ADALAR POSTASI-1634 (22.5.2007): ıssız bir ada Yassıada…
ISSIZ BİR ADA YASSIADA
Lord William Henry Bulwer-Lytton (13.2.1801-23.5.1872).
1837 yılında atandığı İngiltere’nin İstanbul Büyükelçiliği kâtipliğinde bulunurken 1838’de Balta Limanı Antlaşması’nı imzalayan Lord William Henry Bulwer-Lytton (13.2.1801-23.5.1872), Saint Petersburg, Madrid, Washington, Floransa’dan sonra tekrar Mayıs 1858’de İstanbul’a gönderilmiş ve 1865 yılı Ağustos ayına kadar sürdürdüğü İngiltere Büyükelçiliği sırasında Yassıada’yı görüp beğenerek Sultan Abdülmecid’in iradesiyle 1859 yılında satın almıştı. Lord William Henry Bulwer-Lytton evvela Ada’da kuyular kazdırmak suretiyle su buldurduktan sonra hummalı inşaat faaliyetlerini başlattı… Ada’nın tepesine bir malikâne, batı tarafında denize yakın bir yerde olasılıkla da Aziz Ignatius Manastırı’nın kalıntıları üzerine yüksek burçlu bir şato inşa ettirdi. Şatonun önüne bir iskele ve bir rıhtımdan ziyade tam bir liman yaptırıldı. Ortaçağ kalelerini andıran şatonun duvarları fresklerle tezyin edilmişti. Asma kütükleri diktirip bahçe de kurduran Lord Bulwer-Lytton, bahçıvanlardan mahsulü sorup duruyor, bir taraftan da devrin pek debdebeli davetlerini vererek misafirlerini ağırlıyordu.
Çok geçmeden neredeyse bütün servetini tüketen Lord William Henry Bulwer-Lytton Londra’da Times gazetesine verdiği ilanla Yassıada’yı satışa çıkarttı.
Lord William Henry Bulwer-Lytton (13.2.1801-23.5.1872).
Osmanlı Hükümeti için bu kabul edilebilir bir hareket değildi; kendisine lisan-ı münasiple Ada’yı bir Osmanlı vatandaşına satmasının söylenmesi akabinde rivayete göre Padişah’ın da iradesiyle Mısır Hıdivi İsmail Paşa (31.12.1830-2.3.1895), Yassıada’yı ve Bulwer’in şatolarını içindeki tüm eşyasıyla birlikte satın aldı.
Hıdiv İsmail Paşa (31.12.1830-2.3.1895).
Hıdiv İsmail Paşa, Yassıada’ya bir kez dahi ayak basmış mıydı? Meçhul! 6.6.1890’da Hıdiv’in diğer gayrimenkulleriyle birlikte vergiden muaf tutulan Yassıada’ya, 3 Eylül 1893 günü alınan bir kararla Bimarhane’de Kolera’ya benzer bir hastalık zuhuru münasebetiyle hastalığa tutulan adamlar ve onlara bakacak olanlar gönderildi… İki Rum bekçi binaları korumakta, bir başka aile ise küçük bir bostanı işlemekteydi.
Yorgo L. Zarifi anlatıyor: “Babam deniz gezintilerini çok severdi. çocukluğumuzda, bir sefer bizi büyük bir kayıkla Plati’ye götürdü. Daha sonra da buharlı tekneyle oraya tekrar gittik. Ada’nın manzarası çok güzeldi ve tarihi kalelerini keşfetmek bizleri çok eğlendiriyordu. Tüm mobilyalar satılmamıştı ve şatoların içi sanki hâlâ biri oturuyormuş gibi görünüyordu. Fakat en çok ilgimi çeken şey göstermelik kütüphanelerdi… Salonların çıplak duvarlarını süslemek için sahte kitaplarla dolu sahte raflar koydurmayı akıl etmişti. “Sahte” diyorum çünkü “raf” yerine sadece duvara çivilenmiş ahşaptan ince çıtalar ve kitap yerineyse sadece kitapların sırtları vardı. Bu sırtlara en inanılmaz kitap isimleri basılmıştı: Bir Toplu İğne’nin Hikâyesi (8 cilt) ve Bir Fare’nin Anıları (14 cilt) gibi. Ancak 1894 yılındaki büyük deprem bu binaları oturulamayacak hale soktu. Zaman bu binaları daha da çok mahvetti; bugün yıkıntıdan başka hiçbir şey kalmamıştır.
