazımız ve eklerinin ilgi
j) Başkanlık onayı ve genelgesi, yürürlükteki yasalar ve yönetmelikler ile 2863/3386/5226 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu, 5216 sayılı yasanın 7-b ve14.maddelerine göre değerlendirilmek ve hakkında karar alınmak üzere Büyükşehir Belediye Meclisine havale olunmuştur.
KOMİSYON GÖRÜŞÜ: Adalar ilçesi, G22a13d pafta, 126 ada, 4 parsele ilişkin 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı tadilatı teklifi incelenmiş olup 5 ve 6 nolu plan notlarının iptal edilerek “Otopark ihtiyacının parsel bünyesinde karşılaması kaydıyla iskan edilen 1. bodrum kat emsale dahil değildir”, “ Otel dışında iskan edilemez”, “ Bağımsız bölüm olarak konut ve ticaret birimleri yapılamaz”, “Doğal zemin kotu üzerine çıkan kısımlarda maksTAKS:0.40 değeri aşılamaz” ve “ 1/1000 ölçekli plan yapılmadan uygulama yapılamaz” plan notlarının ilavesiyle komisyonumuzca tadilen uygun görülmüştür.
Meclisimizin onayına arz olunur.
Sefer KOCABAŞ Timur SOYSAL Mustafa DEMİRKAN
İmar ve Bayındırlık Başkan Vekili Raportör
Komisyonu Başkanı
İrfan MERT Oktay BİRİNCİ Hayri KIR
Üye Üye Üye
Ömer Lütfü SOMUN M. Sedat ÖZKAN Nevzat ŞELİMEN
Üye Üye Üye
KARARA KATILMIYORUM KARARA KATILMIYORUM KARARA KATILMIYORUM
MUHALEFET ŞERHİ: 1/5000 ölçekli KANİP yeni yapıldığından ve 1994 onanlı 1/5000 ölçekli KANİP
de aynı olduğundan
büyükada 126 ada 4 parsele dair apar topar raporlar…
Adalar Kent Konseyi, 24.11.2012
Mürsel Polat
https://www.facebook.com/groups/453506748014706
Sayın Adalılar,
Büyükada 126 ada 4 parsel sayılı taşınmaz için hazırlanan 15.11.2012 tarihli İBB İmar komisyon raporu bazı güçler tarafından engellenerek değiştirildi. 20.11.2012 tarihli İBB Komisyon raporunda, çok üzgün olarak söylüyorum 2. Seferoğlu’na “evet” denildi. İnanılacak gibi değil! Bütün dengeler birden nasıl değişti takdir sizlerin artık. İmar konusunda uzman olan arkadaşların her iki kararı inceleyerek bizlere bilgi vermesini ve bu kararın uygulanmasına mani olmak için ne gerektiğini bize söylemelerini rica ediyorum.
* * *
15.11.2012 Tarihli komisyon görüşü
* * *
20.11.2012 tarihli komisyon görüşü
YitikÜlke, 22.11.2012
Ceren Çalıcı
http://www.yitikulke.com/melih-cevdet-anday-buyukadada.html#.UK5ZT5QLuy8.twitter
Melih Cevdet Anday Büyükada’da…
Türkiye Yazarlar Sendikası, Melih Cevdet Anday’ı şairin ölümünün onuncu yılında, uzun zaman yaşadığı Büyükada’da anıyor.
TYS, Büyükada Belediyesi, Milas Ören Belediyesi ve Adalar Müzesi işbirliğiyle 28 Kasım 2012 Çarşamba günü düzenlenecek “Melih Cevdet Anday Günü”, şairin mezarını ziyaretten sonra sinevizyon gösterisiyle ve bir panelle sürecek.
Etkinlikte ayrıca onuncu yıl anısına hazırlanan “Melih Cevdet Anday Armağan Kitabı” da okurla buluşacak.
BULUŞMA YERİ: Büyükada Belediyesi önü, saat 11:00 (Şair’in mezarını ziyaret için)
PANEL: Büyükada Anadolu Kulübü, saat 13:30
ULAŞIM İÇİN:
Vapur Saatleri
Kabataş’tan Büyükada’ya: 8:40, 10:40
Kadıköy’den Büyükada’ya: 9:00, 11:00
Motor Saatleri
Bostancı’dan Büyükada’ya: 8:45, 9:30, 10:30, 11:30, 12:45
Kartal’dan Büyükada’ya: 9:30, 10:30, 11:30, 12:30
* * *
Hovsep Özacar, 26.11.2012
Adalar Belediyesi’nin fotoğrafını paylaştı.
Aramızdan ayrılışının 10. Yılında Melih Cevdet Anday’ı birlikte anmak üzere sizi de aramızda görmekten mutluluk duyacağız.
Adalar Belediyesi
Tarih: 28 Kasım Çarşamba
Saat-Yer: 12.00-Gömüt Ziyareti, Büyükada
13.30 Anma Toplantısı Anadolu Kulübü, Büyükada
Twitter, 23.11.2012
@baskomsernevzat
Bugün Büyükada’da Rusça, Arapça, İspanyolca ve Almanca çevirmenlerine Ahmet Ümit romancılığını anlattım.
From: ADALAR KÜLTÜR DERNEĞİ
Subject: ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN
Date: November 24, 2012 10:16:54 AM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com
ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN…
Facebook, 24.11.2012
Volkan Dilmaç
mekânları cennet olsun…
Resimler, Büyükada İlkokulu’na ait 1938 yılı görüntülerini içeriyor. Öğrenciler arasında rahmetli annem de var. Aynı müdür ve öğretmenler, benim öğrenciliğim döneminde de vardı. Bizlere Atatürk sevgisini aşılayan değerli müdürümüz Süleyman Nuri Öz ve tüm öğretmenlerimizin mekânları cennet olsun.
BirleşikBasın.com, 22.11.2012
http://www.birlesikbasin.com/-benzin-ve-otomobil-buyukada-hayatini-cozdu-15542h.htm
‘BENZİN VE OTOMOBİL BÜYÜKADA HAYATINI ÇÖZDÜ…’
“Çünkü Adalar’ın böyle bir misyonu var. Haliyle sükûneti temin eden özelliklerini kaybedince önemini de kaybediyor Ada. Artı o kalabalığın vasfı da beni çok rahatsız ediyor. Ada’da ikâmet edenlerin bu sükunete sahip çıkmaları gerekiyor.”
Büyükada sohbetimize geçmeden son bir soru daha sorayım Doğan Bey… Bir şey dikkatimi çekti, Manş’ı geçmek 3. seferde nasip oldu dediniz, bir ve ikinci denemenizde neler oldu ki…
Birinci Maraton yarışmasında hava şartları çok kötü olduğu için kimse deneyemedi. Haliyle bunun adına birinci deneme dendi. Aslında denenmedi yani… İkincisinde tam 16 saat yüzdüm, kötü bir yerde iken med-cezir oldu ve hava şartları çok kötü oldu, fırtına oldu med-cezir zamanını kaçırdım haliyle ikinci sefer de olmadı. Bu med-cezir önemli çünkü akıntı sizi sürükler ve tükenirsiniz, yakalayamazsanız uygun zamanı, bu da biraz kısmet işi aslında… Bu yüzden ancak üçüncü de nasip oldu Manş’ı geçmem…
Adalar’ın tarihi hakkında bilginiz var mı?
İstanbul’un fethinden bir müddet önce sanırım 42 gün önce fethedilmiş, Kaptan-ı Derya Süleyman Baltaoğlu donanmasıyla Adaları almak için harekete geçmiş, Kınalıada, Burgazada ve Heybeliada hiç mukavemet göstermemiş, teslim olmuşlar. Büyükada’da ise Kadınlar Manastırı’nda direnişle karşılaşmışlar önceleri, surlar önünde bir ateş yakılmış bundan ürken Bizans askerleri daha fazla direniş göstermemiş ve teslim olmuşlar, işin özü bu. Evliya Çelebi 17. yüzyılda Ada’da 200 kişinin yaşadığını belirtir, fakat bu asrın ortalarında bir salgın olur veba salgını çok sayıda levanten Ada’ya yerleşir, yani kalabalıklaşmaya başlar yavaş yavaş…
‘Burgazada’ya Museviler hakimdi…’
İklim nasıldır Adalar’da, genel olarak?
Adalar takımı umumiyetle Akdeniz iklimini yaşar, bu belirgindir. İlkbaharda sarı sarı mimozalar açar, kışın Balkan rüzgârları kendini gösterir, tesir eder Adalar’a. Kışın Karayel fırtınaları, mevsimine göre Lodos görülür. Yazın İstanbul sıcakkken Adalar özellikle Büyükada’da çam kokularının arasında serinlik hissedilir. Güz mevsimi, havalar biraz serinler, yağmurlar başlar. Ada halkı buna ‘göç kaçıran’ ya da ‘pastırma yazı’ der. Yazlıkçıların artık İstanbul’daki evlerine dönme vaktini akla getirir bu tür şeyler…
Tabi, Adalar deyince birçok ada giriyor işin içine. Peki, bir iki sözcükle diğer adaların sizdeki karşılığı nedir dersek…
Bende yaptırdığı çağrışımlar sanırım istediğiniz, belli başlıları için söyleyeyim; özet olacak tabi bunlar yoksa çok şey var söyleyecek…
Büyükada: Sosyal hayatı en güzel yer, en uzak, nüfusu en fazla.
Kınalıada: Yakın, tabiata haşin.
Burgazada: Arada kalmış, şikâyet yok, kendini idare ediyor. Museviler hakimdir. 60’lı yıllardan sonra nüfuslarında artış olmuştur.
Heybeliada: Deniz mektebi, Müslüman nüfusun fazlalığı, Nihandros; iskan edilmemiş terk edilmiş bir ada. Terk-i dünya papazı yaşam yeri. Yani Robenson gibi. Büyük midyelerin çıkartıldığı yer.
Büyükada sözcüğü sizde neleri çağrıştırıyor?
Çocukluk ve gençliğimin bir parçası. Aya Yorgi, Aya Yorgi günleri ki İstanbul ve dışarıdan Ortodoks Rumların buraya gelmesi, bir tatil yöresi, sulh ve sükûn içerisinde istirahat edilen sahifiye bir yer, sinema, açık hava tiyatrosu, cambazlar, Doğan Şahin yardımıyla su sporları faaliyetlerinin yapıldığı bir yer, Anadolu Kulübü, balıkçılık, eski Rum esnaflar, benzinli motorların olmayışı, çifte kürekle yapılan geziler, muhtelif dernek ve teşekküllerin faaliyetleri ve eğlenceleri. Bir de 6-7 Eylül hadiseleri, bu olaylar Büyükada’da İstanbul’daki kadar hissedilmedi. Sıcak yaz aylarında el arabalarında satılan dondurmalar -bunlar cemakanlı kutularda ve elle kutusu çevrilerek hazırlanırdı- en iyi dondurmayı’da Arnavut ustalar yapardı o vakitler. Halen yüksek gazinonun altında bulunan Roma dondurmacısının bulunduğu yere ilk dondurmacıyı Bayram Efendi adında biri açmıştı. Cumhuriyet ve 23 Nisan Bayramları çok şatafatlı geçerdi, saat kulesinin önünde Türk ve Rum İlkokulları’nın talebe ve öğretmenleri yerlerini alırlardı.
Gençlik yıllarınızda Ada’nın sosyal, kültürel ve ekonomik durumu nasıldı?
Benzin ve otomobil çıktığında Büyükada’nın hayatında çözülmeler başladı. Otomobil alan boğaza gitti. Otomobilli hayat moda oldu. Sosyal hayat biraz hareketlendi. Motorlu tekneler gelince deniz hayatı da hareketlendi. Ardından yatlar gelmeye başladı. He ondan önce ki hayat nasıldı ona da biz bir göz atalım. Otomobil ithalatı yoktu. Benzin karneyle alınıyordu. Sadece doktorların özel arabaları vardı. Onlarda çok azdı. Ben Kapri Ada’sında da yaşadım. Orada motorlu taşıtlar serbestti ve orası Büyükada’dan 2-3 misli daha büyük bir yerdi. Bu tecrübelerimden de yola çıkarak şunu söyleyebilirim, Ada’da motorlu taşıtlara acil ihtiyacı gören vasıtalar dışında gerek olmadığı kanısındayım. Bir de bu Ada kültürüne aykırı bir durum zaten. Faytonlara da biraz bakım ve kontrol yapılmalı. Hacı Bekir’in özel faytonu vardı o yıllarda birçok kimse bilirdi bu faytonu. Bakımlı ve Siyah atlar çekerdi o faytonu. Sanıyorum şimdi Adalar müzesinde o faytonlar. Hacı Bekir öyle güzel bakardı ki o atlara, boş olarak her gün bakıcıları tur attırır, idman yaptırırdı ki atlar hasta olmasınlar…
Kitapevi, var mıydı ya da gazete bayii falan…
Büyükada’da tüm yayınlar İskele’den adaya çıkarken sol tarafta bulunan köşedeki tarihi dükkandan bayilere dağıtılır ve topluma satılırdı… Sahibi mösyö Niko ve oğlu Hrisafi işletmiş burayı. Sabah ilk haber alma yeriniz haliyle ada’da ki bu köşe idi… Ve gazete alınırdı ağırlıklı olarak…
‘Osmanlı farklı kültürleri potasında yoğurmuş…’
Büyükadalı olmanın özelliği nedir? Büyükada kültürü ne demektir?
Laf aramızda şimdi bir özelliği kalmadı. Eskiden İstanbul’a inmek istemezdi Adalılar. Ada hayatı sessiz, sakin, dingin bir hayatı temsil ederdi. Bir de çok uluslu bir toplum gibi insanlar birbirlerinden etkilendiği için daha genel bir kültüre sahip oluyordunuz. Çünkü birçok millet iç içe yaşıyordu ve birbirlerinden etkileniyordu o vakitler. Kısmen de olsa, azda olsa bu hava halen var. Bozulmaya yüz tutmuş olsa da. Eskisi kadar olmasa da. Yine Deniz havasındaki ozonun bile ayrı bir etkisi olur ada da yaşayan insanın üzerinde. Eskiden bilirsiniz boğmaca olanı denize götürürlerdi. Artı bir de farklı kültürler burada birbirlerini daha iyi tanıma fırsatına sahip oluyorlar ve tabi ki etkileşimde oluyor haliyle. Osmanlı potasında yoğurmuş bu kültürleri ama incitmeden, kırmadan dökmeden. Öyle güçlü olmuş, kalabilmiş. Bunu anlamış ve başarmış. Bu bağın kuvvetini gören birileri de hep bu bağı çözmeyi düşünmüş.
Gelelim Ada sakinlerine, komşularınıza… Bildiğiniz kadarıyla Ada’da hangi aileler kaldı, kimleri bilirsiniz, geçmişten günümüze?
Tabii ki birçok aile tanıdım. Bunların bir kısmını duydum. Bir kısmını fiili olarak ben tanıdım. Tabi bu sayacağım ailelerin ve kişilerin birçoğu rahmetli oldu, bazılarının ailesinden tek tük de olsa hayatta olanlar, Ada’ya gelip gidenler var. Alev İpekçi, İsmail Cem İpekçi, Nedim Kaleci, Sezer Sezin, Ziya lefter.jpgPaşa, Ziya Paşa’nın bir de meşhur köşkü vardı, futbolcu Lefter, Lefter’in teyzesi Despina Fistikas, ki bu hanım duyduğum kadarıyla bir müddet Troçki’ye yemek yapmıştır. Aile olarak Sadıkzadeler (Sadıkoğlu), Koyuncular (Selanikli) ve Seferoğlu ailesi. Yine Nikitiş ve yalısı, Sarperler ki bu aile Ayşe Kulin’in gelini olduğu ailedir. Hampsonlar (İngiliz sefiri), bunların arazisinin bir kısmını Sarper’ler satın aldı. Hamsonlar ailesinin son kızı öğretim görevlisiydi, tanırdım kendilerini. Hatta vefat ettiğinde cenazesine de gittim. Tünelde Türk-Alman Kitapevinin sahibi Franz Mülbaver ve oğlu Joseph Büyükadalıydılar. Ben oğlu Joseph (Yupi diyorum ben ona kısaca) ile hala görüşüyorum. Motor yarışlarına katıldık birlikte. Kendisinin bir de sürat motoru var. Bunların dışında Cemaliler ailesi vardı. Sinemacılık yaparlardı. Hani şu Beyoğlu’ndaki ‘Alkazar’ sinemasının sahipleri. Sinemacı Osman Seden vardı, O da Adalıydı. Onu da tanırdım. Sandalı vardı ve komşumuzdu. Benden büyük ağabeyim ile yaşıttı, Profesör Turgay Sabis vardı. Beton arma profesörüydü. Türkan Akyol’un eşiydi, Baylan Pastanesinden Harry Ada çocuğuydu. Bunların arazilerini de Efezade ailesi alarak, üzerine Efezade köşkü yapıldı. Sait Faik Abasıyanık (Burgaz adada), Beşiktaşlı futbolcu Yusuf Tunaoğlu (Heybeliada da), vardı, abisi de orada albaydı zaten.
Artı Mansur Şahin ağabeyim vardı yani öz ağbim , ondan da bahsedelim bir Adalı olarak. Rahmetli Mansur ağabeyim Haydarpaşa da gördüğünüz o vinçler var, üzerinde MŞM (Mansur Şahin Makine) yazar. İşte bu müessesenin kurucusudur. O vinçleri oraya o kurmuştur. Kayınpederi Bedrettin Tümay ise Müteahhit olarak Ankara Çankaya’daki Cumhurbaşkanlığı Köşkünü yapmıştır. Yine Ada’da Bornovalılar vardı, sonra Onurlar geldi, Fatih Rüştü Zorlu ve kızı Sevil Zorlu orada yaşardı. Sevil Hanımla arkadaşlığımız vardı fakat o evlendikten sonra koptuk. Kızı Muhterem ve Özden Kolay vardı. Bu hanımlar da Deniz Otobüslerine merdiven yaptıran kişilerdir. İtalyan Mühendis Kayvano da Ada’da yaşardı. Kayvano kimdir biliyor musunuz’ Hacı Bekir müessesesinin (Genel müdürlüğünün) istiklal caddesi Beyoğlu’ndaki 5-6 katlı binasının mimarıdır. Sesi güzeldi, güzel şarkı söylerdi Kayvano Bey. Bir de Rum Kozmeto vardı. Nizamda ilk değirmeni O yapmıştır ve yaptığı bu değirmende buğday öğütür ve buradan İstanbul’a o tarihlerde ekmeklik un yollarmış. Burada plaj vardı, bedavaydı. Değirmende ki bu arazilerden bir miktarını Zorlu Ailesi almıştır. Yine Kemal Derviş burada yaşardı. Değirmende bir kısım araziyi de o satın almıştır. Arada gelir giderdi görürdüm ama artık görmüyorum. Dündar Buharalı, Nemlizadeler. Nazım Hikmet… tabi ki bir çok kişi daha olabilir…Yani hatırladığım aileler şimdilik bunlar.
‘Zorlu’ Ailesi demişken aklıma geldi. Laf arasında bahsetmiştiniz bir ara… Askerliğinizi Yassı Ada’da dalgıç olarak yapmışsınız. Adnan Menderes siz oradayken mi idam edildi?
Ben Heybeli Ada’da bir ay balık adam olarak eğitim aldıktan sonra beş ay Yassıada’da dalgıç olarak kaldım. Bizim zamanımızda Yassıada’da sükunet vardı. Bizden sonra oraya hapishane yaptılar. Adnan Menderes oraya gelirken bizi kıtalara sürdüler, orayı boşalttık. Uzman olarak oradan Çubuklu’ya, dalgıç okuluna gittim. Haliyle Adnan Menderes ile ilgili orada bir anım olmadı. Yani ihtilal yıllarında ben yedek subaydım. O vakitler Taksim’ de otururdum. Çubuklu’dan oraya gider gelirdim. Hatta bir müddet de Kasımpaşa’da Taş kızak tersanesinde Mühendislik yaptım. Birde Yassıada’dayken bolca antreman yapıp, yüzdüm.
Tabi o yıllar acı yıllar, Adnan Menderes’in idam kararını nasıl duydunuz, tepkiniz ne oldu?
Radyodan bu kararı üzülerek dinledim. Üzülmemek elde değildi böyle bir karara.
“İhtiyar gene denize çıkmış’’
Büyükada’da ilk cami ne zaman yapılmış, bir tane gördüm başka var mı?
Var birden fazla şu an, 1895 yılında II. Abdülhamid’in emriyle ilk cami Büyükada’da inşa edildi, sonrada Tepeköy’de Müslüman mezarlığı tahsis edildi, yani açıldı. Bu arada müsaade ederseniz cami’den bahsetmişken bir anıma daha değinmek istiyorum.
Tabi… Buyrun Doğan Bey…
Bildiğiniz gibi bugünlerde Çamlıca tepesine cami projesinden bahsediliyor, aklıma geldi birden çünkü 1956 senesinde Ankara’da Kocatepe Camisi için proje yarışması yapılmıştı, aynı günümüzdeki gibi. Bu yarışmada önce 8 tane proje birinci seçildi bunlardan bir tanesi de benim projemdi. Sonra bu 8 proje için 2. etap seçim yapıldı ve sonuçta Yüksek Mühendis/Mimar Vedat Dalokay’a ait proje birinci seçildi. Vedat Bey’in projesi yaptırılmadı, onun yerine aynen eski bir kopya cami inşa edildi. İşin ilginç yanına gelirsek, dünyanın sayılı büyük camilerinden olan İslamabad Cami yarışmasını bir Türk Mimarı olan Vedat Dalokay kazandı. Ve onun projesi yapıldı. İlginç değil mi. Bunu da bir not olarak belirtmek istedim.
Çocukluğunuz da, gençliğinizde… O zaman’ın Adalar’a gelip giden vapurları nasıldı Doğan Bey?
50’li yıllara kadar sabah ve akşamları yalnız Heybeli ve Büyükada’ya uğrayan vapurlar vardı. Eskimeye yüz tutmuş yandan çarklı vapurlar vardı, Bunlar ‘Anadolu Postası’ adı altında seferler yaparlardı. Ve vapurların ekseriyeti siyah renkteydiler o vakitler. ‘Ülev’ ve ‘Suat’ ve isimli rahat modern vapurlar 1942’li yıllardan sonra sefer yapmaya başladılar. Bunlar eskilerine göre çok modern ve rahattı. Hem hızlı giderlerdi hem de koltuklarında rahat ederdiniz, vapurlarda birinci ve ikinci sınıf ayrımı vardı, pencerelerine süslü perdeler asılırdı… Eşyalarınız için askılar bulunurdu…
Vapurla Adalar’a gidip gelen birçok insan sizi tanıyor. Çünkü hafta sonları gelip giderken görüyor… Çünkü jet ski motorunuzla su sporu yapıyorsunuz…
Evet… Ben buna ihtiyarlık sporum diyorum. Eskiden Moda’dan Büyükada’ya yüzerdim. Şimdi o enerjim kalmadığı için motorlu ski yapıyorum. Haliyle Ada sakinleri ve Ada’ya gelip gidenler benim bu halimi görüyorlar.
Kulağınıza fısıltılar geliyordur. Sizi bu yaşta böyle görenler ne diyorlar?
‘’İhtiyar gene denize çıkmış,’’ diyorlar.
Peki, siz onlara ne diyorsunuz?
‘’Ne yapayım denizde kimse yok, ben ona sahip çıkayım,’’ diyorum.
Bu işten emekli olma takviminiz var mı?
Allah ne kadar müsaade ederse o kadar devam etmeyi düşünüyorum.
Aileniz tepki göstermiyor mu peki?
Tabi baskı yapıyorlar arada. Bıkmışlardır. Hissediyorlar ama aşırı üstüme gelmiyorlar ben de yoluma devam ediyorum.
Hiç kaza yaptınız mı?
Dalga sebebiyle uzakta demirlemiş bir motorun yanından geçerken kıç koltuk ipi sudan çıkıp ağzıma girdi, birkaç dişimi kırdı, jetten beni düşürdü sonra alıp doktora götürdüler. Bunun dışında büyük bir kaza hatırlamıyorum.
İyi bir yüzücü olmak için bir kriter var mı? Yüzmeyle alâkadar olanlara, gençlere neler tavsiye edersiniz?
Bu iş nasihatle olmayan bir iş. Kimseyi dinlemese de olur. Suya karşı ünsiyeti varsa haliyle bu iş oluyor zaten. Bende antrenörsüz yetiştim. Büyükada da olduğum için ama disiplin lazım, birde kişi kendisi için yüzecek. Bunun içinde her şeyden istifade etmeyi öngörecek. Şahsi görüşüm bunlar…
‘Ada da ikamet edenlerin bu sükunete sahip çıkmaları gerekiyor’
Bir yüzücüde neler olmalı ya da olmamalı peki…
Sert kasa sahip olmayacak, futbol oynamayacak çünkü ayakları bozar, yine bisiklete binmeyecek, kürek çekmeyecek, labut ve halter gibi sporlarla meşgul olmayacak. Yani bunlar benim şahsi tecrübelerimden yolara çıkarak sunduğum öneriler…
Türkiye’de bu spor dalına ilgi alaka nasıl sizce? Bunu olimpiyatlara da bakarak söylersek…
Bir kere Potansiyele göre başarı az… Biz yüzücü olamayız, yüzücü millet değiliz, olimpiyatlarda da o yüzden başarılı olamadık bana göre…
Sanki bu işte pek rant yok, bunun bir etkisi olabilir mi bu işte?
Aslında müşterisi yok doğru tesbitiniz, fazla rant’da yok. Birde yükselene kadar başarısı ve rantı. Ondan sonra bir şey kazandırmıyor… Yani bir müddet sonra. Ama futbol ve güreş öyle değil… Güreş ve futbol dışında diğer sporlar şanssız bu konuda. Yüzme birde zengin sporu gibi biraz.
Büyükada’ya dışarıdan gelenler için Ada’nın nimetleri nelerdir?
Yayan yürümek, tur yapmak, koşmak, denize girmek, mehtapta denize girmek, çamlar arasında yürümek, güneşin batışı, yağmur sonrası yürümek, yakamoz seyretmek, Aya Yorgi günlerini seyretmek, tabi buraya Müslümanlarda geliyorlar. Gezip görmek için, yalnızca yabancı turistler gelmiyor…
Şu an Ada’nın durumuyla ilgili sizi rahatsız eden bir şeyler var mı?
Kalabalıklaşma, sükûnet ve rahatlık olması lazım öncelikle. Çünkü adaların böyle bir misyonu var. Haliyle sükuneti temin eden özelliklerini kaybedince önemini de kaybediyor ada. Artı o kalabalığın vasfı da beni çok rahatsız ediyor. Ada da ikamet edenlerin bu sükunete sahip çıkmaları gerekiyor. Yukarılarda pet şişeleri ve çör çöp göze batıyor son zamanlarda, bunun önlenmesi lazım, geçtiğimiz yaz bu bariz bir şekilde göze çarpıyordu…
‘Aya Yorgi’ kilisesinin Hristiyan dünyası için önemi ne? Bunu biliyor musunuz?
Bir kere manzarası benim açımdan çok güzel. Hatta Büyükada’nın en güzel manzaralı yeri diyebilirim. Vaktiyle Hristiyanlar için, terk-i dünya papazları için önemli bir yer olduğunu biliyorum. Çocukluğumda hatırlıyorum taa oraya kadar yalın ayak çıkanlar olurdu. Sebebinin şu olduğunu daha sonra öğrendim, oraya çıkanlar günahlarını affettirmek için bu şekilde acı çekerek oraya çıkıyorlarmış. Böylece çile çekiyorlarmış kendi felsefe ve inançlarına göre. Biliyorsunuz aşağıdan yukarıya doğru epeyce uzun ve meşakkatli bir yol var. Hani Şiilerde de var ya zincirle kendini dövme (Sine dövme) olayı, işte aynı onun gibi düşünün. Çocukluğumda bende çıkmıştım gezmek amaçlı…
______________________________
Heybeliada’ya doktor gönderin!…
Twitter, 23.11.2012
Altuğ İnan
@Altug_Inan
@ibbbeyazmasa Sağa sola cami yapacağınıza Heybeliada’ya doktor gönderin, hastahane yapın. Acil bir şey olsa ambulans doktorsuz geliyor!
______________________________
Cittaslow Gökçeada
peki ya Büyükada?
Twitter, 24.11.2012
Cittaslow
@cittaslow_intl
#Cittaslow #Gökçeada
http://instagr.am/p/N69seBzNSI
______________________________
Şile Spor: 2 – Adalar Spor: 1
14. Grupta 12. haftaya lider giren Adalar Spor, deplasmanda Şile Spor’la yaptığı müsabakayı kaybederek 2. haftadan bu yana devam ettirdiği liderliğini averajla Şile Spor’a kaptırdı.
* * *
AdaGazetesi, 5.1.2013
http://www.ada-gazetesi.com/adalar-spor-sampiyon.html
Adalar Spor şampiyon!…
Fotoğraf: Adalar Spor
İstanbul 1. Amatör Ligi 14. Grup’ta mücadele eden Adalar Spor, kendisiyle aynı puanda olan Şile Spor’la Selimiye Stadı’nda yaptığı normal süresi 2-2 biten baraj maçında, penaltılar sonunda rakibini yenerek grubunda şampiyon oldu.
Normal sezonu gol averajıyla lider tamamlayan Adalar, Şile Spor’un puanının ve ikili averajın aynı olmasından dolayı bu sene Federasyon’un aldığı yeni kararla iki takımın baraj maçı oynamasına karar verdi. Genel Averajda +3 üstün olan Adalar Spor, bu sene konulan bu kuraldan dolayı ligi lider olarak bitirmiş olmasına rağmen, şampiyonluğunun tescil edilebilmesi için Şile Spor ile Baraj maçında karşı karşıya geldi.
Sert ve mücadeleci bir futbol ortaya koyan iki takımın maçı 2-2 berabere sonuçlandı. Uzatmalara geçildi, iki takım yine birbirlerine üstünlük sağlayamayınca penaltı atışlarına geçildi. Penaltı atışları sonunda rakibine üstünlük kuran Adalarspor maçı kazanıp grubunu şampiyon olarak tamamladı.
Adalar Spor’un başarısında büyük payı olan kaleci İrfan kolundan sakatlanarak oyunu yarıda bıraktı. Haydarpaşa Numune Hastanesi’ne götürülen İrfan’ın tedavisi yapıldı.
Karşılaşmayı Belediye eski Başkanı Coşkun Özden ve Adalar Belediye esk iBaşkan yardımcısı Resul Can da takip etti.
______________________________
Adalar’da sorumluluk devri!
Twitter, 25.11.2012
Ahmet Berat Çonkar
@aberatconkar
Adalar İlçemizin sorumluluğunu genç milletvekillerimizden Bilal Macit kardeşime devrediyorum. [AKP] Adalar Teşkilatımıza teşekkürlerimi sunuyorum.
______________________________
CHP Adalar İlçe Başkanlığı Danışma Kurulu Toplantısı…
Twitter, 25.11.2012
Özgür Nas
@ozgurnas
CHP Adalar İlçe Başkanlığı’nın düzenlemiş olduğu Danışma Kurulu toplantısındayız…
______________________________
Arka Güverte, 25.11.2012
https://www.facebook.com/events/448629321861920
Aşura Kazanı Kaynıyor!…
Etkinlik: Aşura Kazanı Kaynıyor
Düzenleyen: Arka Güverte
Tarih: 2 Aralık 2012 Pazar
Saat: 14:00
Yer: Mavi Marmara İskelesi’nin karşısındaki İlan Panosu Heybeliada Sahili
Aşura kazanımız kaynıyor. Kepçesinden tüm Heybeli’ye kardeşliği, paylaşımı, komşuluğu ve dayanışmayı pay ediyor. Tüm dinlerin tüm mezheplerinin geleneklerine aynı yakınlıkta olan Arka Güvertemiz, Aşure kazanımızı pay etmeye tüm Adalıları davet ediyor. Tüm inançların gelenek halini almış etkinliklerini takvimine göre yapacak olan Arka Güvertemiz inanıyor ki: aşuremizle, paskalya yumurtamızla, mayasız ekmeğimizle, kandil simidimizle tüm yaşama kardeşlik tohumlarını ekme gayretlerinde bir nebze de olsa fayda sağlayacaktır.
Aşure etkinliğimiz 02 Aralık 2012 Pazar günü saat 14:00’te Mavi Marmara İskelesi’nin karşısındaki ilan panosunun önünde yapılacaktır. Etkinlik boyunca Ada’nın tüm sokaklarına çıkılıp aşure dağıtılacaktır.
Ben de varım bu kazana kepçe daldırmaya diyorsanız.
Hadi o zaman :
ETKİNLİĞİMİZE KATILIM ÜCRETİ: (getirebildiği kadar)
10 kg buğday
5 kg kuru fasulye
5 kg nohut
20 kg toz şeker
30 elma
1 kg pirinç
5 kg kuru kayısı
4 kg kuru incir
10 portakal
5kg kuru sarı üzüm
5 kg fındık
2 kg ceviz içi
5 kg süt
20 tane nar
tarçın
alüminyum kap, plastik kaşık
ŞEKLİNDEDİR.
Katılımcı arkadaşların getireceği malzemeleri bir gün önceden mutfağa teslim etmeleri ―mutfak bilgisi önümüzdeki günlerde duyurulacaktır― ve grubun duvarına neyi ne kadar getireceğini söylemeleri kazanın sağlıklı kaynaması için önemlidir.
