Gönderen: adalarpostasi | 10 Nisan 2017

Adalar’da “Büyük Mimoza Katliamı”nı durdurmak için…

Adalar’da “Büyük Mimoza Katliamı”nı durdurmak için…

Mimoza / Gümüş Yapraklı Gerçek Akasya / Acacia dealtaba / Silver wattle

Evveli gün sevgili komşularımız Kent’lerden, 25 sene evvel dikip de sevgiyle büyüttükleri mimoza ağaçlarının bu sene de bahçelerine giren kimi yağmacılar tarafından haraç mezat satılmak üzere bir kez daha hunharca dallarının kırılmış olduğuna dair feryat gelince içimiz acıyıp yüreğimiz sızlamakla seneler senesi bu hususta sayısız defa yazılıp çizilmesine aldırmaksızın üç maymunu oynamakta ısrar eden ilgisiz ilgililerin umurlarında dahi olmayıp bir nebze olsun önlem almaksızın bu doğa katliamına seyirci kalarak âdeta suça ortak oluşlarına isyanla…

ADALAR POSTASI arşivinden Adalar’da “Büyük Mimoza Katliamı“na dair  11 senelik bir seçkiyle yılmaksızın feryat figanla gereğini gereği gibi yapmaları gereğini bir kez daha hatırlatıyoruz ilgisiz ilgililere…

Büyükada çamlıklarında, 10.4.2017.

Ayrıca ve önemle Akdeniz iklimi ve bitki örtüsünün kuzey sınırında yer alan Adalar’ın —bildiğimiz kadarıyla— en az yüzyılı aşkın süredir doğal bitki örtüsü ve peyzajının temel unsuru olan Kızılçamlar (Pinus buritia)[*] yerine misal Burgazadası’nda 6.10.2003 tarihinde vuku bulan yangın ertesi söz konusu orman alanının toprağının sürülmesi suretiyle Kızılçam ormanın kendiliğinden hayata dönmesine mani olunarak Kızılçam yerine yaprak döken ağaçların dikildiği yetmezmiş gibi şimdilerde de siyasi propagandaya alet edilen dostlar alışverişte görsün neviinden kimi göstermelik çevrecilik harekâtıyla aslen Adalar değil de Boğaziçi peyzajının bir unsuru olan —üstelik de Adalar’daki sığ toprağın aksine derine giden kuvvetli kazık kök ihtiyacında olmakla, sığ köklenme halinde fırtınada devrilmesi olası— Fıstıkçamları (Pinus pinea) dikileceği yerde Adalar’da hali hazırda Doğal SİT Alanı’na konu doğal bitki örtüsünün gereği gibi korunması gereğiyle, doğal yaşam zincirinde yer almayan halkaların eklenmesinin Adalar doğasında nelere mal olabileceğinin endişesiyle… Unutmadan son zamanlarda türedi bu halkalardan biri de Adalar’da motorlu araç yasağına rağmen müziğin sesini sonuna değin açan sarhoş sürücüleri kumandasında çamlıklarda gazlayan golf arabası, scooter, motosiklet neviinden motorlu araçlar…! 

1925 yılında Büyükada’da doğan ressam Tiraje Dikmen (Büyükada, 21.9.1925- İstanbul, 1.9.2014) kelimenin tam anlamıyla “sıradışı” bir yaratıcı olarak Paris ve İstanbul arasında şekillendirdiği sanat ve yaşam modeliyle ayrıcalıklı bir konuma sahip olmakla Ada Dostları Derneği’nin de kurucularından olup gerçek bir Ada sevdalısı olarak Adalar’ın Kentsel ve Doğal SİT Alanı bütünü olarak tesciliyle korunmasında nice emeği yanı sıra bu ve benzer hususları yüreğinin taa derininde hissederek muazzam görgü ve bilgi donanımıyla yılmaksızın mücadele ederdi. Tiraje Hanım’ın babası ise Baytar Mektebi âlisi müderrislerinden, Baytar Umum Müdürlerinden, Türkiye’nin ilk mikrobiyoloji uzmanlarından, Büyükada Yat Kulübü murahhas âzası sonradan Büyükada Anadolu Kulübü müdürlerinden Veteriner Hekim Cafer Fahri Dikmen (1876-1962) de 1916 yılında kurulan Ada Çamlarını Muhafaza ve Teksir Cemiyeti kurucu âzalarından ve kelimenin tam manasıyla cansiperane çalışan faal üyelerindendi. Bu konudaki çalışmalarına dair Salahaddin Güngör, “Büyükada’nın Talihsiz Çamları (Hastalıkla ve Haşaratla 1916’da Başlayan Mücadelenin Hazin Tarihçesi)”, Cumhuriyet Gazetesi, 30.4.1943. künyeli yazıyı okumanız tavsiyesiyle…