Hıdiv İsmail Paşa mülkiyetinden çıkmaklığı tam bir muamma olmakla birlikte 1948’de kamulaştırılan Yassıada cebri icra yoluyla Maliye Hazinesi’ne ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na devredildi. Komutanlık kuzey iskele yanındaki, günümüzde de duran Bulwer’in şato tipi yuvarlak planlı köşkünü muhafaza ederek, subay ve erler için yüksek katlı lojmanlar, spor sahası, tesisler, buz deposu, yemekhane, silahhane gibi bir çok yeni bina yaptırdı. Bahriye motorları erzak ve su taşıyordu.
1960 İhtilali’nde, DP ileri gelenleri burada hapsedilerek, spor salonunda muhakemeleri yapılmış; hakim ve savcılar kaldıkları Heybeliada Panorama Oteli’nden buraya helikopterle gidip gelmişlerdi. Bahriye de burayı boşaltınca Yassıada yeniden ıssız günlerine döndü. Ardından İstanbul Üniversitesi Su Ürünleri Enstitüsü için uygun bir çalışma yeri olarak görüldüğünden enstitü buraya taşındı. Günde iki defa şehir hatları vapurları, hoca ve talebeleri getirip götürüyordu. Ancak uzaklık, gerekli ihtiyaçların karşılanmasını zorlaştırdığı için Su Ürünleri Enstitüsü de Ada’yı boşalttığından nicedir ıssız bir ada Yassıada…
)O(
Yasıada’nın tarihçesi için ayrıca bakınız…
ADALAR POSTASI-2795 (2.5.2016): “Sanki Sir Henri Bulver’in ruhu hâlâ oranın hâkimi imiş gibi…” [E.B., “Hayırsız Adalar”, Yedigün 70 (11.7.1934)6, 25.]
ADALAR POSTASI-2797 (7.5.2016): Yassıada’da hay ve huy âleminden uzak, Robenson hayatı yaşamış olan Heybeliadalı Vasil’in hali… [Mehmet Ali Kâğıtçı, “Yassı Ada”, Yeni Tarih Dünyası 2 (? 1953)471-472.]
derken
acılı yassıada yahnisi tarifi…
Her nasılsa YASSIADA ve SİVRİADA, TC Kültür ve Turizm Bakanlığı Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları Yüksek Kurulu’nun, 31.4.1984 gün ve 234 sayılı kararıyla Doğal ve Kentsel SİT alanı bütünü olarak tescillediği Marmara Takım Adaları’nın (Büyükada, Heybeliada, Burgazadası, Kınalıada, Sedefadası) dışında bırakılmıştı.
YASSIADA, Gayrimenkul Eski Eserler Anıtlar Yüksek Kurulu’nun, 10.11.1979 gün ve 11572 sayılı kararıyla korunması gerekli Doğal ve Tarihi Alan olmasına;
İstanbul V Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun, 05.04.2006 gün 61 sayılı kararıyla da Tarihi SİT tescil kaydının devamına ve Doğal SİT derecesinin de I. olarak belirlenmesine;
V Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun, 28.02.2011 gün 3110 sayılı kararıyla da ayrıca III. derece Arkeolojik SİT alanı ilan edilmiş olmasına rağmen;
TC Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul V Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun, 16.11.2012 gün ve 819 sayılı kararıyla Tarihi SİT Alanı’ndan çıkarılmıştır!