Organizasyon görevlileri:
Birgül Taştan : 532 385 11 51
İpek Thevenon : 530 245 89 08
Tolga Bektaş : 532 245 43 18
______________________________
Son Liman Gazetesi, 26.11.2012
Murat Başbay
https://www.facebook.com/groups/152999051470373
HEYBELİADA ARTIK KIŞIN DA ZEVKLİ
Heybeliada soğuk kış akşamlarını müzikle de keyifli hale getirmeye devam ediyor…
2010 yılında Doğan Olguner’in kendi mekânında başlattığı ve artık gelenekselleşen ‘Perili Köşk’te Caz Havası’ konserleri —konser diyorum çünkü farkında olmadan müziğin ritmi size konserdeymişsiniz hissi veriyor— kış sezonunda da her hafta Cumartesi 20:00-24:00 saatleri arasında caz müziğinin önemli seslerini ağırlamaya devam edecek. Caz konserleri, klasik cazdan avangart tınılara, dünya müziklerinden elektronikanın sınırlarına dek uzanan işitsel tecrübelerle konuklara geniş bir çeşitlilik sunuyor. Canlı sahneleri müthiş olmakla birlikte, oldukça geniş müzik arşivleriyle müzik zevkinden dört köşe olmadan çıkamazsınız Perili Köşk’ten, bilginize…
______________________________
From: DENİZ TOPRAK
Subject: metastaz
Date: November 26, 2012 12:24:46 PM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com
METASTAZ…
http://tr.wikipedia.org/wiki/Metastaz
Metastaz: Kötü huylu tümörler yalnızca bulundukları doku ve organa zarar vermekle kalmazlar, yakınlarındaki organ ve dokulara da yayılabilir ve zarar verebilirler. Ayrıca kanserli hücreler bulundukları bölgelerden kan ya da lenf damarları yoluyla bedenin başka bölgelerine taşınabilir, orada yerleşebilir. İşte kanserli hücrelerin bulundukları doku dışında doğrudan ya da kan-lenf damarlarıyla başka bölgelere sıçramalarına metastaz (yayılma) denir.
Kanser başladığı doku ya da organdan bedenin bir başka bölümüne sıçradığında, burada da aynı tipte anormal hücreler gelişir ve ilk tümörle aynı adı taşımaya devam eder: Örneğin eğer akciğer kanseri beyine yayılım gösterdiyse buradaki hücreler esasta akciğer kanseri hücreleridir; beyinde oluşan tümör “beyin kanseri” değil “metastatik akciğer kanseri” olarak adlandırılır.
Demek ki; akciğer kanseri beyne yayılım gösterdiyse, o “beyin kanseri” değil “metastatik akciğer kanseri” oluyormuş… Bu illet, akciğerden sebep diğer organları da mahvediyormuş…
Koskoca Adalar’da üç beş ağaçtan sebep mi kopuyor ki bu yaygara?
Lido’nun selvileri, Seferoğlu’nun yerle bir edilen doğal hazinesi. Ada ormanları içerisinde neredeyse kıymık hükmünde belki de yok olan sadece bir kaç ağaç kimilerince. Zaten nasılsa (!) yeniden dikiliverir başka bir yere Orman Şefi’nin dâhiyane çözümüyle.
Bir kıymıktan sebep…
Olur mu dersin?
Kıymık battı diye kanser olur mu koskoca bünye?
Böyle çarçabuk, içten içe, sinsice yayılır mı bu kanser illeti sağlıklı tüm hücrelere?
Olur… O kıymık, vicdanlara battıysa olur…
DünyaMirası, 26.11.2012
http://dunyamirasi.com.tr/adalar-muzesinden-goc-baglantilari-sergisi
Adalar Müzesi’nden ‘Göç Bağlantıları Sergisi’
‘İstanbul’un ilk kent müzesi’ unvanına sahip olan Adalar Müzesi, 2011’in Ekim ayında başlattığı Türkiye’de Kent Müzeciliği adlı Avrupa Birliği destekli projesinin kapanış etkinliği olarak Göç Bağlantıları adlı bir sergi düzenliyor.
Farklı sanatçıların, akademisyenlerin, araştırmacıların ve müzelerin çalışmalarını Adalar Müzesi çalışmalarıyla birlikte sunan serginin küratörlüğünü müze küratörü Deniz Koç yapıyor. Adalar Müzesi Büyükada Aya Nikola Hangar binalarında 22 Aralık Cumartesi tarihinde başlayacak olan sergi 1 yıl açık kalacak.
Uluslararası Müzeler Konseyi ICOM üyesi Adalar Müzesi, Türkiye’de çağdaş anlamda kent müzelerinin geliştirilmesi amacıyla Avrupa Birliği Kültürlerarası Diyalog Müzeler Programı’na sunduğu ‘Türkiye’de Kent Müzeciliği’ adlı proje kapsamında ‘Göç Bağlantıları’ sergisini düzenliyor.
Hazırlıkları 2011 yılında başlayan, küratörlüğünü Deniz Koç’un yaptığı sergide, kentler arası yer değiştirme, insan hikâyeleri, yeni yaşam deneyimleri, paylaşım, yalnızlık, sevme ve sevilme bağlantıları, gidenlerin ve gelenlerin gözünden sunuluyor.
Avrupa’dan ‘Göç Esintileri’
Serginin Avrupa deneyimleri bölümü olan ‘Göç Esintileri’, İsveç’te yaşayan güncel sanatçı Hakan Akçura’yı konuk ediyor. Akçura’nın göçmen deneyimleri, sanatçının ilgi çekici video performansları ve fotoğraf çalışması ile birlikte sunuluyor. Aynı bölümde yer alan proje destekçilerinden Kreuzberg Müzesi, Berlin’e Göçün 300 yılını interaktif video ve arşiv çalışmalarıyla özetlerken, proje ortağı Xanthi Folklor Müzesi ise, ‘Xanthi’den’ başlığı ile sergiye katılıyor.
Sergi, hazırlıkları öncesinde Adalar Müzesi çalışanları Stockholm Nacka Kommun işbirliği ile HAMN Müzesi’nin organize ettiği müzecilik atölye çalışmalarına katıldı. İsveç ziyareti sırasında gerçekleştirdikleri İsveç’te yaşayan Türklerle yapılan Sözlü Tarih görüşmelerinden elde edilen filmler de sergide görülebilir.
İçimizdeki göç
Avrupa bağlantılarının yanı sıra Türkiye’den Adalar’a göçün iç bağlantıları da serginin ilgi çekici bir diğer bölümünü oluşturuyor. Proje kapsamında Maltepe Üniversitesi’nden Prof. Belma Akşit ve Prof. Bahattin Akşit ile öğrencileri tarafından yürütülen araştırma ve belgeleme çalışmaları, ilginç grafikler, haritalar ve video performanslar eşliğinde sunuluyor.
Aynı bölümde Tarih Vakfı’nın fotoğraf ve belge arşivlerinden Adalar Müzesi ile paylaştığı görseller yer alırken, Adalar Müzesi’nin iki yıl önce Kültür Üniversitesi desteğiyle gerçekleştirdiği ‘Adalı Esnaflar’ belgeleme videolarından hazırlanan klipler de izlenebilecek.
* * *
From: ADALAR MÜZESİ
Subject: Yeni Sergi Açılışı: Göç Bağlantıları 2012 Projesi – New Exhibition Opening: Migration Connections 2012 Project
Date: December 15, 2012 4:39:07 PM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com
Olay Gazetesi, 27.11.2012
http://www.istanbulolay.com/haberoku.php?id=73177
Adalar Belediyesi Başkanı Mustafa Farsakoğlu “Adalar’da Plastik Poşet İstemiyoruz”
Günlük hayatta çok sık ve yaygın olarak kullanılan doğada dönüşüm süresi yüzyılları alan taşıma amaçlı polietilen alışveriş poşetlerin kullanımının en aza indirilmesi için başta tüketiciler olmak üzere ilgili kurum ve kuruluşlara birçok görev düşmektedir. Bu doğrultuda daha yaşanabilir Adalar için çevre dostu torbalar kullanılması gerekmektedir.
Adalar Belediyesi Stratejik Atık Yönetim Planı kapsamında;
Kullan-at kültürünün bir parçası olan naylon poşet kullanımının azaltılıp, tekrar kullanılabilir çevre dostu bez torbaların, doğada %100 çözünebilen biyobozunur poşetlerin kullanımının yaygınlaşmasını, Adalar genelinde bez torba kullanımı konusunda farkındalık kazandırmayı ve kullanımını yaygınlaştırmayı amaçlamaktadır.
Türkiye’de 5 kişiden biri naylon poşet yerine alışverişlerinde bez torba kullanırsa;
Bir nesil boyunca ülkemiz 31 milyar 46 milyon 400 bin naylon poşetten kurtulacaktır.
Bez torba kullanmak, bir kişi için haftada 6, ayda 24, yılda 288, yaşam boyunca ise 22 bin 176 plastik poşeti kullanmamızı engellemiş olacaktır.
Doğada parçalanarak yok olması için yüzyıllar gerekmektedir.
Petrol kaynaklı olduğu için küresel ısınmanın en büyük nedeni olan CO2 salınımının kaynaklarından birini oluşturmaktadır.
İnsanlığı tehdit eden boyutta doğal kaynaklarımızı tüketmektedir.
Nesli tehlike altında olan canlıların yok olmasına ve besin zincirinin kirlenmesine neden olmaktadır.
Naylon poşetler deniz ve göllerin kirlenmesine ve birçok deniz canlısının zarar görmesine sebep olmaktadır.
Üretim sürecinde suyumuz tükenmekte, göl ve nehirlerin akış rejimleri bozulmaktadır.
From: FATMA SUBAŞI
Subject: dizi çekim ekiplerinin heybeliada işgali
Date: November 29, 2012 12:59:07 AM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com
Dizi çekim ekiplerinin Heybeliada işgali!…
Konu başlığı garip görünse de, gerçek, TV dizi çekim ekiplerinin Heybeliada’yı işgal ettiğidir. Muhtelif diziler birkaç yıldır Heybeliada’yı dizi film platosu olarak kullandı. Ama Heybeli Heybeli olalı ”Ustura Kemal” ekibi kadar işgal edilememişti. Hemen her sokakta minibüsler kamyonlar, kamyonetler hatta tır büyüklüğünde araçlar… Ada’yı böylesine egzoz dumanına boğmak, Refah Şehitleri Caddesi’ni E-5 karayoluna çevirmek için kim izin vermektedir, ya da vermiştir? Teknik ekipman için zorunlu araç kullanılablir ancak iskeleden çekim yapılan bina ve sokaklara ulaşmak için en uzak yol on beş dakikadır. Hadi diyelim yarım saat olsun artiz ve aktörlerimiz Ada’da çekim yapıyorlarsa bir zahmet yürüsünler. Veya onca büyük prodüksiyonlara ayrılacak bütçeleri varsa, faytoncularla anlaşsınlar dizi elamanlarını yormadan yerlerine göndersinler. Bir garip Adalı olarak motor gürültülerine ve egzoz dumanlarına hedef olmak istemiyorum, istemiyoruz. Zira benim gibi düşünen Adalılar’ın da fazla olduğunu biliyoruz. Eğer bu konu yetkililerce ciddiye alınmaz ise (yetkililer???), her yeni dizi çekimlerinde Adalar ve Adalılar hak etmedikleri bu ”zulumü yaşamaya devam edeceklerdir. Ne yapsak biz de mi başbakana mektup yazsak bilemedik!!!)
Fatma Subaşı
Prinkipo’da hepsinde denize bakan taraçalar bulunan kahvelerde…
* * *
Ürün Dirier, “Seyyahların İstanbul Notları”, NG 25 (Ekim 2012)17:
http://www.ngdergi.com/ngSayilar/ng25/index.html?page=16
[…]
Prinkipo’nun sevdalısı çoktur
ADALAR “Prinkipo’da (Büyükada) hepsinde denize bakan taraçalar bulunan kahvelerde kahveler yudumlanır, tütünün akla hayale gelecek her türlüsü tüttürülür. Bir yandan da şeffaf perdesinin arkasından beliren Karagöz’ün renkli silueti, dümbeleğin sesi arasından tekerlemelerini savurur. Ara sıra elektrik ışığı gibi mavi bir akis, bir evin cephesini, bir ağaç kümesini, gezinen bir insan grubunu garip bir biçimde aydınlatır. Başınızı çevirir ve gülümsersiniz; bu metresinin ya da nişanlısının şerefine Bengal ateşi yakan bir sevdalıdır. Bu ateş henüz sönmüşken başka bir ateş yandığına göre Prinkipo’da çok sayıda sevdalı olsa gerek…”
1852 Teophile Gautier, Fransız yazar ve şair.
Burçak Evren, Seyyahların Gözüyle Semt Semt İstanbul, İstanbul (2012).
Arka Güverte, 28.11.2012
Koray Kanbur
1. Latif Kültür Derneği Festivali…
AMACIMIZ: Adalar’da yaşayan farklı kültür ve medeniyetlere mensup her yaş ve seviyeden kişi ve grupların sevgi, saygı, hoşgörü ve herkesi bulunduğu konumda kabul etme, farklılaştırmama, ötekileştirmeme esaslarına dayalı olarak yeniden kucaklaşmalarını, aslında tarafların empoze edildiği gibi birbirlerinin düşmanı değil kadim dostu olduğunu insanlara ve adaları ziyaret gelen ada sakinlerinin akrabaları ve günübirlik gelmekte olan insanlara barışın ve mutluluğun gösterilmesini sağlamak.
* * *
Arka Güverte, 28.11.2012
Koray Kanbur
Allah kabul etsin!…
Heybeliada halkına teşekkürler.
600 tane aşûre 3 saatte bitti.
Allah kabul etsin.
* * *
http://www.lkdfestivali.com/asure-etkinligi
Aşure Etkinliği
Festivalimizin ilk etkinliği olarak Aşure ayına özel aşure dağıtımı oldu. 30 Kasım Cuma günü kurulan standımızda gün boyu aşure dağıtımı yapıldı. Heybeliada sahilinde kurulan aşure standımıza ilgi büyük oldu. Aşurenin manasına uygun şekilde herkese hitap etmeye çalıştık. Aşure kendi bünyesinde birçok yiyeceği birleştirirken bizde bu festivalle değişik köken ve görüşlere sahip ada halkını bir paydada buluşturmayı amaçlıyoruz. Standın kurulmasına ve dağıtımına katkısı bulunan esnaf ve ada sakinlerine teşekkür ediyoruz.
Son Liman Gazetesi, 29.11.2012
Murat Başbay
Yarın yani Cuma gününden itibaren birikmiş beş aylık maaşlarını alamayan temizlik işçileri greve gidecekler. Lütfen işçilere emekçilere Adalılar olarak bu haklı davalarında destek olalım.
* * *
Son Liman Gazetesi, 1.12.2012
Murat Başbay
TEMİZLİK İŞÇİLERİ YİNE ALDATILDI…
Tam olarak 5 aydır maaş alamayan işçiler Perşembe günü Belediye’yi bastılar. Belediye’de teknik başkan yardımcısı olarak görev yapan Mürsel Ayrancı —Partisi 2009 yerel seçimlerinde aday göstermeyince birçok CHP’liyle birlikte istifa etmiş ve Hadim ilçesinde bu yüzden oy bölündüğü için AKP belediye seçimini kazanmıştır— işçilere ”Cuma günü iki aylık maaşlarını ödeyeceğiz, ayın 5’inde kalan iki aylık maaşlarınızı ödedikten sonra ayın 15’inde kalan 1 aylık maaşınızı yatıracağız size söz veriyorum,” dedi. Uzun yıllar idarecilik yapmış bu kişinin sözüne güvenip inanan işçiler banka önlerinde son dakikaya kadar beklemelerine karşın maalesef yine aldatılmış oldular. Adalar Belediyesi, işçi alacakları yanında taşeron firmaya SSK, vergi, araç kiraları, yakıt bedelleri ve günlük giderlerini dahi aylardır ödemiyor. Aralık ayında yapılacak 2013 yılı ihaleleri öncesi yaşanan bu parasızlık işçiyi de taşeron firmayı da gerdi.
Adalar artık karanlık günlere gebe görünüyor.
From: EKOLOJİK ANNE
Subject: Ekolojik Anne (@EkolojikAnne) Twitter’da senden bahsetti!
Date: November 30, 2012 9:27:23 AM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com
@ADALARPOSTASI , Adalarımızda okul kötü, kreş yok diye taşınmayın lütfen. Oyun grupları oluşturun, kreş yoksa açın, var olanı iyileştirin.
* * *
RT @ADALARPOSTASI , sora soruştura Maya yaşında bebekler buldum. Bugün 3 ebeveyn ve bebek toplanırız. Bugün 3, yarın beş, sonra bir kreş :)
Son Liman Gazetesi, 29.11.2012
Murat Başbay
VİZYON MU? MİSYON MU?
İki ‘’kaptanlı’’ bir ‘’gemideyiz’’. Gemi karaya vurduğunda, hep bizim kaptanı yani belediye başkanımızı suçlarız, çünkü o kaptanı biz seçmişizdir.
Diğer kaptana pek laf söyleyemeyiz, Adalar pahalı ulaşım oranlarında, sağlık oranlarında, işsizlik oranlarında neden İstanbul birincisi oldu? Acaba korkar mıyız?
’’Bizim oğlana’’ ‘’vurmak’’ daha mı kolayımıza gelir?
Hem siyasiler, hem gazeteciler vururuz da yazarız da…
Rahatlatıcı öfke sübabımızdır yazmak!
Eleştiren tüm gazetecilerde, halkın duygularına tercüman olmak endişesi vardır.
Onunla aynı kafada, aynı saflarda bile olanlar, sızlanır dururlar.
‘’Namuslu adam ama beceriksiz’’ diye.
Aslında büyük başkanımız ‘’beceriklidir’’!
Yanlış tercihleri ard arda yapma becerisine sahiptir…
Bence iş çıkaracak insan biraz delifişek olmalı.
Dur hele diyebilmesi gerekir bu ilçenin makûs kaderine.
Farsakoğlu’nun kişisel yeteneklerini tartışmıyoruz gerekmez de.
Ancak devamlı olarak hep yakınmanın da kulaklarımıza ne kadar sevimsiz geldiğinin farkındayız.
Satın alınmazlığı en ölçüsüz eleştiricileri tarafından teslim edilen Farsakoğlu nedense son iki yıldır ‘’çaresizlik ticareti’’ uzmanı kesildi.
Beceriksizlik sel olmuş paçalardan akıyor diyeceğim kaba olacak ama en basitinden örnek verecek olursam bugüne kadar Adalar’da hiçbir ihale doğru dürüst bir defada yapılamadı. Buyrun plaj ihalelerini, çöp ihalelerini, yemek ihalelerini, personel alım ihalelerini inceleyin. Hangisi bir defada yapıldı? Haliyle vatandaşın aklında soru işaretleri kalması ve dedikodu yapılması gayet normal. Şimdi 13 Aralıkta çöp için eleman alım ihalesi yapılacak. Buradan söylüyorum bu ihalede iptal edilecek. Belediyede para olmadığı için ihaleye yine kimse itibar etmeyecek. Konya, Bursa, Kadıköy, Kartal, Maltepe vs. il ve ilçelerde faaliyet gösteren yaklaşık yüz firmaya davet gönderilmiş bir kısmı davete icap ederek gelip belediyeyle görüşmüşler. Geri kalan diğer firmalarsa bu ihaleye itibar etmemişlerdir. Düşününkü belediyede çalışan bayan S., bayan F. ve bayan Ş. İnternette buldukları ne kadar firma varsa aramışlar, hatta teknik başkan yardımcısı Mürsel bey hızını alamayıp Konya’dan firmaları bile çağırmıştır. Şartnamede, ‘’belediye firmaya para ödeyemezse dahi ihaleyi alan firma ihale süresince maaş+sigorta+tazminatları karşılamakla mesuldur’’ maddesi firmaları kaçırmaya yetmektedir. Öyle ya göreve geldiklerinde 20 trilyon borç devraldık diyen yönetimin şu anki mevcut borcu 55 trilyona yükselmiştir. Bunun ekonomik açılımı, siz ihaleyi alın parayı ödeyin 2014’de seçilecek olan başkan size alacağınızı öder demektir. Benim buradan çıkardığım sonuca göre Simge inşaata, ”geçmiş alacağını tahsil edemezsin” denilerek tehdit edilip ihaleyi ona itekleyecekler.
Peki sizce belediyecilik anlayışı bu mu olmalıdır? Halka gidip hükümet baskısını anlatıp manevi destek almak, Büyükşehire karşı Adalı vatandaşları etrafında toplayarak baskı unsuru yaratmak çokda zor değil. Sosyal demokrat belediye nasıl A Sosyal olabiliyor halen aklım almıyor.
Allah aşkına! siz AKP’nin CHP içindeki ajanları mısınız? diye sorası geliyor insanın.
Bu kadar beceriksizliğin başka izahı olmasa gerek…
Bir yerde başarısızlık varsa, hangi nedenden kaynaklanırsa kaynaklansın, başarısız yöneticilerin istifa etmesi gerekir. Kendisine öz saygısı olan kişi istifa eder.
Ülkemizde maalesef istifa müessessi henüz yerleşmemiştir. Oysa ki istifa, centilmence bir davranıştır. Kişi bir şeyleri başarmakta zorlanıyorsa, ‘’Acizname destanı’’ yazmak yerine ‘’O koltuğa daha az ‘’yapışarak’’, becerikli ve iş yapacakların önünü açması gerekmez mi?
Kıssadan Hisse:
Herkes insanlığı değiştirmeye çalışıyor ama hiç kimse kendini değiştirmeyi aklından bile geçirmiyor.
L. TOLSTOY
Son Liman Gazetesi, 29.11.2012
Murat Başbay
ÇORAK LİMANI (ESKİ ADIYLA ÇAM LİMANI)
Heybeliada’da yıkılıp yeniden yapılacak olan lise inşaatı şimdiden sorun olmaya başladı. Lisenin yıkımında çıkacak olan molozlar bilin bakalım nereye dökülecek? Tabi herzamanki gibi doğruca Çam Limanına. 1.nci derece sit alanı olan Adalar’da bu rezalet daha öncede yaşandı. Eğer Heybeliada’lılar birazcık bakmayıp görseler, moloz dökülen alanda hiç bir bitkinin yetişmediğini, o bölgenin çoraklaştığını farkederler. Toprak ekosisteminin bozulmasına neden olan molozlar bir daha aynı bölgeye dökülürse artık Çam limanı Çorak Limanı olarak anılmaya başlar. Doğal yapının geri dönüşümü olmayacak şekilde tahribine izin verilmemeli. Bundan dolayı suyumuza, toprağımıza ve yaşamamıza sahip çıkmalıyız. Çocuklarımıza yaşanabilir bir Heybeliada bırakmak hepimizin görevidir.”
”Daha önce TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Heybeliada iskele Meydanı ve yakın çevresinde yapılan düzenleme nedeniyle çıkan molozun Çam Limanı’na dökülmesi suçu ile ilgili girişimlerde bulunması sonucu, Koruma Kurulu molozun kaldırılması konusunda karar almış, fakat ilgililer bu kararı uygulamamak konusunda direnmişti.
Belediye de Mimarlar Odası’na vermiş olduğu yanıtta kış koşulları, araç mevzu, uygun zaman vs. gerekçelerle konuyu savsaklamıştı. Bunun üzerine suç duyurusunda bulunmuş ancak İçişleri Bakanı şikâyetin işleme konulmaması kararı vermişti.
İçişleri bakanlığının bu kararının iptali ve sorumlular hakkında Soruşturma açılması için Danıştay’da 14.01.2008 tarih ve 2008/762 dosya nosu ile dava açılmıştı.
Danıştay Birinci Dairesi 11.04.2008 tarih 2008/284 esas nolu, 2008/411 sayılı kararında; İçişleri Bakanı tarafından ihbar ve şikâyetin isleme konulmamasına ilişkin INS:07.34.1981 sayılı kararın kaldırılmasına karar vermiş, söz konusu karar
28.05.2008 tarihinde TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesine tebliğ edilmiştir.
Hakkında soruşturma izni istenilen yetkililer: Belediye başkanı Coşkun Özden ve diğer belediye görevlileridir.”
camii meselesine dair…
Erdoğan durmuyor: Çamlıca ve Taksim’den sonra bir cami de Büyükada’ya!
AKP’nin cami atağı sürüyor. Çamlıca’da sit alanına yapılacak olan caminin ardından Taksim’e de cami yapılacağını duyuran Erdoğan, Büyükada’ya da cami yapılması için talimat verdi.
Başbakan Erdoğan’ın Çamlıca ve Taksim’in ardından SİT alanı olan Büyükada’ya da cami yapılması için talimat verdiği ortaya çıktı.
Adaların en büyük camisi olacağı belirtilen projenin Başbakan Erdoğan’ın yaz aylarında yaşanan Arap turist akını nedeniyle mevcut camilerin yetersiz kaldığı gerekçesiyle verdiği talimatı doğrultusunda gerçekleşecek. Zaman tarafından duyurulan habere göre, Büyükada’da deniz kenarında 500 metrekarelik alana cami yapılacak. Caminin yapılacağı arsa Maliye Bakanlığı tarafından Diyanet İşleri Başkanlığı’na tahsis edildi. Deniz kenarındaki arsa üzerinde Ayedaş’a ait binanın yıkımdan sonra yapılacak caminin Maltepe sahilinden görülebileceği açıklandı.
From: ÇELİ LEVENT
Subject: Fwd: FW: Büyükada’ya yeni cami inşa edilecek
Date: November 30, 2012 1:56:49 PM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com
Çok lazımdı!…
* * *
Büyükada’ya yeni cami inşa edilecek
İstanbul’da Çamlıca ve Taksim’in ardından Büyükada’ya da cami yapılacak. Mevcut dört cami ve mescidin, özellikle yaz aylarında yaşanan Arap turist akınından dolayı ihtiyaca cevap vermemesi üzerine Başbakan Tayyip Erdoğan yeni cami inşası için talimat vermişti.
Gerekli arsa Maliye tarafından Diyanet’e tahsis edildi. Denize sıfır noktasında Maltepe sahilini gören 500 metrekarelik arsaya adanın en büyük camisi inşa edilecek. Büyükada Çarşı Camii adı verilecek olan mabedin yükseleceği yerde bulunan Ayedaş’a ait bina da yıkılacak.
From: FATMA REİS
Subject: fatma reis (@fatosssfatos) Twitter’da senden bahsetti!
Date: November 30, 2012 6:33:44 PM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com
Bir cami de Büyükada’ya yapılacak! haber.gazetevatan.com/bir-cami-de-bu… @ADALARPOSTASI
* * *
Vatan, 1.12.2012
Mustafa Mutlu
http://haber.gazetevatan.com/Haber/496450/1/Gundem
Ataşehir, Çamlıca, Taksim, Göztepe, Büyükada! Amaç ne?
Şu cami seferberliği konusunda yazmayayım, kimsenin kalbini kırmayayım diyorum ama iş çığırından çıkıyor… İstanbul’daki tüm yeşil alanlar talan ediliyor!
Halka sormadan, “Halkın talebi” diyerek Ataşehir’e devasa bir cami diktiler, herkes sustu…
Yine halka sormadılar; Çamlıca’ya, Taksim’e, Göztepe Parkı’na cami yapma kararı aldılar.
Dün öğrendik ki Büyükada’ya da çok büyük bir cami yapılacakmış!
Peki neden? Halk mı istemiş?
Hayır… Yazın çok Arap turist geliyormuş da o yüzden!
Siz Arapların değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin iktidarısınız beyler…
Arapların değil, bizim halkımızın taleplerini dikkate alacaksınız… Cami yaptıracağız diye tutturduğunuz yerlerde yaşayan vatandaşlar arasında “halk oylaması” yapın bakalım sonuç ne olacak?
Kaç kişi bu tarihi, turistik yeşil alanları betonlaştırmanıza izin verecek…
“Cami yaptırma ve yaşatma derneği” gibi çalışmanızın nedeni belli:
Seçmeninize şirin görünmek, yandaşlarınıza ihale vermek!
Ama madem her fırsatta “halkın talebi”nden söz ediyorsunuz; o zaman hodri meydan…
Koyun o referandum sandıklarını da halk ne düşünüyor hep birlikte öğrenelim.
Radikal, 30.11.2012
Serkan Ocak
http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1110070&CategoryID=85
Adaların gündeminde cami tartışması yok
Adalar Belediyesi Başkanı Mustafa Farsakoğlu, Büyükadaya büyük bir cami yapılacağı iddiasıyla ilgili Radikal’e açıklama yaptı.
Adaların imar planlarının geçen yıl İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından onaylandığını belirten Farsakoğlu, söz konusu sahil alanına ya da başka bir yere cami yapılması konusunda bir konunun gündemlerinde olmadığını söyledi.
Farsakoğlu, tartışmayla ilgili şunları söyledi:
“Bugüne kadar gündemimize böyle bir tartışma gelmemişti. 5 binlik planlar 2011’de onaylandı. Plan notlarında Adalar’ın nüfusu göz önüne alındığında yeni bir ibadet yerine ihtiyaç olmadığı açıkca belirtiliyor. Birileri neden böyle bir tartışma çıkarıyor anlamış değilim. Sahilde zaten lokanta alanları var, içkili restoranların yanında böyle bir caminin yapılması da mantıklı değil. ‘Başbakan talimat verdi’ deniliyor. Benim haberim yok böyle bir konudan. Ayrıca bu konuların magazinel bir şekilde gündeme getirilmesi hiç hoş değil. Bazı kişilerin bunu siyasi bir malzeme yapmasını doğru bulmuyorum. Eskiden tüccarlar dini ticarete alet ederlerdi, şimdi din siyasete alet ediliyor. İnsanların inançları ne kadar kutsal tutulursa o kadar değerlidir. Onların kaldırılmasını istemeye davet ediyorlar. İBB’nin dolaplarından bezmediniz mi?”
Sabah- Emlak, 1.12.2012
http://emlak.sabah.com.tr/guncel/bir_cami_de_buyukada_ya_yapilacak.html
Bir cami de Büyükada’ya yapılacak!
İstanbul’da Göztepe, Çamlıca ve Taksim’e yapılacak yeni cami projelerinin ardından Büyükada’ya yapılacak cami için de ilk adım atıldı.
Büyükada çarşı içinde yer alan ve AYEDAŞ tarafından Adalar Bölge Müdürlüğü olarak kullanılan binanın bulunduğu arazi cami yapılmak üzere Hazine’ye devredildi.
AYEDAŞ Adalar Bölge Müdürü Cengiz Aktür, TEDAŞ Genel Müdürlüğü tarafından kendilerine, “arazinin cami yapılmak üzere Hazine’ye devredildiği” ifadelerinin yer aldığı tebliğin yapıldığını belirterek, “Kendimize kiralık olarak başka bir yer bakıyoruz” dedi.
‘CAMİ 10 DAKİKA UZAKTA’
Habertürk’ün haberine göre; Cami projesinin kendileri tarafından yürütüldüğünü söyleyen Büyükada Hamidiye Camii Derneği Başkanı Davut Şekerci, çarşı içine yeni ve modern bir caminin gerekliliğini şöyle savundu: “Çarşıdaki daire katından bozma mescit ihtiyaca cevap vermiyor. İnsanlar cuma vaktinde sokaklara kadar yayılıyor. Diğer camiler ise 10 dakika yürüme mesafesinde. Ama tabii hepsi büyük camiler değil. Diğer camiler de dolu. Adaya büyük cami yapmayacağız.”
RESMİ BAŞVURU OLMADI
Büyükada’ya cami yapılmasının bir süredir konuşulduğunu belirten Adalar Belediye Başkan Yardımcısı Mürsel Ayrancı, “Büyükada’da 3 cami ve bir de mescit var. Yeni cami söylentisi var ama resmi başvuru yapılmış değil” dedi. Diyanet İşleri Başkanlığı yetkilileri de arazinin kendilerine tahsisinin söz konusu olmadığını bildirdi.
Son Liman Gazetesi, 2.12.2012
Murat Başbay
https://www.facebook.com/groups/152999051470373/permalink/284267245010219
BÜYÜKADA’YA YENİ CAMİ
Bugünlerde en çok konuşulan şey Büyükada’ya cami yapılacağıdır. Yok efendim Arap turist çokmuş da, yok çarşı merkezindeki cami küçükmüş de. Belediye başkanı sırf medyada haber olsun diye reklam kokulu beyanatlar vermiş. Yetmez ama evetçi yanar döner takımı kılıçları çekmiş cami yapılamaz diye bağırmakta. Her kafadan farklı bir ses kısa süre sonra kulaklarımızı tırmalamaya başlayacak gibi görünüyor. Aslan sosyal demokrat belediye başkanım ve onun avanesi sapla samanı her zaman karıştırırlar. Burada yapılacak olan cami ile yeşilin tam ortasına hançer şeklinde saplanacak olan Göztepe Parkı’na yapılması düşünülen cami bir değildir. Hamidiye Camisi, Büyükada’nın ihtiyacına cevap verememektedir. Çarşı içindeki cami ise işyerinden bozma olduğu için Adalar’a yakışmamaktadır. Modern bir cami projesi inanıyorum ki herkes tarafından kabul görecektir. O halde bu mesele artık sorun olmamalı ve çatlak sesler susmalıdır.
Geçmişte yaşamış ve halen süregelen bütün inanç sistemlerinde bir kutsal mekân kavramı vardır. İnanç duygusu insanın yaratılış özelliğinden kaynaklandığına göre istisnalar bir kenara bırakılacak olursa her zaman insanların doğru ya da yanlış bir şeylere inandığını düşünmek isabetli olacaktır ve tarih bu görüşü doğrulamaktadır. Hal böyle olunca insanlar, inançlarından kaynaklanan bir takım ritüellerin gereğini yerine getirebilmek için kutsal mekânlar oluşturmuşlar ve bu mekânlar, bireysel ve toplumsal alanda inançları canlı olarak yaşanılır kılmıştır. Çoğu zaman da yine bu inanç çerçevesinde insanların, sosyal faaliyet alanı olarak sorunlarına çareler aradığı yerler olmuştur buralar. Bu mekânlar anılan dinin özelliğine, inanç içerisinde üstlendiği role göre farklı değer ve yapılara sahiptir.
İslam’ın kutsal mekânları olan camiler ise İslam’da hayati öneme haizdir. Bu, İslam’ın ana kaynağı olan Kur’anda Allah (cc) verdiği önem (9/108–109, 24/36–37, 22/40, 2/114) ve Hz Muhammed’in (s.a.v.) uygulamalarında kendini göstermektedir. İslam’da ilk kurumlaşma camiyle başlamıştır bile diyebiliriz. Çünkü cami o günkü Müslümanlar için sadece bir ibadet mahalli değil aynı zamanda bazı adlî davaların görüldüğü, savaş kararlarının alındığı, başka kabile ve devlet temsilcilerinin kabul edildiği, eğitim ve öğretimin yapıldığı, çeşitli sosyal faaliyetlerin icra edildiği yerler olarak adeta Müslüman toplumun kalbi olmuştur.