Ah… Sevgili Tiraje Hanım ne denli anıyor ve de arıyorum sizi, —dün gece sanal âlemde tesadüfle izlediğimiz ressam Paul Cézanne (1839-1906) ile yazar Émile Zola’nın (1840-1902) yakın dostluklarını konu alan Cézanne et Moi (2016) filminde— vaktiyle Ada çamlıklarına dair sohbetlerimizde Fransa’nın güneydoğusundaki Provence bölgesinin İstanbul Adaları ve çamlıklarını ziyadesiyle andırdığından bahsederdiniz. Filmde Paul Cézanne’ın resim çalışmalarını yapmak üzere inzivaya çekildiği Aix en Provence’da mavisiyle yeşiliyle, kızıl toprağıyla Kızılçamlar’ın arasındaki ışık oyunlarının dahi hakikaten de Adalar’ı ne denli andırmakta olduğunu görünce —sahi ya Aix-en-Provence’lıların aklına gelmiyor mu ki Kızılçam ormanları yerine şöyle yaprak döken ağaçlarla Fıstıkçamı felan dikmek misali böylesi cin fikirler…?! Eeeyyyy…! Provence’lılar…!
)O(

*  Faik Yaltırık, Asuman Efe, Adnan Uzun, İstanbul Adaları’nın Doğal ve Ekzotik Bitkileri, İstanbul (1993)8-9:

[…] Adalar’da yerleşim dışındaki bitki örtüsü incelendiğinde, Adalar’ın iğne yapraklı orman (Pinus brutia Ten.), Maki ve Garig formasyonundan oluştuğu görülmektedir.

Adalar’da orman kuran tek ağaç türü olan Kızılçam’larla ilgili kısa bir bilgi vermek yararlı olacak kanısındayız.

Kızılçam sahil kesimlerinde 15-20m boylanan, kalın dallı bir ağaçtır, gövdeleri de çok kere düzgün değildir. Ancak rakım yükseldikçe, ağaçlarda gövdelerin düzgünleşmeye, boyların artmaya başladığı, tepelerin sivrileştiği ve dalların inceldiği görülür. 12-18cm uzunluğunda, sert ve koyu yeşil renkli iğne yaprakları, 6-11cm uzunluğunda topaç şeklinde kozalakları vardır. Kozalak sapsız ve çok kısa sapla sürgüne dik ve yan şekilde oturur. Olgun kozalak parlak kırmızımtrak-kahve rengindedir.

Genel coğrafi yayılış alanı Akdeniz ve Karadeniz kıyılarıdır. Fakat asıl geniş yayılışını doğu Akdeniz ülkelerinde yapar. Filistin, Ürdün, Suriye, Irak, Lübnan, Kıbrıs, Türkiye, Yunanistan ve İtalya’da görülür. En geniş yayılışını ülkemizde yapar. Marmara, Ege ve Akdeniz bölgelerinde çok geniş ormanlar kurar.

Adalar’da Kızılçam’ın Türkiye’deki doğal yayılış sahası içerisinde kuzey sınırında yer alması, oldukça sığ topraklar üzerinde yetişmiş olması ve yüzyıllar boyu insan etkisi altında kalması, eğri büğrü, fazla boylanmayan gövdeli fertlerin oluşmasına neden olmuştur. Ayrıca Çamkese böceği (Thaumetpoea pityocampa) Çam ibrelerini yiyerek, çap artımını olumsuz olarak etkilemekte, ağaçlara büyük zararlar vermektedir. Gerçi Adalar’da Kızılçam’ın bu özellikte oluşu, kereste üretimi açısındn olumsuz ve değersiz olmakla birlikte, park, peyzaj bakımından tepenin geniş. gövdenin eğri büğrü oluşu Adalar’a ayrı bir güzellik ve değer kazandırmaktadır.