Ayrıca T.C. İstanbul Adalar İlçesi Kaymakamlığı’nın, 9.1.2013-24.1.2013 tarihleri arasında askıya çıkartmış olduğu üzre:
Yassıada’nın Doğal SİT derecesi durumuna dair 19.7.2012 tarih ve 28358 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Korunan Alanların Tespit, Tescil ve Onayına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Yönetmelik”te yer alan “Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı” olarak belirlenmesinin uygun olduğuna dair İstanbul 1. Bölge Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu’nun 10.12.2012 tarih ve 4438 sayılı Olur’larıyla, 644 sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname 13/A maddesi 2 bendi uyarınca onanmışmış.
Yani YASSIADA YAHNİSİ tarifi kısaca şöyle:
2011 yılının Haziran ayında Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen Türkiye Hazır Hedef 2023 adlı toplantıda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 3 “müthiş” procesinden biri olan Adalar Procesi kapsamında, Yassıada ve Sivriada’da kongre merkezleri, oteller, yat limanları kurulacağını belirterek Yassıada’da idam edilen Menderes, Polatkan ve Zorlu’nun eşyalarının sergileneceği müze oluşturulacağını kaydetmişti.
Çok geçmeden dönemin “Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, beraberinde İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve Adalar Belediye Başkanı Mustafa Farsakoğlu ile Sivriada ve Yassıada üzerinde helikopterle incelemelerde bulunduktan sonra tekneyle Yassıada’ya” gittiği vakit Yassıada’nın müze olmasıyla ilgili olarak, “Bir anlamda bir demokrasi müzesi yapacağız. Ama bundan ibaret olmayacak, çevrede çeşitli kültür etkinlikleri yapılacak bir alan, belki küçük bir konaklama tesisi, sergi salonları, toplantı salonları gibi başka alanlar gibi düzenlemeler de yapacağız,” demişti ya… “Yassıada Müze Olacak”, Cumhuriyet, 26.7.2011.
İşte bu minval ferman-ı-i âliyle
Yassıada Tarihi SİT statüsünden çıkartılmış; Doğal SİT statüsü de icat olunan “Korunan Alanların Tespit, Tescil ve Onayına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Yönetmelik”te yer alan “Sürdürülebilir (!?) ve Kontrollü (!?) Kullanım Alanı”yla SİTtirilmiş! Hiç şüphesiz ki Arkeolojik SİT’i de çok geçmeden nasılsa halledeceklerdir bi şekilde!
Aha da işte!
RTE (1.2.2013): “Yassıada’da oteller, toplantı salonları, müze olacak.” —> http://www.haberturk.com/gundem/haber/816570-tsk-teror-orgutu-degildir
[…] Yassıada’yı biz Sivriada’yla beraber Özgürlük ve Demokrasi Adası yapacağız. Özel toplantılar orada yapılacak. Bir anlamda kongre adaları olacak. Otelleri olacak. Sivriada’ya biz Sidney’deki gibi bir simge salon olacak, geçişler olacak. Yassıada’da oteller, toplantı salonları, müze olacak. […] Bizim başarımızda kaynak bulmak vardır. Yap işlet devret anlayışı bizim döneme kadar neredeyse yoktu. Biz bunu yaygınlaştırdık. Burada da onu yapacağız. Artık burası bir yaslı ada olmayacak. Özgürlük ve Demokrasi Adası olarak dünyada bir iz bırakacak. Orada kumara karşıyım. Kumar bu toplumu ifsad eden bir şeydir. Bizim toplumumuza kumarhane falan girmesin. Bizden önce kumarhane vardı ne oldu Türkiye batıyordu. […]
Velhasılı YASSIADA ile SİVRİADA da
“ADALAR’da RANT-TURİZM” suyuna tirit!
Zehir zıkkım olsun emi!
)O(
Bir Cevap Yazın