Bugün bu kutsal mekânlara olan ihtiyaç gün geçtikçe artmaktadır. İçinde yaşadığımız çağda insanlar aşırı dünyevileşti ve bunun sonucu olarak da manevi değerler erozyona uğradı. Tabi ki buna paralel olarak toplumsal ilişkiler zayıflayarak aşırı bireyselleşmeye gidildi. Bunun sonucu ise insanlar daha da yalnızlaşmakta ve mutsuz olmaktadırlar. İşte bu ortamda insanların manevi havayı teneffüs ederek huzur duyacağı ve Rabbiyle olan randevusuna geldiği için rahatlayacağı, deşarj olacağı bu mekânlara her zamankinden daha çok ihtiyacı vardır. Camiler, bahsi geçen problemlerin giderilmesinde olumlu rol oynadığı gibi insanların sosyalleşmesine de önemli derecede katkılar sağlamaktadır. Bu kutsal yerlerin yokluğu durumunda belki bırakalım şehir yada kazada yaşayanları, aynı mahallenin insanları bile birbirlerini göremeden yıllarca yaşayıp gideceklerdi.
Burada asıl konuşulması gereken şey günün ihtiyaçları da dikkate alınarak camilerde verilen hizmet çeşitlendirilmeli, varsa bazı eksiklikler giderilerek insanımızla cami arasındaki mesafe kısaltılmalıdır. Camiler sadece namaz kılma mekanları olarak değil ilk dönemdeki gibi sosyal faaliyetlerin de daha çok icra edildiği, namaz harici de kullanılabilen yerler olmalı ve özellikle de gençlere, kadınlara yönelik çalışmalar yapılmalıdır.
Cumhuriyet, 02.12.2012
‘DİN SİYASETE ALET EDİLİYOR’
Yasa teklifi hakkında Adalar Belediye Başkanı Mustafa Farsakoğlu ve ilçedeki mahalle muhtarları Büyükada’nın Atatürk Meydanı’nda basın toplantısı düzenledi. Büyükada’ya cami yapılacağı iddialarıyla ilgili soruları da yanıtlayan Dinçer, “AKP’nin dini değerleri siyasete alet etme atağı sürüyor. Sağlık, eğitim, ulaşım gibi sorunlarla boğuşan, kültür merkezi olmayan Adalar’ın önce bu sorunlarının çözülmesi gerekli,” dedi.
Cami projesiyle gündeme gelen Büyükada’da birçok sorun var
Önce hastane
İstanbul Haber Servisi- CHP İstanbul Milletvekili Celal Dinçer, Adalar Belediyesi’nin güçlendirilmesi ile ilgili bir yasa teklifi hazırladı. Büyükada’ya cami projesiyle ilgili değerlendirme yapan Dinçer “İhtiyaç varsa 8 değil 10 cami de yapılır. Biz camiye karşı değiliz. Ama önceliklerin belirlenmesi lazım. Adalar’ın şu an hastanesi yok”dedi. Adalar’daki 2 hastanenin AKP döneminde kapatıldığına dikkat çeken Dinçer, “Kültür merkezi yok, kongre salonu yok, kapalı spor salonu yok, kapalıyı bırakın açık spor alanı bile yok, ulaşımı da sorun, eğitimi de. Ama Başbakan Erdoğan’a göre Arap turistlere yetmediği için Adalar’ın öncelikli ihtiyacı camiymiş. Polikliniğe dönüştürülen Büyükada Devlet Hastanesi binasının yerine yapılacak yeni bina tamamlanıncaya kadar prefabrik bir yapıda sağlık hizmeti verilmeye devam edilecek” dedi. Dinçer, Adalar’da 9 adet manastır, 15 adet kilise, 3 adet sinagog, 7 adet cami ve 1 cemevi olmak üzere toplam 35 adet dini tesis alanı bulunduğunu ve Kasım 2011’de yürürlüğe konan Nazım İmar Planı raporunda yeni dini tesis önerilmemesine karar verildiğini de anımsattı. Büyükada’da 4, Heybeliada, Burgazadası ve Kınalıada’da birer cami bulunuyor.
Spekülasyona açık
Adalar Belediye Başkanı Mustafa Farsakoğlu da “Şova yönelik girişimleri doğru bulmuyorum. Spekülasyona açık bir konu. Başbakan’ın ağzından böyle bir şey duymadım,” dedi.
Avni Kurtuldu
Cami mi?… Hastane mi?…
Türkiye’ de her yetmiş camiye bir hastane denk gelirken, 345 kişiye bir cami ve 60 bin kişiye bir hastane düşmektedir. Buna rağmen önümüzdeki 1-2 yıl içinde yeni yapılması düşünülen hastane sayısı 30 civarındayken inşaatı sürmekte olan cami sayısı 1350. Böylelikle aynı anda 27 milyon kişi camilerde ibadet edebilecekken hastanelerimizdeki yatak kapasitesi ancak 189 bin civarındadır.
Türkiye’de durum böyleyken Adalar ilçemizde farklı mı?
Yaz aylarında nüfusu 200 bini bulan Adalar ilçemizde; 1999 depreminde gördüğü zararla yıkılmaya yüz tutmuş duvarlarıyla, acil müdahale kabiliyetinden yoksun olarak, Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk merkezi gibi çalışan bir klinik-hastaneyle sağlık hizmeti verilmeye çalışılmaktadır.
Projesi hazır olmasına rağmen yıllardır yeni hastane yapımına bir türlü geçilememiştir. İktidar partisinin ilçe yetkilileri ve Belediyemiz, Lido, Seferoğlu, iskeleler ve müze gibi oluşumların yapımında gösterdikleri ilgi, âlâka ve özveriyi hastane yapımında neden göstermezler? Hastane de hukuk gibi bir gün hepimize lâzım olabilir.
Başbakanımız Sn. R. Tayyip Erdoğan, Adalar’da vatandaşların isteği üzerine Büyükada’ya bir cami yapılmasını istediğini beyan etmişti. Anlayamadığımız nokta Sn. Başbakan’a ya da AKP ilgililerine Adalılar’ın bu isteğini kim hangi yöntemle tespit edip iletti? AKP ilçe yetkilileri Adalar’ın öncelikli ihtiyacı olarak cami tespitini nasıl yaptı? Adalar ilçemizde tam anlamıyla bir tek hastane yokken Büyükada çarşısının ortasına beşinci cami isteği rant amaçlı pasaj ve dükkânları akıllara getiriyor.
Camilere 200 metre mesafede içkili mekân açılamaz! Peki cami inşaatından sonra 200 metre mesafe dahilinde kalan içki ruhsatlı mekânların akibeti ne olacak? Bu ruhsatların iptaliyle onlarca ailenin yanı sıra Büyükada ekonomisinin alacağı yara hesaplandı mı?
AKP Adalar ilçe teşkilatına düşen görev, kamuoyuna “Cami mi? Hastane mi?” sorusunu sormak ve sonuçlarını ilgililere sunmaktır.
İbadet kadar yaşamak da hakkımızdır. İbadet hakkımızı kullanabilmemiz için önce yaşamalıyız!
Avni Kurtuldu
Bianet, 3.12.2012
Çiçek Tahaoğlu
http://www.bianet.org/bianet/kent/142538-buyukadada-cami-talebi-yok
“Büyükada’da Cami Talebi Yok”
Adalar Belediye Başkanı Mustafa Farsakoğlu, Büyükada sahilinde yeni cami yapılacağına dair iddiaları yalanladı. “Büyükada’da dört cami var. Yenisini yapmak yerine mevcut mekanlar yenilenip iyileştirilebilir” dedi.
Adalar Belediye Başkanı Mustafa Farsakoğlu, Büyükada sahilinde yeni cami yapılacağını resmen bilmediğini söyledi.
Geçtiğimiz günlerde, Büyükada çarşı içinde yer alan ve AYEDAŞ tarafından Adalar Bölge Müdürlüğü olarak kullanılan binanın bulunduğu arazi cami yapılmak üzere Hazine’ye devredildiğine dair haberler çıkmış, AYEDAŞ Adalar Bölge Müdürü Cengiz Aktür, TEDAŞ Genel Müdürlüğü tarafından kendilerine, “arazinin cami yapılmak üzere Hazine’ye devredildiği” ifadelerinin yer aldığı tebliğin yapıldığını söylemişti.
Bianet’e konuşan Farsakoğlu, söz konusu 1/5000’lik Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı’nın İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından Kasım 2011’de kabul edildiğini ancak cami yapılacağı iddia edilen binanın konut ve ticaret alanında kaldığını belirtti.
İmar planının notlar bölümünde, adalarda mevcut ibadethanelerin yeterli olması nedeniyle dini tesisler için yer öngörülmediğini belirten Farsakoğlu, “Her yerde olduğu gibi, Adalar’da da dini hizmetlere yönelik talep olursa ilgili kurumlar bir değerlendirme yapıp karar verir. Ama bize intikal eden resmi ya da gayrı resmi bir başvuru mevcut değil” diye konuştu.
Farsakoğlu cami yapılması için mevcut imar planlarının gözden geçirilmesi gerektiğini söyledi ve bahsedilen AYEDAŞ binasının bitişiğinde içkili lokantalar, marketler ve eğlence mekanları bulunduğunu hatırlattı.
“Turistler ibadete değil, gezmeye geliyor”
Farsakoğlu’yla konuşurken yanımıza gelen Büyükada sakinleri “Camiye harcanacak para hastaneye aktarılsın. Burada en büyük ihtiyacımız bu” dedi.
Farsakoğlu, “İnsanlar sağlık, ulaşım, eğitim konusunda kaygılı. Bu yüzden kışın Ankara’ya gidiyorlar. Şu anda Büyükada’da dört cami var ve bunların bazıları sağlıklı yapılar değil. Yeni cami yerine mevcut mekanlar yenilenip iyileştirilebilir” diye konuştu.
“Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yaz aylarında yaşanan Arap turist akını nedeniyle mevcut camilerin yetersiz kaldığı gerekçesiyle cami yapılması talimatı verdiği” haberlerine değinen Farsakoğlu, “Arap turistler buraya ibadet etmeye değil, gezmeye geliyor” dedi.
Adalarda toplam yedi cami, üç sinagog, bir cemevi ve 19 kilise/manastır yer alıyor. (ÇT)
* Fotoğraflar: Leyla İşbilir
Twitter, 3.12.2012
Havyar Herif
@HavyarHerif
Büyükada’ya katlı otopark!…
Büyükada’ya şimdiden katlı otopark yapacam. İleri görüşlü olmak lazım, camiden sonra arkası kolay gelir.
Twitter, 17.12.2012
jonathan livingston
@JLivingston10
Büyükada’da buraya cami yapılacak…
Gerçekten buraya, gerçekten!!!
İstanbul’da Çamlıca ve Taksim’den sonra Büyükada’ya da cami yapılması planlanıyor…
fayton meselesine dair…
From: MAHMUT ÇELİK
Subject: Mahmut Celik (@MahmutCelik70) Twitter’da senden bahsetti!
Date: November 30, 2012 2:09:26 PM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com
@ADALARPOSTASI Büyükada’da fayton kazası Bir kişi öldü ağır yaralılar var. Başımız sağolsun Bu işin SORUMSUZLARI cezalandırılmalı
From: AYŞEN ERTÜR
Subject: Aysen Ertur’dan yeni mesajlarınız var
Date: November 30, 2012 7:04:39 PM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com
merhabalar,
hayihak sitesi, ölü bir atın fotoğraflarını paylaşıyor. hayvanseverler lanet okumak, dilkeç göndermek için çabalarını birleştiriyorlar.
atlarımıza iyi davranmadığımızın farkındayım. belediyenin denetim görevini hakkıyla yerine getirmediğinin de…
ama, fotoğrafın yanındaki yazıyı okurken tüylerim diken diken oldu. bir paragraf aynen şöyle:
“CHP ADALAR BELEDİYESİ’NDEN KESİNLİKLE FAYDA YOK… KAMUOYU DESTEĞİ VERİRSEK İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KOLAYCA CAAANIM ATLARIMIZI BU CANİ KULLANICILARININ ELİNDEN KURTARIP YILKI ATI YAPACAK… BİR PROJELERİ VAR HAZIR VE MÜKEMMEL… BIRAKALIM ATLAR KURTULSUN…”
yazının tamamı için: http://www.facebook.com/photo.php?fbid=294174947328547&set=a.294174853995223.68903.100002081330032&type=3&theater
ne ince hesaplar, ne umulmadık şapkadan tavşan çıkarma gayretleri…
yasalar yüzünden umduklarını elde edemeyecek olmanın tedirginliği içinde böyle bir yerden vurmaya çalışıyorlar.
haberdar edeyim dedim. dileyen adalılar da hayihak sitesine yorumlarını bırakabilirler/bırakmalılar.
ayşen ertür
* * *
Gazete a24, 30.11.2012
http://www.gazetea24.com/haber/adada-fayton-kazasi_8117060.html
Ada’da fayton kazası
İstanbul Büyükada’da gezinti yapan turistlerle dolu fayton, atların ıslak zeminde kayması yüzünden bir evin duvarına çarptı.
Kazada faytoncu ve yıllardır birlikte ekmek parası kazandıkları at öldü, 4 turist de yaralandı.
İstanbul Büyükada’da gezinti yapan turistlerle dolu fayton, yokuştan inilirken atların ıslak zeminde kayması sonucu yol üzerindeki ağaçlara çarptı. Maden Mahallesi’ndeki Adaevi’ne inen uzun ve virajlı Çınar Caddesi’nde meydana gelen kazada faytoncu Orhan Çelik öldü. Gezi faytonu içinde bulunan turistler ise ağır yaralandı.
Yaralı turistlere 10 dakika sonra geldiği belirtilen Adalar 112 ekipleri ilk müdahaleyi yaptı. Daha sonra iskeleye getirilen yaralılar, tekne ile Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Kazada atlardan biri de telef oldu.
From: İ. ADIGÜZEL
Subject: iAdiguzel (@iadiguzel) Twitter’da senden bahsetti!
Date: December 1, 2012 11:52:38 AM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com
denetlemesini kim yapıyor?
Büyükada’da yokuş aşağı ıslak zeminde kayan fayton kaza yapmış faytoncu hayatını kaybetmiş bunların denetlemesini kim yapıyor? @ADALARPOSTASI
* * *
‘Ya denetimi iyi yap, ya da yetkiyi bize ver’
30 Kasım 2012 Cuma günü Saat 11:35 sularında Büyükada’da Arap turistlere tur yaptıran Orhan lakaplı İlhan Çelik isimli faytoncunun kullandığı 070 plakalı fayton, Çelik Gülersoy Kültür- Sanat Merkezi ve Müze Sergi alanına 20 metre mesafe kala, faytonu çeken atların bilinmeyen bir nedenle parlaması sonucu sola sert virajı alamayarak caddedeki çınar ağacına çarparak devrildi. Fayton sürücüsü olay yerinde hayatını kaybetti.
Faytonun içinde bulunan 4 Arap turistin yaralandığı olayda turistlerden 1’i ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldı. Adalar Belediye Başkanı bu olayla ilgili Büyükşehir Belediyesi’ni denetimi iyi yapmaya yoksa yetkiyi kendilerine devretmesi açıklamasını yaptı.
Adalar’dan İBB’ye Çağrı;
Daha Fazla Ölüm Olmaması İçin Ya Sorumluluğun Gereğini Yerine Getirerek Yetkini Kullanıp Görevini Yap, Ya da Yetkiyi İlçe Belediyesi’ne Devret.
Adalar’da iç ulaşım (Büyükada, Heybeliada, Burgazadası), geleneksel olarak dünyada eşi olmayan bir şekilde plakalı faytonlarla yapılmaktadır. Bugün itibariyle Adalarda 277 adet fayton ve yaklaşık 1200 civarında at ile bu hizmet sunulmakta ve birçok ailenin geçim kaynağı olmaktadır.
Özellikle bahar ve yaz mevsimlerindeki nüfus artışı ve yoğun günübirlik ziyaretçiler nedeniyle Adalarda başta yaya trafiği olmak üzere bisiklet kullanıcı sayısında da artış yaşanmaktadır. İnsan yoğunluğunun arttığı bu mevsimlerde, aynı dar yolları yayalar, bisikletliler ve faytonlar paylaşmak zorunda kalmaktadır. Zaman zaman ciddi kazaları da beraberinde getiren bu durum, doğal olarak yakınmalara ve şikayetlere yol açmaktadır.
Fayton sürücüsü Orhan Çelik, atıyla birlikte hayatını kaybetti.
Adaların iç ulaşımı ile ilgili ilk yasal düzenleme, 25.12.1998 tarih ve 1998/138 nolu İstanbul İl Trafik Komisyonu kararı ile yapılmıştır. 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu sonrası, bu konuda yetki, görev ve sorumluluk İBB’ne(Ulaşım Koordinasyon Merkezi-UKOME) geçmiştir. Sorunlara çözüm üretmek ve fayton ulaşımını düzenlemek amacıyla İBB, ilk olarak, Büyükada’da 140 faytonluk at ahırları yaptırmış ve bunları kendi kuruluşu olan İSPARK tarafından işletmeye başlamıştır.
Ancak, İBB’nin bu konuda başka bir çalışma ve denetim yapmaması nedeniyle, geçen süre içerisinde fayton ulaşımı konusunda sorunlar ve buna bağlı olarak yakınmalar artmaya başlanmıştır. Bunun üzerine Adalar Belediye Meclisi, 2009 yılında aldığı bir karar ile UKOME’de görüşülmek üzere bir yönetmelik hazırlamıştır. 05.06.2009 tarih ve 75 sayılı Meclis Kararı ve eki yönetmelik 11.06.2009 tarih 966 sayılı yazı ile İBB’ye gönderilmiş, ayrıca UKOME merkezinde, Adalar Kaymakamlığı (İlçe Emniyet Müdürlüğü), Adalar Belediyesi (Zabıta Müdürlüğü) ve İstanbul Arabacılar ve Motorsuz Kara Taşıt Vasıtaları Esnaf Odası temsilcilerinin de katıldığı bir çok toplantı yapılmış, İBB görevlileri zaman zaman Adalarda çalışmalar yapmış ise de, aradan üç yılı aşkın süre geçmesine rağmen, bugüne kadar bu konuda kalıcı ve sürekli çözüm yönünde bir ilerleme kaydedilememiştir.
Adalar Belediye Başkanı Dr. Mustafa Farsakoğlu, CHP Milletvekili Dr. Celal Dinçer’le basın toplantısı düzenledi.
Aslında, Adaların simgesi olan plakalı faytonlarla yapılan ulaşımın, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin görev, yetki ve sorumluluk alanında olması, bir dizi sorunu beraberinde getirmektedir. Adalar Belediyesi’ne gönderilen yazılı (e-posta, dilekçe vb.) ve sözlü başvurularda ve yakınmalarda, en çok dile getirilen sorunlar arasında; ahırların yetersizliği, hastalıklı, bakımsız ve yaralı atların faytonlara koşulması, atlara kötü davranılması, caddelere ve sokaklara at pisliklerinin dökülmesi, fiyat tarifelerine özen gösterilmemesi, keyfi indirme ve bindirme yapılması ve faytoncuların bazılarının saygı kurallarına uymayan davranışlarda bulunması gibi birçok konu yer almaktadır.
Adalar Belediyesi; İstanbul Valiliği, Adalar Kaymakamlığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve İstanbul Arabacılar ve Motorsuz Kara Taşıt Vasıtaları Esnaf Odası ile bu sorunların çözümü konusunda bilgi paylaşımı yapmakta sorunları ve çözüm önerilerini yazılı olarak bu kuruluşlara iletmekte ve ısrarla konuyu takip etmekte ise de, maalesef olumlu sonuç alınamamaktadır. Zira Adalar Belediyesi’nin faytoncularla, faytonlarla ve atlarla ilgili görev, yetki ve sorumluluğu bulunmamaktadır. Bu konulardaki tüm başvurular (şikayetler ve dilekler) görevli ve sorumlu olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne iletilmektedir.
Adalar Belediyesi’nin Yazılı Talebi İBB’nce Reddedildi!
Adalardaki iç ulaşım konusunda köklü ve kalıcı çözüm üretme amacıyla Adalar Belediye Meclisi’nin oybirliğiyle aldığı kararlar (05.06.2009 tarih ve 2009/76 sayılı ) İBB’ye gönderildi ise de bunlardan “ahırların, (denetimi ve işletilmesi amacıyla) Adalar Belediyesi’ne devrine ilişkin olanı” İBB tarafından yazılı olarak reddedildi. Fayton ulaşımı konusunda etkin denetimi de içeren “Fayton Yönetmeliği’ne ise aradan üç yılı aşkın süre geçmesine rağmen bir yanıt bile verilmedi.
Hürriyet, 30.11.2012
Ertuğrul Özkök
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/22049757.asp
Hüzünlü atların kırmızı Pazartesi’si
İstanbul Büyükada’da gezinti yapan turistlerle dolu fayton, atların ıslak zeminde kayması yüzünden bir evin duvarına çarptı. Kazada faytoncu ve yıllardır birlikte ekmek parası kazandıkları at öldü, 4 turist de yaralandı. Yaşananları anlatan fotoğraf yürekleri acıttı. Ertuğrul Özkök yarını bekleyemedi ve hurriyet.com.tr için yazdı.
Bu ata üzülmeyin o kurtuldu
Şu fotoğrafa bakın.
“Birlikte çalışıp birlikte ölmüşler.”
Bir at ve yanında yatan bin insan bedeni…
Fotoğrafı gördüğüm an geçen eylül ayına döndüm.
Büyükada’ya hayatımda ilk defa gitmiştim.
Bana İtalya gibi gelmişti.
Her şey harikaydı bir tek şey hariç.
Hüzünlü, yorgun ve mutsuz bir atlar topluluğu…
***
O gün içime doğmuştu.
Yemin ediyorum, hissetmiştim.
Kırmızı Pazartesi gibi, beklenen bir ölümü ta şuramda hissetmiştim.
Sadece ben değil, bütün arkadaşlarım aynı duyguyu yaşıyordu.
Bu adadan hüzünlü atların ölüm haberlerini alacaktık.
***
Hürriyet’in “Fikir fabrikası” toplantısı için iki günlüğüne adaya gitmiştik.
Kaldığımız yer yukarda bir moteldi.
Gece yarısı o yorgun hayvanların çektiği arabaya binmek zorunda kaldığımız için hepimizin içine bir hüzün çökmüştü.
Yol dikleştikçe, o hüzün ızdıraba, ızdırap ise katlanamayacak bir vicdan azabına dönüşmüştü.
Hayvanlar bakımsızdı.
Yorgundu, bitkindi.
Mutsuzdu…
O gece otelde hepimiz aynı şeyi düşünmüştük.
Bu dik yollarda at arabası olmaz.
Hayvanlara bu kadar hoyratça muamele 21’nci yüzyıla yakışmaz.
O gün yukarı çıkarken korkmuştuk. O hayvana biz arabadayken bir şey olmasın diye gizli gizli dua etmiştik.
Bazı arkadaşlarımız daha o an Twitter’e yazmıştı.
***
Beklenen bir ölümdü.
Hüzünlü atların Kırmızı Pazartesi’siydi.
Ben sadece bir atın ölümünü bekliyordum.
Arabayı kullanan insan da öldü.
Önce o emekçiye o cana üzüldüm…
Kahroldum.
Sonra o hüzünlü ata baktım.
Üzülmedim…
Çünkü o adada gördüğüm atların her biri için ölüm bir kurtuluştur…
***
Büyükada artık Kırmızı Pazartesi atlarına bir çare bulmalıdır.
O medeni adaya yakışmayan bu hüznü, bu ızdırabı kaldırmalıdır.
?
[Bu düz mantıkla şehirde de trafik kazası yapan otomobilleri kaldırsınlar bari!… )O( ]
Hürriyet, 3.12.2012
Cengiz Semercioğlu
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/22062019.asp
Ada’da fayton olmaz demiştik…
Yazın en hararetli tartışmalarından biri Adalar’daki faytonlardı.
Bu faytonların kaldırılması gerektiğini savunanlardandım.
Efendim gelenek dediler…
Oradaki atlar ne olacak dediler…
Faytoncuların ekmek parası dediler…
İşi yokuşa sürdüler.
İlla gelenekse sadece sahil güzergahına nostalji diye 10 fayton koyarsın dedik dinletemedik.
3 gün önce Büyükada’da 4 turisti taşıyan fayton ıslak zeminde kaydı hem at öldü hem faytoncu.
Faytondaki 4 turist de yaralandı.
İlla bunun mu yaşanması gerekiyordu?
Yokuşları dik Büyükada’nın fayton seferlerine müsait olmadığı bir kez daha ortaya çıktı işte…
Yağmurda o zavallı atların faytonu yokuşlarda çekmesi mümkün değil.
Nalları desen zaten yok, atlar çelimsiz…
Faytoncu da 4 turist alarak hem kendi hem atının hayatının sonunu hazırlayan kararı almış.
Şimdi faytoncunun da, zavallı atın da ölümünden kim sorumlu?
Faytoncunun kendisi mi, at mı, belediye mi?
Elektrikli faytonlara karşı çıkanlar mı?
?
[Adalar’da elektrikli faytonlara karşı çıkanlar: “Adalar’ın Kentsel ve Doğal SİT’e konu olan dokusunun ayrılamaz bir parçası olan faytonların işletilmesine dair sorununu, imar ve beraberinde gezecek trafik canavarları yüzü suyu hürmetine sittin senedir gayetle kasıtlı bir vurdum duymazlıkla çözmemekle hayvanlara da insanlara da eziyet eden sorumsuz sorumlular: İBB/UKOME+Adalar Belediyesi+Faytoncular Odası. Peki ya bu dümedüz mantıkla “Şehirdeki trafik kazalarından kim sorumlu?” sorusuyla “Şehirde de otomobil olmaz…” deyyu otomobiller mi kaldıralacak? )O( ]
ADALAR POSTASI-2684 (21.3.2012):
İSTANBUL ADALARI’nda
TRAFİK CANAVARININ
USULSÜZ SEYRİNE
SEYİRCİ KALMAYACAĞIZ!
FAYTONLARIMIZI da
VERMEYECEĞİZ!…
From: adalar.postasi@gmail.com
Subject: İSTANBUL ADALARI’nda TRAFİK CANAVARININ USULSÜZ SEYRİNE SEYİRCİ KALMAYACAĞIZ!… FAYTONLARIMIZI da VERMEYECEĞİZ!…
Date: March 21, 2012 12:37:32 PM GMT+02:00
To: ertugrul.gunay@kulturturizm.gov.tr, ozelkalem@kulturturizm.gov.tr, kurullardairesi@kultur.gov.tr, baskan@ibb.gov.tr, isa.cakiroglu@ibb.gov.tr, belediye@adalar.bel.tr, mustafafarsakoglu@adalar.bel.tr, belediyebaskani@adalar.bel.tr, bekirergok@istanbul.gov.tr, dervisahmetset@istanbul.gov.tr, adalar@istanbul.gov.tr, samiyilmazturk@mimarlarodasi.org.tr, mimarist@mimarist.org.tr, arifatilgan@gmail.com, mhtp.inan@gmail.com, kadikoy@mimarist.org, adalarkoruma@gmail.com
Ertuğrul Günay / Kültür ve Turizm Bakanı
TC KÜLTÜR ve TURİZM BAKANLIĞI
Atatürk Bulvarı No:29
Opera 06050 Ankara
Tel: 0312 311 19 32
Faks: 0312 311 14 31
ertugrul.gunay@kulturturizm.gov.tr
ozelkalem@kulturturizm.gov.tr
TC KTVK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ KURULLAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI KÜLTÜR ve TABİAT VARLIKLARINI KORUMA YÜKSEK KURULU
II. Meclis Binası yanı
Ulus Ankara
Tel: 0312 310 53 64
Faks: 0312 310 91 12
kurullardairesi@kultur.gov.tr
A. Metin Yıldırımlı / 5. İKTVKK Müdürü
İSTANBUL 5 NUMARALI KÜLTÜR ve TABİAT VARLIKLARINI KORUMA KURULU
Hobyar Mahallesi Büyük Postane Cad. Eski Sümerbank Binası
Sirkeci İstanbul
Tel/Faks: 0212 528 31 13
Kadir Topbaş / İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı
İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı
Saraçhane İstanbul
Tel: 0212 455 14 00-01
Santral: 0212 455 13 00
Faks: 0212 455 27 00
baskan@ibb.gov.tr
Adem Baştürk / UKOME Başkanı
Adil Karaismailoğlu / UKOME Müdürü
İBB ULAŞIM DAİRE BAŞKANLIĞI
ULAŞIM KOORDİNASYON MÜDÜRLÜĞÜ
Keresteciler Sitesi Kasım Sok. No: 62
Merter-Güngören İstanbul
Tel: 0212 449 49 92
Faks: 0212 449 46 70
isa.cakiroglu@ibb.gov.tr
Mustafa Farsakoğlu / Adalar Belediyesi Başkanı
ADALAR BELEDİYE BAŞKANLIĞI
Altınordu Caddesi No:21
Büyükada İstanbul
Tel: 0216 382 78 50 (dahili 184)
Faks: 0216 382 67 85
belediye@adalar.bel.tr
mustafafarsakoglu@adalar.bel.tr
belediyebaskani@adalar.bel.tr
Bekir Ergök / İstanbul Vali Yardımcısı
Fevzi Güneş / İstanbul Vali Yardımcısı
Derviş Ahmet Set / İstanbul Vali Yardımcısı
İSTANBUL VALİLİĞİ
Ankara Caddesi, Cağaloğlu
Fatih 34410 İstanbul
Tel: 0212 455 59 00
Faks: 0212 512 20 86
bekirergok@istanbul.gov.tr
dervisahmetset@istanbul.gov.tr
Ahmet Arabacı / Adalar Kaymakamı
ADALAR KAYMAKAMLIĞI
Çankaya Caddesi No:44
Büyükada 34970 İstanbul
Tel/Faks: 0216 382 60 17
adalar@istanbul.gov.tr
Sami Yılmaztürk / TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Yönetim Kurulu Sekreteri
TMMOB MİMARLAR ODASI İSTANBUL BÜYÜKKENT ŞUBESİ
Yıldız Sarayı Dış Karakol Binası
Barbaros Bulvarı
Besiktaş 34349 İstanbul
Tel: 0212 227 69 10
Faks: 0212 236 85 28
samiyilmazturk@mimarlarodasi.org.tr
mimarist@mimarist.org.tr
Saltuk Yüceer/ TMMOB Mimarlar Odası Anadolu I. Büyükkent Bölge Temsilciliği Yönetim Kurulu Başkanı
TMMOB MİMARLAR ODASI ANADOLU I. BÜYÜKKENT BÖLGE TEMSİLCİLİĞİ
Rıhtım Caddesi İskele Sokak No:27
Kadıkoy İstanbul
Tel: 0216 348 14 05
kadikoy@mimarist.org
saltukyuceer@gmail.com
Arif Çağlar / İAKTVKD Başkanı
İSTANBUL ADALARI KÜLTÜR ve TABİAT VARLIKLARINI KORUMA DERNEĞİ (İAKTVKD)
Güzeller Sokak No:30
Büyükada 34970 İstanbul
adalarkoruma@gmail.com
21 Mart 2011
TC KÜLTÜR ve TURİZM BAKANLIĞI’na,
TC KTVK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ KURULLAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI KÜLTÜR ve TABİAT VARLIKLARINI KORUMA YÜKSEK KURULU’na,
İSTANBUL 5 NUMARALI KÜLTÜR ve TABİAT VARLIKLARINI KORUMA KURULU’na,
İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI’na,
İBB ULAŞIM DAİRE BAŞKANLIĞI ULAŞIM KOORDİNASYON MÜDÜRLÜĞÜ’ne,
ADALAR BELEDİYE BAŞKANLIĞI’na,
İSTANBUL VALİLİĞİ’ne,
ADALAR KAYMAKAMLIĞI’na,
TMMOB MİMARLAR ODASI İSTANBUL BÜYÜKKENT ŞUBESİ’ne,
TMMOB MİMARLAR ODASI ANADOLU I. BÜYÜKKENT BÖLGE TEMSİLCİLİĞİ’ne,
İSTANBUL ADALARI KÜLTÜR ve TABİAT VARLIKLARINI KORUMA DERNEĞİ’ne,
İSTANBUL ADALARI’nda
TRAFİK CANAVARININ
USULSÜZ SEYRİNE
SEYİRCİ KALMAYACAĞIZ!