Kızılçam’ın Adalar’da doğal olup olmadığı uzun yıllardan beri bilim adamları arasında bir tartışma konusu olmuştur. Oysa ki, Adalar’da Kızılçamlar’ın doğal olabileceği konusundaki en önemli kanıt Kızılçam’a eşlik eden diğer doğal bitki türlerinin genel olarak Akdeniz iklimine özgü türler olması ve Akdeniz yöresinde de Kızılçam’la birlikte görülmesidir. Öte yandan ülkemizde Cumhuriyet öncesi ve sonrası ağaçlandırmaları içinde Adalar’ın ekim ve dikimle ağaçlandırılmasına ilişkin bir belgeye rastlanmamaktadır. Ayrıca, Ada Kızılçamları’nın bugünkü kompozisyonu bu ormanın dikimle değil, ancak doğal yolla oluştuğunu gösterir niteliktedir. (M. Boydak, İstanbul Adaları’nın Ağaçlandırılmasında Amaç, Tür Seçimi ve Ağaçlandırma Tekniği Yönleriyle Planlama Esasları, İÜ Orman Fakültesi Dergisi, seri B, cilt 34, sayı 4, s. 24-25.) […]


Eva Kent, “Princess Island” Büyükada albümüne 4 yeni fotoğraf ekledi.

 

@evamaria.ist: içim ağlıyor 😭😭😭😭😭 Mimoza ağacımızı katlettiler – her sene Ada’da aynı cinayet – neden belediye bir şey yapmıyor #mimosacinayet #adamimosaları #mimosa

ADALAR POSTASI arşivinden
Adalar’da “Büyük Mimoza Katliamı“na dair
11 senelik bir seçki…


Adalar’daki mimoza katliamı inanılmaz boyutta!

Haldun Uraz‏ @haldunuraz (11 Mart 2017-09:58): Adalar’daki mimoza katliamı inanılmaz boyutta. Bilinçsizce çıkar için kesiliyorlar. @adalarbld @ADALARPOSTASI @herkesicinCHP #ağaçkatliamı

 


Adalar Postası, 25.2.2016

Salih Bolat —> Adalar Postası
23.2.2016 / 11:55

Değerli Ada sevdalıları,
Şu günlerde Adalar’da tam bir mimoza katliamı yaşanmaktadır. Fotoğraftaki kişi, dört büyük kolide dalından kırılmış yüzlerce mimozayı vapurda beş liraya satıyor. Bunu önlemenin bir yolu olmalı!


ADALAR POSTASI-2383/1-2 (7.3.2010): “yasak yasak mı ki mimoza dalları kırılıp haraç mezat satılmakta…”
___________________________________

1- İrini Noti: “Bu tabiat koruma derneği adamızdaki güzellikleri neden koruyamıyor? Bütün mimoza ağaçları bu mevsimde saldırıya uğruyorlar. Çiçekleri İstanbul’a çuvalarla alıp götürüyorlar…”

2- Emine Çiğdem Tugay: “Yasak yasak mı ki mimoza dalları kırılıp haraç mezat satılmakta… ADALAR POSTASI’nın arşivinden seçki… Zakkum tadında bir demet mimoza haberi… Mimoza ağaçlarını kıranlar, elleriniz kırılsın emi!”

___________________________________

Kimden: İRİNİ NOTİ
Kime: adalar.postasi@gmail.com
Tarih: 7 Mart 2010 1:41
Konu: RE: istanbul adaları kültür ve tabiat varlıklarını koruma derneği’nin, motorlaşmaya karşı yapmış olduğu mücadeleyle ilgili…

Sevgili Adalı arkadaşlarım,
Bu tabiat koruma derneği adamızdaki güzellikleri neden koruyamıyor? Bütün mimoza ağaçları bu mevsimde saldırıya uğruyorlar. Çiçekleri İstanbul’a çuvalarla alıp götürüyorlar. İskele başında kimseden rahatsız olmadan BİZİM çiçekleri satıyorlar.
Bir ay sonra, aynı şey leylakların başına gelecek.
Ve bir kaç sene sonra, Ada çiçeksiz kalacak.
Bu adada polis, zabıta, orman şefliği, belediye, kaymakamlık, Ada’nın tabiatını seven Adalı yok mu? Bu Allah’ın verdiği güzelliğe, neden sahip çıkamıyoruz? HEPİMİZ sorumluyuz. Her Adalı, yenisi, eskisi, Adayı korumalı!
HELP, VOİTHIA, İMDAT

___________________________________

YASAK YASAK MI
Kİ MİMOZA DALLARI KIRILIP
HARAÇ MEZAT SATILMAKTA…

Adalar Kaymakamlığı, “Adalar’daki mimoza ağaçlarından çiçekli dal kesimi ve ada dışına çıkarılmasını” yasaklamamış mıydı?
ADALAR POSTASI’nın arşivinden bir seçkiyle…
Zakkum tadında bir demet mimoza haberi…
Mimoza ağaçlarını kıranlar, elleriniz kırılsın emi!
)O(

ADALAR POSTASI (5.3.2006): Arif Çağlar’dan mektup var!

[…]

Kimden: ARİF ÇAĞLAR
Kime: adalar.postasi@gmail.com
Tarih: 05 Mar 2006 13:19
Konu: FW: ADALAR POSTASI: Adalar Orman İşletme Şefi Yüksel Özcan’dan mektup var!

