ADALAR’DA SÜRDÜRÜLEBİLİR ULAŞIM (MIŞ)
f: “Büyüktur…”, Büyükada (2.7.2010). )O(
Not: Bu yazı Adalar Kent Konseyi toplantısına gitmeden ve orada ne konuşulduğu bilinmeden kaleme alınmıştır. Tamamen bireysel tahminlerimi içermektedir.
Adalar Kent Konseyi’nin bir etkinliği vardı iki gün önce. “Sürdürülebilir Ulaşım Halk Toplantısı” ISO modası çıktığından beri pek kullanılır oldu bu ‘sürdürülebilir’ sıfatı. Yerli yersiz kullanılıyor işte. “Sürdürülebilir Ulaşım” sürdürülemez ulaşım nasıl bir şey acaba? Yolda kalmak olabilir mi? Ya da ne bileyim birilerinin başkalarını sırtında taşıması olabilir mi mesela?
Elbette bunlar değil kastettikleri biliyorum. Ama toplantıya gitmeden ne yapmak istediklerini de biliyorum. Faytonlar karalanacak yine. Yasal olarak sadece engellilerin kullanma izni olmasına karşın ilkokul çağındaki çocukların bile altında olan elektrikli araçların meşrulaşabilmesi için zemin yaratılmaya çalışılacak. Sürdürülemez ifadesi faytonların simgesi oldu yani.
Efendim hayvanlara eziyet ediliyormuş, faytoncular müşteriye kaba davranıyormuş, kıyafetleri kirli, faytonlar bakımsızmış.
Eee
Ne yaptınız bu aksaklıkları düzeltmek için?
Bakkal çırağı olmak için sertifikanın gerekli olduğu bir ülkede fayton kullanma ehliyeti var mı sürücülerin?
Eğitim verdiniz mi bu adamlara?
At bakımı, trafik kuralları, Adalar’ın tarihçesi, iletişim becerileri vb.
Bütün bunlardan bihaber Doğulu delikanlı, Ada’ya geldiğinin üçüncü gününde çıkarsa faytonun üzerine yaşanır elbette bunlar.
Fayton sayısını kısıtladınız güzel. Peki bu kısıtlamanın bir rant, bir ticaret alanı olmasını engelleyebildiniz mi? Yoksa fayton plakaları kiraya mı veriliyor hiç de küçük olmayan paralar karşılığında.
İşi bilen mi yapıyor yoksa parayı veren mi? Ne kadar araştırdınız?
Faytonlara koşulan atların hijyen koşullarını sağlamak için ne gibi yaptırımlar uyguluyorsunuz?
Atların hangi sıklıkta veteriner hekim denetimine girdiğini kontrol edebiliyor musunuz?
Efendim atlar doğada özgür yaşama bırakılmalı imişler.
Bırakın, bırakın da her birinin peşine de bir manga koruma takın. Aksi takdirde topunu birden üç günde telef eder Ada’nın köpekleri.
Sizler de eserinizle övünürsünüz.
Aslında niyet belli.
Akülü araçlara yasal zemin hazırlamak. Sonrası Allah kerim.
Bir de Adalar imara açılıncaaaa
Gelsin yol ve yapı inşaatları ve ardından motorlu araç trafiği.
Yandaş da belli.
Yeterince araştırmadan konuya sazan gibi atlayan hayvansever (!) dernekler ve entelektüel olmayı beceremeyip entel kalmışlar.
Adalar bunlarla dolu.
Kolunu sallasan birine çarparsın yolda yürürken. Hayatlarında bir tek kitabı baştan sona okumamış bu insanlardan bol nutuk da dinlersin çay bahçelerinde.
Taraftar hazır yani. Bir de CNN gibi bir kanal bulup konu ile ilgili program yayınlatmayı başarabilirsen
Eh daha iyisi Şam’da kayısı.
Başarırsın faytonları kaldırmayı. Bugün olmazsa yarın. Bir meslek tarihe karışmış lojistiği ile birlikte binlerce insan işsiz kalmış, bir tarih, bir simge yok olmuş. Kimin umurunda.
Bu eylemle birlikte yürür Adalar’ın imara açılma süreci. Önce yeşil yok olur ardından artan nüfusun sürdürülebilir (!) ulaşım gereksinimi için önce kontrollü ardından kontrolsüz motorlu araç trafiği gelir gündeme. Süreç bir feribot iskelesi ile tamamlanır mesela.
Yaşasın inşaat ve otomotiv tekelleri
Kahrolsun yeşil, kahrolsun doğal ortam.
Yakışır.
* * *
ADALAR POSTASI 
Bir Cevap Yazın