İstanbul III Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 16.06.1999 tarihli 11012 sayılı kararı uyarınca “[…] Adalar’daki bütün yolların prensipte de yaya yolu olması öngörüldüğünden, motorlu araçların kullanılamayacağı, ancak Belediye ve Kaymakamlığın sağlık, itfaiye, temizlik, orman hizmeti, emniyet hizmetleri için kullanılmak üzere kısıtlı miktarda araç kullanılabileceği […]” açıkça belirtilmiş olmasına ve “[…] kamuya ait araçların zorunlu olmadıkça trafiğe çıkmaması, trafiğe çıktıklarında yerleşim alanlarında 30 km/saat, yerleşim bölgeleri dışında ise 50 km/saat hızla seyir etmeleri, yasak olan cadde ve sokaklara zorunlu olmadıkça giriş yapılmaması, yolcu ve eşya taşınmaması […]” kaidesi yanı sıra
ve üstelik http://www.mustafafarsakoglu.com/MakamAraci.htm adresindeki ilgili yazıyı müteakiben ADALAR POSTASI-2253 (28.3.2009)‘de de yayımlanan “Belediye Başkanının Makam Aracı Fayton Olacak” başlıklı yazıda, CHP’den Adalar Belediye Başkanı adayı olarak 29.3.2009 tarihinde yapılan yerel seçimlerde 3930 oy alarak seçimi kazanan Mustafa Farsakoğlu’nun, “[…] kendi kaymakamlığı döneminde sadece belediye başkanının değil kaymakamın makam aracının da fayton olduğu […]” ibaresi geçmekte;
yine bu yazının “Belediye Başkanının Makam Aracı Fayton Olacak” başlığında da açıkça bu konu vaad edilmekte; ayrıca 7.3.2009 tarihli Cumhuriyet Gazetesi‘nde yayımlanan “Prens Adaları’nda Oy’lar Faytona” başlıklı yazıda da “Farsakoğlu, bu kez de CHP’nin belediye başkan adayı olarak diyor ki:” diye doğrudan Mustafa Farsakoğlu’nun demecinden aktarılan “[…] Makam aracımız yine fayton olacak; Adalar’da motor sesi kesinlikle duyulmayacak, […]” vaadine;
ve asıl bizzat Mustafa Farsakoğlu’nun Ocak 2009 tarihli “Adalar’da Sorunlar ve Çözüm Önerileri” başlığıyla basılıp seçim propaganda broşürü olarak dağıtılan, bu suretle ADALAR POSTASI-2239 (1.3.2009)‘da da yayımlanan raporunun 3.6.2. numaralı “Adalar’ın İç Ulaşımı ve Taşımacılık (Faytonlar-Yük Arabaları)” bölümünde: “[…] Adalar, özel motorlu taşıtların dünyada yasak olduğu ender yerleşim alanlarından biridir. Adalar’ı çok özel ve sağlıklı yapan bu durumun, ilgisizlik, plansızlık ve denetimsizlik sonucu Adalar’ın olumsuz imaj edinmesine de neden olduğu görülmektedir. […]”
ve yine aynı raporun 3.6.3. numaralı “Motorlu Taşıtlar” başlıklı bölümünde de “[…] Adalar’da, son yıllarda kamu kuruluşlarına ait olanların yanı sıra, başta kamyonlar olmak üzere özel motorlu taşıtların sayısında sürekli olarak artış olduğu görülmektedir. Bu durum, Adalılar arasında büyük tepki doğurmaktadır. […] Bu tehlikeli gidişe son verilecektir. […] Adalar’da ancak zorunlu bazı kamu hizmetleri için (ambulans, itfaiye, polis, zabıta gibi) motorlu taşıtlara sınırlı sayıda izin verilecektir. Belediye’ye ait çıkarma gemisiyle Adalar’a getirilebilen motorlu taşıtların yalnızca zorunlu gereksinmeler ve hizmetler dışında Adalar’a girmesi ve ancak hizmetin gerektirdiği zorunlu durumlar dışında çalıştırılmaları etkin bir denetim yapılarak kesinlikle önlenecektir. […]” denilmesine rağmen;
motorlu araçların kullanılmasının yasak olduğu Adalar’da, kamu araçlarının mesai saatleri dahilinde/haricinde, lüzumlu/lüzumsuz türlü usulsüz keyfi özel servis için dahi kullanılmasına göz yumulmaktadır. Bu minvalde her türlü başvuru ve uyarıya aldırmaksızın tüm bu usulsüzlüklerin görmezden gelinmesi suretiyle gereğinin gereği gibi yerine getirilmediği bu koşullarda “Adalar’da motorlu araçların kullanılamayacağı,” hükmünün ne hükmü kalır?
İlgili yasağa rağmen sokaklarında sürekli arabaların turladığı üstelik de eşi benzeri görülmemiş bir aymazlıkla kamu araçlarının özel servis amacıyla kullanıldığı Adalarımızdaki tüm bu usulsüzlüklere göz yuman, mehtap sefasına bile kamu araçlarıyla bizzat çıkan, yakalarında Atatürk rozeti taşıyan sözde Atatürkçü idareciler için vaktiyle Atatürk’ün Büyükada’yı ziyaretinde geçen aşağıdaki anektod hiç mi bir şey ifade etmemekte hiç mi utanç vermemektedir? Bilmem daha ne diyebiliriz ki: Yazıklar olsun!
/
dün:
Ahmet Niyazi Banoğlu, Atatürk’ün İstanbul’daki Hayatı (1933-1937), İstanbul (1974)252‘de, Atatürk’ün sofracılarından Cemal Granda’nın bir anısını aktarır:
“Bir yaz akşamı Büyükada’ya gitmiştik. 1936 yılıydı. İskele’de Atatürk’ü büyük bir kalabalık karşıladı. İçten gelen sevgi gösterileri yaptı. Splendid Oteli’ne gidilecekti. Vapur iskelesine bir otomobil yanaştırmışlar. Ata’nın binmesi için… Oysa, Adalar’da tekerlekli, motorlu araçlarla gezilmesi yasak… Atatürk, otomobili görünce şöyle sordu: ― Ada’da otomobille dolaşmak yasak değil mi? Sorusunun karşılığını daha beklemeden: ― Kaldırın bu otomobili. dedi. Sonra, iki dizi halinde sıralanıp kendisine yol açan kalabalığın arasından yürüyerek otele geldi. Herkes yolda Atatürk’e çiçek atıyor, kalabalığı yaranlar eğilip elini öpüyorlardı.“
/
bugün:
Adalar [eski] Kaymakamı Mevlut Kurban ve Adalar Belediyesi [eski] Başkanı Coskun Özden’in de aralarında bulunduğu zevat-ı mutade, Adalar Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü’nün 34 BU 1450 plakalı minibüsüyle 01.06.2006 günü mesai saatleri haricinde Adalar Belediyesi [eski] Başkanı Coşkun Özden’in doğum gününü kutlamaya Aya Yorgi’ye mehtaba çıkmıştı! 29 Ekim 2009 Perşembe günü 17:00 sularında Yüce Tepe’ye çıkan yolda yine sıram sıram araba! Araba konvoyundan yol tıkanmış, görenlerin içi daralmıştı! Evvela Aya Yorgi’ye mum yakacak sonra Cumhuriyet Bayramı’nı kutlayacak! Usul adap görmemiş kanun kaide tanımaz erkân her nedense Yüce Tepe’ye yayan değil kamu aracıyla çıkacak! [ADALAR POSTASI-2334 (4.11.2009): trafik canavarı bu, otomobille gider yüce tepe’ye…]
“Hasta nakline yakıt yok,” diye sızlanacak lakin 2010 yılbaşında da şahit olduğumuz minvalde aslen bu usulsüzlükleri kovuşturmakla sorumlu kaide tanımaz zevat-ı mutadenin cümlesi keyfi türlü bahaneyle kamu araçlarıyla Yüce Tepe’ye çıkacak! [ADALAR POSTASI-2334/4 (6.2.2010)]
Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’dan önce çıkmıştı Büyükada’ya ya Mercedesleri! CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ysa muhalefet mukabilinden —ve asıl gereği gibi gerçi bir faytona 6 kişi de binmiş olsalar— faytonla gittiydi Adalar Müzesi’nin açılış merasimine!
Bunlar sadece tesadüf ettiklerimizden kimileri ve kimbilir daha neler/niceleri derken…
İBB Başkanı Kadir Topbaş: “Adalar’daki at arabalarıyla ilgili de İSPARK bir düzenleme yapacak. Orada ulaşım için en uygun formül bulunacak. Bugün buradan bu kadar sözünü veriyorum,” demişti ya [ntvmsnbc.com, 4.10.2011] geçenlerde;
ADALAR POSTASI-2615/3 (5.11.2011)‘de işte bu minvalde
“Eh! Topbaşımız Kadir, kıymet bilir sözünün eridir, Adalar’a büsbütün çıkartma yapmak üzre nicedir tetikte olan ‘trafik canavarı’nın yüzü suyu hürmetine olsa gerektir faytonların sayısını 50-60’a indirip raylı sistemi getirecekmiş Adalar’a!… Kentsel tarihi dokunun bütünlüklü korunmasıymış, SİTmiş kimin umurunda! Varsa yoksa imar-turizm canavarlarının boyunduruğunda, Adalar da bir başka yerleştirilme sevdasında! Tükenişi uğruna!… Bu minvalde olsa gerektir Büyükada at ahırları mevkiinde İBB çalışanları kepçeli, minibüslü kimi çalışmalara başlamışlar bile!…“
diye yazılmıştı.
Son zamanlarda sosyal iletişim ağlarında da Adalar’daki ulaşım mevzu bilir-bilmez akıllara ziyan türlü önermelerle gündemdeydi!
Böyle gelmemişse de içler acısı bir biçimde böyle gitmekte olan bir nevi akıl-fikir tutulması, hak-hukuk kaymasıyla zaar resmi araçlarla türlü adrese yapılan gayrıresmi servislerden, dahası ücreti mukabilinde Aya Yorgi’ye, bilabedel çarşıdan evlere düzenlenen dolmuş seferlerinden aldıkları cesaretle olsa gerektir ki 2011 yazında Büyükada’nın kimi sakinleri de Kadıyoran cihetine minibüs seferleri arzuhâliyle imza toplayıp başvurmuşlardı Adalar Belediyesi’ne! Adalar Belediyesi ise 16.9.2011 tarihinde garip ama gerçektir ki gayrikanuni bir şekilde “Yapılan değerlendirmede servis hizmeti verecek aracın bulunmadığı mevcut araçla ancak okul servisine ve acil ulaşıma destek olunduğu ama Belediyemizce başka bir araç temin edilmesi halinde konunun değerlendirileceği,” minvalinde cevaplamıştı arzuhâllerini!…
Adalar’ın KoruMA İmar Planları’nın gündemde olduğu günlerde İBB Başkanı’nın, “Adalar’daki at arabalarıyla ilgili de İSPARK bir düzenleme yapacak. Orada ulaşım için en uygun formül bulunacak. Bugün buradan bu kadar sözünü veriyorum,” demeci peşi sıra Adalar’daki ulaşıma dair kimi önerme yollu söylentilerin Ada sahillerinde dolanması sadece bir tesadüf olabilir miydi? Olmadığı çok geçmeden UKOME’nin 26.1.2012 tarihli 2012/1- Ek.2 sayılı kararıyla ortaya çıkıverdi:
“Adalar İlçesinde faaliyet gösteren fayton taşımacılığındaki mevcut sorunların ortadan kaldırılması, ulaşım hizmetlerinin çevresel duyarlılığı yüksek, koruma-kullanma bütünlüğü içinde sürdürülebilir hale getirilmesi amacıyla 86 faytonun kamulaştırılmasının uygun olduğuna; Kamulaştırma işleminin, Büyükada’da kayıtlı 226 adet faytondan öncelikle 1’den fazla faytona sahip fima/şahısların 1 fayton dışındaki toplam 51 faytonundan başlanılmasına 86 adet faytonun geriye kalan 35 (86-51=35) adetinin ise, gönüllülük veya noter huzurunda yapılacak kura çekimi şeklinde yapılmasına, atlı fayton taşımacılığının uzun vadede uygun ölçekte sürdürülebilir olması için ilk aşamada 40 adet elektirikli araçla (fayton vb) taşımacılığa geçiş yapılmasına ve elektrikli araçlara ilişkin ücret tarifesinin daha sonra UKOME tarafından belirlenmesine karar verilmiştir.“
Sözkonusu kararda yer alan “Adalar İlçesi fayton taşımacılığındaki temel sorunlar” listesi,
- Mevcut durumda faytonlann %30’u (86 adet) barınaktan yoksundur.
- 86 fayton için yeni barınak yapılması dururumunda yaklaşık 11.000-12.000m2’lik inşaat alanı ilave kapalı alana geteksinim duyulmaktadır. (Atların barınma alanları, fayton bakım ve malzeme alanlan, seyis konaklama alanları vb.) Büyükada’da bulunan 18.000m2 toplam inşaat alanı 140 faytonluk barınağın maliyeti göz önünde bulundurulduğunda, yeni yapılacak barınağın kamuya ilave yük getirecegi hesaplanmaktadır.
- Yüksek maliyetinin yanı sıra ada genelinin doğal ve kentsesl sit alanlarından oluştuğu düşünüldüğünde bu ölçekte ilave bir yapının geri dönüşümü olmayan bozulmalara sebebyet vereceği düşünülmektedir.
- Büyükada’da mevcut fayton depolama alanı olan At Meydanı’nın kapasitesinin (1700m2) sadece 55-60 adet faytonu barındıracak büyüklüktedir.
- Büyükada’da fayton sayısının fazla olması nedeniyle At Meydanı’nda düzensiz depolama yapılmakta ve sonucunda meydanı besleyen yollarda trafik akışı aksamaktadır.
- Fayton taşımacılığı turistik amaçlı ve nostaljik bir faaliyet olması gerekirken Adalar’da alternatifsiz toplu ulaşım aracı olarak kullanılmaktadır.
- Faytonların kullanıldığı yol güzergahları boyunca %15’den yüksek eğimlerin bulunmakta ve yer yer daralan yol en kesitleri nedeniyle atlar zorlanmaktadır.
- Yoğun fayton kullanımı bisiklet ve yaya trafiği açısından tehlikeye sebebiyet vermektedir.
- Yoğun fayton kullanımı yüzünden atlar yeteri kadar dinlendirilememektedir. Bu yoğun kullanım hayvan haklarına ve çeşitli ülkelerdeki fayton kullanım kurallarına uygun değildir.
- Turistik amaçlı yoğun kullanım ve yüksek fayton ücretleri nedeniyle atların sağlık, bakım ve beslenme ihtiyaçları karşılanamamakta, denetiminde yetersiz kalınmaktadır.
- Yoğun fayton kullanımı nedeniyle çevre kirliliği (koku, hayvan pisliği, ses kirliliği vb) oluşmaktadır.
- Oluşan çevre kirliliği nedeniyle Adalar’daki yaşam kalitesi düşmektedir.
- Kınalıada’da yerleşik nüfusun ulaşım faaliyetleri emisyonu yüksek motorlu taşıtlar ile gayri yasal olarak düzenlenmektedir.
ilgisiz ilgililerin, sorumsuz sorumluların cümlesinin sözümona “SİT Alanları’ndaki doğal ve kültürel varlıklar” yanı sıra “hayvan hakları” koruyucuları kisvesine bürünerek fayton taşımacılığında sağlanması lüzum eden nizam hususunda doğrudan ve dolaylı mesul oldukları görevlerindeki ilgisizlik, plansızlık ve denetimsizlik sonucu acziyetlerinin adeta traji-komik bir ifadesidir. Tercümesi “Adalar’da fayton taşımacılığında lüzum eden nizamın sağlanmasını bir türlü beceremediğimizden toptan kaldırıp yerine akülü faytonları getiriyoruz,”dur.
Adalar Belediyesi tarafından İBB Meclis üyeleri Dr. Mustafa Farsakoğlu ve Aykut Mutlu imzasıyla İBB Meclis Başkanlığı’na verilen 12.3.2012 tarihli soru önergesinde de:
“[…] Bu karar, öncelikle KTVKK kararlarına uygun değildir. Zira Adalar’da tamamı yaya yolu ve genişliği 4-5 metre olan yollarda yayalar, bisikletliler (7000’i Adaların sahip olduğu, 3000’i gelen ziyaretçilere kiralanmak üzere toplam 10.000 civarında) ve çalışan faytonların yanı sıra elektrikle çalışanları da devreye girerse, Adalar’daki yollarda ulaşım durumunun yaratacağı sıkıntılar çok daha artacak ve sorun içinden çıkılamaz hale gelecek, bu durum ise Adalılardan da büyük tepki alacaktır. Zira Adalar’daki kaldrırmlar da agaçlı olduğu için yaya ulaşımına elverişli olmadığı gibi, genişletilmesi de olanaklı değildir. […]”
denilmektedir.
11 Haziran 1996 günü HABITAT Konferansı’nda Büyükada sakinlerinden Korhan Berzeg’in (Doç. Dr.), sunmuş olduğu “Adalar: Motorlu Araçsız Yaşam ve Yapılanmanın Durdurulması” başlıklı bildirisiyle araba sevdasının altında yatan asıl tehlikeye dikkatleri çekmişliği böylelikle akla geliverdi:
“[…] Şurası muhakkak ki, Adalar’ın geri kalan dörtte üçünü yapılanmaya açmanın yarattığı iştah, Adaları motorlu araçlara açma gayretinin altında yatan ana sebeptir. Adaları karşı kıyılardaki taş yığınına çevirecek bu olasılıktır ki herkesi büyük bir azimle —pilli araçlar, dar raylı trenler gibi havayı kirletmeyen araçlar da dahil— tüm çağdaş motorlu taşıtlara karşı koymaya ikna etmelidir. […]”
Osmanlı’dan günümüze motorlu araçların yasak olduğu Adalar’da kimi akl-ı evveller daha evvel de çeşitli defalar (1910, 1960, 1963, 1986, 1997…) türlü biçim ve kisveler altında motorlu araçları Adalar’a çıkartmak teşebbüsünde bulunmuşlardı. Yine böylesi bir hamle esnasında Büyükada sakinlerinden Nilgün Cerrahoğlu’nun, 13.2.1997 tarihli Milliyet Gazetesi’ndeki köşesinde kaleme aldığı “Uygarlık mı, barbarlık mı?” başlıklı yazısındaki şu pek manidar satırları anımsamak ve dahi hiç akıldan çıkarmamak gerektir:
“Nilgün Cerrahoğlu, “Uygarlık mı, barbarlık mı?”, Milliyet(13.2.1997):
Venedik insanlığa bir tarih ve kültür mirasıdır. O baş döndürücü kültür ve tarih mirası içinde yaşamanın bir bedeli var: Her yere yürümek veya gerekirse, vaporetto adı verilen küçük vapurlara binmek.
Eski yapıların su altındaki temellerini sarsmamak için o vapurlar dahi kağnı hızıyla hareket ederler. Kentin yapısı ve güzelliği uğruna “zamanı hızlandırmak” tutkusundan vazgeçilmiştir, başka deyişle. Vakti dar olan özel motora biner. Avuç dolusu para vererek.
Şimdiye kadar kimse çıkıp da; “21. yüzyıla giriyoruz. Ulaşımı çabuklaştıracak, ucuzlatacak hızlı vapurlar yapalım. Kentin bazı yörelerine akülü araçlar koyalım. Uygarlık bunu icap ettirir,” dememiştir. Batı’da “uygarlık” adına hoşgöstermek mümkün değildir. Bunun adı “barbarlık”tır…
Cumhuriyet- Pazar ekinde Murat Ural imzasını taşıyan “Adalar’da Motorlu Araç Kabusu” (2 Şubat) yazıyı okunca aklıma gelen ilk örnek bu oldu. Adalar Belediyesi’nin Büyükada’ya “akülü kılıfı altında motorlu araç sokmaya hazırlandığını,” yazan Ural, Belediye’nin savlarını şöyle özetliyor:
“Atlı araba taşımacılığı ekonomik ve pratik değil, 30-40 fayton kalsın. Yerine elektrikle çalışan, 4 kişilik motorlu taşıtlar koyalım. Adalılar da medeniyetin nimetlerinden yararlansın.“
Murat Ural, “bunu yapamazsınız” diyenlerin, derhal “Siz medeniyete karşı mısınız?” cevabıyla karşılaştığını sözlerine ekliyor…
Başımıza ne gelirse “medeniyet”i, “kültür ve tarih mirası” gibi unsurlardan bir çırpıda soyutlayıp, “teknoloji”ye indirgeyen bu cahil mantığından geliyor.
Kaldı ki, eşe dosta “uygarlık” adı altında yutturulmaya çalışılan mantığın arkasında ayrıca, ellerini oğuşturarak bekleyen bir inşaat sektörü var. Buna hiç şüpheniz olmasın.
Ada’ya bir kez akülü ve motorlu taşıtlar girdikten sonra, kimse İstanbul’da kalan bu son cennetin de Moda, Kalamış ya da bir zamanlar hanımeli ve erguvan kokan Erenköy’ün akıbetinden kurtulmasını engelleyemez. Nitekim Aya Nikola bostanının başına gelenler bunun somut örneği. […]
“Akülü ya da motorlu taşıtları” bize “medeniyet fırsatları” diye yutturmaya çalışan belediyeciler, 30 yıldan bu yana dünyanın belli başlı şehirlerinde yapılan uygulamalara şöyle bir göz atsınlar.
“Medeniyet” adına yapılan en modern ve en son uygulamalar, araba ulaşımını artırmak için değil azaltmak yönündedir. Şehir merkezleri arabalara kapatılmakta, yayaların kullanımına açılan ve ağaçlandırılan alanlar artırılmaktadır.
Bırakın sayfiye yerlerini, büyük şehirlerde dahi uygulama budur. İtalya’dan bildiğim birkaç örnek; Roma, Bologna, Floransa’da insanlar, trafiğe kapanan meydanlar ve kent merkezlerinde tabana kuvvet yürümektedir.
2000 yılının eşiğinde birilerinin şimdi birden bire uyanıp, “medeniyet” adına insanın içine huzur, sükunet veren İstanbul’un son cennetini de mahvetmek ve kentin gerisi gibi beton yığınına çevirmek dürtüsünü anlamak mümkün değildir.
Ada’yı Disneyland’a dönüştürme projesine gönlümüz razı değil. “Adalar’ı korumak için gerekirse” UNESCO gibi uluslararası kuruluş ve örgütleri dahi harekete geçirebilecek bir imza kampanyası düşünebiliriz.
Sahip olduğumuz her kültür mirasını ayak altına almak bu kadar kolay olmamalı. Üstelik bu hoyratlık, gözümüzün içine baka baka ‘uygarlık’ adına zokalandığında…”
İstanbul Adaları’nı benzeri sayfiye yerlerinden ayıran emsalsiz özelliği motorlu araç trafiğinin dolayısıyla gürültüsü ve kirliliğinin olmayışıyDI! Ancak bilinmelidir ki “araba sevdası”ndan muzdarip olanların gidecekleri pek çok yer varken, motorlu taşıtsız bir yaşantıyı tercih eden bizlerin gidebileceği başka herhangi bir yer yoktur! Haliyle İstanbul Adaları sakinlerinin de Yunanistan’daki Hydra Adası, Almanya’daki Baltrum Adası, Hollanda’daki Schiermonnikoog Adası, Fransa’nın güneyinde Toulon yakınındaki Ile de Porquerolles, Kanada’daki Torino Adaları, ABD’deki Mackinag Adası, Brezilya’daki Paqetá Adası, Çin’deki Gulangyu Adası ve benzeri çağdaş dünyanın motorlu taşıtsız yaşamı tercih eden tüm adalarının [http://www.carfree.com/carfree_places_old.html] mukimleri gibi motorlu taşıta izin vermeye hiç mi hiç niyetleri yoktur! Çağdaş dünyanın motorlu taşıtsız yaşamı tercih ederek cittaslow bayrağı altında birleşen kentleri yavaşlarken evvel zemandan beri haliyle bir cittaslow (sakin belde) olan Adalar’da da gaza basmanın âlemi yoktur!
Adalar’ın kentsel SİT dokusuna mugayyir öyle otomobille, akülülerle, tramvayla falan değil atsız ucube faytonumsularla hiç değil Adalar’da geleneksel bir yaşam biçimi olan, kentsel SİT dokusuyla bütünlüklü ve sadece düzen-nizam-intizamının sağlanmasına muhtaç olunan faytonlarımızla seyretmek istiyoruz yalnızca!
T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul V Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 25.12.2009 tarih ve 2232 sayılı kararı uyarınca “İstanbul ili, Adalar ilçesinde Motorlu Taşıt kullanımına ilişkin; bütün yolların prensipte yaya yolu olarak belirlendiğine, bu nedenle ilçenin kültür kimliği ve diğer özelliklerinin korunmasının bir gereği olarak Adalar genelinde motorlu taşıt trafiği olamayacağına ve Adalar’ın bu önemli özelliğinin kısmi bile olsa bozulamayacağına,” işaret edilmiştir.
“Bu karara uymayanlar hakkında 2863 sayılı kanun uyarınca yasal işlem yapılmasına, karar gereğinin Kaymakamlık ve Belediye tarafından yerine getirilmesine oybirliğiyle karar verildi”ğine göre gereğinin gereği gibi yapılması gereğiyle tarafımıza ivedilikle bilgi verilmesini önemle arz ederiz.
Kaygılarımızla,
ADALAR POSTASI
aslında hiç kimse… aynı zamanda siz… herkes… hepimiz!
gerçekte 1 nisan 2005’ten beri sanal âlemde bir haberleşme ağı sadece!
)O(
adalar.postasi@gmail.com
http://adalar-postasi-guncel.blogspot.com
https://www.facebook.com/adalar.postasi
https://twitter.com/#!/ADALARPOSTASI
http://imza.la/istanbul-adalarinda-trafik-canavarinin-usulsuz-seyrine-seyirci-kalmayacagiz
adresinde 21.3.2012 tarihinde açılan
İSTANBUL ADALARI’nda
TRAFİK CANAVARININ USULSÜZ
SEYRİNE SEYİRCİ KALMAYACAĞIZ!…
FAYTONLARIMIZI da VERMEYECEĞİZ!…
imza kampanyasında 9.1.2013 günü itibariyle 703 imza toplanmıştır.
ilgili kimi belge-bilgi:
ADALAR POSTASI-2687/1-8(26.3.2012)
ADALAR POSTASI-2686/1-11 (24.3.2012)
ADALAR POSTASI-2685/1-6 (22.3.2012)
ADALAR POSTASI-2684 (21.3.2012)
ADALAR POSTASI-2683/3 (20.3.2012)
ADALAR POSTASI-2682/6-8 (17.3.2012)
ADALAR POSTASI-2681/8 (14.3.2012)
sokak köpekleri meselesine dair…
Çağrı
TOPLUMSAL DAYANIŞMANIN TAM ZAMANI;
ADALAR’DAKİ KÖPEKLERİN SİZE İHTİYACI VAR!
Heybeliada’da Adalar Belediyesi tarafından köpeklerin toplanacağını haber aldık. Kafesler hazır, atıcılar görevlendirilmiş ve iş gizli saklı Pazartesi sabahına planlanmış.
Adalar’da buna yabancı değiliz, dönem dönem Belediye her nedense birden köpeklerin zararlı olduğu fikrine kapılıp toplamaya girişir. Bazen bir kaç bazen daha fazla hayvan gönüllüsünün tepkileri Belediye başkanıyla görüşmeleriyle bir kaç köpekle bu iş atlatılır ya da atlatılamaz. Bazen köpekler Büyükada barınağına gidilerek geri alınır bazen de bulunamazlar.
Sorun eski çözüm ise yok. Bizce var da uygulamada yok.
Belediye seçimlerinden önce hayvan gönüllüsü olan ve bu alanda hassasiyet taşıyan bir çok kişi Belediye başkan adaylarıyla toplantılar yapmış ve seçilirlerse hayvanların korunması konusunda söz almıştık. Hatta ancak bu konuda söz verenlere oy vereceğimizi belirtmiştik. Şimdiki Belediye Başkanı da bu sözü verenlerden biriydi ve seçildi. Peki ya sonuç bu Adalar’da yaşayan sokak hayvanlarının işine yaradı mı?
Belediye’nin Adalar’daki hayvanları kısırlaştırma ve aşılama ve yasada belirtildiği gibi yaşam alanlarına bırakılma görevi ne oldu? Dönem dönem Adalar’daki hayvan gönüllülerinin ısrarları, zorlamaları sonucu arada bir Belediye veterinerliği Adaları dolaşarak halkın getirdiği hayvanları kısırlaştırdı. Ancak son derece düzensiz ve ilkel koşullarda uygulandı bu hizmet. Geleceği günler kaydı, değişti, susuz mekânlarda operasyonlar yapıldı. Hiç yoktan iyidir dedik razı olduk, alabildiğimiz bundan ibaretti Belediye’den.
Ancak hayvanların toplanıp Büyükada’nın tepesinde kuzey rüzgârlarına karşı kurulmuş barınağa konulması bir tür ölüm evine konulmakla aynı şeydir. Üstelik neden hayvanlar yaşam alanlarından alınır, orada besleneceği uyuyacağı yeri bilir çevreyi tanırken kapasitesinin çok üzerinde sayıda hayvanın olduğu barınağa kapatılır ve akıbeti bilinmez olur. Kışın nasıl ısıtılırlar yoksa donmaya mı bırakılırlar? Hepsi bir muammadır.
Arada bir yaz başı ve kış başı gibi Belediye’den bir haber gelir “şikâyet varmış köpekleri toplayıp götüreceklermiş”. Ben bu şikâyet edenlere hiç rastlamadığım gibi acaba yüksek ses çıkartmak mı Belediye’yi harekete geçiriyor diye soruyorum. Hayvanlara saldırgan davranan, taş atan, kışkırtan insanları görüyoruz, sonra da “köpek bana saldırdı”. Oysa Belediye’nin uyarılarla, duyurularla hatta önlemler alarak engellemesi gereken şeylerden biri de budur; “hayvanlara kötü davranmayın”.
Adalar hemen her zaman olduğu gibi şimdi de başka ilçelerden özellikle köpeklerin getirilip atıldığı bir yerdir. Bu konuda da Belediye’nin engelleyici hiçbir önlemi de yoktur.
SONUÇTA;
• Adalar’daki hayvanların aşılama ve kısırlaştırma konularıyla ciddi olarak ilgilenmeyeceksiniz,
• Barınağı köpeklerin kapatılıp ölümü bekleyecekleri yer gibi işleteceksiniz,
• Toplumun hayvanlarla birlikte yaşama konusunda duyarlılığını desteklemeyecek ve olmayanlarda da hassasiyet oluşturmaya çalışmayacaksınız,
• Her köpek bana saldırdı diyene hastane belgesi vb. istemeden gözü kapalı inanma eğiliminde olacaksınız,
VE ÇÖZÜMÜN EN KOLAYI KÖPEKLERİ TOPLAYIP KAPATALIM OLACAK,
ÇÜNKÜ:
• En ucuz yol budur,
• Dilleri yoktur şikâyet edemezler,
• Belediye önemli bir şey yapmış görünür,
• Belediye veterinerliğinin işi azalır
• Martıların ötüşünü dahi Belediye’ye şiâayet edebilen kimi insanlar da Belediye’yi çok sever.
DUYURUDUR:
3 ARALIK PAZARTESİ SAAT 8.30- 9:30 ARASI HEYBELİ ADA SAHİLİNDE OLUP
BU SOYKIRIMA ENGEL OLMALIYIZ.
Arka Güverte, 2.12.2012
Köpeklerini korumak isteyen…
Biliyorsunuz Hükümet yeni “Hayvan Hakları Yasası”yla sokaktaki köpekleri toplamayı planladı ama tüm ülkede yoğun protestolara yol açtı. Adalar Belediyesi, hükümetin şimdilik ertelediği bu yasayı uygulamada öncülük etmeye karar vermiş! Büyükada Barınak gönüllüsü Pınar Satıoğlu’nun bildirdiğine göre, “Heybeliada’dan 50 köpek gelecek hazırlık yapın diye talimat verilmiş,”. Heybeliada sokaklarında köpek kalmayacakmış. Sebep özel mülk köpekler “beyfendi” ve “hanfendi”ler tarafından rahat gezdirilemiyormuş, kamusal alandaki köpekler tarafından rahatsız ediliyorlarmış. Köpeklerini korumak isteyen yarın (Pazartesi sabah) sahilde olsun…
Ada’nın sokak köpeklerini korumak için…
Ada’nın sokak köpeklerini korumak için hayvanseverler sahilde toplandı. Belediye ile temasa geçildi. “Kararın yanlış anlaşıldığı, saldıran 1-2 köpek için barınağa alınma kararı verildiği,” açıklaması yapıldı. Velhasıl köpeklerimiz kurtuldu…
* * *
Bu karara en çok Matador sevindi.
Twitter, 4.12.2012
Eda Gençcan
@EdaGenccan
Mama yardımına ihtiyacı var!…
Büyükada’daki ve Hekimbaşı Hayvan Barınağı’ndaki köpeklerin mama yardımına ihtiyacı var! @mihavcom @sokakhayvanlari
Twitter, 4.12.2012
@Neslosh
@ADALARPOSTASI Havaların soğumaya başladığı bugünlerde adalardaki sokak hayvanlarının beslenmesi konusunda duyarlılık bekliyoruz sizlerden
Arka Güverte, 4.12.2012
Zeynep Erdemoğlu
Ada’da sahipli/sahipsiz köpeklerle ilgili sorunlar yaşamaktayız. Hepimiz hayvanseveriz. Hayvanlara yemek vermekle sorunu çözdüğümüzü düşünüyoruz. Ancak çoğumuz hayvan davranışlarını bilmiyoruz. Birçoğumuz sokak hayvanlarının aç kaldıklarında saldırdığını sanıyoruz. Hayvan davranışları konusunda önümüzdeki hafta Salı günü saat 16:00’da (11 Aralık 2012) Perili Köşk te bir bilgilendirme toplantısı düzenliyoruz.
* * *
Arka Güverte, 10.12.2012
Süleyman Durmuş
efendum perilide öcü var:)
temizlik işleri meselesine dair…
Adalar Belediyesi’nde ilçenin ve belediye binasının temizlik işlerine bakan taşeron firmada çalışan işçiler, 5 aydır maaş alamıyor. İlçede sık sık çöpler sokakta kalırken, geçtiğimiz hafta fayton kazasında yaşamını yitiren İlhan Çelik’in de maaşını alamayan temizlik işçilerinden biri olduğu ortaya çıktı.
Yarın Sol Gazetesi’nde..
* * *
SoL Gazetesi, 5.12.2012
Son Liman Gazetesi, 3.12.2012
Prens Adalılar Prenslerini bekliyor!…
Bir tarafta Coşkun Özden zehirli elmayı yedirmek için uğraşıyor, diğer tarafta Mustafa Farsakoğlu Adalılara yedirdiği zehirli elmanın keyfini sürüyor. Adalılar ise kendilerini öperek uyandıracak Prensi bekliyor. Ne diyeyim masal dünyası gibiyiz :)
Son Liman Gazetesi, 5.12.2012
Murat Başbay
DEĞNEKSİZ KÖY
İş bırakma eyleminin üzerinden yaklaşık 1 hafta geçmesine rağmen Adalar’ın ana caddeleri başta olmak üzere tüm sokaklarında çöp yığınları oluştu. Park ve bahçeleri hayvan leşleriyle dolan ilçemizde kokudan geçilmiyor. İlçe halkından Aydın S…., “Böyle rezillik görmedik. İstanbul’un ünlü turistik ilçesi çöpten ve hayvan leşinden geçilmiyor. Ama başkanın umurunda değil. Başkan ‘param yok’ diyor, işçiler de ‘para yoksa hizmet de yok’ diyor. Her ikisi de haklı olabilir, ama burada olan halka oluyor, ilçeye oluyor. Böyle devam ederse yakında ilçemizde salgın hastalık başlayacak. O zaman bunun hesabını kim verecek? Hükümet bu olaya el atmalı. Bu soruna bir çözüm bulunmazsa bu sefer halk olarak biz de eylem düzenleriz,” dedi.