Osman Hamdi Bey, Mimozalı Kadın, 1906.

Budapeşte, 5 Mart 2006

Sevgili Adalılar,

[…]

Bir de mimozalar var
Hazır mevsimi gelmişken şunu da hatırlatmadan geçmeyelim: mevsim mimoza mevsimi ya da bizim Adalar’da yaşadığımız şekliyle “Büyük Mimoza Katliamı Mevsimi”. Ağacları yıpratmadan iki üç küçük dal mimoza alıp gidene söyleyecek sözümüz yok, bir doğa güzelliğini kucağına alıp güzelliğini artırmak isteyenler için güzellikler onun olsun. Ama adaların mimoza ağaçları ticaret için üretilen malzeme değildir. Örgütlu ve örgütsüz bir şekilde orman arazisi ve özel mülkiyete ait bahçelerde mimoza dalları, hayır sadece dalları değil ağaçların tümü kırılıyor, herkesin gözü önünde iskelelere, oradan vapur ve motorlara taşınıyor ve satılıyor. En büyük nakliye adadan kalkan ilk vapura mimoza dolu at arabaları yanaştırılarak yapılıyor, herkesin gözü önünde. Her yıl tekrarlanan bu Büyük Mimoza Katliamı’nı durdurmak için Adalar Kaymakamlığı, Adalar Emniyet Amirliği ve Adalar Belediyesi gerekli önlemi alırsa bu canhıraş felaket durdurulabilir. Bakalım bu mevsim ne olacak?

Arif Çağlar

[…]

ADALAR POSTASI-1359 (16.2.2007): yine kırıldı ah mimoza dalları… :(

[…]

Mimoza / Gümüş Yapraklı Gerçek Akasya / Acacia dealtaba / Silver wattle

yine kırıldı ah mimoza dalları… yine kırıldı ah mimoza dalları…
zaten hep kırıktı mimoza dalları… zaten hep kırıktı mimoza dalları…
acep ne olacak yarin halleri??? acep ne olacak yarin halleri???
)O(

[…]

ADALAR POSTASI-1442 (9.3.2007): duyduk duymadık demeyin… adalar’da mimoza yasağı!

[…]

Kimden: MİLENA MUNGİURU
Kime: ADALAR POSTASI
Tarih: 9 Mart 2007 12:38
Konu: Adalar’da mimoza yasağı

Sevgili Adalılar,

Bugünkü Hürriyet Cuma’da “Adalar’da mimoza yasağı” başlıklı yazıyı okudum.

Adalar Kaymakamlığı, Ada’daki mimoza ağaçlarından çiçekli dal kesimini ve ada dışına çıkarılmasını yasaklamış.

Motorlu araçları kontrol edilemeyen Adalar’da çiçekli dal kesimini kim kontrol edecek çok merak ediyorum doğrusu????

Almanya’dan selamlar,

Milena

haberler…

Ersin Kalkan, “Adalar’da Mimoza Yasağı”, Hürriyet- Cuma (9.3.2007).

Adalar’da mimoza yasağı

Adalar Kaymakamı Mevlut Kurban

İstanbul’da baharın müjdecisi mimozalar açtı. Dünyada 300’e yakın çeşidi olan mimozaların en güzel türlerinden biri Adalar’da yetişiyor. Ada mimozalarının, Ege ve Akdeniz’de yetişen diğer türlere oranla çiçek topları hem daha büyük, hem de kokulu.

Adaların yeşil alanları ve köşk bahçelerindeki mimozaların çiçek satıcıları tarafından izinsiz, ölçüsüz kesilmesi bu ağaç türünün geleceğini tehlikeye soktu. Adalar Kaymakamlığı, adadaki mimoza ağaçlarından çiçekli dal kesimini ve ada dışına çıkarılmasını yasakladı.

Adalar Kaymakamı Mevlüt Kurban, son yıllarda Adalar’daki mimoza ağaçlarının azalmasında en önemli etkenin korsan çiçekçiler olduğunu söyledi. “Çiçek açar açmaz korsan çiçekçiler tarafından hoyratça dalları kırılan ağaç küsüyor, bir yıl sonra çiçek açmıyor” diyen Kurban, Adalar’ın erguvandan sonra en önemli simgesi olan mimozaları korumak için kesimi yasaklamak zorunda kaldıklarını belirtti.

Adalar Kaymakamlığı önümüzdeki günlerde tüm adaların mimoza envanterini çıkaracak. Mimoza sayısı eski düzeyine ulaşana kadar yasak sürecek.

[…]

Mimoza / Gümüş Yapraklı Gerçek Akasya / Acacia deltaba / Silver wattle

Milena Mungiuru, Almanya’dan “Adalar’da mimoza yasağı” koyulduğu haberini bildiriyor ayrıca yasağın uygulamasını da merak ediyor!

Hakikaten de bir başına su cümlenin hal vaziyet beyanı dahi pek manidar!

Evvela ADALAR KAYMAKAMLIĞI’na, “Büyük Mimoza Katliami”nı durduracağını umduğumuz sözkonusu yasak için sevinçle teşekkürler… Ve dahi uygulamasında muvaffakiyetler… Yasağın kapsamı ve cezasını da duyuralım ADALAR POSTASI’ndan…

Bugüne kadar mimoza agaçlarının dallarının kırılarak Adalar’da, İstanbul’da alenen satılmasına dair herhangi bir yasak bulunmadığından sabah ilk vapura yanaşan at arabalarından çuval çuval yüklenirdi vapura mimozalar… Günün her saatinde iskele civarındaki satıcılar yanısıra vapurlarda da mimoza çuvallarına rastlamayanımız yoktur zaar… Hafızam beni yanıltmıyorsa eğer 3 sene evvel “23 Nisan Ada İstilası”na tesadüf eden mimoza mevsiminde, Büyükada İskelesi civarındaki tezgah ve çuvallardan yapılan mimoza ticareti utanç ve dehşet verici bir sahneye neden olmuştu vesselam… Bu sene evvela Nişantaşı’nda mukim bir arkadaşımdan aldım mimozaların açtığı haberini! Küresel ısınmayla pek erken açan Adalar’ın mimozaları, Nişantaşı’ndaki çiçekçilerin tezgahına inmişti demet demet… ve dahi malum ya sürü sepet…

Peki şimdi bu “yasak” mimoza katliamını nasıl durduracak? Evvela ilgili yasak ve uygulaması cümle âleme iyice bir duyurulacak! Hiç değilse iskeledeki polis memurları mimoza yüklü at arabalarının vapura yanaşmasına mani olacak, mimoza dallarını yüklenmiş zevatı uyaracak ve vapura mimoza çuvallarını sokmayacak! Ada sahillerine yanaşması olası teknelere bilmem nasıl bir gözetim uygulanacak? Haliyle hepimiz mimozaların gönüllü bekçisiyiz demektir bundan böyle…

Geçen gün Bostancı’da, tezgahındaki solmuş mimoza demetlerine “bunu dahi alıyorlar” diye hayretle bakıyordu satıcısı bile! Bu yıl yine kırıldı ah mimoza dalları,*zaten hep kırıktı mimoza dalları… (mimoza mevsimi geçmek uzere…) bakalım acep ne olacak yarın halleri?

2008 baharında Adalar’a mimoza kırmaya değil temaşaya gelinmesi dileğiyle…
)O(

ADALAR POSTASI-1443 (9.3.2007): mimozalar… yasaklar… umutlar…

[…]

Kimden: FATMA SAFVET ÖZDİL
Kime: ADALAR POSTASI
Tarih: 9 Mart 2007 7:21
Konu: Re: ADALAR POSTASI-1442: duyduk duymadık demeyin… adalar’da mimoza yasağı!

Mesajınızı okurken daha ne çok yasaklar çıkarabiliriz Adalar’a dair diye düşündüm. Ne kadar kolaycı ve yasakçı bir toplum olduk. Anlatmadan edemeyeceğim geçen yaz sonu ailecek katıldığımız Büyükada ekoturunda, çamlıklardan pet şişeleri toplarken ağabeyim ve yeğenlerimle de bu işin epey güldürüsünü yapmıştık. Ada’ya gelmeyi yasaklamalı, Ada’ya plastik şişe sokmayı yasaklamalı, su içmeyi yasaklamalı, plastik şişe üretmeyi yasaklamalı (nihayet olarak çok iyi olur tabi yasaklanması, ama ilk anda olası değil), hatta şişe kapaklarını mavi renkte üretmeyi yasaklamalı kahverengi ya da haki renkte olsun ki çamlıklarda görünmesinler gibi şeylerle, bir yandan iki büklüm yerlerde toplama yaparken bir yandan da gülüyorduk.