Öte yandan işçiler, tüm alacakları ödenene kadar iş bırakma eylemini sürdüreceklerini belirtirken, Belediye Başkanı Mustafa Farsakoğlu gazetemize yaptığı açıklamada [!]; bir haftalığına Afrika’ya seyahate gideceğini, eğer dönüşte Adalılar salgın hastalığından ölmemişlerse bu defa çözüm arayışı içine gireceklerini belirterek adeta yüreğimize su serpti. Sevgili Malatyalılar, Erzincanlılar, Ordulular, Tokatlılar, Kastamonulular ve diğer illerimizden gelip Adalar’da yaşayanlar biz de bugünden itibaren bir haftalığına memleketlerimize gidelim. Böylece salgın hastalıklardan kurtularak başkanımızı dönüşünde şaşırtalım.
Günün Özeti: Önce Coşkun Özden şimdi de Mustafa Farsakoğlu. Bunlar Adalıyı BAHTSIZ BEDEVİ SANDILAR GALİBA…
FaceBook, 4.12.2012
Antalya Ticaret ve Sanayi Odası AB Bilgi Merkezi
https://www.facebook.com/photo.php?pid=1327762&l=99840d8c03&id=253970067998957
Antalya Ticaret ve Sanayi Odası AB Bilgi Merkezi
AB İnsan Hakları Film Günleri Film Sinopsisleri: “Adalar”
Son Liman Gazetesi, 6.12.2012
Murat Başbay
ADALAR’DA AKP SEÇİM YARIŞININ NERESİNDE?
CHP Adalar’da şu an hem ideolojik hemde yerel yönetimin acz içinde olmasından dolayı tam bir kriz yaşıyor. Artık CHP’nin tek umudu Atatürk ve laiklik. CHP’nin Atatürk ve laikliği ön plana çıkartması bir çaresizliğin sonucu olsa da tam anlamıyla işlevsiz de değil. Çünkü AKP’ye kayma eğilimindeki sosyal demokrat taban, AKP’nin geleneksel imajına karşı rahatsızlığından tam olarak kurtulabilmiş değil. Bugüne kadar merkez sol partileri desteklemiş seçmen içinde AKP’ye yönelenler, bu yönelimlerini genellikle, seçimlerin yerel olmasıyla, dolayısıyla adaylar içinde “en az yeme” durumundakini tercih ettikleriyle açıklama yoluna gidiyorlar. AKP’de bu yönelimin bilincinde, yerel seçimleri genel milletvekili seçimleri havasına pek sokmamaya çalışıyor ve Atatürk, laiklik gibi konularda kendisini sempatik gösterecek, en azından antipatik göstermeyecek tavırlar geliştiriyor.
Yerel seçimler öncesi AKP’de en büyük sorun tüzüktür. Tüzük ivedilikle demokratik hale getirilmeli. Buna paralel olarak üyelik ve delege yapısı değiştirilmeli. Bu üye sistemiyle yapılacak önseçimler, Parti’yi tarihsel bir kırılmanın eşiğine getirebilir. Çünkü üyeliklerin birçoğu şişirmedir. Parti örgütlerinde etkin olmak isteyen birtakım yerel siyasetçiler, kişilerin siyasal görüşlerine bakmadan kendilerini destekleyeceklerin üyeliğinin önünü açmışlardır. Bu tür kişilerin partinin örgütüyle de düşüncesiyle de ilgisi yoktur. Sadece yerel efendilerin parti içi gücünün desteğidirler. Birçok parti örgütünde bunların oluşturduğu delegeler var. AKP genel merkezi, yönetimi, tepeden başlayarak yerel siyaset efendilerinin beslendiği “delege ağalığı”nı yok edecek demokratik ortamı oluşturmalıdır. Özgür bireylerin olmadığı bir yerde demokrasiden söz edilemez.
Demokratik süzgeçlerden geçmeden genel merkezce belirlenmiş seçilmişleri denetlemek, bu kişilerin işlerindeki keyfiyetleri önlemek olanaksızdır. Bu işlerlik, halkla seçilmiş arasındaki bağları koparıyor. Seçilmişlerin, halk denizinden beslenmeleri gerkiyor. Aksi halde denizin dışındaki balık gibi soluklanamıyor, düşünsel gelişimleri yavaşlıyor. Halktan kopan siyasetçinin, halk için politikalar üretmesi de zorlaşıyor. Bunun için belirlenecek adaylar hem siyasal bakımdan donanımlı hem de halkla iyi ilişkiler kurabilecek insanlar olmalıdır. Politikayı popülizm olarak algılamayan, siyasal, kültürel, sanatsal ve düşünsel birikimi olanlar belirlenip ençok hak edeni aday göstermek beraberinde başarıyı getirecektir. Siyasette kalıcı olmanın yolu sadece hizmet üretmekle olmuyor.
Bu bağlamda yukarıda saydığım yanlışları yan yana koyarsak, Adalar’da AKP’nin adayı kimdir diye oylama yapıldığında Coşkun Özden ismi çıkar. Peki neden? Çünkü tüzükte yer alan çarpıklıklar sonucu kendi emrinde yönetim oluşturan Coşkun Özden yine kendi seçtirdiği delegeler sayesinde ön seçimin mutlak galibi olur. Bu durum muhalif partinin ekmeğine yağ sürecektir. Einstein der ki; hep aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar beklemek deliliktir! Balık hafızalı olmadıklarını özellikle belirten taban, 2004 seçimlerinde uğradıkları hakaretleri, başörtülü kadınlara yapılan yakıştırmaları, genel başkanlarının posterlerinin yerlerde sürüklenişini, 2009 seçiminde baskı sonucu meclis adayı listesine yazılıp seçildikten sonrada istifa edenleri vs. halen içlerine sindiremediklerini belirtiyorlar. Refah kökeninden gelme partililer tarihten ders alıp geleceğe ona göre yön vereceklerini söylüyorlar. AKP tabanıyla birebir yaptığım görüşmelerde özellikle üç isim ön plana çıkmaktadır. Bunlar Akif Şekerci, Mahmut Çelik ve İsmail Durmuş’tur. Özellikle İsmail Durmuş’un AKP’nin ilk kurulduğu 2001 yılından itibaren partinin gerçek bir neferi gibi çalışması, hiçbir siyasi çatışmaya girmemesi, eğitim durumu, sosyal ilişkilerinin güçlü olması ve her kesimi kucaklayacak düşünce anlayışı taşıması onu en güçlü aday konumuna getirmiştir. Genel merkezinde adaylığına kesin gözüyle baktığı Durmuş, vaat etme ve kandırma üzerine siyaset yapan taşra politikacısından daha çok seçildiğinde hayata geçireceği projeleriyle siyaset yapmayı ilke edinen aydın bir politikacı.
Bazı partililere göre Coşkun Özden’in AKP’den aday gösterilmesi AKP’nin seçimde şimdiden havlu atması anlamına gelir. Çünkü Coşkun Bey belediye başkanlığı yaptığı dönemlerde başarısızlığı nedeniyle yıpranmıştır hem de var olduğu söylenen seçmen desteği belli bir yaşın üzerindekilerle sınırlıdır.
Yeni seçmen kitlesinde aynı karşılık yoktur. Böyle yıpranmış bir adayı yeni seçmene tanıtmak siyaset sahnesine yeni çıkmış bir adayı tanıtmaktan daha zordur.
Hele bir de bu adayın kamuoyunda destekçisi kadar karşıtları da varsa. Eğer il başkanı Aziz Babuşçu Rizelilere olan düşmanlığından vazgeçer hemşehricilik yapmazsa hem taban hem de parti Adalar’da seçimi rahat kazanır.
Biz burada tabanın sesini duyurduk, gerisi genel merkeze kalmış…
From: İAKTVKD
Subject: Lido Sorumluları Hak.
Date: December 7, 2012 7:58:17 PM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com
Kaçak Terrace-Lido davası hakkında
9.10.2012 tarihli Danıştay kararı…
Twitter, 8.12.2012
Muzaffer Güçlü
@muzaffergucluu
AKP Adalar Gençlik Kolları İlçe Danışma Meclisi…
@muzaffergucluu: Adalar Gençlik Kolları İlçe Danışma Meclisimiz Yoğun Katılımla Başladı.. @halisdalkilic
From: AVNİ KURTULDU
Subject: Susma Hakkı
Date: December 7, 2012 9:35:01 PM GMT+02:00
To: adalarpostasi@gmail.com
Susma Hakkı!
Hepimizin bildiği gibi 1/5000’lik planlar İBB tarafından hazırlanıp Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Müdürlüğü’ne gönderilmiş ve Kurulun yapmış olduğu değişiklikler İBB Meclisi’nde oybirliğiyle kabul edimişti.
Mecliste oybirliğiyle kabul edilen maddelere baktığımızda Adalar ilçemizin SİT Alan dereceleriyle oynandığını bazı önemli alanların (Aya Nikola, Yörükali, Lunapark, Tur Yolu, Aşıklar Yolu) 1. dereceden 2. dereceye ve 3. dereceye düşürülmüş olduğunu gözlemlemiştik. Bu ne demekti? Betonlaşmanın önünün açılması demekti.
Bu kararlar Koruma Kurulu’nda alınırken kararı alınacak ilçenin resmi temsilcileri Koruma Kurulu’nda söz ve imza sahibi olmasına rağmen hiçbir itirazın yapılmamış olması acı verici bir durumdu. Tıpkı bu kararların İBB Meclisi’nden oybirliğiyle geçmesi gibi.
Beton canavarlarının 1/1000’lik planları beklemeden hücuma geçtiğini “Ellere var da bize yok miii?” başlıklı yazımızda açıklamıştık. İBB komisyonunda önce reddedilen tadilat isteği daha sonra her nasılsa Meclis’te AKP’li Meclis üyelerinin oylarıyla onaylanıverdi.
İkinci derece kültür varlığı durumundaki bir alanı düşük yoğunluklu konut alanından, yüksek rantlı Turizm alanına çeviren ve emsal yoluyla Adalar’da betonlaşmanın önünü açacak uygulamanın kararını alan AKP’li Meclis üyeleri bu gücü ve cesareti nereden alıyor?
Her nedense Lido ve Seferoğlu’nda olduğu gibi bu olayda da, Adalar AKP ilçe yönetimi ve örgütü başta olmak üzere tüm yetkililer “SUSMA HAKKI”nı kullanıyor. Adalar AKP ilçesi adeta yerel yönetimin başarısızlık pususuna yatmış. Onlar pusuda yatarken Adalar elden gidiyor. Ancak bugün susanların konuşma sırası geldiğinde susturulacağını bilmesi gerekir.
Bugün susanlar önümüzdeki yerel seçimlerde, seçim bildirgesine doğa ve çevre sevgisi hakkında bir şey yazmasın.
Siz bugün susma hakkınızı kullanırsanız biz de yarın sizleri konuşturmama hakkını kullanacağız.
Avni Kurtuldu
From: UGO ANTONIO CORINTIO
Subject: Emailing: IMG_0156, IMG_0157, IMG_0158, IMG_0153, IMG_0154, IMG_0155
Date: December 7, 2012 11:58:32 PM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com
Ada’nın ıssız sokakları!…
6 Aralık 2012… Ada’da soğuk ve yağmurlu bir sonbahar günü ve… Ada’nın ıssız sokakları!
İyi geceler,
Ugo
* * *
https://www.facebook.com/adalar.hem?fref=ts
ADALAR HEM (Halk Eğitim Merkezi)…
Hem de Adalar!…
1983 yılında kurulmuştur. Önce Kaymakamlık binasının çatı katında bir odada çalışmalar yürütülmüş, 1988 yılında merkez binasının yapımı tamamlanmıştır. Merkez iki katlı olup her katı 144m2 büyüklüğündedir. Doğalgazla ısıtılmakta olan binada 2 yönetim odası, 4 derslik bulunmaktadır.
1984 yılından itibaren okuma-yazma alanında açılan kurslarla ilçenin okur, yazarlık düzeyi %98’e ulaşmıştır.
Her yıl makine nakışı, giyim, el sanatları, İngilizce, okuma-yazma, halkoyunları, bilgisayar, kuaförlük branşlarında kurslar açılmaktadır. Merkez internete bağlanmış olup bilgisayar kurslarında bu alanda da eğitim verilmektedir. Açık ilköğretim, açık liseyle ilgili tüm işlemler kurumumuzda sağlamaktadır.
Yaz sezonunda el sanatları, giyim, nakış kurslarında hazırlanan ürünlerin satışını yapabilmek için Büyükada’da bir satış reyonu kurulması için gereken alt yapı hazırlanmıştır. Merkezin yönetici, memur, yeterli olup, hizmetli kadrosunda eleman bulunmamaktadır. Kurs faaliyetleri ücretli usta öğreticilerle yürütülmektedir.
İletişim Bilgileri:
Telefonlar: (0216) 382 5666
Adres: Başlala Sk. No:13 Büyükada 34970 İstanbul
İnternet Sitesi: http://okulweb.meb.gov.tr/34/01/753878/i…
E-posta: adalar.hem@facebook.com
* * *
Kınalıada Mehmetçik İlkokulu’nda keman dersleri, Aralık 2012…
Kınalıada Mehmetçik İlkokulu’nda bağlama dersleri, Aralık 2012…
Radikal, 13.12.2012
Nuriye Doğu
http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1111789&CategoryID=101
Zengin Kazaklar Büyükadalı olacak
Kazakistan’ın en zengin 100 ailesi New York, Paris, Londra ve İstanbul’daki lüks evleri inceledi. En yoğun ilgi Büyükada’ya geldi.
Zengin Kazaklar Büyükadalı olacak. Özellikle işadamlarının eşlerinin ilgilendiği Büyükada da toplam 1100 metrekarelik arsa içindeki yedi odalı bu tarihi köşkün fiyatı 1.5 milyon dolar.
New York, Paris, Londra ve İstanbul’un en lüks evleri Kazakistan’ın en zengin 100 işadamı için görücüye çıktı. Almatı’daki yoğun kar yağışına rağmen lüks konut gecesine akın eden zengin Kazakların en çok rağbet ettiği şehir ise lüks gayrimenkulde liste başlarına yükselen İstanbul oldu. İçlerinde Kazakistan’ın en zengin ailelerinin de bulunduğu gecede Türkiye ’deki portföylerini tanıttığını anlatan Sotheby’s Turkey Genel Müdürü Arman Özver, yoğun ilginin ertesi güne kadar taştığını söyledi. İstanbul’un da New York, Paris ve Londra’nın yanında geceye davet edilmesiyle devler ligine girdiğini bir kez daha ispatladığını belirten Özver, “Kazak yatırımcılar tanıtıma akın etti. Dört dünya şehri içinde en büyük ilgiyi İstanbul gördü. Özellikle de işadamlarının eşleri çok ilgiliydi,” dedi. İstanbul’daki lüks konutların yanında Büyükada’daki eski köşklerin yoğun talep aldığını ifade eden Özver, “Çok beğendiler, zaten biliyorlar. Büyükada dışında Bodrum ve İzmir de büyük ilgi topladı,” diye konuştu.
Görmeye gelecekler
Yoğun ilgiden çok etkilendiğini anlatan ve görüşmelere başlayan Özver’e, önümüzdeki hafta itibariyle de yatırımcılar ilgilendikleri evleri görmeye İstanbul’a gelecekler. Kazak yatırımcılar, özellikle deniz manzaralı evlere ve büyük bahçeli villalara ilgi gösteriyor. Türkiye gayrimenkul piyasasını yakından takip ettikleri ve aileleriyle geldikleri için yazlık bölgeler de Kazak zenginlerin gözdesi.
Tanıtımda davetlilere bir konuşma da yapan Arman Özver, dünyada iki kıtayı bağlayan tek şehrin İstanbul olduğunun altını çizdi. Yatırımcılara İstanbul’un artık New York, Paris ve Londra ile yarışabilir konuma geldiğini vurgulayan Özver, geçen aylarda çıkartılan Mütekabiliyet Yasası ile de yabancılara mülk edinme konusunda büyük kolaylık sağlandığını anlattı. Fitch’in Türkiye’nin yatırım notunu yükseltmesiyle yatırımcıların artan ilgisine de değinen Özver, Kazakistanlı yatırımcılara da Türkiye’de mülk edinmenin büyük bir kazanç olacağı konusunda tavsiyelerde bulundu.
Nurcan Aslan, FaceBook’ta Adalar Belediyesi’nin fotoğrafını paylaştı.
Adalar Belediyesi, 4.12.2012
Adalar Belediyeleri’nin güçlendirilmesine dair yasa teklifi…
Coğrafi konumu ve tarihi dokusuyla farklılık gösteren Adalar Belediyelerinin güçlendirilmesiyle ilgili olarak, İstanbul 1. Bölge Milletvekili Sn. Dr. Celal Dinçer’in vereceği yasa teklifi, Adalar Belediye Başkanı Dr. Mustafa Farsakoğlu, Belediye Meclis üyeleri, STK temsilcileri ve Adalar ilçesindeki mahalle muhtarlarıyla beraber yapılan basın toplantısıyla Ada halkına tanıtıldı.
* * *
5393 sayılı Belediye Kanunu, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu, 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu, 5779 sayılı İl Özel İdarelerine ve Belediyelere Genel Bütçe Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanun ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi
1- Belediye sınırlarının tamamı sit alanı ilan edilmiş Belediyelere, genel bütçe gelirlerinden verilen pay iki kat olarak uygulanır. (5779 sayılı İl Özel İdarelerine ve Belediyelere Genel Bütçe Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanun- Madde 2/6)
2- Anakarayla bağlantısı olmayan ada ve adalar grubundan oluşan yerleşim yerlerindeki İlçe Belediyelerinin sınırlarının içerisinde daimi olarak ikamet edenlerin dışında, ziyaret amacıyla gelen yolculardan İlçe Belediye Meclisinin belirleyeceği miktarda hizmet bedeli alınır.
Bu hizmet bedeli, deniz taşımacılığı yapan kamu veya özel kuruluşlar tarafından bilet fiyatlarına yansıtılmak suretiyle tahsil edilir ve tahsil edilen miktar, her ayın onuncu gününe kadar aylık olarak ilgili İlçe Belediyesi hesabına aktarılır.
Bu maddeye göre alınacak hizmet bedeli, yolcu taşıma ücretinin % 50’sini aşamaz. (2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu- Turist Vergisi Başlıklı Ek Madde )
3- Anakarayla bağlantısı olmayan ada ve adalar grubundan oluşan yerleşim yerlerindeki Büyükşehir sınırları içerisindeki İlçe Belediyelerine, Büyükşehir Belediyesi tarafından, İlçe Belediyelerinin bir yıl önceki gerçekleşmiş olan bütçe gelirinin toplam tutarının % 50’si oranında yardım yapılır. Bu yardım Büyükşehir bütçesinde diğer belediyelere yapılacak yardım kalemine konur ve eşit taksitler halinde her ayın 10’una kadar ilgili İlçe Belediyesi hesabına aktarılır. (5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu- Madde 27/8)
4- Anakarayla bağlantısı olmayan ada ve adalar grubundan oluşan yerleşim yerlerindeki İlçe Belediyelerinin sınırları içerisinde yer alıp, Hazineye, Büyükşehir Belediyesi’ne veya İl Özel İdaresine ait olan, bu kuruluşların yasal olarak yürütmek zorunda oldukları hizmetler için gerekli olmayan ve başka kamu hizmetine tahsis edilmemiş olan tahsis edilmiş olsa da tahsis amacına yönelik olarak kullanılmayan taşınmazlar, (bina-arsa) bedelsiz olarak o İlçe Belediyesine devredilir. (5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu-Madde 47/4 Başlığı da “Taşınmaz Tahsisi ve Devri” diye değişmeli.. Kamu İdarelerine Ait Taşınmazların Tahsis ve Devri Hakkında Yönetmelik-Madde 12/6 )
5- Ada ve Adalardaki İlçe Belediyelerinin sınırları içerisinde, Devletin hüküm ve tasarrufunda olup, planlarda plaj lejandında kalan ve plaj olarak kullanılan alanların tamamı, herhangi bir kira ücreti alınmadan İlçe Belediyelerinin kullanımına tahsis edilir. Bu alanlar halka açık plajlar olarak düzenlenir ve işletilir. (5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu-Madde 47/4 Başlığı da “Taşınmaz Tahsisi ve Devri” diye değişmeli)
6- Anakarayla bağlantısı olmayan ada ve adalar grubundan oluşan yerleşim yerlerindeki İlçe Belediyelerinin norm kadrolarının, “Belediye ve Bağlı Kuruluşları ile Mahalli İdare Birlikleri Norm Kadro İlke ve Standartlarına Dair Yönetmelik” uyarınca bir derece üst dilime yükseltilir. (5393 sayılı Belediye Kanunu- Madde 49/9 ya da 49/1’e ek.. Belediye ve Bağlı Kuruluşları ile Mahalli İdare Birlikleri Norm Kadro İlke ve Standartlarına Dair Yönetmelik-Madde 6- (3)
7- Birden çok adadaki yerleşim yerinden oluşan İlçe Belediyelerinin norm kadrosundan boş olanlara yapılacak atamalarda, personel giderlerinin bütçenin % 30’unu geçmesi durumunda, İçişleri Bakanlığı onayı, dolu kadro oranının % 80’i geçmesi durumunda aranır. (5393 sayılı Belediye Kanunu-Madde 49/9 ya da 49/10.. Belediye Bütçe ve Muhasebe Usulu Yönetmeliği-Madde 37- (2) )
01 Aralık 2012
Dr. Celal DİNÇER
İstanbul 1. Bölge Milletvekili
* * *
Twitter, 16.12.2012
Ulaş Gürpınar
@ulasgurpinar
Heybeliada’daki yanan ormanlık alanda incelemeler!…
Rahmi Koç’tan sonra bugün de Enver Yücel Heybeliada’daki yanan ormanlık alanda ‘incelemelerde’ bulunmuş. Ben bundan kıllanırım arkadaş.
From: DENİZ TOPRAK
Subject: “RANT SİMSARLARI”NI “MAĞDUR” ETMEMEK DIŞINDA…
Date: December 18, 2012 11:42:20 AM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com
“RANT SİMSARLARI”NI “MAĞDUR” ETMEMEK DIŞINDA…
2009’da; “Hukukdışı yolları savunanlara kendi partisinden bile olsa göz yummayacağını, eski yağma düzenini sürdürmeyeceğini vurgulayan ve 2010′dan sonra mazeret üretmeyeceğiz. Tehditlerden korkmayacağız. Kangren olan uzvu kesmek gerekir,” diyen Adalar Belediye Başkanı Mustafa Farsakoğlu’nun o tarihte söylediklerini bugün okurken neler hissetmeliyiz bilemedim…
Hani, “SİT alanı olmasına rağmen,” diye başlayıp “Yıllardır çıkar ilişkileri sayesinde yıkılamamış,” ama “yıkılması gereken 700 adet kaçak yapı“ya sebep gösterilen “rant hastalığını yenmekte kararlı” Adalar Belediye Başkanı Mustafa Farsakoğlu, “göreve geldiği andan itibaren yeni bir değişim rüzgârı başlattı“ydı ya…
Hani Adalar’ın başlıca sorunlarını; “Bisikletçiler sorun, faytonlar ciddi sorun, şezlong ve bisiklet mafyası olduğu söyleniyor, orman alanları işgal edilmiş, kaçak yapılar var,” sözleriyle özetliyor“du ya…
Hatta, “Bu sorunlar paslanmış sorunlar“dı ve hatta “yaratılan düzeni ‘yağma düzeni‘” olarak özetliyordu ya…
Taa o zamanlar görevini yapmayarak Adalar’ı ÇÖP’e boğan İBB’yi “Çöp gemilerinin bakımını yapmak zorundalar, yapmıyorlar. Protokole uymuyorlar. Sorun çıkarıyorlar. Keyfi yönetim olmaz. Belediye, çiftlik, özel şirket değildir. Görevi neyse onu yapmalıdır,” diyerek göreve davet ediyordu ya…
Başkanlığının dördüncü ayında Farsakoğlu, kalan sekiz ayı da nedense gözden çıkararak “bu yılı “rant simsarlarına” kaptırdığını “Uzun süredir oluşmuş sorunlar bir anda çözüme kavuşmaz. Yürütemeyeceğimiz kararları almamızın anlamı yok. Bu yıl kimseyi mağdur etmeyeceğiz” sözleriyle kabul ediyor,” ve nedense “rant simsarları”na “mağdur” gömleğini giydiriveriyordu ya…
Dinledik… İnandık…
Ama bundan sonrası için kararlı’ydı…
Yeni bir yerel yönetim modeli oluşturacak’tı…
1/1000 planlar oluşturularak yapılaşmayı kurallara bağlayacak’tı…
Ruhsatsız, kaçak yapılara karşı hukuku öne çıkaracak’tı ya…
İnandık… Bekliyoruz…
Çünkü yapamayacak olsa söylemezdi değil mi???
Neler hissediyoruz, bilemiyoruz… Ama biz hâlâ bekliyoruz…
* * *
Mimdap, 9.7.2009 (Kaynak: Referans)
http://www.mimdap.org/?p=21682
Adalar şiirini yitirdi
SİT alanı olmasına rağmen üç adada 700 adet yıkılması gereken kaçak yapı var. Yıllardır çıkar ilişkileri sayesinde yıkılamamış. Ancak, Ada Belediye Başkanı Farsakoğlu, önümüzdeki yıllar için bu rant hastalığını yenmekte kararlı.
Yerel seçimlerde İstanbul’un çevresindeki Büyükada, Heybeliada, Burgaz Ada, Kınalıada, Sivriada, Yassıada, Sedef Adası, Yassıada ve Kaşıkadası’ndan oluşan 9 adanın belediye başkanlığı AKP’den CHP’ye geçti. Eski kaymakam, öğretim üyesi Dr. Mustafa Farsakoğlu, 10 yıl belediye başkanlığı yapan Coşkun Özden’den görevi devraldı.
Farsakoğlu göreve geldiği andan itibaren yeni bir değişim rüzgarı başlattı. Şeffaflaşma… Mal varlığını billboardlarla ilan etti. Meclis toplantılarını ise halka açık olarak yapmaya başladı. Bu kapsamda meclis toplantıları her hafta bir adada yapılıyor. Temmuz ayının ilk toplantısı da Burgaz Ada’da yapıldı.
Son altı yıldır Burgaz Ada’da yaşayan bir ada sakini olarak toplantıya ben de katıldım. Çünkü İstanbul’un hemen yanı başında nefes alınabilecek tek alan olan adalarda bir süredir “rant” hastalığının yarattığı kirlenmeyi görmemek mümkün değil. Kayıtdışı, kara ekonomi harekete geçmiş durumda, bir yandan şezlong, bir yandan bisiklet terörü yaşanıyor.
Adaya mafya da girdi
Belindeki silaha güvenen, ruhsatsız işyerini hiç korkmadan açıyor, genişletiyor. Üstelik bu cafe adı verilen ruhsatsız ticarethaneler belediyenin zabıtalarını, polisleri ağırlıyor…
Adanın simge edebiyatçısı Sait Faik’le anılan Kalpazankaya’ya ise halk artık bilet kesilerek alınıyor.
Adalar 1984′ten beri sit alanı… 1657 tescilli, 628 adet de tescil için sırada bekleyen binaya sahip. Yani konut stokunun üçte biri eski eser.
SİT alanı olmasına rağmen üç adada 700 adet yıkılması gereken kaçak yapı var. Yıllardır çıkar ilişkileri sayesinde yıkılamamış. 2001′den beri dosyalar o kurumdan bu kuruma gezerken yapılar da devasa boyutlara ulaşmış. Yağmacılık o boyutta ki Belediye Meclisi Üyelerinin yakınlarına ait ruhsatsız işyerleri var.
Başkan, “Bisikletçiler sorun, faytonlar ciddi sorun, şezlong ve bisiklet mafyası olduğu söyleniyor, orman alanları işgal edilmiş, kaçak yapılar var” sözleriyle özetliyor sorunlarını. Bu sorunlar için paslanmış sorunlar diyor ve yaratılan düzeni “yağma düzeni” olarak tanımlıyor.
Sponsorlarla gelir yaratacak
Farsakoğlu’na göre sorunların kökeninde yaz ve kış nüfusu arasındaki ciddi farklılık yatıyor. “Biz bütçeden 14 bin nüfusa göre yararlanıyoruz. Oysa yazın ada nüfusu 150 bini buluyor” diyen Farsakoğlu, şunları ekliyor: “Bütçeden aldığımız pay 5 milyon TL civarında. Oysa borcumuz 25 milyon TL. Personel giderlerini ödeyemeyecek durumdayız.”
Bu arada İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin vermesi gereken hizmetleri de kestiğini söyleyen Farsakoğlu, “Çöp gemilerinin bakımını yapmak zorundalar, yapmıyorlar. Protokole uymuyorlar. Sorun çıkarıyorlar. Keyfi yönetim olmaz. Belediye, çiftlik, özel şirket değildir. Görevi neyse onu yapmalıdır” diyor.
Başkanlığının dördüncü ayında Farsakoğlu, bu yılı “rant simsarlarına” kaptırdığını “Uzun süredir oluşmuş sorunlar bir anda çözüme kavuşmaz. Yürütemeyeceğimiz kararları almamızın anlamı yok. Bu yıl kimseyi mağdur etmeyeceğiz” sözleriyle kabul ediyor.
Ama bundan sonrası için kararlı. Yeni bir yerel yönetim modeli oluşturacak. 1/1000 planlar oluşturularak yapılaşmayı kurallara bağlayacak. Ruhsatsız, kaçak yapılara karşı hukuku öne çıkaracak.
Kaynak yaratmak içinde önce adalarda ikametgâhı olanların nüfus kayıtlarını buraya aldırmalarını istiyor. Bu da 22 bin civarında konut ve 60 binin üstünde kişi ediyor.
Hukukdışı yolları savunanlara kendi partisinden bile olsa göz yummayacağını söylüyor. Eski yağma düzenini sürdürmeyeceğini vurguluyor ve ekliyor: “2010′dan sonra mazeret üretmeyeceğiz. Tehditlerden korkmayacağız. Kangren olan uzvu kesmek gerekir.”
Adalar dünya mirası. Sait Faik’ten Hüseyin Rahmi’ye, Troçki’den İnönü’ye yüzlerce sanatçı, politikacı ve aydına ya kucak açmış. Küçücük bir plan oynamasıyla trilyonlar kazananların ise gözü miras dinlemiyor. Gözlerini para hırsı bürümüş olanlar için doğa, çevre anlam ifade etmiyor.
Bir Burgaz Adalı “Adalar şiirini yitirdi” sözleriyle katliamı anlatıyor. Umarım Farsakoğlu, bu ilk günlerdeki heyecanını yitirmez.
Tehditleri değil adaların şiirini dinler…
From: DENİZ TOPRAK
Subject: Zamanında kontrol etmediğin hurmalar…
Date: December 18, 2012 1:35:50 PM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com
Zamanında kontrol etmediğin hurmalar…
Büyükada’nın palmiyeleri/hurmaları kurumaya başladı.
Durduk yere, kendiliğinden değil elbet.
Nasıl ki Orman eski şefinden yıllarca dinlediğimiz Çamkese böceğiyle yapılan eşsiz (!!!) mücadele masallarının sonu tırtıl istilasıyla sonlandıysa, palmiyeler için de durum farklı değil göründüğü kadarıyla.
Çamkese böceği ve tırtılla birlikte andığımız Adalar eski Orman İşletme şefi Yüksel Özcan bu kez de Büyükada’daki palmiyelerin çürümesine neden olan böceğin, Kırmızı Palmiye böceği olduğunu ortaya çıkarmış(!!!)
Ne ortaya çıkması, ne çıkarması Orman eski şefi Yüksel Özcan, şaka mı bu ???
Bu sayfaya PALMİYE NEDEN KURUR yazınca, karşımıza zaten sadece kırmızı hurma (palmiye) böceği çıkıyor…
Sanıyorum o da Google’da PALMİYE NEDEN KURUR diye aratmış ki, karşımıza ilk çıkan http://www.agaclar.net/forum/palmiye/5478.htm‘da yazılanları tekrarlamış Orman şefi sıfatıyla…
Bir de üzerine Orman eski şefi Yüksel Özcan, palmiyelerle ilgili çok çarpıcı (!!!) uyarılarda bulunmuş. Çok sıkı tedbirler alınmalıymış vs, vs…
Sonuç olarak; ağaçları kurutan bu böceğe sebep, ithal edilen Palmiye ya da Hurmalar demek ki…
Adalar Orman eski şefi Yüksel Özcan’ın zararlı böcekler konusundaki yeterliliğini sorgulamak değil zaten şu an işimiz. Ama elbette; Adalar’a yıllarca ve kontrolsüzce ithal palmiye/hurma girerken aklın neredeydi Orman şefi diye sormadan da geçemeyiz.
Yedi yıllık müthiş (!!!) mücadelenin sonucunda Ada çamlarının hali ortada… Sanırım şimdi sıra palmiyelerde/hurmalarda.
Ağaç kuruduktan sonra önemli uyarılarda bulunma işini bırakalım da Orman yeni şefi yapsın. Sen keşke görev yaptığın dönemde yapman gereken kontrolleri yapsaydın, dışarıdan Adalar’a kontrolsüzce getirilen ağaçlara şöyle bir baksaydın…
Mesela Seferoğlu’nda kesilecek ağaçlar için harcadığın mesainin küçük bir bölümünü, dikilecek ağaçlar için de harcasaydın…
Yıllarca böcekler elini kolunu sallayarak dört tarafı denizle çevrili Büyükada’yı istila edecek, Orman eski şefi de uzaklardan uzman kesilip “kuruyan ağaçları Tavşan Adası’na atarsınız,” diye akıl verecek. Ama nedense bir türlü “DIŞARIDAN ADALAR’A GETİRİLEN AĞAÇLAR ORMAN İDARESİ’NCE KONTROL EDİLMELİ(YDİ),” demeyecek. PES!!!
From: SOSİ CİNDOYAN
Subject: Sosi Cindoyan’dan yeni mesajınız var
Date: December 20, 2012 8:24:44 PM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com
AdaGazetesi, 20.12.2012
Sosi Cindoyan
http://www.ada-gazetesi.com/new-york-kinali-ada-hattinda-bitmeyen-ask.html
NEW YORK – KINALIADA HATTINDA BİTMEYEN AŞK
Ada mevsimi açıldığında hoşuma giden şeylerden biri de yurt dışından tatile gelen eski Adalılar. Keyifle gelip hüzünle dönerler yaşadıkları ülkeye. Yıllar geçtikçe eski dostlara sımsıkı sarılıyoruz. Onlar çok özeldir çünkü ilk heyecanlar, ilk hüzünler onlarla yaşanmış, ilk topuklu ayakkabı o arkadaşlarla giyilmiş, ilk kulaç, ilk makyaj, ilk dans, okul yılları, ilk kaçamaklar onlarla yapılmış, kısaca, hayatı birlikte keşfetmeye başladığımız herkesin hatıralarımızda ve gönlümüzde farklı yeri var. Onlar çocukluğumuzun tanıklarıdır ve inanın bunun da önemi yıllar geçtikçe hızla artıyor.
Sıcak bir yaz günü, Kınalıada Su Sporları Kulübü’nde gölgelenmeye çalışıyoruz. Deniz mevsimini doya doya yaşayan bir çift var. Victoria ve Mickael Hugasyan’lar. Eski Adalı bir çift, biliyorum da, yıllar geçmiş selamımız sabahımız yok fakat Victoria Hanım’ın kendisini tanıtmasıyla başlayan sohbet ve muhabbetimiz kısa zamanda hızla gelişiyor.
Söz Adamızdan açılmışken fırsatı kaçırmadan hemen kâğıda kaleme sarılıp röportaja başlıyorum.
MİCKAEL HUGASYAN, KENDİNİZİ OKURLARIMIZA TANITIR MISINIZ?
1941 yılında İstanbul’da doğdum. S.Mesropyan ve Karagözyan Okulları’nda okudum. 1957 yılında New York’a yerleştim ve eğitimime orada devam ettim. Reklâm sektöründe, TV ve gazeteler olduğu gibi büyük şirketlerle de çalışırım. Benim Kınalıada’yla tanışıklığım spor yapmamla başlamıştır. Gedikpaşa takımından Kınalıada’ya futbol oynamaya gelirdik. Maçlarımız heyecanlı geçerdi. Eşim Victoria, Ada doğumludur. Arsen Bodur’un kızıyla evliyim. Bodur Ailesi yaz kış Ada’da ikâmet ederlerdi. Futbol sahasına çok yakın olan sahilde evleri vardı, aynen duruyor. Şimdi önü plaj oldu. İnanır mısınız, bu sektörde, hiç aksatmayız, otuz yıldır her yaz Adamıza geliyoruz.
SPORA KARŞI İLGİNİZ NE ZAMAN VE NASIL BAŞLADI? BUNUN KINALIADA’YLA İLGİSİ VAR MI?
Spora küçük yaşta başladım, futbol oynadım. Amerika’da da futbola devam ediyorum. Taksim takımından gidenlerle buluştuk. Kınalıada’nın elbette bize çok faydası oldu. Örneğin ben Gedikpaşa’da istediğim gibi futbol oynayamazdım. Ada bana özgürlük verdi.
HRANT BARSAMYAN’I TANIMA FIRSATINIZ OLDU MU?
Hayır, maalesef. Futbol sahasını hatırlamak müthiş şeydir. Bugün Hrant Barsamyan sahasına baktığımda, şahane oldu, gerçekten harika oldu diyorum. Bayraklar dikilmiş, turnuva düzenlenmiş, tabii canım, birlik ve beraberlik her zaman güzeldir.
MİCKAEL BEY BİRAZ DA O DEVRİN SPORCULARINI, ARKADAŞLARINIZI ANALIM, NE DERSİNİZ?
Tabii, o anılar unutulmaz, o arkadaşlıklar, dostluklar baki kalır. Onur Belge, Coşkun, Agop Süzme, Cezo, Mıgır Timicioğlu, Stepan İboyan. 1957’den önce de arkadaşlarımı kaybettim ama hatıralarımdan silinmediler.
FUTBOL SAHASI YILLARDAN SONRA YENİLENDİ. BEĞENİLERİNİZİ ALDIK FAKAT SAHANIN YENİ HALİNİ İLK GÖRDÜĞÜNÜZ ZAMANKİ DUYGULARINIZI ÖĞRENMEK İSTİYORUZ.
Hoşuma gitti ve beğendim. Harika olmuş. Oturma yerleri de var. Kınalıada Spor Kulübü Başkanı’nı ve emeği geçen herkesi tebrik ederim. Üzüm Kutsama günümüzde Taksim-Sahakyan maçı vardı. Bu isimleri yan yana görmek beni duygulandırdı. Bundan dolayı gururluyum. Spor Kulübü’ne tekrar teşekkür ederim. Amerika’da, Lefterin, Garo Hamamcıyan’ın videolarını seyrettim. Ne yazık ki Amerika’da yaşayanlar bizim burada özgür olduğumuzu bilmiyorlar.
LEFTER TURNUVASI HER YIL TEKRARLANACAK. GELECEK YIL O TARİHLERDE —HAZİRAN SONU-TEMMUZ BAŞI— ADA’DA OLABİLECEK MİSİNİZ?
Neden olmasın? Toplumlar, insanlar kavgasız patırtısız yan yana gelsinler. Arkadaşlık olsun, samimiyet kurulsun. Türkler, Ermeniler, Rumlar, Süryaniler centilmence spor yapsınlar. Eşim Mayıs ayında Ada’ya gelir. Oğlum da gelir ama benim geliş tarihimi şimdiden belirleyemem.
ADALAR DEĞİŞTİ. DÜNYA DEĞİŞTİ. GEÇMİŞ YILLARDA ADA’DA SPOR DESEM SİZE NE HATIRLATIRIM.
Tabii değişti. Ahbaplık kalmadı. Herkes evlerine çekiliyor. Bilgisayarların karşısında veya TV seyrediyorlar. Bir kahve içelim desem ama dizi var diyorlar. Aile bölünmüş durumda.
Kirlilik de var. Çöpleri nasıl dışarı bırakıyorsunuz? Özensiz. Çekirdek çitleyip çöpleri yere atıyorsunuz. Sorunlar var biliyorum ama biz de yardımcı olabiliriz. Biraz da biz temizleyelim. Yirmi beş yıl önce biz bunu yaptık. Çocuklarla gönüllü çalıştık, Ada’yı temizledik ama sanırım kimse kendisini temizlik görevlisi gibi göstermek istemiyor, kendisine bu işi lâyık görmüyor oysa bu sizin mesleğiniz değil, bu bir görevdir, temizliğe katkıdır ayrıca da “çöpçü” mesleği Amerika aşağılanmaz.
Konuyu spora getirelim. Ben NY’ta her gün koşarım, maratonlara katılırım. Central Park’ta yarışlar düzenlenir. Avon Cosmetic firmasının sponsorluğuğla meme kanseri yararına düzenlenen spor faaliyetleri var. Kurdeleler takılır, amblemler hazırlanır. Altı km’lik bir yürüyüş veya koşu için parkurumuz var. Km başına bir para toplanır ve hastalara resmen bağışlanır. Ada’da Zara’yla koşardık. Zara akıllıydı, yarış tertipleyelim dedi. Sponsor bulduk. Bize katılmak isteyenlere t-shirt dağıtıldı. Fotoğrafçı Güzel de vardı, yerdeki taşlar yüzünden birinciliği kaçırdı. Ben de madalya almıştım. Sporu geliştirmemiz lazım. Sabahları yürüyüşe çıkan kadınlar bir amaç için yürüyebilirler. Lefter turnuvasına devam. Teniste gerileme var, tadı kaçmış. Yüzme gelişti, harika. Oğlum bile Ada’ya gelip yüzmelere katılıyor. Madalya bile aldı. Ben her gün Ada turunu koşuyorum. Futbol sahası da hazır duruyor.
SPORDAKİ GELİŞMELERİN FAYDALARI NELERDİR?
İnsanların bir şeylerle ilgilenmeleri, uğraşmaları lazımdır. Sporun bedene ve ruha faydası vardır ayrıca da bir meşguliyettir. Mutluluk verir. Madalyalarla dolaşan çocukları görmüyor musunuz? Yenilikler olabilir. Hele ki para yardımı da olabilecekse, insanlara faydası olur. Sigarayı da bıraktırır.
SİZCE SPORDAN BAŞKA ADAMIZDAKİ OLUMLU VE OLUMSUZ GELİŞMELER NELERDİR?
Ada bence bozulmadı. Güzeli de görmek lazım. Ben plaka’yı sevdim. Çınar dibi değerlendi. Yolların işgali yanlış çünkü yol kalmadı yürüyecek. Belediye’nin bir çare bir şekil bulması gerekir. Şezlonglara gelince yirmi yıl önce Ömer’in iki bisikleti ve 10 şezlongu vardı ama asker gibi dizmiyordu. Şimdi şezlong almayan denize giremiyor. Bilin ki dünyada bedavalık yok. Vergi veriyoruz, esnafa ödemelerimiz var, ev için harcıyoruz, deniz için mi harcama yapmayalım yani? Her şey kanunlaşsın. Şezlonglar bölümlere ayrılsın, dizmesinler. Bunun vergi durumu nasıl kontrol ediliyor?
Günübirlik gelen misafirlerimiz gelsinler ama para ödesinler. Giriş parası versinler. Temizlik için 1 TL. Amerika gibi. Bedava, artık nereye kadar. Pisliğini bırakıyor, kim temizleyecek? Florya da paralı değil miydi? Halk plajı yapılsın WC ve duş alabilecekleri yerler olsun.
YILLAR SONRA ADAMIZDA NOSTALJİ YAŞAMAK İSTER MİYDİNİZ?
Dostlarla, Mimoza Restaurant’da otursaydım. Arkadaşlarım azaldı. Bunu ekonomik durum, aradaki uzaklıklar da engelliyor. Nerede Salih’teki sofralarımız. Toplum değişti. En büyük sorun da, sağlık sorunu. Dr. Erdinç’i arıyorum. Kızılay’ın bir ambulans, hasta taşıma aracı tahsis edeceğini duydum. Buna çok ihtiyacımız var. Lütfen bize bunu sağlasınlar..
KALİTELİ YAŞAM İÇİN ÖNERİLERİNİZ NELERDİR?
Sağlık, sağlık, sağlık. İnanın yurt dışından bu nedenle gelmek istemeyenler, gelmeye korkanlar var. Garanti istiyorlar. Doktor yeterli olsun, hastanemiz olsun, ambulansımız olsun.
Ada’da oturanların da rahatlıkla denize girebilecekleri ortam yaratılsın. Kanunlaşsın.
KA Su Sporları Kulübü’nde çok rahatım, temiz ortamda günümü geçiriyorum.
Günübirlik ziyaretçiler gelsinler ama sorunlara çare bulmak gerekir. Kavga çıkarmasınlar, temizliğe önem versinler. Deniz kültürüne saygı göstersinler. Para ise para toplayın.
Adamızı temiz tutalım, gerekirse de temizlik görevlilerine yardım edelim. Gönüllüler mutlaka vardır.
ADA GAZETESİ’Nİ NEW YORK’TAN TAKİP ETMEK NASIL BİR DUYGU?
Harika. Kış günüyle adayı izlemek, buradan haber almak her bakımdan zevkli oluyor. Evler, kediler, köpekler, kar altında Kınalıadayı görebilmek harika. Seyrederek yazı bekliyoruz. Her şey adayı sevmekle başlar. Adayı sevmelisiniz. Dünyanın en güzel yeridir. Hava alanından doğru adaya gelirim ve hep adada kalmak isterim. İskeleye indim mi, işte kendi yerimdeyim. Mayısta mimozalar açar, kalkan partisi güzel olur. Kedilere köpeklere gelince hükümet kışın yardım etmeli. Geceleri korku yaşanıyor. Hiçbir ülkede bu tarz sorunlar yaşanmaz. Ayrıca çocuklarımıza hayvan sevgisi aşılamalıyız. Yabani değiliz ki biz. Prens adaları turistik yerlerdir. Turist adaları güvenli bulmazsa gelmeye korkuyor.
SİZİ HER YIL ADADA TATİL YAPMAYA ZORLAYAN NEDİR?
Kınalıada beni çekiyor.
Teşekkürler Michael Bey, işte Victoria hanım da geldi, şimdi kahvelerimizi afiyetle yudumlayınız…
Son Liman Gazetesi, 20.12.2012
Murat Başbay
BİRAZ MATEMATİK SAYIN BAŞKAN!
Sedefadası’nda bulunan Belediye’ye ait 50 dönüm arazi çok yakında icradan satışa çıkacak. Alacaklı firma tarafından en son çare olarak satışı istenen arazi aslında çok ilginç bir şekilde adeta gözden çıkarılmış. Neden ilginç, gelin birlikte inceleyelim. Bu arsanın satış bedeli ilk etapta 16 trilyon olacak. Eğer arsanın değerinin %60’ını veren olursa ihale o kişide kalır. Eğer ihalede istenen fiyat verilmezse ikinci ihalede arsanın toplam değerininin %40’ını veren ihaleyi kazanır. Yani gitti halkın malı 6.4 triliyona.
Buraya kadar yine de her şey normal diyelim. Gelelim işin anormal kısmına. 1/5000’lik planlar hazırlanırken birileri bu arsayı günübirlik dinlenme alanı olarak göstermiş. “Eee peki ne var bunda,” demeyin. Eğer vizyon sahibi bir belediyemiz olsa kendi arazisini turizm veya konut alanı olarak gösterip değerini sıkı durunnnn tam 50 milyon dolara rahatlıkla çıkarabilirdi. Bu para hem Belediye’nin tüm borçlarını kapatır hem de geleceğe dönük yatırımlar için elde para kalırdı. Şimdi tüm Adalılara ve yetkililere soruyorum?
1. Bu arazi satıldığında alacak olan kişi belli mi?
2. Araziyi alacak olan kişi imarda ufak bir düzeltmeyle burayı gerçek değeri olan 50 milyon dolara çıkarttığında aradaki fark acaba birileri tarafından bölüşülecek mi?
3. Her defasında parasızlıktan dem vuran Adalar Belediye Başkanı bu basit hesabı acaba neden ve niçin yapamadı?
From: ÇİĞDEM)O(SELİM TUGAY
Subject: iki bin on üçün kıy(a)meti!…
Date: December 21, 2012 2:22:14 PM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com
iki bin on üçün kıy(a)meti!…
“kıyamet kopacak”
diye
kıyametler koptu
kopmasına ya
koptu kopacak
derken
kopmadı gitti şu
kıyamet
de
kıyamete kaldı
böylece!…
onun üçün ki
kıymete bindi
iki bin on üçün
kıymeti biline
bir dahaki
kıyamete kadar
(21.12.2112 21:12)
kalın esenlikle…
bilahare mahşerde
buluşmak üzere!
iyi seneler dileğiyle
şimdilik
hepimiz şirinceliyiz! ;)
)O(
From: DENİZ TÜFEKÇİ
Subject: (ANTWERPEN’DE ÇÖPÇÜLER)
Date: December 21, 2012 2:11:03 PM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com
ANTWERPEN’DE ÇÖPÇÜLER
Biz önümüzdeki yılların birinde, 3-4 sene içinde çok daha güzelini Adalar’da yapacak, tüm Türkiye’ye örnek olacağız…
Deniz Tüfekçi
* * *
Konu: ANTWERPEN’DE ÇÖPÇÜLER
http://www.youtube.com/embed/FJ_FC6RXN6U
From: DENİZ TOPRAK
Subject: BİR İKİ ÜÇ TIP…
Date: December 21, 2012 5:33:17 PM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com
BİR… İKİ… ÜÇ… TIP…
BİR…
ADALAR POSTASI-2694/3 (26.4.2012):
Bu filmi görmüştüm ben…
1/5000 Ölçekli Adalar Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı’na Şehir Plancıları Odası’nın da itirazı var!
İKİ…
Berksan, diyabet ve obezite tedavi merkezi kuracak
… Ömer Faruk Berksan, bugünlerde farklı bir alana girmek için hazırlıklar yapıyor.
Geçen hafta Berksan’ın da ortakları arasında olduğu “Heybeliada Sağlık Eğitim ve Turizm” unvanlı bir şirket kuruldu. Şirketin yönetim kurulu başkanlığını Berksan üstlenirken, diğer ortaklar arasında İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Temel Yılmaz da yer alıyor. Temel Yılmaz, aynı zamanda Diyabet Vakfı’nın da başkanlığını yürütüyor. Heybeliada Gönüllüleri Derneği de yine ortaklar arasında…
ADALAR POSTASI-2704/4 (16.11.2012):
From: DENİZ TOPRAK
Subject: AMAN HAA!!!
Date: September 19, 2012 5:41:06 PM GMT+03:00
To: adalar.postasi@gmail.com
AMAN HAA!!!
2010 yılında;
http://www.adalar.bel.tr/icerik2010.asp?PostID=112
HEYBELİADA SANATORYUMU İÇİN BİRARAYA GELİNDİ
17.02.2010
…
Sahi ne oldu sonra?
…
“HEYBELİADA SANATORYUMU’nun binaları ve arazisinin katma değeri yüksek bir yatırım projesi ile değerlendirilmesi için” biraraya gelindikten sonra; AMAN HAA!!!
Sanatoryum’un hemen önünde aniden kuruyuveren yüzlerce çamın hemen ardından aniden kül oluveren Sanatoryum’a komşu Çamlimanı’ndan sonra, sağlık tesisi kisvesine bürünmüş turizm ticarethanesi falan zırvasıyla yeni yeni tezgahlar çıkmasın Heybeliada’da bir de karşımıza…
AMAN HAA!!!
ÜÇ…
http://www.imarbilgileri.com/imar-durumu/istanbul-ili/adalar-belediyesi-imar-durumu-sorgulama
HEYBELİADA SANATORYUMU
Farsakoğlu, Heybeliada Sanatoryumunun hazineye ait ve Sağlık Bakanlığına tahsisli bir yer olduğunu söyledi.
Sanatoryumun 1924 yılından beri yataklı tedavi kurumu olduğunu ifade eden Farsakoğlu, şunları kaydetti:
“Sanatoryum, yeni planlarda da sağlık alanı olarak belirlenmiş. Oraya sağlık tesislerinin dışında bir şey yapamazsınız. Bir tıp fakültesi, hemşirelik yüksek okulu, yataklı tedavi kurumu, sağlık turizmine yönelik bir tesis olabilir. Yalnızca turistik amaçlı, sağlık konusuna hizmet etmeyen bir tesis kurulamaz.”
TIP…
From: AVNİ KURTULDU
Subject: Sedef Hastalığı
Date: December 21, 2012 8:52:32 PM GMT+02:00
To: adalarpostasi@gmail.com
SEDEF HASTALIĞI!
Sedef istiridye ve midye kabuğunda bulunan beyaz, sert ve değerli bir maddedir. Ancak genetik olan ‘Sedef Hastalığı’ için aynı şeyleri söylemek mümkün değil.
Ömür boyu süren ve kontrol altına alınıp tedavisi yapılmazsa insanı intihar girişimine kadar götürebilen, çevresel faktörlerin tetiklediği kötü bir hastalıktır ‘Sedef Hastalığı’!
Bir başka hastalık da ‘Satış Hastalığı’dır. AKP Hükümeti’nin bu hastalığı otoyolların ve köprülerin satışıyla “KOÇ” gibi tam gaz devam ediyor. Bu gidişle Sırat Köprüsü’nün satışına ve özelleştirilmesine sıra gelmek üzere. Ahirette Sırat Köprüsü önünde kiralık “KOÇ” dönemi başlar artık!
Gelelim biz Adalar ilçesinin Sedef’ine ve satış hastalığına!
4 Ekim 2010 tarihinde yapılan Adalar Belediyesi Meclis toplantısında Belediye Başkanı, Sedefadası’nda Adalar Belediyesi’ne ait orman vasfında olan 30 dönümlük arazinin satışı için yetki istemişti. AKP Hükümeti’nin ve AKP’li belediyelerin yaptığı satışları referans gösteren Belediye Başkanı: “Burayı satışa çıkarmak imara açmak anlamına gelmez ayrıca yeşil alan satışa çıkarılamaz diye bir şey yoktur,” diyerek satışı savunmuştu. Konuşmasını, arazinin üzerinde hacizlerin olduğunu ve herhangi bir alacaklının günün birinde satış talep edebileceğini söyleyerek sürdüren Başkan inceden inceye ileriye dönük planların tüyosunu vermişti.
O gün başta Sedefadalılar’ın ve doğa dostu diğer Adalılar’ın tepkisiyle karşılaşan Başkan satış yetkisi alamamış ve Sedef satıştan kurtulmuştu.
Bugün ilçemizde, çevresel faktörlerin etkisiyle ‘Sedef Hastalığı’nın depreştiğini ve birilerinin ‘Satış Histerisi’ne tutulduğunu görüyoruz. 1/5000’lik planlarda günübirlik dinlenme alanı olarak gösterilen Sedef ‘teki arazinin imar planlarında yapılacak küçük bir oynamayla ulaşabileceği değerinin onda bir fiyatına icra yoluyla peşkeş çekileceği duyumlarını almaktayız.
Şimdi yetkililere soruyoruz :
- Sedefadası’na (planlı) icra mı geliyor?
- Hangi alacaklı firma(lar) satış istiyor?
- İcra satış bedeli ne kadardır ve bu bedeli kim neye göre belirlemiş ya da belirleyecektir?
- “Bu araziyi satışa çıkarmak imara açmak anlamına gelmez” fikrinde hâlâ ısrarcı mısınız?
Sedef hastalığına eşlik eden en önemli rahatsızlık obezite(patlayana kadar yeme)dir. Eğer obez olarak bu dünyadan göçerseniz ahirette Sırat Köprüsü başında sizi taşıyabilecek KOÇ bulamayacaksınız.
Sevgili Sedefadalılar, dokuz adanın incisi adanızda çöplerinizi kendiniz topluyorsunuz, temizlik işlerinizi kendiniz yapıyorsunuz, adanızı ağaçlandırıyorsunuz tertemiz pırıl pırılsınız ama adanızdan pis kokular geliyor. Lütfen kış uykusundan uyanın, baharda uyandığınızda iş işten geçmiş olabilir.
Avni Kurtuldu
Son Liman Gazetesi, 22.12.2012
Murat Başbay
LA FONTAİNE- AĞUSTOS BÖCEĞİ İLE KARINCA
Ekonomi kara bulut içinde
Adalı hüzünlü Adanalı bir hoş
Temizlik işçisi umud içinde
Bu ay da maaşlar bir boş
Adalar sarhoş Adalı sarhoş
İlçeye gelen turist sarhoş
El çek Farsak cebimizden
Belimizde kemer sarhoş
Mustafam bak yine geldi kış ayı
Karıncaya gidecek yüz kalmadı
Lido Seferoğlu kaçak yapı
Ada’da yaşanacak doğa kalmadı
Aşık Mahzuni Şerif ‘ten alıntı.
Hürriyet, 24.12.2012
Şebnem Arat
http://www.hurriyet.com.tr/kultur-sanat/haber/22224654.asp
Ünlü ressam eşinin hatırasına sergi açıyor
Türk resim sanatının önemli ismi, Paris ekolünün son temsilcilerinden Erdal Alantar geçen yıl kaybettiği eşi Sevinç Alantar’ın hatırasına İstanbul Artpoint Gallery’de sergi açıyor.
‘Hayatımın Sevinci’ adını verdiği sergide Erdal Alantar boya, tuval arasındaki sırları çözüp onların evreninde kendisine nefes kesici bir dünya yaratan usta ressam Edal Alantar istanbullu sanatseverlerle buluşuyor. Uzun yıllardır Paris’te yaşayan Erdal Alantar geçtgimiz yıl hayat arkadaşı Sevinç Alantar’ı kaybetmişti.
Büyükada’ya defnedilen Sevinç Hanım’ın hatırasına Paris’te ki tüm resimlerini Artpoint’te açılacak sergiye getirecek olan ünlü resamın ayrıca 1956 yılında çizdiği ilk resim ve 2012 yılında çizdiği son resim de sanatseverlere sunulacak. Sergi 29 Ocak-2 Mart tarihleri arasında gezilebilecek.
From: ÇİĞDEM)O(SELİM TUGAY
Subject: boşlukları hoşlukla doldurunuz!… ;)
Date: December 25, 2012 1:56:07 AM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com
boşlukları hoşlukla doldurunuz!… ;)
onun
üçün
iki
bin
on
üç’ün
yeryüzüne
…………….
getirmesi
dileğiyle!…
Emine Çiğdem Tugay )O( Mehmet Selim Tugay
From: EREN SAGAY
Subject: 2013 01
Date: December 26, 2012 11:09:12 AM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com
2012’de
çektiğin sıkıntıları,
harcadığın fırsatları,
yaptığın hata ve yanlışları
yaşadığın hayal kırıklıklarını
unut !!!!!!!!!!!!!!!!!!!
maddi manevi tüm değerlerin yıpratılmadığı
bireyler arasında din, dil ve renk farklarının önemsenmediği
dünyada sulhun ve adalet kavramının korunduğu
çevre bilincinin ekonomik hırsın önüne geçtiği
laik cumhuriyetimizin bütün değerlerine sahip çıkıldığı
umutlarımızın mutluluklara dönüştüğü
bol seyahatli
bir 2013 senesi dilerim.
From: OSMAN YILMAZ
Subject: 2013 yılının iyi geçmesi dileğiyle…
Date: December 27, 2012 1:15:20 PM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com
2013 yılının iyi geçmesi dileğiyle…
From: AYNUR GÜRSOY
Subject: Yeni yıl mutluluk getirsin…
Date: December 28, 2012 7:12:06 PM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com
2013’te her dileğiniz gerçek olsun…
Aynur Gürsoy
From: İSMAİL BAYSAL
Subject: 2013 Yeni yıl mesajı
Date: December 30, 2012 1:05:49 PM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com
TÜM ARKADAŞ VE DOSTLARIMIN YENİ YILLARINI KUTLAR ,
SEVDİKLERİNLE BERABER SAĞLIK VE MUTLULUKLAR DİLERKEN ,
2013 YILININ DÜNYAMIZA HUZUR, BARIŞ, SEVGİ GETİRMESİNİ DİLİYORUM.
İSMAİL BAYSAL
BÜYÜKADA
Son Liman Gazetesi, 29.12.2012
Murat Başbay
VEFAT
Adalarımızın güzide insanı, sevgili öğretmenimiz, Atatürk’ün çağdaş uygarlık yolunu kendisine hedef edinmiş belediye meclis üyemiz DURSUN ÖZDEMİR vefat etmiştir. Cenazesi yarın ikindi namazından sonra Heybeliada camiinden kaldırılacaktır. Tüm Adalıların başı sağolsun.
From: DENİZ TÜFEKÇİ
Subject: Dursun Özdemir (Dursun Hoca)
Date: December 30, 2012 9:40:12 PM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com
Bugün Heybeliada’da hüzün vardı…
Dursun Özdemir… Mesudiye/Ordu’dan bir çoğumuzun anası babası gibi göçüp gelmiş, Heybeliada’ya yerleşmiş, kendilerince bir iş —faytonculuk— tutmuş bir ailenin okumuş, öğretmen olmuş, Adalar’da yüzlerce, binlerce öğrenciye ilkokul birden, bitirene kadar sabırla, sevgiyle eğitim vermiş, bir gün olsun işinden öğrencisinden şikâyet etmemiş, sevecen ve alçak gönüllü tavrıyla herkesin sevgisini kazanmış, en son yerel yönetim seçimlerinde Adalar Belediye Başkanlığı çatısında CHP Meclis üyesi olarak halkın oylarıyla seçilmiş, Adalar Belediye Başkan yardımcılığı görevini de hastalığı öncesine kadar yürütmüştür.
Bugün onu son yolculuğunda Adalılar, Burgaz, Kınalı, Büyükada ve Heybeli’deki arkadaşları, sevenleri, akrabaları, Mesudiyeli hemşerileri, CHP başta olmak üzere siyasi partilerin temsilcileri, CHP Milletvekili Kadir Öğüt ve İl ve İlçe yöneticileriyle birlikte Adalar bBelediyesi yönetimi, çalışanları ve yüzlerce Adalı onu son yolculuğunda yalnız bırakmadılar.
Halkın içinden çıkmış, aslına hiç sırtını dönmemiş, alçakgönüllüğü hiç elden bırakmamış Adalıların “Dursun Hoca”sına bugün çamların altındaki Büyükada manzaralı Ada toprağında veda ettik.
Huzur içinde yat kardeşim.
* * *
Son Liman Gazetesi, 30.12.2012
Murat Başbay
Bugüne kadar eleştirilerimizde konuyu resimlerle süsleyerek ti’ye aldık. Senin için çizilecek tek resim vardı. MEKÂNIN CENNET OLSUN ÖĞRETMENİMİZ!
* * *
Adalar Belediyesi, 30.12.2012
Başsağlığı…
Meclis üyemiz ve başkan yardımcımız Dursun Özdemir’in vefatı hepimizi çok üzmüştür. Merhuma Allah’tan rahmet ve başta ailesi olmak üzere tüm yakınlarına başsağlığı dileriz.
Gerçek Gündem, 31.12.2012
http://www.gercekgundem.com/?p=515775
Ada vapurları renklendi
Polisan Boya, sosyal sorumluluk projelerine bir yenisini daha ekliyor.
Yaklaşık 10 yıldır belediyelerle ortak boyama kampanyaları yürüten ve son olarak güzelliğiyle ünlü Ada evlerini boyayan Polisan Boya, sosyal sorumluluk projelerine bir yenisini daha ekliyor. Maltepe-Adalar arası sefer yapan Adalar Belediyesi’ne ait iki taşıma-yük gemisi Polisan Boya’yla boyanarak seferlere başladı.
Polisan Boya’nın kurumsal sosyal sorumluluk projeleri kapsamında yürüttüğü çalışmayla Adalar Belediyesi işbirliğiyle yapılan “Evlerimiz Gülümseyecek, Adalarımız Güzelleşecek” boyama kampanyasının ardından, imzalanan centilmenlik protokolü çerçevesinde Adalar-Maltepe arası sefer yapan iki taşıma-yük gemisi Polisan Boya’yla boyanarak Tuzla Tersanesi’nden denize indirildi.
Adalar Belediyesi’ne ait 1974 yılında Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’ndan alınan 57 metre uzunluğundaki Heybeliada Çıkarma Gemisi ile 1985 yapımı 26,6 metre uzunluğundaki Şehit Nadir Güneş Çıkarma Gemisi, Tuzla Tersanesi’nde bulunan Aykın Denizcilik’te antifouling boyalar, epoksi boya ve macunlar olmak üzere 4 ton boyayla boyanarak ve üzerlerine “Polisan çoook çekici” giydirmesi yapılarak denize indirildi.
Gemilerin denize indirilme törenine katılan ve Heybeliada gemisiyle Büyükada’ya hareket eden Polisan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Necmettin Bitlis, “Amacımız Adalar Belediyesi’yle imzaladığımız centilmenlik protokolu çerçevesinde gemilerin tekrar karaya çekilme süresini uzatmak ve masraflarını azaltmak. Adalar İstanbul’un ve Türkiye’nin çok özel bir değeri. Polisan olarak bu değere katkıda bulunmaktan gurur duyuyoruz,” dedi.
Adalar Belediye Başkanı Dr. Mustafa Farsakoğlu da Polisan’a Adalar’a yaptığı katkılardan dolayı teşekkür ederek, “Polisan’ın Adalarımızda başlattığı boyama seferberliğinin ardından Adalarımızın karayla en önemli bağı olan yük gemilerimizi yenileyip boyayarak denize inmesine destek olması bizler için çok önemli. Bu örnek işbirliğinin artarak devam etmesini diliyorum,” diye konuştu.
Haber Türk, 4.1.2013
Özge Eğrikar
http://www.haberturk.com/gundem/haber/808685-sekreterin-isyani
Sekreterin isyanı!
“Karım yaptıklarını yakın çevresine anlatıyor”
FENER Rum Patrikhanesi’nde sekreter olan koca N.S., 9 yıllık eşi Y.S.’nin kendisini aldattığını iddia ederek, boşanma davası açtı.
“Eşim Burgazada’daki yazlık komşumla ilişki yaşıyor. Bunu ailesine ve yakın çevresine anlatıyor. Ruhsal bütünlüğüm ve sosyal konumum ağır darbe aldı” diyen N.S., 100 bin TL manevi, 50 bin TL de maddi tazminat istedi. N.S., eşi Y.S.’nin banka hesaplarına ve taşınmazlarına tedbir konmasını istedi.
Y.S.’yse, “Kocam benden desteğini esirgedi. Ben de boşanmak istiyorum. Kızımın velayeti bana verilsin. Aylık 2 bin lira nafaka bağlansın. Kendim için de 100 bin TL tazminat istiyorum” dedi. Dava ileri bir tarihe ertelendi.
Radikal- Kitap, 2.1.2012
http://kitap.radikal.com.tr/Kitap/kucuktum-ufaciktim-top-oynadim-aciktim-350357
Küçüktüm Ufacıktım, Top Oynadım, Acıktım
Yazar : Teri Roditi Aksel
Açıklama / Özet
Yemek keyfine gönül vermiş bir aileden gelen Teri Roditi Aksel, Burgazada’daki çocukluk günlerinden, eşi Mehmet Akselin kurduğu Mutfak Sanatları Akademis’indeki benzersiz deneyimlerine uzanan hayatı boyunca farklı ve özel yemek tarifleri biriktirdi. Aksel, tutkuyla oluşturduğu arşivini, “Küçüktüm, Ufacıktım, Top Oynadım, Acıktım” adlı kitabıyla paylaşıyor.
Çocukluğundan bu yana yeni lezzetler tadarak kendi reçetelerini oluşturan Teri Roditi Aksel, bugün çok zengin ve özel bir arşive sahip oldu. Aksel, köklü yemek kültürlerinin geleceğe aktarılmasına katkıda bulunmak ve reçetelerini kendisi gibi lezzet tutkunlarıyla paylaşmak için özel arşivini okuyuculara açmaya karar verdi. Aksel, bugüne kadar biriktirdiği tüm tarifleri 424 sayfalık kapsamlı bir kaynak yayını niteliğinde olan “Küçüktüm, Ufacıktım, Top Oynadım, Acıktım” adlı kitapta topladı. Kitapta yer alan tüm tarifler, Akselin evinin mutfağında pişirildi ve fotoğraflandı.
Çocukluğunu Burgazada’nın renkli dünyasında yaşayan, farklı tatlar keşfetmek için seyahatlere çıkan Teri Roditi Aksel, eşi Mehmet Akselin kurduğu Türkiyenin ilk ve tek uluslararası diplomalı profesyonel aşçılık okulu Mutfak Sanatları Akademisi’nde ise malzeme seçiminden teknik bilgilere, pişirmeden sunuma büyülü bir dünyanın içinde yer alma ayrıcalığını yaşadı. MSA’nın zengin arşivinden yararlandı, saygın uluslararası şeflerle tanıştı.
“Tarifler içimde fokurdamaya başladı”
Aksel, kitabın hazırlanış sürecini şöyle anlatıyor:
“Küçüklüğümden beri unutamadığım özel lezzetler var. Burgazadada rengarenk leğenlerin içinden babamla seçtiğimiz pavuryalar, büyükbabamın her cuma akşamı benim için getirdiği incecik dilimlenmiş balık yumurtası, sokak köftecisinin minicik köfteleri… Halkla ilişkiler, reklam, dergicilik, yoga öğretmenliği gibi çeşitli iş deneyimleri, aromaterapi ürünleri, gurme dükkan gibi iş girişimleri derken kendimi mutfakta buldum. Kızlarımı şımartmak, misafirlerimizi ağırlamak, aile tariflerini yaşatmak için zamanla biriktirdiğim tüm tarifler içimde fokurdamaya başladı. Tıpkı mutfakta yemek yapar gibi bu kitabı hazırladım. İçine çocukluk anılarımı, ailemizin tariflerini, seyahatlerde denediğim özel lezzetleri ekledim. Aile sofralarının, keyifle yemek yemenin, kurabiye kokularının değerini bilenlerin iştahla okuyacağı ve yeni tatlar keşfedeceği kitabımı lezzetseverlere sunmaktan mutluluk duyuyorum. Sadece uygulanacak değil, keyifle okunacak bir kitap olduğuna inanıyorum.”
Sevdiklerinizi şımartmak, bir araya getirmek, birlikte keyif yapmak, eğlenmek, kutlamak, paylaşmak için eğlenceli, lezzetli, pratik, sofistike, içaçıcı, büyükannelerden, arkadaşlardan, aileden, komşulardan, ünlü şeflerden, eski günlerden, adalardan, seyahatlerden toplanmış, derlenmiş, değiştirilmiş, denenmiş, eklenmiş, 200e yakın tarif, uygulama, teknik, fikir, sunum, öneri…
Kitap Hakkında
Yazar : Teri Roditi Aksel
Sayfa Sayısı : 430
Yayın Evi : Ofset Yayıncılık
Dili : Türkçe
From: MEHMET BAHADIR ER
Subject: Mehmet Bahadır Er (@mehmetbahadirer) Twitter’da senden bahsetti!
Date: January 5, 2013 12:13:56 PM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com
Peki ya çocuk parkları ne zaman yenilenecek?
Mehmet Bahadır Er
@mehmetbahadirer
@adalarbelediye @ADALARPOSTASI @ibbbeyazmasa 15 yeni çöp kamyonu alan Adalar Belediyemiz söktüğü çocuk parklarını ne zaman yenileyecek?!?!?
Milliyet- Cadde, 06.01.2013
Mehveş Evin
Adalar’ı Disneyland’a çevirmeyin
Sait Faik Abasıyanık, Adalar’a sığınırken bugünleri asla tahmin edemezdi. Zaten kötü yönetilen Adalar, şimdi de ‘turist odaklı’ bir Disneyland olma tehlikesi altında
Anadolu yakasında yükselen gökdelenlerin ‘Adalar manzaralı’ diye pazarlanmasına, yarı zamanlı bir adalı olarak ifrit oluyorum. Zira Anadolu yakasında oturanların ‘manzara’sı biz oluyoruz! Onlar konut değerini manzarayla yükseltirken bizim manzaramızın ne hale geldiğini soran yok.
Adalar’dan manzaranın artık neye benzediğini size söyleyeyim: Anadolu yakasının korkunç beton yığınına dönüşen heyhula gibi görüntüsünü seyretmek, azap verici! Sait Faik iyi ki bugünleri görmedi…
Adalar belediyesi ve çöp
Adalar, aynı zamanda yerli ve yabancı turistlerin ‘çekim merkezi’ olarak tanımlıyor. Tüm planlar, projeler buna göre yapılıyor. Haricinde kışın az da sayıda olsalar da burada yaşayan Adalıları düşünen yok! Yazın bol miktarda konan vapur seferleri kışın neredeyse üçte bire iniyor. Kabataş’tan son vapur, 23.00’te. Bunun haricinde şehirle bağlantı deniz taksiyle sağlanıyor. Bari hafta sonu bir tane daha koy. Yok! Bostancı’dan vapur seferleri günde üçe düşürüldü. Maksat, motor seferlerine rant sağlamak.
Belediye, Adalar’ı Büyükada’dan ibaret sanıyor. Aman sanmaya devam etsin diyeceğim ama insan haftada bir toplanan çöpleri görünce veryansın ediyor. O çöpleri kışın aç kalan hayvanlar devirince her yere saçılıyor.
Turist odaklı kararlar
Adalar Belediyesi, kışın faytonları başıboş bırakıyor. Atlar aç mı, tok mu, nasıl bakılıyor, hiçbir kontrol yok. Yazın o zavallı hayvanların güneşin altında pişmemesi için bir tente yapmaya bütçe ayıramıyor. Bu beceriksizlikler yüzünden Adalar, ‘elektrikle çalışan araçlar konsun’ önerisine kurban gidebilir. Zira Adalar’da vızır vızır dolaşacak elektrikli araçlar, hem Adalar’ın büyüsünü, hem de huzurunu bozacak. Çok isteyen yürüsün, İstanbul’da yürüyecek yer kalmadı.
Şimdi de ‘turizm faaliyetlerinin geliştirilmesi’ için İstanbul Kalkınma Ajansı kolları sıvamış. ‘Adalar Turizm Geliştirme Merkezi’ gibi bir platformun kurulması, ‘özel ilgi turları’ düzenlenmesi söz konusu. Ancak Adalıların onayı ve katılımı olmadan turist odaklı kararlar vermek, bölgenin ruhu ve geleceği için fayda değil, zarar verir. Adalar’ı Disneyland’a çevirmeyin!
Nilgün Cerrahoğlu, “Uygarlık mı, barbarlık mı?”, Milliyet (13.2.1997): “Ada’yı Disneyland’a dönüştürme projesine gönlümüz razı değil.” —> AP-2625/11 (28.11.2011):
Milliyet, 13.2.1997
fax
Nilgün Cerrahoğlu
Uygarlık mı, barbarlık mı?
Venedik insanlığa bir tarih ve kültür mirasıdır. O baş döndürücü kültür ve tarih mirası içinde yaşamanın bir bedeli var: Her yere yürümek veya gerekirse, vaporetto adı verilen küçük vapurlara binmek.
Eski yapıların su altındaki temellerini sarsmamak için o vapurlar dahi kağnı hızıyla hareket ederler. Kentin yapısı ve güzelliği uğruna “zamanı hızlandırmak”tutkusundan vazgeçilmiştir, başka deyişle. Vakti dar olan özel motora biner. Avuç dolusu para vererek.
Şimdiye kadar kimse çıkıp da; “21. yüzyıla giriyoruz. Ulaşımı çabuklaştıracak, ucuzlatacak hızlı vapurlar yapalım. Kentin bazı yörelerine akülü araçlar koyalım. Uygarlık bunu icap ettirir,” dememiştir. Batı’da “uygarlık” adına hoşgöstermek mümkün değildir. Bunun adı “barbarlık“tır…
Cumhuriyet- Pazar ekinde Murat Ural imzasını taşıyan “Adalar’da Motorlu Araç Kabusu” (2 Şubat) yazıyı okunca aklıma gelen ilk örnek bu oldu. Adalar Belediyesi’nin Büyükada’ya “akülü kılıfı altında motorlu araç sokmaya hazırlandığını,” yazan Ural, Belediye’nin savlarını şöyle özetliyor:
“Atlı araba taşımacılığı ekonomik ve pratik değil, 30-40 fayton kalsın. Yerine elektrikle çalışan, 4 kişilik motorlu taşıtlar koyalım. Adalılar da medeniyetin nimetlerinden yararlansın.”
Murat Ural, “bunu yapamazsınız” diyenlerin, derhal “Siz medeniyete karşı mısınız? cevabıyla karşılaştığını sözlerine ekliyor…
Başımıza ne gelirse “medeniyet”i, “kültür ve tarih mirası” gibi unsurlardan bir çırpıda soyutlayıp, “teknoloji”ye indirgeyen bu cahil mantığından geliyor.
Kaldı ki, eşe dosta “uygarlık” adı altında yutturulmaya çalışılan mantığın arkasında ayrıca, ellerini oğuşturarak bekleyen bir inşaat sektörü var. Buna hiç şüpheniz olmasın.
Ada’ya bir kez akülü ve motorlu taşıtlar girdikten sonra, kimse İstanbul’da kalan bu son cennetin de Moda, Kalamış ya da bir zamanlar hanımeli ve erguvan kokan Erenköy’ün akıbetinden kurtulmasını engelleyemez. Nitekim Aya Nikola bostanının başına gelenler bunun somut örneği. Bostanlık arazi üzerindeki kuyuları kapatıp; ağaçları kestiren eski belediye başkanı “müteşebbis”Recep Koç‘un ardından, o kıyı şeridi şimdi parsel parsel satışa çıkartılıyor. Vızır vızır motorlu taşıtların çalıştığı bir adada, çam ormanları ve hatta eski köşkleri de bekleyen akıbet budur.
“Akülü ya da motorlu taşıtları” bize “medeniyet fırsatları” diye yutturmaya çalışan belediyeciler, 30 yıldan bu yana dünyanın belli başlı şehirlerinde yapılan uygulamalara şöyle bir göz atsınlar.
“Medeniyet” adına yapılan en modern ve en son uygulamalar, araba ulaşımını artırmak için değil azaltmak yönündedir. Şehir merkezleri arabalara kapatılmakta, yayaların kullanımına açılan ve ağaçlandırılan alanlar artırılmaktadır.
Bırakın sayfiye yerlerini, büyük şehirlerde dahi uygulama budur. İtalya’dan bildiğim birkaç örnek; Roma, Bologna, Floransa’da insanlar, trafiğe kapanan meydanlar ve kent merkezlerinde tabana kuvvet yürümektedir.
2000 yılının eşiğinde birilerinin şimdi birden bire uyanıp, “medeniyet” adına insanın içine huzur, sükunet veren İstanbul’un son cennetini de mahvetmek ve kentin gerisi gibi beton yığınına çevirmek dürtüsünü anlamak mümkün değildir.
Büyükada, yalnız özgün mimarisi ve doğa güzellikleriyle değil; Atatürk, Muhsin Ertuğrul, Ekrem Reşit Rey, Cemal Reşit Rey, Fethi Okyar, Hasan Saka, Yahya Kemal, Reşat Nuri Güntekin gibi bu ülkenin tarihine, sanatına, siyasetine damga vurmuş ismlerle de özdeşleşen bir simge. Zamanında Troçki’yi bile konuk etmiş çok renkli bir geçmişi var.
Ada’yı Disneyland’a dönüştürme projesine gönlümüz razı değil. “Adalar’ı korumak için gerekirse” UNESCO gibi uluslararası kuruluş ve örgütleri dahi harekete geçirebilecek bir imza kampanyası düşünebiliriz.
Sahip olduğumuz her kültür mirasını ayak altına almak bu kadar kolay olmamalı. Üstelik bu hoyratlık, gözümüzün içine baka baka “uygarlık” adına zokalandığında…
Kent Konseyi, 8.1.2013
MÜRSEL POLAT: “İstanbul Kalkınma Ajansından haberler… KÜRESEL TURİZM MERKEZİ İSTANBUL MALİ DESTEK PROGRAMI BAŞARILI PROJE LİSTESİ’nde kim var dersiniz? Aşağıdaki dosya bir bakın lütfen… 9 .sıraya bakın… Ayrıca Proje ortağı Adalar Belediyesi’dir” —>
https://www.facebook.com/groups/453506748014706
From: İAKTVKD
Subject: Ormancı tasavvuru ve (olmayan tasarrufu)
Date: January 6, 2013 12:01:53 PM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com
Ormancı tasavvuru ve (olmayan tasarrufu)…
İSTANBUL ADALARI
KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI
KORUMA DERNEĞİ
Sayı : 137
Konu: Seferoğlu korusu
Büyükada, 03 Aralık 2012
ADALAR ORMAN İŞLETME ŞEFLİĞİ’ne,
6831 sayılı Kanun’un 52’nci maddesinde; şehir, kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerlerdeki özel orman alanlarında aynı Kanun’un 17’nci maddesine göre izin almak ve yatay alanın yüzde altısını geçmemek üzere imar plânlamasına uygun inşaat yapılabileceği, inşaatların yapılmasında orman alanlarının tabiî vasıflarının korunmasına özen gösterileceği hükmü yer almıştır.
6831 sayılı Kanun’a dayanılarak çıkarılan Özel Ormanlarda ve Hükmi Şahsiyeti Haiz Amme Müesseselerine Ait Ormanlarda Yapılacak İş ve İşlemler Hakkında Yönetmelik’in 10’uncu maddesinde de aynı hükümler yer almış, bunlara ek olarak inşaat izinlerinin, ormanın kapalılık durumu, arazinin topoğrafik yapısı da göz önünde bulundurulmak suretiyle ormanın en zayıf olduğu ve alt hizmetlerinin en uygun götürülebileceği yerde verileceği, her türlü alt yapıyla diğer sosyal, ticari ve idarî amaçlı tesisler ve bunlar arasındaki bağlantı yolları dahil imar plânının, orman alanının maksimum yüzde altısını geçemeyeceği belirtilmiştir.
6831 sayılı Kanun’a dayanılarak çıkarılan Özel Ormanlarda ve Hükmi Şahsiyeti Haiz Amme Müesseselerine Ait Ormanlarda Yapılacak İş ve İşlemler Hakkında Yönetmelik gereğince özel ormanlardaki yapılaşma talepleri, ön izin ve kesin izin aşamalarında hem mahallinde hem de Genel Müdürlükte incelenmektedir. Saha tesliminden sonra yapılaşmanın izin koşullarına uygunluğunun takip ve denetim görevi mahalli orman idaresine aittir. Ön ve kesin izinler için iki aşamalı inceleme ve değerlendirme yapılması gerekir.
1) SEFEROĞLU (Eski) KORUSU’nda yerinde tespit edilmiş olan 401 adet ağacın kesimi ya da yerinden sökülmesi ile ilgili Orman İdaresi’ne yapılmış olan bir müracaat var mıdır? (ORMAN SAYILMAYAN YERLERDEKİ AĞAÇ VE AĞAÇÇIKLARDAN FAYDALANMA HAKKINDA YÖNETMELİK – MADDE 14 – (1) Tüm tapulu kesim talepleri için işletme şefliğince defter tutulur. Olumsuz sonuçlanan talepler için işletme müdürlüğünce ayrıca defter tutulur.)
2) SEFEROĞLU (Eski) KORUSU içerisinde Orman İdaresi’nin kanuni izni olmadan sahiplerince kesilemeyecek ya da yerinden sökülemeyecek ağaçlar var mıydı?
3) Orman İdaresi, SEFEROĞLU (Eski) KORUSU’ndaki ağaçların kesilmesi, yerinden sökülmesi ya da başka bir yere nakledilmesi için yazılı izin verdi mi? (KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI KORUMA KANUNU – Korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları: Madde 6 – c) Sit alanı içinde bulunan taşınmaz kültür varlıkları,
d) […] tarihi saraylar, köşkler, evler, yalılar ve konaklar, … ve benzeri taşınmazlar; taşınmaz kültür varlığı örneklerindendir.
[…] özellik gösteren ağaç ve ağaç toplulukları ile benzerleri; taşınmaz tabiat varlığı örneklerindendir…
KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI KORUMA KANUNU – Taşınmaz kültür varlıklarının nakli: Madde 20 – Taşınmaz kültür varlıkları ve parçalarının, bulundukları yerlerde korunmaları esastır. Ancak, bu taşınmaz kültür varlıklarının başka bir yere nakli zorunluluğu varsa veya özellikleri itibariyle nakli gerekli ise, Koruma Bölge Kurullarının uygun görüşü ve gereken emniyet tedbirleri alınmak suretiyle Kültür ve Turizm Bakanlığınca istenilen yere nakledilebilir…)
4) Orman İdaresi SEFEROĞLU (Eski) KORUSU’nda izinsiz ağaç kesimi ya da sökümü tespit etti mi?
5) Orman İdaresi, SEFEROĞLU (Eski) KORUSU’ndaki inşai faaliyetlerin, verilen izinlere uygunluğunu denetledi mi? Uygunsuz durum tespit etti mi? (ÖZEL ORMANLARDA VE HÜKMİ ŞAHSİYETİ HAİZ AMME MÜESSESELERİNE AİT ORMANLARDA YAPILACAK İŞ VE İŞLEMLER HAKKINDA YÖNETMELİK – İnşaatların Kontrol İşleri – Madde 18 – Saha tesliminden sonra arazideki yapılaşmalar ve inşaatın devamı sırasında ilgili işletme müdürlüğünce izin sahasında izin koşullarına uyulup uyulmadığı takip edilir. Verilen izin sahası dışında herhangi bir taşma olduğunda kanuni takibata geçilir. Genel Müdürlüğe bilgi verilir.)
6) Orman İdaresi SEFEROĞLU (Eski) KORUSU’ndaki ağaçların bugünkü durumundan haberdar mı?
7) Orman İdaresi’nden herhangi bir izin alındıysa, Orman İdaresi SEFEROĞLU (Eski) KORUSU’nda kesim ya da sökümüne izin vermediği ancak inşaat faaliyeti sırasında ayakta kuruyan ağaçlar ile ilgili herhangi bir resmi girişimde bulundu mu?
8) Orman İdaresi’nden herhangi bir izin alınmadıysa, Orman İdaresi SEFEROĞLU (Eski) KORUSU’ndaki ağaçları korumak için herhangi bir resmi girişimde bulundu mu?
Yukarıda sekiz sorununu cevaplandırılması hususunu saygılarımızla arz ve taleb ederiz.
Arif Çağlar
(Başkan)
Adres: İSTANBUL ADALARI KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI KORUMA DERNEĞİ
e-posta: adalarkoruma@adalarkoruma.org elektronik ağ : http://www.adalarkoruma.org
Büyükada Güzeller sokağı No.30 Adalar 34100 / İstanbul
* * *
From: CELAL KARACA
Subject: Celal Karaca’dan yeni mesajınız var
Date: January 7, 2013 1:31:01 PM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com
Kumsal’daki Mavro…
Kumsal’daki Mavro bu dünyayı terk etti… Allah rahmet eylesin. Geride kalanlara sabır dilerim…
Ateş olmayan yerden duman çıkar mı?
Peki ya fırtınada Adalar’da ateş yakılır mı?
ADALAR POSTASI
@ADALARPOSTASI
Büyükada Seferoğlu cihetinden duman çıkmada! İtfaiye 382 87 32 arandı, bakıp bilgi verecekler!
)O(
* * *
ADALAR POSTASI
@ADALARPOSTASI
Büyükada Seferoğlu cihetinde Bursalı Sk’ta Yıldız fırtınasında (>41km/sa) bahçe çerçöpü (?) yakılmakta! Akıllara ziyan!
Bu fırtınada (>41km/sa Yıldız) akıllara ziyan bir biçimde bahçe çerçöpü (!?) yakan Büyükada Seferoğlu cihetinde Bursalı Sokak’tan hâlâ —2 saattir— duman tütüyor!… Civarda ahşap haneler ha keza orman! Allah (mı?) muhafaza! Dahası taaa tepede Türkoğlu’nda panjur-pencere kapalıyken dahi dumandan oturulmuyor evin içinde! Biz İtfaiye’ye (382 87 32) laf anlatamadık galiba lütfen sizler de arayınız!
)O(
http://www.sabah.com.tr/Yasam/2013/01/08/hirsiz-hirsizi-soydu
Hırsız, hırsızı soydu
Büyükada’da bir cep telefonu dükkanını ve büfeyi soyan hırsızlar, çaldıkları telefonları ve laptopları bir inşaata sakladı.
Çalınan malzemelerin hırsızlar tarafından saklandığını fark eden bir başka hırsız ise çalınan malzemeleri çaldı. Birbirlerini soyan hırsızlar, çaldıklarını satmaya çalışırken güven timleri tarafından yakalandı.
Büyükada’da meydana gelen hırsızlık olayında; cep telefonu dükkânına giren 3 hırsızlık zanlısı, dükkanda çok sayıda cep telefonu ve laptopu 4 dakikada çantalarına koyarak çaldı. Çalınan telefonların arasından birinin de bir polise ait olduğu öğrenildi. Bu sırada kayıtta olan güvenlik kamerası ise hırsızlık anını saniye saniye görüntüledi. Telefoncudan çıkan hırsızlar bu kez bir büfeye girerek sigaraları çaldığı öğrenildi.
From: ADALAR MÜZESİ
Subject: Lefter’i saygı ve özlemle anıyoruz
Date: January 10, 2013 1:53:39 PM GMT+02:00
To: adalar.postasi@gmail.com
* * *
cnnturk, 13.1.2013 13:47
http://www.cnnturk.com/2013/spor/01/13/lefter.kucukandonyadis.anildi/692412.0/index.html
Lefter Küçükandonyadis anıldı
Türk futbolu ve Fenerbahçe’nin efsanevi oyuncusu Lefter Küçükandonyadis, ölümünün 1. yıldönümünde anıldı.
Büyükada’da bulunan Aya Dimitri Kilisesi ve kabri başında yapılan anma törenlerine Lefter Küçükandonyadis’in ailesi, yakınları, Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım, sarı-lacivertli kulübün genel sekreteri Talat Yılmaz, eski yönetici Ali Koç, Adalar Belediye Başkanı Mustafa Farsakoğlu ve Fenerbahçeli taraftarlar katıldı.
Adalar Belediyesi, Adalar Vakfı ve 1907 Üniversiteli Fenerbahçeliler Derneği’nin organizasyonuyla Kabataş, Kadıköy ve Bostancı’da toplanan Fenerbahçeli taraftarlar sabah erken saatlerde Büyükada’ya geldi. Aya Dimitri Kilisesi’nde yapılan töreni en önden takip eden başkan Aziz Yıldırım ve eski yönetici Ali Koç, daha sonra Lefter Küçükandonyadis’in mezarını ziyaret etti.
Kabrin başında açıklamalarda bulunan Talat Yılmaz, gerçek bir efsaneyi andıklarını belirterek, şunları söyledi:
“Lefter Küçükandonyadis, din, dil ve ırk farklılıklarını ortadan kaldırarak, Fenerbahçeli olan ve olmayan herkes tarafından sevilen ve Türk milletine mal olmuş büyük bir insandı. Lefter Küçükandonyadis ve Metin Oktay gibi insanlara ihtiyacımız var. Sıkıntılı dönemlerden geçiyoruz. Bu anlaşmazlıkların, zıtlıkların ortadan kalkması gerekir. İnşallah Lefter Küçükandonyadis’in ölüm yıl dönümünde, onu örnek alan ve ruhunu yaşatan gençlerimiz bu yolda yürürler.”
Okunan duaların ardından başkan Aziz Yıldırım, Lefter Küçükandonyadis’in eşi Stavrini Küçükandonyadis ve kızı Argirula Katmer ile bir süre sohbet ettikten sonra adadan ayrıldı.
Anma törenine, Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören de çelenk gönderdi.
Bu arada, Fenerbahçeli taraftarlar törenin ardından adada bulunan Lefter Küçükandonyadis Sergisi’ni ziyaret etti.
* * *
Twitter, 13.1.2013
Alex De Souza Fans
@alexdesouzafans
Tribünler inledi binlerce kere, ver Lefter’e yaz deftere. Bitti kalem doldu defter, efsaneler ölmez LEFTER!
* * *
FaceBook, 13.1.2013
Adalar Spor
https://www.facebook.com/adalarsporkulubu
Ordinaryüs Lefter’in vefatının 1.yılında Adalar Spor’dan vefa…
(30 fotoğraf)
Türk Futbolu’nun önemli isimlerinden Adalı Lefter Küçükandonyadis vefatının 1.yılında Şampiyon Adalar Sporlu yöneticiler ve futbolcular tarafından anıldı. Anma törenine Fenerbahçe başkanı Aziz Yıldırım ile eski as başkanlardan Ali Koç da katılım sağladı. Ordinaryüs seni unutmadık, unutmayacağız…
* * *
Twitter, 13.1.2013
1907ünifebYTÜ
@1907unifebYTU
Büyükada Anadolu Kulübü’ndeyiz. Panel ve belgesel gösterimi birazdan başlayacak.
Hürriyet, 10.1.2013
Okan Konuralp
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/22335575.asp
Ruhban Okulu’na dev iade
VAKIFLAR Meclisi, 1844’den kapatıldığı 1971 yıllına kadar Ortodoks dünyasının en önemli “Din adamı yetiştirme” merkezlerinden biri olan Heybeliada Ruhban Okulu’nun sahibi Aya Triada Manastırı Vakfı’na, okulun çevresindeki 190 dönümlük koruluğu iade etti.
EN BÜYÜK İADE
Vakıflar Meclisi’nin bugünkü toplantısında alınan kararla, cemaat mallarının iadesi sürecinin, yüzölçümü bakımından en büyük iadesi gerçekleşti. Aralarında Heybeliada Ruhban Okulu olarak bilinen “Aya Triada Manastırı” ile İstanbul Rum Patriklerinden V. Konstantin ile VII. Kirillos’a mezarların da bulunduğu mezarlık gruplarını barındıran koruluk, vakıf yönetimi tarafından yeşil alan olduğu gibi korunacak.
DİN ÖZGÜRLÜĞÜ KONUSU
Sık sık Rum Cemaati’nin “Açılması gerekir” talepleriyle gündeme gelen Ruhban Okulu ile ilgili olarak Rum Ortodoks Patriği I. Bartolomeos, Hürriyet’e, “Geçmişte çok büyük haksızlıklar yapıldı cemaatimize. Askıda kalan en önemli konu ise Ruhban Okulu’nun açılması. Çünkü patrikhanemiz dünyadaki Ortodoks aleminin birinci makamı. Bir hiyerarşimiz var; İstanbul, İskenderiye, Şam, Kudüs, Moskova, Sırbistan… Buna rağmen İstanbul Rum Patrikhanesi kendi elemanlarını yetiştiremiyor. Okul 1844’te kuruldu, Osmanlı döneminde faaliyetlerine müsaade edildi; Atatürk, İnönü, Menderes okulu kapatmadı. Ama 1971’de kapatıldı. Her şeye rağmen umutlarımı yitirmiyorum. Ruhban Okulu’nun açılması, Türk- Yunan ilişkilerini ilgilendiren bir konu da değil. Bu bir din özgürlüğü konusu” demişti.
Haberler.com, 11.1.2013
CHPli Hamzaçebi’den Başbakan’a “Büyükada” Sorusu
CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a, “Sit alanı olduğu bilinen Adalar’da özel planlar arasında sayılan Koruma Amaçlı İmar Planları yapılırken, bu hassasiyetin plan değişiklikleri ile ortadan kaldırılmasını hangi bilimsel gerçeklere bağlamaktasınız?” diye sordu.
Hamzaçebi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yanıtlaması istemiyle TBMMM Başkanlığı’na sunduğu soru önergesinde, “Basında yer alan haberlere göre; İstanbul Adalar İlçesi G22a13d pafta, 126 ada, 4 parsele ait 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planında değişiklik yapılmasına ilişkin mülk sahibi tarafından yapılan “arsanın düşük yoğunluklu konut alanından otel alanına alınmasına’ yönelik tadilat teklifi İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi İmar ve Bayındırlık Komisyonunda 15.11.2012 tarihinde görüşülmüştür” diyerek şöyle dedi:
“Söz konusu tadilat teklifi “plan ilke ve kararlarına aykırı nitelik taşıdığı’ gerekçesi ile uygun görülmeyerek oybirliği ile karara bağlanmıştır. Ancak İmar ve Bayındırlık Komisyonu Başkanının raporun iadesini istemesi üzerine söz konusu Rapor Belediye Meclisinde hakkında karar alınmadan geri çekilmiştir. İmar ve Bayındırlık Komisyonu aynı talebe ilişkin olarak 20.11.2012 tarihinde ikinci bir rapor hazırlamış ve Meclise sunmuştur.”
İkinci raporda Komisyonun görüşünün, “Adalar ilçesi, G22a13d pafta, 126 ada, 4 parsele ilişkin 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı tadilatı teklifi incelenmiş olup 5 ve 6 nolu plan notlarının iptal edilerek “Otopark ihtiyacının parsel bünyesinde karşılaması kaydıyla iskan edilen 1. bodrum kat emsale dahil değildir’, “Otel dışında iskan edilemez’, ‘ Bağımsız bölüm olarak konut ve ticaret birimleri yapılamaz’, “Doğal zemin kotu üzerine çıkan kısımlarda maksTAKS: 0.40 değeri aşılamaz’ ve “1/1000 ölçekli plan yapılmadan uygulama yapılamaz’ plan notlarının ilavesiyle komisyonumuzca tadilen uygun görülmüştür” şeklinde ifade edildiğini belirten Hamzaçebi, “Söz konusu ikinci rapor Cumhuriyet Halk Partili Komisyon Üyelerinin ‘karara katılmıyorum’ şerhine karşın kabul edilmiştir” diyerek şu sorulara yanıt aradı:
“Söz konusu imar planı tadilatı teklifine ilişkin olarak İmar ve Bayındırlık Komisyonunun beş gün arayla iki farklı rapor hazırlamasının gerekçesi nedir?
İmar ve Bayındırlık Komisyonu Başkanının ilk raporu geri istediği iddiaları doğru mudur?
Hazırlanan iki komisyon raporunun birbiriyle zıt kararlar içermesini nasıl açıklıyorsunuz?
Sit alanı olduğu bilinen Adalar’da özel planlar arasında sayılan Koruma Amaçlı İmar Planları yapılırken, bu hassasiyetin plan değişiklikleri ile ortadan kaldırılmasını hangi bilimsel gerçeklere bağlamaktasınız?
Kabul edilen imar planı tadilatı ile hayata geçirilecek otel Büyükada’nın dokusuna ve yapılaşma özelliklerine zarar verecek nitelikte değil midir?
Söz konusu yapılaşmanın Sit alanı olan Büyükada’da ‘turizm’ gerekçesi ile yatırım yapmak isteyenlere emsal olabileceği ve bunun da Büyükada’nın felaketiyle sonuçlanabileceği hususunda ne düşünüyorsunuz?
Bundan sonra konut ve sair plan fonksiyonu olan her parselde turizm/otel alanı talebi olması halinde plan değişikliği talepleri kabul edilecek midir?
Büyükada’nın ön cephesinde yapılacak bir turistik otelin Büyükada’nın tarihi ve kültürel dokusuna etkileri konusunda ne düşünüyorsunuz?” – Ankara
ARKA GÜVERTE GENEL TOPLANTI DAVETİ
Ada’ya Gönül Vermiş Sevgili Dostlar,
13 OCAK PAZAR günü Arka Güverte’nin 2. GENEL TOPLANTIsını yapacağız. Tanışma ve Heybeli’nin başlıca sorunları hakkındaki tesbitlerimizi paylaşma fırsatı bulduğumuz 1. Genel Toplantımızdan sonra, bu 2. toplantıda, somut olarak Arka Güverte’de biraraya gelenler neler yaptılar, kısa ve orta vadede neler yapmayı planlıyorlar, projelere kimler hangi önerilerle katılmak ister; ne gibi yeni projeler teklif etmek ve hayata geçirilmesinde görev almak istersiniz… birlikte konuşacağız.
Şimdiden kafa yormak isteyebilirsiniz düşüncesiyle, Çalışma Gruplarımızın tanıtımlarını da tek tek paylaşıyoruz.
13 Ocak 2013 Pazar günü, saat 15:00’te Heybeliada Gencay Cafe’de buluşmak üzere…
* * *
ÇEVRE
Kolaylaştırıcı: Tolga Bektaş (mehmettolgabektas@gmail.com)
Hepimizin bildiği gibi, İstanbulu’un yanıbaşındaki Adalarımız eşsiz doğasıyla paha biçilmez bir miras. Fakat, maalesef yine tüm Adalıların malumu, bu hayatî değere hakkıyla sahip çıkılamıyor. Adalarda temizlik onlarca yıldır en temel sorunlarımızdan biri olmaya devam ediyor.
Geçtiğimiz sene, Heybeliada’da bir yıl boyunca Üniversite öğrencileriyle beraber, Heybeliada Gönüllüleri ve Arka Güverte’nin katılımıyla hafta sonları ormanda, yamaçlarda ve mesire yolunda temizlik yapıldı… Bu ekip çalışmasını, “Zor Temizledik Birlikte Koruyalım” saloganıyla, 5-6 Mayıs’ta çok keyifli bir Bahar ve Çevre Festivali’yle noktadık.
Temizlik çalışmalarımız sırasında bir kez daha gördük ki, bu tarz gönüllü çalışmalar, sembolik olarak son derece önemli ve anlamlı olmakla birlikte, sorunun daha temelden çözülmesi için yeterli olmanın çok uzağında. Bu tesbitten hareketle çok aşmalı bir proje taslağı hazırladık. Anonslar ve broşürlerle, daha Ada’ya ayak basmadan vapurda başlayan, iner inmez iskelelerde, esnaf dükkânlarında, « gazino »larda, lokantalarda süren bir duyarlılık yaratma, bilinçlendirme ; ormanın içlerine kadar gezen gönüllü bir temizlik timi ile birebir sohbet, uyarı, örnek davranışla teşvik ; bu yollarla iyi niyete sevkedebildiğimiz ziyaretçilerimizin ve Adalıların niyetlerini gerçekleştirebilmek için ulaşabilecekleri çöp torbası/kutusu/konteyneri sayılarının yeterli sayıya çıkartılması ve ekolojik/yangın başlatma riski taşımayan nitelikte olması ; buralarda biriken çöplerin daha sık ve her bölgeyi kapsayacak şekilde toplanması ; bütün bunları mümkün kılmak için yerel yönetimden, orman sorumlularından talepte bulunulması ; taleplerin karşılanmaması halinde ya da yetersiz kalınan durumlarda, sivil inisiyatifle, gerekirse sponsorluklarla bu eksikliklerin giderilmesi ; yaratıcı eylemlerle sorunun bütününe ve her aşamasına dikkat çekilmesi…. ve bütün çabaların yerel, ulusal, sosyal basılı ve sanal medyada görünur kılınması amaçlarımızın ana hatları.
Bunlara, bu konuda etkinlik gösteren grupların davet edilerek, dalgıçlarla denizaltı temizliklerinin yapılması, dağcılarla yamaç temizliklerinin yapılması gibi birçok değişik etkinlik de eklenebilir.
Siz de çevre ve temiz bir Ada için kendi fikirleriniz, değerli vaktiniz, maharetli elleriniz , yılmaz ayaklarınız, kaleminiz, imkânlarınız, çevreniz… vesselam sorunun çözümünde fayda sağlayabileceğini düşündüğünüz hertürlü « meziyet »inizle çalışmak isterseniz, 13 ocak pazar günü Arka Güverte’nin Genel toplantısına katılarak Çevre Çalışma Grubumuzada görev alabilirsiniz. Toplantıya gelme imkânınız olmazsa seyirdefteri@arkagüverte.org ya da mehmettolgabektas@gmail.com adreslerinden ya da Arka Güverte’nin facebook sayfasından bizimle bağlantıya geçebilirsiniz.
13 Ocak 2013 Pazar günü, saat 15:00’te Heybeliada Gencay Cafe’de buluşmak üzere…
* * *
BAHAR VE ÇEVRE FESTİVALİ
Kolaylaştırıcı: Birgül Taştan Meriç (birgultastan@gmail.com)
Heybeliada’da bir yıl boyunca Üniversite öğrencileriyle beraber, Heybeliada Gönüllüleri ve Arka Güverte’nin katılımıyla hafta sonları ormanda, yamaçlarda ve mesire yolunda temizlik yapıldı… “Zor Temizledik Birlikte Koruyalım” dedik ve bir festivalle sesimizi duyurmak istedik. Gerekli ekibi kurduk…Müzisyenler dahil hepimiz gönüllü çalıştık… Sahne ve ses düzenlemesini Adalar Belediyesi sağladı.
5-6 Mayıs arası düzenlenen festival Heybeliada Rıhtım Caddesi’nde gerçekleştirildi. İki gün boyunca saat 14:00’te başlayan şenlik 21:00’e kadar sürdü. Müzik, şiir dinletisi ve gösterilerin bir arada yaşandığı festivalde Heybeliada İlkokulu Çocuk Folklor Ekibi’nden, Adamız’da yaşayan değerli Muzaffer Özdemir’e, Kollektif İstanbul, Örgü Project, Light in Babylon, İsmail Darıcı Perküsyon Workshop, Korkoro, Kara Güneş-Keyf-i Deng gibi tanınmış gruplara kadar pek çok sanatçıyı ağırladık. Her yaştan insanın bulunduğu coşkulu kalabalık, şarkıların ritmine ayakta alkışlarla eşlik etti.
Ayrıca, Türk kâğıtçılığının babası sayılan Heybeliadalı Mehmet Ali Kâğıtçı’nın kurduğu SEKA’lı gönüllülerin el yapımı kâğıt atölyesi, Küresel karşıtı sanat çalışması, çöpten piknik yapan aile enstalasyon çalışması, festival kekleri, şapka ve takı, ev yapımı reçeller, ahşap atölye ürünleri, kitapların bulunduğu stantlar ve yaşamda engel tanımayan kardeşlerimizin kendi çektikleri fotoğraflar, yazdıkları kitaplar da ilgi gördü.
Heybeliadalılar tarafından; dayanışma, adalarını sahiplenme, doğa ve çevre tutkusu… harmanlandı; ortaya unutulmayacak anılarla dolu renkli bir hafta sonu çıktı ve herkesin yüzünde gülümsemeler, kahkahalar vardı. Herkes dans ediyordu… Şenliğimizi gece Çam Limanı’nda Hıdrellez kutlamasıyla bitirdik…
Hep birlikte gördük ki böylesi bir festival Adamız’da yaşayan her yaş ve kesimden insanı coşkuyla bir araya getiriyor. Bu nedenle festivali her yıl Mayıs ayının ilk haftasında düzenleme kararı aldık.
Ancak, birincisi, yeni, iyi ve zor bir şey yapıyor olmanın hevesiyle, gönüllülük temelinde gerçekleştirilebilmiş olan festivalin, yine en az aynı kalitede yapılabilmesini hedefliyorsak, bunun için artık kaynak oluşturmamız gerekir. Zira bunun aksi, gerek sanatçıların gerek organizatörlerin iyi niyetlerini suistimal etmeye varır.
Dolayısıyla, kaynak oluşumunu sağlama (konser bedelleri, sanatçıların ağırlanması, afişler vs.), fotoğraf/kamera çekimi, afiş grafik düzenleme ve basımı, ses, ışık ve sahne düzenlemede teknik ekip, teknik materyal desteği (bateri takımı, amfi vs.), yerel/ulusal ve sosyal medyada duyuru, organizasyona destek, ayrıca çeşitli etkinlik stantları için fikir/bağlantı ve yine sizin aklınıza gelebilecek başka şekillerde katılımınızı bekliyoruz.
13 Ocak Pazar günü Arka Güverte’nin Genel toplantısına katılarak Festival Çalışma Grubumuzda görev alabilirsiniz. Toplantıya gelme imkânınız olmazsa seyirdefteri@arkagüverte.org ya da birgultastan@gmail.com adreslerinden ya da Arka Güverte’nin facebook sayfasından bizimle bağlantıya geçebilirsiniz.
13 Ocak 2013 Pazar günü saat 15:00’te Heybeliada Gencay Cafe’de buluşmak üzere…
* * *
SÖZLÜ TARİH
Kolaylaştırıcı: İpek Thevenon (ipekthevenon@gmail.com)
Heybeliada’da bugün yaşayan ve onu derinden seven insanlar olarak, her gerçek sevginin beraberinde getirdiği sorumluluk duygusunu hissediyoruz. Bu sorumluluk, “Onca sevdiğimiz bu mekân nasıl var oldu? Bize kimlerden miras kaldı? Tarihi bugüne nasıl evrildi?” sorularına cevap aramayı gerektiriyor. Cevaplara usulca yaklaşmak, sevginin hakkını vermenin, birlikte daha iyi yaşamanın, paylaşmanın, yaşadığımız yeri sahiplenmenin nasıl olabileceği hakkında ipuçları veriyor. Bizler de, Ada’nın mazisinin izlerini sevgi ve ciddiyetle sürerek bu ipuçlarını yakalayabilmek arzusuyla, bir Sözlü Tarih Çalışması’na başladık. Bu arzuyu paylaşan herkesin desteğini bekliyoruz…
Bu çalışmaya, görüşme, yazıya dökme, fotoğraf, kamera çekimi, montaj, grafik, baskı, tüm bunlar için gerekli malzemenin temini veya sizin aklınıza gelen konularda bize yardım ederek katılmak; anılarındaki Heybeli’yi bizimle paylaşmak isteyecek kişilere ulaşmamızı sağlamak, herhangi bir şekilde destek olmak ya da bizzat kendiniz anlatmak isterseniz, 13 Ocak Pazar günü Arka Güverte’nin Genel toplantısına katılarak Sözlü Tarih Çalışma Grubumuzda görev alabilirsiniz.
Toplantıya gelme imkânınız olmazsa seyirdefteri@arkagüverte.org ya da ipekthevenon@gmail.com adreslerinden ya da Arka Güverte’nin facebook sayfasından bizimle bağlantıya geçebilirsiniz.
13 Ocak 2013 Pazar günü saat 15:00’te Heybeliada Gencay Cafe’de buluşmak üzere…
* * *
YANGIN RAPORU
Kolaylaştırıcı: Genco Günay (gencogunay@hotmail.com)
[Fotoğraf: Mehmet Tolga Bektaş, Yeşil Gazete, 20.6.2012.]
17 Haziran Pazar günü Heybeliada Çam Limanı mevkiinde çıkan yangında yaklaşık 5 hektar ormanlık alan kül oldu. 1997 yılında Heybeli’de aynı bölgede çıkan yangın ve 2003 büyük Burgaz yangınının ardından, bu son yangınla yine ciğerimiz tutuştu, artık sabrımız taştı, isyanımız alev aldı. Gözyaşlarımızın arasından baktık, öfkemizi yenip dinledik, okuduk, aklımızı toplayıp araştırdık, düşündük ve aynı acıyı tekrar yaşamamak için ilk adım olarak doğru bir durum tespiti yapmayı amaçlayan bir rapor hazırladık.
Tespitlerimizi, “Yangın riski bulunan ormanlık alanlarla ilgili kamusal düzenlemelerde yasal, hukukî, idarî belirsizlik ve yetersizlikler”, “Yangının Başlamasını ve Yayılmasını Önleyici Ormanlık Alan Düzenlemelerinde Eksiklikler”, “Yangına Müdahale için Gerekli Donanım ve Görevli Eksiklikleri”, “Yangın ve Afet Halinde Yaşanan İletişim Eksiklikleri ve Koodinasyon Bozuklukları” ve “Halkın Yangın Konusunda Eğitim ve Tatbikat Eksikliği” başlıkları altında topladık. Raporu toplantıda sizlerle paylaşacağız.
Aradan geçen 6 aylık dönemdeki değişiklikleri de tespit edip, bütün bu gözlem, tespit ve bilgilerden yola çıkarak, bir daha böyle bir felâkete maruz kalmamak arzusuyla, eksikliklerin giderilmesi için çeşitli ve ayrıntılı öneri ve talepler oluşturmak; taleplerimizi, resmî dayanaklarıyla temellendirilmiş şekilde ilgili mercilere dilekçe olarak sunmak; önerilerimizi, ilgili konunun uzmanlarından ayrıntılı bilgi desteği alarak şekillendirmek; talep ve önerilerimizin dikkate alınıp alınmadığını, istenilen doğrultularda harekete geçilip geçilmediğini bütün aşamalarında yakından takip etmek, ayrıca konuyla ilgili kendi imkânlarımızla gerçekleştirebileceğimiz çalışmaları koordine etmek; konuyu yerel, ulusal ve sosyal medyada görünür kılmak görevlerini bizlerle üstlenecek tüm dostların katılımını bekliyoruz.
13 Ocak Pazar günü Arka Güverte’nin Genel toplantısına katılarak Yangın Çalışma Grubumuzda görev alabilirsiniz.
Toplantıya gelme imkânınız olmazsa seyirdefteri@arkaguverte.org ya da gencogunay@hotmail.com adreslerinden ya da Arka Güverte’nin facebook sayfasından bizimle bağlantıya geçebilirsiniz.
13 Ocak 2013 Pazar günü saat 15:00’te Heybeliada Gencay Cafe’de buluşmak üzere…
* * *
FİLM GÜNLERİ
Kolaylaştırıcı: Ayça Damgacı (aycadamgaci@gmail.com)
Malum, Adamız’da bir zamanlar açıkhava sinemaları varmış. Adalı dostlarımız, büyüklerimiz, o sinemalarda geçen kâh ilk gençlik kâh ikinci bahar günlerini hasretle yâd ederler hep. Biz de geçtiğimiz yaz «Heybeli’de sinema yok!» çığlığıyla afişlendirdiğimiz sinema günleri düzenledik. Sahildeki futbol sahasını sinema mekânına dönüştürerek yaptığımız, filmlerin oyuncularıyla sohbet etme fırsatı da bulduğumuz ücretsiz üç gösterim, mütevazi bir başlangıçtı. Büyük ilgi ve takdirle karşılandı.
İçinde bulunduğumuz kış mevsimi ise daha samimi, belki daha az katılımla ama bazen daha derinlemesine düşünüp tartışarak içimizi ısıtmaya olanak sağlayacak bir projeye ilham verdi: 3 Şubat 2013 Pazar gününden başlayarak, her 15 günde bir pazar akşamları, çoğunlukla yönetmen ve/veya oyuncuları da ağırlayacağımız, belgesel film gösterimleri düzenliyoruz. Rıhtımın arzu eden tüm «gazino»larına yayılacak bu gösterimler vesilesiyle hem birlikte güzel bir filmi seyretme, hem de adaçaylarımızı yudumlarken film üzerine sohbet etme keyfini yaşayalım istedik.
Film listesi taslağımızı toplantıda paylaşacağız. Film önerisi (mümkünse yönetmen/oyuncu bağlantılı ve copyright sorunsuz), malzeme takviyesi, yazın devam edeceğimiz açıkhava gösterimleri için mekân önerisi, afişler için grafik/baskı işleri, her türlü koordinasyon/organizasyan desteği ve yine konuyla ilgili sizin aklınıza gelebilecek diğer konularda katılımınızı bekliyoruz.
13 Ocak Pazar günü Arka Güverte’nin Genel toplantısına katılarak Film Günleri Çalışma Grubumuzda görev alabilirsiniz.
Toplantıya gelme imkânınız olmazsa seyirdefteri@arkaguverte.org ya da aycadamgaci@gmail.com adreslerinden ya da Arka Güverte’nin facebook sayfasından bizimle bağlantıya geçebilirsiniz.
13 Ocak 2013 Pazar günü saat 15:00’te Heybeliada Gencay Cafe’de buluşmak üzere…
* * *
EĞİTİM
Kolaylaştırıcı: Sevilay Özgül (sevilay.ozgul@hotmail.com)
Doğası ve kültürüyle çocuklarımız için bir cennet olabilecek Adalarımız’da, eğitimin hali hazırdaki durumu maalesef içler acısı. Bu sorunun sebepleri bildiğiniz gibi çok karmaşık. Çözümü de elbette, okul müdürlerinden öğretmenlere, milli eğitim müdüründen yerel yönetime tüm yetkili kurumlarla iletişimde olup, somut şikâyet ve taleplerle, eğitim seviyesinin hızla yükselmesi için baskı unsuru oluşturabilmek. Kütüphane, kültür merkezi gibi eğitime destek verecek ortamların da kurulmasını ve mevcutların iyileştirilmesini hedeflemek.
Fakat bir yandan bu uzun soluklu ve meşakkatli çözüm kapılarını zorlarken, diğer yandan ivedilikle sivil inisiyatif olarak yapabileceklerimiz de var. Bazılarımız senelerdir gönüllü olarak, ailelerin yardıma ihtiyaç duyduğu durumlarda, çocuklarımıza derslerinde, ödevlerinde, çalışma-araştırma yöntemlerinde mihmandarlık etmeye çalışmaktalar. Bazılarımız ise böyle bir yardımı yapabilecek yetkinlikte ve arzuda olmalarına rağmen belki nereden nasıl başlayacaklarını kestiremiyorlar. Adamız’da, ilköğretimdeki bir çocuğumuzun ödevlerine rahatlıkla yardımcı olabilecek arkadaşlarımızdan, kardeşlerimizden, yüksek lisans, doktora eğitimi veren akademisyen arkadaşlarımıza, güzel sanatlar, müzik gibi dallarda eğitimci ve/veya eğitim verebilecek sanatçı dostlarımıza varan çok geniş bir yelpazede kıymetli dostumuz var. Ve herhalde hepimizin arzusu, böylesine gönülden bağlı olduğumuz bu coğrafyada, bazıları çok zor şartlarda yetişen çocuklarımızın sağlıklı bir eğitim alabilmesi. Bu arzuyu gerçekleştirmek yolunda ilk küçük adımları birlikte atalım istiyoruz.
Konuyu, Heybeliada İlköğretim Okulu’nun Okul Aile Birliği Başkanı’yla da görüştük. Böyle bir desteğin büyük ve acil bir ihtiyaca cevap vereceğini düşünüyorlar. Çalışmalarımızı doğal olarak velilerden gelecek taleplere göre yönlendireceğiz.
Çocuklarımıza deslerini anlamalarında, ödevlerinde, çalışma-araştırma yöntemlerinde mihmandarlık etmek isteyecek, belki kendi dallarında biraz daha derinlemesine takviyede bulunabilecek dostların Eğitim Çalışma Grubumuza katılarak çabalarını birleştireceklerini umuyoruz.
Ayrıca, dersler, arzu eden ailelerin ve gönüllü eğitimcilerin evlerinde başlayabilirse de, bu çalışmalar için küçük de olsa sabit bir mekânın olması daha ciddi ve sağlıklı olacaktır. Mekân ve malzeme temini konusunda fikirleri olan arkadaşlarımızın da yardımlarını bekliyoruz.
Adamız’daki karmaşık eğitim sorunu yumağını çözmek için işin bir ucundan tutmak isterseniz, 13 Ocak Pazar günü Arka Güverte’nin Genel toplantısına katılarak Eğitim Çalışma Grubumuzda görev alabilirsiniz.
Toplantıya gelme imkânınız olmazsa seyirdefteri@arkaguverte.org ya da sevilay.ozgul@hotmail.com adreslerinden ya da Arka Güverte’nin facebook sayfasından bizimle bağlantıya geçebilirsiniz.
13 Ocak 2013 Pazar günü saat 15:00’te Heybeliada Gencay Cafe’de buluşmak üzere…
* * *
SOKAK HAYVANLARI
Kolaylaştırıcı: Abdullah Onay (apoonay@gmail.com)
[Fotoğraf: Abdullah Onay, “Heybeliada sakinlerinden Matador”, Arka Güverte, 3.12.2012.]
Yerel seçimler öncesinde başlatılan Sokak Hayvanları Projesi ne yazık ki tam anlamıyla uygulanamadı. Dört yıldır orman köpeklerini besleme, sokak hayvanlarının tedavisi, kısırlaştırılması faaliyeti aksamalarla sürüp gidiyor. Zaman zaman olumlu gelişmeler kaydedilirken, bir anda her şey başa dönebiliyor.
Siz de sokak hayvanları konusunda duyarlıysanız ve Adamız’da birlikte yaşadığımız bu canlı dostlarımızın hayatlarını biraz olsun kolaylaştırmak için çalışmak isterseniz 13 Ocak Pazar günü Arka Güverte’nin Genel toplantısına katılarak Sokak Hayvanları Çalışma Grubumuz’da görev alabilirsiniz.
Toplantıya gelme imkânınız olmazsa seyirdefteri@arkagüverte.org ya da apoonay@gmail.com adreslerinden ya da Arka Güverte’nin facebook sayfasından bizimle bağlantıya geçebilirsiniz.
13 Ocak 2013 Pazar günü, saat 15:00’te Heybeliada Gencay Cafe’de buluşmak üzere…
* * *
AdaMutfak
Kolaylaştırıcı: Filiz Akman (filizhalki@gmail.com)
İstanbul’da Adalar, yalnızca doğal güzellikleri ve tarihsel geçmişleriyle değil, aynı zamanda farklı etnik yapılarıyla da tanınır, bilinir. Adalar, günümüzde her ne kadar «kaybolan zamanın izini» sürse de, çokkültürlülüğün ve birarada yaşama kültürünün Adalar’ı tümüyle terk ettiği söylenemez. Bugün Heybeliada, Rumu, Ermenisi, Türkü, Karadenizlisi, Kürdü, Belçikalısı, İsveçlisi, Fransızı ile yine farklı kültürlere ev sahipliği yapmaktadır. Bu kültürlerin sadece ‘yanyana’ değil, ‘içiçe’ ve ‘birlikte’ olması/yaşaması, Adalar’a çokkültürlü karakterini yeniden kazandırabilecektir. Bunun bir yolu da, Ada yaşayanlarının birbirleriyle karşılaşmaları, birbirlerinin kültürlerini tanıma şansını bulmalarıdır.
AdaMutfak, Heybeliadalılar’ın ayda bir kere bir lokantanın mutfağında yemek yaparak bir araya gelmeleri ve mutfaklar yoluyla Heybeliada’da yaşayan farklı milletlerden, kültürlerden; etnik, dini yapılardan ve coğrafi bölgelerden gelen yeni, eski tüm Heybeliadalılar’ın birbirlerine ‘Merhaba’ demeleri isteğidir.
AdaMutfak, tümüyle gönüllülük esasına dayanan, politik amaçları olmayan, kâr amacı gütmeyen; mutfaklarımız yoluyla Heybeliada’da birlikte yaşamanın rengini, keyfini ve zenginliğini duyumsatmayı hedefleyen bir davettir.
Siz de değişik mutfak kültürleri konusundaki bilgi ve maharetinizi diğer Adalılarla paylaşmak, mükemmel değil belki ama keyifle kurulmuş sofralar etrafında Adalıların biraraya gelmelerine lezzetli bir vesile yaratmak isterseniz, 13 Ocak Pazar günü Arka Güverte’nin Genel toplantısına katılarak AdaMutfak Çalışma Grubumuzda görev alabilirsiniz.
Toplantıya gelme imkânınız olmazsa seyirdefteri@arkaguverte.org ya da filizhalki@gmail.com adreslerinden ya da Arka Güverte’nin facebook sayfasından bizimle bağlantıya geçebilirsiniz.
13 Ocak 2013 Pazar günü saat 15:00’te Heybeliada Gencay Cafe’de buluşmak üzere…
* * *
TARİH VE KÜLTÜR GEZİLERİ
Kolaylaştırıcı: Abdullah Onay (apoonay@gmail.com)
Tarih ve Kültür Gezileri başlığıyla gerçekleştirmeye başladığımız Arka Güverte Gezi Programı’yla amaçladığımız yaşadığımız yerin tarihini, kültürünü daha iyi tanıyabilmekti. Konusunu iyi bilen ya da dönemin canlı tanıklarıyla gerçekleştirmeye çalıştığımız bu geziler, geçmiş ile bugün arasında bağ kurabilmemiz açısından önemliydi bizim için.
GERÇEKLEŞTİRDİĞİMİZ GEZİLER
Orhan Türker rehberliğinde 28 Temmuz 2012 tarihinde gerçekleştirdiğimiz ilk gezide Aya Nikola Kilisesi ve Heybeliada Ruhban Okulu’nu kalabalık bir grupla gezdik. Adamızın önemli dini mekânlarından kilise ve Ruhban Okulu’nun tarihini rehberimizden dinledik.
1960-80 arası Lozan Zaferi Caddesi’nin mahalle yaşamı: 8 Eylül 2012’de gerçekleştirdiğimiz bu gezide. Heybeliadalı Hüseyin Eti, H. Cevad Özdil ve F. Safvet Özdil çocukluklarından itibaren Lozan Zaferi Mahallesi’ndeki kişisel hayatlarını anlatırlarken, dönemin sosyal-ekonomik hayatını anlamamızı sağladılar. Geziye katılan bizler canlı tanıkların o içten anlatımlarıyla adeta o günlere geri döndük.
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı sınırları içinde kalması nedeniyle özel izinle gezilen Aya Yorgi (Saint George) Manastırı ve Kilisesi ile Arsenios Manastırı ve Aya Spridon Kilisesi’ni (Terk-i Dünya) gezdiğimiz bu gezide rehberimiz yine Orhan Türker’di. 13 Ekim 2012.
YAPMAYI DÜŞÜNDÜĞÜMÜZ GEZİLER
1970’li yıllar Heybeliada Gençlik Kültürü– Gündelik hayat, mekânlar, eğlence kültürü
Haluk Önal rehberliğinde yapmayı planladığımız bu gezide, “yaşlı” halleriyle tanıdığımız ama ruhları hâlâ genç olan bir kuşağın 70’li yıllarda Heybeliada yaşantılarını tanımaya çalışacağız. Haluk Önal, o devrin, bugün değişim geçirmiş ya da yitip gitmiş mekânlarına bizleri götürüp, o günleri anlatacak.
Heybeliada’dan Edebiyatçılar Geçti
Yine planlarımız arasında yer alan bu gezide, amaç Ada’da geçmişte yaşamış çok sayıda edebiyatçının Ada’daki izlerini takip etmek. Bunu gerek edebiyatçıların yaşadıkları yerleri gezerek, gerek yine bugün Ada’da yaşamakta olan edebiyatçıların anlatımıyla bu yazarların yazdıklarında Ada bağlantılarını keşfedebilmek.
Hüseyin Rahmi Gürpınar, Ahmet Rasim, Zeyyat Selimoğlu, Nazım Hikmet, Aziz Nesin, Can Yücel, Kriton Dinçmen gibi Ada’da doğmuş, bir dönem yaşamış, okumuş edebiyatçılar yanında bir dönem Sanatoryum’da yatan Rıfat Ilgaz’ı da bu listeye ekleyebiliriz…
Ada ağaçlarının tarihi
Ada’nın ağaçları yalnızca ormandaki ağaçlardan ibaret değil, yolumuzun üstünde her gün önünden geçtiğimiz ya da evimizin önünde duran, yazın gölgesinde serinlediğimiz birçok ağaçla birlikte yaşıyoruz Ada’da.
Çoğumuz onların türlerini bile bilmiyoruz, üstelik bir de tarihleri var; zaman zaman bir vesileyle kesiliyorlar farkında bile olmuyoruz. Ada ağaçlarını iyi tanıyan birine ulaşabilirsek böyle bir gezi de yapabiliriz. Yine bu geziye orman ağaçları, Ada’nın ağaçlandırılma tarihi de dahil edilebilir.
Heybeliada Rum Kültürü
Heybeliada tarihinin önemli bir parçasını Rum kültürü oluşturuyor. Şu an parmakla sayılacak kadar azalmış olan Rum cemaati bir dönem Ada’nın kültürüne damgasını vurmuş. Onlarla birlikte zeytincilik, şarapçılık, vb. bir kültür de silinip gitmiş. Yine o dönemlerin çok canlı eğlence kültürü de. Eğer ikna edebilirsek cemaatin yaşlılarından biriyle birlikte o kültür tarihini gezerek öğrenebiliriz.
Sizin de yapmayı planladığımız bu gezilerle ilgili düşünceleriniz ya da Heybeliada’da yapılabilecek başka gezi fikirleriniz varsa, 13 Ocak Pazar günü Arka Güverte’nin Genel toplantısına katılarak Gezi Çalışma Grubumuzda görev alabilirsiniz.
Toplantıya gelme imkânınız olmazsa seyirdefteri@arkagüverte.org ya da apoonay@gmail.com adreslerinden ya da Arka Güverte’nin facebook sayfasından bizimle bağlantıya geçebilirsiniz.
13 Ocak 2013 Pazar günü, saat 15:00’te Heybeliada Gencay Cafe’de buluşmak üzere…
+
ADALAR POSTASI: Abdullah Onay: “Ada ağaçlarını iyi tanıyan birine ulaşabilirsek böyle bir gezi de yapabiliriz.” —> “Ada Ağaçlarının Tarihi”ne dair planlanan geziler için Faik Yaltırık, Asuman Efe, Adnan Uzun, İstanbul Adalarının Doğal ve Egzotik Bitkileri, İstanbul (1993). kitabının, İÜ Orman Fakültesi öğretim üyelerinden olan yazarlarıyla görüşülebilir. Peyzaj Teknikleri Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Adnan Uzun’a 0(212) 226 11 00 (12 hat)/25385 no’lu telefondan ulaşılabilir; Prof. Dr. Faik Yaltırık 1997 yılında yaş haddi nedeniyle emekli olmuş; Prof. Dr. Asuman Efe ise ne yazık ki 2010 yılında geçirdiği elim bir trafik kazası sonucu vefat etmiştir.
+
ADALAR POSTASI: “Ada Bahçeleri” konulu geziler düzenleyen
Gürsan Ergil’le de irtibata geçilebilir.
İletişim bilgileri şöyle:
http://www.gursanergil.com
i n f o @ g u r s a n e r g i l . c o m
https://www.facebook.com/gursan.ergil
Gürsan Ergil, Design Studio
www.gursanergil.com
+
ABDULLAH ONAY: “Arka Güverte Gezileri programında yer alan Heybeliada Deniz Lisesi (Bahriye Mektebi) gezisini programa eklemeyi unuttuk. Gezi programları içerisinde kesinleşmiş olduğundan belki de, onu da duyurmuş olalım.”
DEPLASMANLI 1. LİG MÜSABAKA SONUCU; Moda Spor Kulübü 4-13 Adalar Su Sporları Kulübü…
* * *
DEPLASMANLI 1.LİG MÜSABAKA SONUCU; Heybeliada Su Sporları Kulübü 7 – 10 ENKA Spor Kulübü…
From: AVNİ KURTULDU
Subject: kıyı yağması
Date: January 13, 2013 10:07:00 PM GMT+02:00
To: adalar.postasi.1@gmail.com
KIYI YAĞMASINA KILIF!
AKP iktidarı “Yapı Denetimi Hakkında Kanun”u değiştirerek meslek odalarının yetkilerini “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı”na devretmeye çalışıyor.
AKP Hükümeti on yıllık iktidarları boyunca kendilerine ciddi direnç gösteren meslek odalarını yetkilerini kısıtlayarak cezalandırmakta ve imar faaliyetlerini ilgili bakanlık üzerinden imar rantı faaliyetine dönüştürmek istemektedir.
AKP hazırladığı “Torba Yasa”yla TMMOB (Türkiye Mimar ve Mühendis Odaları Birliği) üyelerini sindirme ve pasifize etme peşindedir.
Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu, Kıyı Kanunu ve Yapı Denetim Kanunu’nda yapılacak değişikliklerle doğal alanlar, kıyı alanları, meralar, tarım alanları koruma kapsamından çıkarılacak ve talan yasal hale getirilecektir.
Kıyı kanununda yapılan değişiklikle kıyılarda on metreye kadar yapı yapılabilmesinin önü açılırken 1992 öncesi yapılmış yapılara da af getirilerek kıyılar yandaşların emrine sunulmaktadır.
AKP Yapı Denetimi Hakkında Kanun Taslağı’yla adeta “Kıyı Yağmasına Kılıf” hazırlamakta SİT alanlarını, kıyıları, ormanları yandaş rantiyecilere peşkeş çekmektedir.
Torba Yasa hayata geçmeden Büyükada bu olumsuzluklardan nasibini almakta. Seferoğlu’nu emsal gösteren Büyükada Nizam Mahallesi 126 ada 4 parsel malikleri kollarını sıvamış, yoldan kıyıya kadar olan ormanlık alana otel yapmak için harekete geçmiş bulunmaktadır.
Yaklaşık 4.500 metrekare büyüklüğünde ikinci derece kültür varlığı niteliğinde olan ve Kentsel SİT alanında Büyükada ön görünümünde yer alan bu emsalsiz parsel, maliki tarafından konut alanından TÜCCAR alanına pardon Ticaret alanına dönüştürülmek istenmektedir.
Kıyı yağmasına kılıf hazırlayanlara dur demek için TMMOB’yle kolkola AKP’yi kendi torbasına koyup ağzını sıkıca bağlamalıyız. Bunun yolu da 2014 yerel seçimlerinde tüm devrimci, ilerici, sol güçlerin işbirliğinden geçer.
Avni Kurtuldu
Twitter, 5.1.2013
Erhan Erdogan
@erhanerdogan
Değerli bir içerik. İstanbul ve Ankara’daki SİT alanları, anıtlar ve envanter dökümanları http://www.envanter.gov.tr/
kedi tarafından retweetlendi
* * *
şöyle bir bakalım hele…
)O(
aya yorgi’den çalınan ikonalar…
http://www.envanter.gov.tr/belge/index/galeri/27942?page=1&images=77948
DHA, 13.1.2013 19.16
M. Akif Erdem
/İSTANBUL (DHA)
Denizden kadın cesedi çıktı
Kınalıada’da Kumluk mevkiinde kıyıda bir kadın cesedi bulundu.
Kınalıada Kumluk mevkiinde kıyıda bir kadın cesedi gören vatandaşlar polise haber verdi. Olay yerine kısa süre içinde giden polis ekipleri cinayet büro ekiplerine ve olay yeri inceleme ekiplerine haber verdi. Cesedin olduğu yere gelen ekiplerin yaptığı incelemede 35 yaşlarında olduğu tahmin edilen kadının üzerinden kimlik çıkmadı. kadının cesedi yapılan incelemenin ardından savcının talimatıyla hastaneye kaldırıldı. Arazinin engebeli olması nedeniyle kadının cesedi itfaiye aracının üzerine konulup olay yerinden alındı. Ceset önce Kınalıada’daki caminin morguna konulup ardından otopsi yapılmak üzere Adli Tıp Kurumu morguna gönderildi. Cesedin cami morguna getirildiği sırada polisler cesedin itfaiye aracı üzerindeki görüntüsünün alınmasını engellemeye çalıştı. Ada sakinlerinden birisi “kıyıya bir kadın cesedi vurmuş, polisler olay yerine gitti. Nasıl olduğunu bizde bilmiyoruz” diye konuştu.
______________________________
______________________________
Son söz…
[Fotoğrafı FaceBook’ta “Yok Böyle Bir Şey!!”den paylaşan İzzet Salti]
Bir Cevap Yazın