Maalesef olumsuz bir durum ortaya çıktığında ilk düşündüğümüz yasaklar, tabi böyle olunca da problemleri çözemiyoruz, tedbir ve eğitim gibi şeylerle hiç uğraşmıyoruz. Çünkü bu gibi şeyler kafa yormayı, düşünmeyi araştırmayı gerektirir. O nedenle her tarafı dikenli teller ve yasak tabelalarıyla donatıyoruz. Bu konuda da olduğu gibi. Dört adada her motor iskelesinde, her vapur iskelesinde ve her deniz otobüsü iskelesinde belediye görevlileri mimoza kontrolu yapacak ayrıca mimoza zabıtaları Adalar’ın sokaklarında tur atacak, boş evlerin bahçelerindeki ağaçlara da saldırı olabilir, mimozaları koparan insanlarla mimoza zabıtalarının kovalamacaları gibi. Mimoza mevsimi boyunca belediye mevsimlik mimoza görevlileri işe alacak; mevsimlik işçiler, eh belki kısmî olarak işsizliği çözeriz.

Adalar Belediyesi Park ve Bahçe Müdürlüğü, kendisi bizzat mimoza yetiştirerek hem Adalılar’ın, hem Ada’ya dışardan gelenlerin, hem de İstanbul’un diğer semtlerindeki çiçekçilere satmak üzere, mimoza sevenlerin taleplerine cevap vermeyi niçin düşünmez, yasaklamak yerine. Orman idaresiyle de işbirliği yaparak oluşturulacak böyle bir çözüm bir süre sonra Adalar Belediyesi’ne mevsimlik bir gelir de sağlamaz mı? Eminim ki bir para ödeyecek de olsa insanlar, ağaç dallarını kırmaktansa, sahilde, iskele yakınlarında Belediye’nin satacağı mimozaları almayı memnuniyetle tercih ederler.

Yasakların daha az olduğu günler dileğiyle…..

Fatma Safvet Özdil

 

26 Mart 2005’te Büyükada İskelesi’nde haraç mezat mimoza… :(

Mimoza’nın bir ‘çiçek’ değil ‘ağaç’ olduğunu anımsamalıyız sanırım evvela…

Ve sonra vazoda ömrünün pek az olduğunu, böylelikle mimoza mevsimi Adalar’da güzel bir turlamayla uzuuuuuun bir zaman mimozaları keyifle dalında temaşanın mümkün olduğunu… “mimozalar açtı haydi Adalar’a gidelim” denilirmiş evvel zemanda, bugün mimoza ağaçları yetişiyor Emirgân’da, Ulus’ta… İnsanoğlunun dizginlenemeyen tüketim hırsının bir sonucu olan küresel ısınmanın bugün mimozaların Boğaziçi’nde yaşamasına imkân verirken, çok geçmeden doğadan, yaşamdan neleri alacağını ve dahi almakta olduğunu bir düşünelim sonra… Her vazoya bir demet mimoza arzulamak yerine, gelin her bahçeye bir mimoza agacı dikelim şimdilerde… İşte o zaman günün birinde minik bir vazoya bir küçük mimoza koymaya hakkımız olur belki… Hal vaziyet bu minvaldeyken biçare yasakları yasaklamadan evvel yasak olsa da olmasa da farketmeyen bir diyarda aslen yasakları sevmesek de bu yasağı fırsat bilip mimozaların nesli tükenmeden ne olur herkese anlatalım bir güzel: mimoza vazoda size küser oysa dalında herkese gülümser… :)

Yasağa rağmen sınırsız tükenen bir âlemde ancak zaman içinde oluşturacağımız bilinçle yasaksız yaşanabilecek günlerin gelmesi dileğiyle…
)O(

[…]

 

ADALAR POSTASI-1445 (11.3.2007): bir (haber, yazı, film, bilmem ne, hurafe, mektup, fotoğraf)…

[…]

Büyükada Türkoğlu Sokağı’nda, Kadı Hüseyin Şevket Bey’in köşkünde mimoza sicilleri, 9 Mart 2007.

Bu harikulâde seyre o doğalgaz kutusu yakışıyor mu sizce? :(
Herhangi bir yerde olmadığımızı acep anlayabilecek miyiz günün birinde?
O zaman da korkarım ba’del harâb-il Basra derken bugün yapılmak istenilen Süleymaniye evleri misali zırva çözümler gelecek akıllara… Eyvah ki eyvah!
)O(

[…]

ADALAR POSTASI-1448 (12.3.2007): türlü…türlü…

[…]

Kimden: RIFKI KAHRAMANER
Kime: ADALAR POSTASI
Konu:
Tarih: 12 Mart 2007 3:32

Sevgili ADALAR POSTASI yaşatanları sizleri yürekten kutlar.
Özverili çalışmasından ötürü Çiğdem Tugay Hanım’a teşekkürlerimi sunarım.
Sevgili Arif, sağol varol.

Rıfkı Kahramaner


Kimden: BAHAR DERVİŞ
Kime: ADALAR POSTASI
Tarih: 12 Mart 2007 12:10
Konu: ADALAR POSTASI-1442: duyduk duymadık demeyin… adalar’da mimoza yasağı!

NİHAYET YASAK KONDU!
Mimoza ağaçlarının tepelerindeki çiçeklerine erişebilmek için gövdelerinden kesilerek devrildiklerine şahit olduğunuzda eminim siz de tezgâhlardan mimoza satın almazsınız! Destek vereceğinize ve uygulamaya yardımcı olacağınıza yürekten inanıyorum.

Bahar Derviş

[…]

ADALAR POSTASI-1453 (13.3.2007): bir haber… iki mektup…

[…]

Kimden: NEŞE KILDACI
Kime: ADALAR POSTASI
Tarih: 13 Mart 2007 5:51
Konu: mimozalar…

Sayın Talin Etyemez’in sözünü ettiği mimozalar olmasa da geçen hafta Cuma günü Kabataş iskelesinin önüne yeni yapılmış (nedense?) platformda bir adamın dört kucak dolusu mimoza sattığını gördüm ve içim cız etti. Hem de vapurdan çıkanlara doğru dönmüştü yüzünü. Ben sokağımda kesilen ağaçlarla ilgilendiğim için ne zaman gittiğini göremedim ama durum bu. Yapabileceğim bir şey varsa (bir yerlere telefon etmek ya da fotoğrafını çekmek gibi) haberim olsun. Kaldı ki tramvayın bittiği yerde bir MOBESE kamerası var ama ne işe yaradığını bilemiyorum. Olası kazaları gözlemek için herhalde.

Saygılar,

Neşe Kıldacı

[…]

ADALAR POSTASI-1576 (21.4.2007): leylak pırıltılarla bahçeler gölgelendi…

[…]

Kimden: HÜLYA BEHRAMOĞLU
Kime: adalar.postasi@gmail.com
Tarih: 21 Nisan 2007 1:49
Konu: leylaklar açmış, öyle mi?

Her bahar, mis kokulu gövde gösterisi vardır leylakların.

Mimozalar kadar hazin bir sona müstahak görülmeseler de, yine de kırık dal uçlarını görürüz biz onların.

Bahçemde açan o güzelim mor çiçekler, ben gidene kadar çoktan yolunmuştur.” Benim bahçem, benim çiçeklerim” dersiniz de, kimse duymaz.
Erikler de büyümeye başladı.
Fakat bahçenizi yağmalayan kişiler, sizin o kadar özenle ve sevgiyle büyüttüğünüz her şeyi , bir anda sizden bağımsız bir şekilde tüketmiştir çoktan.

Canım sıkılıyor ve yine canım, bu mevsim, Ada’daki evime gitmek istemiyor.

Yıkılmış, yağmalanmış ve kırılmış dal uçlarıyla Ada, beni çok hüzünlü karşılıyor.

Hülya İşbilir Behramoğlu

[…]

ADALAR POSTASI-1612 (8.5.2007): “mimoza’nın mevsimi geçti, seneye inşallah…”

[…]

Kime: AKGÜL BAYLAV
Kime: adalar.postasi@gmail.com
Konu: RE: ADALAR POSTASI-1608: bahar adasi…
Tarih: 8 Mayıs 2007 11:48

“Adalar’da mimoza kalmadı artık” demeyin, n’olur; “Mimoza’nın mevsimi geçti, seneye inşallah…” deyin…

Selam ve sevgiyle,

Akgül

“Mimoza’nın mevsimi geçti, seneye inşallah…” :)
Küresel ısınma nedeniyle evvelki senelere göre erkence mevsiminde yani Mart’ın 8’inde çekilmiş bir mimozalı köşk ekte…
Selâm ve sevgiyle…
)O(

Büyükada, 8.03.2007 11:24

[…]

ADALAR POSTASI-2149 (31.8.2008): bin dokuz yüz elli senesinin ‘adalar erkek güzeli’ne elveda…

[…]

Ayse Sarısayın (Yazar, Behçet Necatigil’in kızı): İki yıldır, daha çok yaz aylarında olmak üzere, Heybeliada’da yaşıyorum. Ada’ya gelmek, bir anlamda çocukluğuma dönmek oldu benim için. İlkokul sonlarına doğru, art arda üç yaz geçirdim Heybeliada’da. Büyük bahçeli, taş bir binanın küçük bir dairesiydi. O yıllarda, yaz aylarında da şimdiki kadar kalabalık olmuyordu Adalar, deniz kirlenmemişti henüz. O bahçenin bendeki izleri çok fazla, ilk kez ağaçtan meyve koparıp yediğim, taze cevizlerin kabuğuyla ellerimi boyadığım, yine ilk kez sokakta oynadığım, düşüp dizlerimi yaraladığım yer, Heybeliada. Yıllar içinde, herşey gibi Ada da değişmiş elbette, ama yine de beni sarıp sarmalayan bir şeyler bulabiliyorum burada. Bahar aylarında, âdeta çıldıran doğaya böylesine yakın olabilmek, sabahları mimozalara ya da begonvillere uyanmak, Ada’da sürekli yaşayanlarla nicedir özlemini çektiğim ilişkiler kurmaya calışmak, sonbaharla birlikte duyulan hüznü, yeni dostluklarla sevince dönüştürebilmek… Ada, öncelikle bunları sağlıyor bana. Tarihte Ada’ya gitmek, bir tür tutsaklık olarak görülmüş yıllarca. Ben ise şimdilik tam tersi duygulardayım, ada sonsuz bir özgürlük duygusu veriyor bana.

ADALAR POSTASI-2201 (12.12.2008): seni anca anladım müşerref hanım teyze…

[…]

Kimden: SELAH ÖZAKIN
Kime: adalar.postasi@gmail.com
Tarih: 11 Aralık 2008 9:21
Konu: ada sorgusu

ada sorgusu

ah ada

konuş aşk adına

duraksama

beter oluyorum sen susunca

beni kıvrandırma

bir yanın begonvil orkestra

bir mevsimin mimoza

hele akla ziyan veren bir yanın var ki

sorma

[…]

ADALAR POSTASI-2228 (21.1.2009): seferoğlu korusu seferi midir? anıtsal mor salkım iki bin on’a kurban (mı?) oldu!

[…]

Kimden: İmece Evi / İSMAİL YENİGÜN
Kime: adalar.postasi@gmail.com
Tarih: 21 Ocak 2009 9:12
Konu: [imeceevi] Vapur-Ada Potlacına davetlisiniz

[…]

Belki bizi erken açan mimozalar karşılayabilir :-)

[…]

ADALAR POSTASI-2248 (16.3.2009): yasak yasak mı?

[…]

yasak yasak mı?

Büyükada, 15.03.2009 15:58

Adalar Kaymakamlığı, Adalar’daki mimoza ağaçlarından çiçekli dal kesimi ve ada dışına çıkarılmasını yasaklamamış mıydı?
http://www.hurriyet.com.tr/cuma/6083357.asp?gid=67
yine kırıldı ah mimoza dalları… yine kırıldı ah mimoza dalları…
zaten hep kırıktı mimoza dalları… zaten hep kırıktı mimoza dalları…
)O(

[…]

ADALAR POSTASI-2286 (5.6.2009): bir adam ki! adalar’ın ümran ve imarı için…

[…]

Şemsi Arkan, “Adaların Sevdalısı”, Türkiye Gazetesi, 2.7.2009.

Adalar’ın sevdalısı

“Ana gibi yâr, Ada gibi diyar olmaz” sözcüklerinin mucidi Tanyolaç, Adalar’ın “nazlı çiçeği” mimozalar için de bakınız neler söyler:
“Mimoza, nadide bir çiçektir. Her toprakta büyümez. Her havayı solumaz. İspanyolca’da anlamı da ‘nazlı çiçek’tir zaten.”
Necmi Tanyolaç da bizim spor basınımızın mimozasıdır! Onun tek farkı, mimoza gibi nazlı olmamasıdir. Nadidedir, zariftir, saygıyla önünde düğme iliklenilecek, sevgiyle ellerinden öpülecek adamdır. […]

ADALAR POSTASI-2302 (16.8.2009): sevgili büyükadalılar, çamlıklarda çevre temizliğine davetlisiniz…

[…]

Cumhuriyet, 16.08.2009
SAĞNAK
Nilgün Cerrahoğlu

Büyükada’da “Hatıra ve Istırap”

[…] Birkaç adım ötede, bu kez Selim İleri nostaljisiyle aktarılan “ada yokuşlarının” esintisi —”Tepelere çıkan yokuşlarda mimoza, gülibrişim ağaçları, gürleşmis hatmiler garip bir hülya sağnağı yaratmıştı. Tümü de o hafif esintiye bırakmıştı sarı, soluk, pembe, beyaz ve mor çiçeklerini…” (Hayal ve Istırap)—; düşlerdeki anılarımızı uyarıyor […]


Bir Cevap Yazın

Please log in using one of these methods to post your comment:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

Kategoriler

%d blogcu bunu beğendi: