Gönderen: adalarpostasi | 12 Ocak 2020

İAKTVKD Adalar’da fayton yasaklama kararına karşı dava açtı

İAKTVKD Adalar’da fayton yasaklama kararına karşı dava açtı

İAKTVKD (İstanbul Adaları Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Derneği) İstanbul Valiliği’ne bağlı Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü Mahalli Çevre Kurulu’nun 20.12.2019 tarih ve 197 sayılı toplantısında alınan kararların iptali istemiyle, ihtiyati tedbir ve duruşma talepli olarak İstanbul İdare Mahkemesi’nde 10.01.2020 tarihiyle iptal davası açtı.

Tüzüğündeki amaçlarına gönderme yapılarak Derneğin davayı açmaktaki meşru menfaatinin ayrıca belirtildiği dava dilekçesinde iptal davasının gerekçesi olarak şu açıklamalara yer verildi:

1. 19.12.2019 tarihinde, İstanbul, Adalar İlçesi’nde, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, Doğa Koruma ve Milli Parklar Bölge Müdürlüğü, Tarım ve Orman İl Müdürlüğü, Orman Bölge Müdürlüğü, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Adalar Kaymakamlığı, Adalar İlçe Belediye Başkanlığı ve İl Sağlık Müdürlüğü’nden (Halk Sağlığı Başkanlığı) oluşan kurumların katılımıyla yapılan Mahalli Çevre Kurulu toplantısında ortaya çıkan görüşler değerlendirilmiş ve iptali talep edilen 20.12.2019 tarih ve 197 sayılı Karar (EK) ile atlarda tespit edilen ruam hastalığıyla ilgili bir takım hukuka aykırı kararlar alınmış olup işbu davamız ile anılan toplantıda alınan kararların iptali talep edilmektedir.

KARAR YETKİSİZ BİR İDARE TARAFINDAN ALINMIŞTIR

2. Öncelikle belirtmek isteriz ki iptali talep edilen Karar’ı ilan eden İdare Mahalli Çevre Kurulu’nun görev ve yetkileri, Yüksek Çevre Kurulu ve Mahalli Çevre Kurullarının Çalışma Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmelik’te belirlenmiş olup anılan Yönetmelik uyarınca çevre kurullarının tek başlarına hastalıklarla mücadeleye ilişkin karar alma/işlem yapma görev/yetkisi bulunmamaktadır. 3285 sayılı Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanunu’nun 4 üncü maddesine göre tespit olunan hastalıklardan birine rastlandığında, hastalıkla mücadeleye ilişkin tedbir/karar/işlem yetkisi kanunla Hayvan Sağlığı Zabıtası Komisyonları’na verilmiştir. Mahalli Çevre Kurulu’nun Karar’ına dayanak gösterilen ruam  vb. hayvan hastalıkları ile mücadelede Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve teşkilatları (Mahalli Çevre Kurulları)  yetkisizdir. Bu husus Hayvan Sağlığı Zabıtası Komisyonu yönetmeliğinde açıkça gösterilmiştir. İlgili yönetmeliğe göre;

Kanun’da gösterilen hayvan hastalıklarından birinin çıkışında hükümet veteriner hekiminin düzenlediği hastalık çıkış raporu üzerine veya Bakanlık İl/İlçe Müdürü’nün teklifini görüşmek için başkan tarafından derhal Hayvan Sağlığı Zabıta Komisyonu’nun toplantıya çağrılması ve alınacak tedbirlerin bu komisyon tarafından belirlenerek halka ve ilgililerine açık ve anlaşılır şekilde ilan edilmesi gerekmektedir.

Huzurdaki dava ile iptali talep edilen Karar’da Kanun ve Yönetmeliğe uygun şekilde ilan, denetleme ve bildirim yapılmadığı gibi Karar da Hayvan Sağlık Zabıtası Komisyonu tarafından alınmamıştır. 

TOPLANTI USULÜ AÇIKÇA KANUNA AYKIRIDIR

3. Toplantı gündeminin Mahalli Çevre Kurulu üyelerine toplantı gününden en az beş gün önce bildirilmesi ve bu süreden sonra toplanması gerekmektedir. Bu hüküm amir hüküm olup “Adalar Çevre Komisyonu’nun 19.12.2019 tarihli kararının görüşülmesi” olan toplantı gündemi hiç bildirilmeksizin hemen 20.12.2019 tarihinde (ertesi gün) görüşülmüş ve aynı gün dava konusu kararlar alınmıştır. Beş günlük bildirim süresine de uyulmadığı açıkça görülmektedir. Dolayısıyla iptal talep edilen Karar’ın toplantı şekli de Kanun’a aykırı olup iptal sebebidir.  

ALINAN KARARLAR İÇERİK BAKIMINDAN DA HUKUKA AYKIRIDIR

4. İptali talep edilen Kararlar’ın ilk paragrafındaki:

gerekli önlemler alınmaz ise ilerleyen dönemlerde insan sağlığı, hayvan sağlığı ve çevre sağlığı açısından daha olumsuz durumlar oluşturacağından;” şeklindeki gerekçelendirme “gerekli önlemler”i almakla yükümlü İdare’nin görevini yapmama ihtimalini, açıkça yasaya aykırı olmakla suç nedeni olan görev ihmalini başka idarelerin sorumlularının da oy birliğiyle karar almasıyla garantiye almaya çalıştığını göstermektedir. Şöyle ki: ilgili mevzuatların tamamında gerekli denetimlerin, sağlık taramalarının yapılması ve akabinde mevzuata ve yasaya uygun şekilde tedbir ve önemlerin alınması İdare’nin görevi olarak gösterilmiştir. Hiçbir kamu idaresi kendine verilen yasal görevleri yerine getirememe ihtimali olduğunu ileri süremez. Yasaları harfiyen uygulamakla yükümlü İdare’nin sorumlu yöneticileri görevlerini yerine getiremeyeceklerinin bu şekilde bilincinde olmaları halinde yasalarda tanınan hakla görevinden istifa etmek zorundadır.

5. İkinci olarak belirtmek isteriz ki ruam tehlikesi atların bulunduğu her yerde ihtimal olarak mevcuttur, Adalar İlçesi’nde bu Karar tarihinden de önce görülmüş ve yasanın emrettiği şekilde bertaraf edilmiştir. Ne Adalar İlçesi’nde ne de Türkiye’nin herhangi bir başka yerinde ruam görülmesi nedeniyle hiçbir idare “gerekli önlemler alınmaz ise” şeklinde bir kararla kendi idari görevini yerine getirememe kararı alamaz. Davalı İdare’nin ileri sürdüğü bu Karar gerekçesi, idareye verilen görevin ve bununla ilgili yasaların muvazaaya alınmak istendiğini göstermektedir.

6. Anılan Kararlar’ın 1. maddesinde: “1- Adalar ilçesinde Ruam hastalığı sebebiyle atlara yönelik yapılan testler sonuçlanıncaya kadar insan, hayvan ve çevre sağlığı açısından atların faytonlara koşulmasının 3 (üç) ay süre ile durdurulmasına,” şeklinde alınan Karar ruam yönetmeliğine aykırıdır. Yasanın emrettiği şekil, yapılan ruam testi sonucunun pozitif olduğu hayvanların karantinaya alınması ama test sonucu negatif çıkan hayvanların sahiplerine teslim edilerek yasal kullanımlarının engellenmemesidir. Alınan Karar’da ise ilgili yasaya dayalı yönetmeliğe aykırı olarak Adalar İlçesi’ndeki tüm “atlı taşımacılığın 3 (üç) ay süreyle durdurulmasına ve atların karantinaya alınmasına” hükmedilerek yasa ve buna dayalı yönetmeliğe aykırı davranılmıştır. Üstelik Adalar İlçesi’nde geçmişte yapılan hiçbir ruam taraması ve ruamlı at itlafı sonrasında hiçbir zaman bu şekilde bir yasak getirilmemiştir.

7. Yetkisiz Kurul’ca alınan Karar kanuna ve mevzuata aykırı, keyfi bir karardır. Hayvan Sağlığı Zabıtası Yönetmeliği’nin 112 numaralı maddesinin ruam hastalığına ilişkin e, f, g, k fıkraları aşağıda alıntılanmış olup bu düzenlemeden de açıkça anlaşılacağı üzere;  Ruam Hastalığı karşısında karantina vb. tedbirler hastalıklı olduğu tespit edilen hayvanlarla sınırlı olmalıdır.

Madde: 112 [] e) Ruam hastalığı çıkan veya hasta hayvanların muhafaza edildiği ahıra dışarıdan hayvan sokulmasına izin verilmez; her türlü eşya alet ve malzeme ile hayvan yemlerinin çıkarılması yasaklanır, hasta hayvanlara ait gübreler yakılır.

f) Bakanlıkça hazırlanan program ve projelere göre hastalıksız oldukları tesbit edilen tektırnaklı hayvanlara hükümet veteriner hekimince bir belge verilir. Alım ve satım sırasında bunun gösterilmesi zorunludur. Taşımada çalıştırılan tektırnaklı hayvanların altı ayda bir hükümet veteriner hekimine muayene ettirilmesi mecburidir.

g) Bulaşmadan şüpheli olarak müşahedeye alınan hayvanların bulundukları yerden çıkarılmaları yasaktır.

k) Ruamda karantina hastalık çıkan ahır veya yerle sınırlıdır.

8. Böyle bir ayrım ve tespit yapılmamışken Adalar İleçesi’nin genelinde hayvan giriş çıkışını önlemeye yönelik bir karantina veya hayvanların çalıştırılmasını engellemeye yönelik bir yasaklama kararı yasaya ve mevzuata aykırıdır.

9. Ayrıca iptali talep edilen Karar’da Adalar İlçesi’nin coğrafi yapısı hiçbir şekilde göz önünde bulundurulmamıştır. Hastalığa sadece Büyükada’da rastanmışken, Heybeliada’da ve Burgazadası’nda hastalığa hiçbir şekilde rastlanmamıştır. Buna rağmen sanki Adalar İlçesi tek bir kara parçasıymış gibi Heybeliada ve Burgazadası için de aynı Karar oluşturulmuş, Büyükada’dan tamamen ayrı olan bu iki ada için hiçbir özel değerlendirme yapılmamıştır. Karar bu yönüyle de hukuka aykırıdır. Heybeliada’da ve Burgazadası’nda hiçbir hayvanda ruam hastalığına rastlanmamıştır. Buna rağmen bu adalarda da bire bir aynı kısıtlamanın uygulanması açıkça hukuka aykırıdır.   

10. İptali talep edilen Karar’ın 2. maddesinde: “2- Adalar İlçemizde bulunan ruhsatsız ve izinsiz yapılan ahırların hastalığın yayılımında en büyük sebep olduğundan derhal yıkılmasına,” denilmekte ve bununla ilk olarak Davalı İdare kendi görevi olarak ilan ettiği “ruhsatsız ve izinsiz yapılan ahırların hastalığın yayılımında en büyük sebep olduğundan derhal yıkılmasına” olarak ilan ederek bu görevi bugüne kadar ihmal ettiğini kabul ve ilan etmektedir ve bu ifşaatla “hastalığın yayılımında en büyük sebep” olduğunu kabul ettiği yasaya aykırı duruma, “ruhsatsız ve izinsiz yapılan ahırların” varlığına bugüne kadar göz yumduğunu kabul ve ilan ederek işlediği suçu ihbar etmektedir.

11. Ayrıca yine aynı kararla yasanın kendisine verdiği yetkiyle dava konusu Karar’ı ilan eden İdare bu yetkiyi kendisine veren yasaları bugüne kadar uygulamamış olmakla “zoonoz karakterli olup, insan ve hayvanlara bulaşma riski” bulunan bir hastalığın Adalar İlçesi’nde atlara ve insanlara bulaşmasına neden olmuştur. Davalı İdare’nin aldığı Karar’daki çelişkileri açıkça gösteren bu ifade Davalı İdare hakkında “görevi ihmal” nedeniyle ayrıca kovuşturma yapılmasını gerektirdiği gibi aynı zamanda “atların faytonlara koşulmasının 3 (üç) ay süre ile durdurulması” kararının ne derece keyfî ve Adalar İleçesi’nde fayton kullanımını sekteye uğratmak ve işlemez hale getirmek gibi çok başka bir hedefe yönelmiş olduğunu da belgelemektedir.

12. İptali talep edilen Karar’ın 3. maddesinde; “3- Ruam hastalığının etkileri olan bakterilerin uygun ortamda uzun yıllar varlığını sürdürdüğünden Büyük Ada Aya Nikola Mevkiinde bulunan İspark ahırlarının, faytonların, durakların ve geçtiği güzergâhların temizlik ve dezenfeksiyon işlemlerinin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve Adalar İlçe Belediye Başkanlığı tarafından 3 (üç) gün ara ile 3 (üç) ay süre zarfında periyodik olarak yapılmasına,” denilmekte ve bununla ilk olarak aldığı kararı gerekçelendirmek için “Ruam hastalığının etkileri olan bakterilerin uygun ortamda uzun yıllar varlığını sürdürdüğünden” şeklinde veterinerlik literatüründe ve bilimsel verilere dayanılarak hazırlanmış geçerli yasa ve yönetmeliklerde bulunmayan bir iddiayı ileri sürmektedir. Karar gerekçesi olarak böyle bir iddia yasa ve yönetmeliklere aykırıdır.

13. Buna ilaveten “bakterilerin uygun ortamda uzun yıllar varlığını sürdürdüğünden” ifadesi “uzun yıllar”ın uzunluğunu açık bırakarak Adalar İlçesi’nde “uzun yıllar” yani aslında bir daha asla at bulundurulmaması gerektiğini ileri sürerek yasaya aykırı hareket etmekte, keyfî bir atlara yasak bölge ilan etmektedir. Yasal dayanağı olmayan, süresi belirsiz bir önlemi süresiz bir yasağa dönüştüren ifade şekli yasaya aykırıdır. “Uzun yıllar” şeklindeki bu ifade Adalar İlçesi’nin Doğal SİT Alanı bileşeni olan at varlığını yok etmeye yönelik olmakla SİT Alanı yasasına ve hayvanların korunması ve kollanmasıyla ilgili yasalara aykırıdır.

14. Bu karara ilişkin son olarak belirtmek isteriz ki “uzun yıllar” şeklindeki bu ifade Adalar İlçesi’nin Tarihi, Kültürel ve Kentsel SİT Alanı bileşeni olan faytonlu ulaşım ve faytonculuk mesleğini Adalar İlçesi’nde ortadan kaldırmaya yönelik olmakla SİT Alanı yasasına aykırıdır. Davalı İdare bu kararında “Ruam hastalığının etkileri olan bakterilerin uygun ortamda uzun yıllar varlığını sürdürdüğünden Büyük Ada Aya Nikola Mevkiinde bulunan İspark ahırlarının, faytonların, durakların….” şeklinde ruam hastalığına ilişkin riskin Adalar İlçesi genelindeki tüm atlarda değil sadece Büyükada Aya Nikola Mevkii’nde bulunan ahır, fayton ve güzergahlar özelinde bulunduğunu ve uygulanacak tedbirlerin bu bölge özelinde uygulanması gerektiğini karar altına almıştır. Sadece bu madde dahi alınan keyfi kararların ve tedbir adı altındaki uygulamaların amacından saparak tüm Adalar İlçesi genelinde yasaklamaların tutarsız olduğunun ve ruam hastalığına rastlanmayan yerlerde bu yasaklardan vazgeçilmesi gerektiğinin bir göstergesidir. Heybeliada’da ve Burgazadası’nda bulunan ahırlarda bu çalışmaların yapılmasına gerek yoksa neden atların faytonlara koşulması aynen bu adalarda da yasaklanmıştır? Karar bu yönüyle kendi içerisinde Heybeliada ve Burgazadası için alınan Karar’ın fiili duruma aykırı olduğunu gözler önüne sermektedir. Ayrıca bu kararı ile İdare hastalığa bağlı tedbir ve yasakların adalar özelinde bölünerek uygulanabileceğine işaret etmektedir. Bu Karar’la hastalığın rastlandığı Büyükada Aya Nikola Mevkii dışında yasaklayıcı ve engelleyici tedbirlerin uygulanmasına gerek olmadığı idarece de kabul edilmiştir.

15. Davalı İdare’nin dava konusu Karar’ın 4. maddesinde: “4- Ruam hastalığının çıkması nedeniyle Adalarda İlçe Hayvan Sağlığı Komisyonu gereğince alınan karar gereği tek tırnaklı hayvanların giriş ve çıkışının yasaklanmasına,” denilmekte ancak “Adalar İlçe Hayvan Sağlığı Komisyonu”nun hangi tarih ve sayılı kararından söz ettiğine yer vermemektedir. Böylelikle belirsiz bir dayanak ileri sürülmüştür ve nitekim yasal olarak kamuya ve at sahiplerine resmen ilan edilmesi gereken Aralık 2019 tarihli böyle bir güncel “Adalar İlçe Hayvan Sağlığı Komisyonu” kararı ortada yoktur, ilan edilmemiştir ve Davalı İdare dava konusu kararların dayanağı olarak Karar ilanında belgelememiştir. Dolayısıyla bu eksiklik dahi tek başına Davalı İdare’nin aldığı Kararlar’ın yasaya uymadığını göstermektedir.

16. Davalı İdare’nin dava konusu Karar’ın 11. maddesinde: “11- 1.maddede belirtilen atların faytonlara koşulmasının 3 ay süre ile durdurulmasına istinaden toplu taşıma hizmetlerinin aksamaması için İstanbul Büyükşehir Belediyesince gerekli tedbirlerin alınmasına,” denilerek yukarıda saydığımız ve yasalara aykırılığını gösterdiğimiz gerekçelerle Adalar İlçesi’nde yegâne toplu ulaşım aracı olan faytonların çalışmasına keyfî şekilde 3 (ay) süreyle engel koyarak Adalar İlçesi için geçerli olan SİT Alanı yasasına aykırı bir Karar alınmıştır. Bu Karar aynı zamanda adı geçen belediyeleri, SİT Alanı yasasına aykırı olarak Kültür Varlıkları ve Anıtlar Yüksek Kurulu’nun ve buna bağlı İstanbul III Numaralı ve V Numaralı Bölge Koruma Kurulları’nın almış olduğu motorlu araç trafiğini yasaklayan kararlarına aykırı uygulamalara teşvik etmekle yasaya aykırıdır. Nitekim 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun 57. maddesinin g bendi uyarınca:

Korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ve koruma alanlarına ilişkin uygulamaya yönelik kararlar almak…” Koruma Bölge Kurulları’nın görev ve yetkileri arasında sayılmaktadır. Yine 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun  61. maddesi uyarınca:

Kamu kurum ve kuruluşları ve belediyeler ile gerçek ve tüzel kişiler, Koruma Yüksek Kurulu ve koruma bölge kurullarının kararlarına uymak zorundadır.

17. Bu  kurallar çerçevesinde, İstanbul V Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 25.06.2013 gün ve 1310 sayılı Kararı’nda: “İstanbul İli, Adalar ilçesinde fayton, yaya, bisiklet trafiğine ilişkin; Adalar tarihi ve turistik değeri göz önüne alındığında söz konusu alanın sit alanı olması ve Adalar’ın genel anlamda sit alanı ilan edilirken tarihi ve pitoresk yapısına dikkat çekilmesi taşınmaz kültür varlıklarının muhtelif olarak korunmasının yanı sıra adaların bütüncül olarak tarihi yapısının korunmasının esas olması Adaların tescilli  yapıları ile tarihi yapısının devamının sağlanması ve gelecek nesillere aktarılabilmesi amacıyla bir takım tedbirlerin alınması gerekmesi nedeniyle bütün yolların prensipte yaya yolu olarak belirlendiğine, bu nedenle ilçenin kültür kimliği ve diğer özelliklerinin korunmasının bir gereği olarak Adalar genelinde motorlu taşıt trafiği olamayacağına ve Adaların bu önemli özelliğinin kısmi bile olsa bozulamayacağına […] Sağlık sebebiyle aciliyet arz eden durumlarda  tam teşekküllü sağlık kurumlarından alınmış heyet raporu ile ihtiyacı tespit edilmiş ve Adalar’da ikamet eden vatandaşlar için 250 kg ağırlık ve 20 km/sa hıza sahip  ve 3  ve 4  tekerlekli akülü-elektrik şarjlı araçların Belediyenin yazılı izni ile kullanılabileceğine, […] Kaymakamlık, Askeri Kuruluşlar ve Belediye ile bunlara bağlı birimlerin sağlık, itfaiye, temizlik, emniyet hizmetleri için kullanılmak üzere kısıtlı miktarda araç kullanılabilineceğine…” karar verilmiştir.

18. Bu karara diğer kamu kurumlarının uyması zorunludur. İlçedeki ulaşım ve trafik düzenlemesine ilişkin kurallar hangi kurum tarafından alınırsa alınsın, temel amacın SİT Alanı olan bölgenin bu dokusunu korumak olduğu, koruma mevzuatına ilişkin alınan kararların diğer kurumlar tarafından tesis edilen işlem ve eylemlerde de gözetilmesi gerektiği açıktır. Oysa Davalı İdare’nin aldığı Karar SİT Alanı yasa ve kararlarına aykırıdır. Davalı İdare’nin dava konusu Kararları’yla “atların faytonlara koşulmasının 3 ay süre ile durdurulması” ile ilk olarak Büyükada’da bugüne kadar yapılan taramalarda yalnızca 106 atta ruam testi sonucu pozitif çıkmış ve bu atlar derhal itlaf edilmiştir; davalı İdare ruam testi sonucu negatif çıkan atların faytona koşulmasını ise gereksiz ve keyfi olarak engellemektedir.

19. İkincisi olarak Büyükada’dan bir gün sonra Heybeliada’daki atlara (yaklaşık 160 ata) kan testiyle yapılan ruam taramasında tüm atlarda test sonucu negatif çıkmış, Heybeliada’da ruamlı at olmadığı tespit edilmiştir. Büyükada’dan 2 gün sonra 07.11.2019 günü Burgazadası’ndaki atlara (yaklaşık 48 ata) kan testiyle yapılan ruam taramasında tüm atlarda test sonucu negatif çıkmış, Burgazadası’nda ruamlı at olmadığı gerek o tarihte gerekse sonrasında atların ahırlarda kapalı tutulduğu dönemlerde yapılan tüm tarama ve testlerde tespit edilmiştir.

20. Heybeliada’da ve Burgazadası’nda ruam testi sonucunun hiçbir atta pozitif  sonuç alınmamasına ve coğrafî olarak dört tarafı denizle çevrili bu adalarda hiçbir şekilde ruamlı bir attan ruam hastalığı kapmasına imkan bulunmamasına rağmen bu iki adada da “atların faytonlara koşulmasının 3 ay süre ile durdurulması” gereksiz ve keyfi olarak engellemekle;  hastalık sadece Büyükada’da görüldüğü halde yasağın tüm ilçeyi ve sağlıklı olduğu idari kurumlarca tespit ve tescil edilen atları da kapsaması, dava konusu Karar verilirken Adalar İlçesi’nin adalardan oluşan özel coğrafi yapısının göz önünde bulundurulmadığını, davalı İdare’nin aldığı Karar’ın ruam hastalığıyla ilgili yasa ve yönetmeliklere aykırı olduğunu göstermektedir.

21. Yine bu Karar ile Adalar içi ulaşım kasıtlı olarak engellenmiştir. 20.12.2019 tarihinde İstanbul Valisi’nin ilan ettiği kararla Adalar İlçesi’nde “atların faytonlara koşulmasının 3 ay süre ile durdurulması”yla Adalar İlçesi’nde yasal olarak mümkün tek ulaşım aracı olan fayton kullanımının engellenmesiyle yurttaşların ulaşım ve hareket olanağı gereksiz yere kısıtlanmış, bunun sonucunda kasıtlı olarak ulaşım ve taşıma işlemlerinin yasaya aykırı motorlu araç kullanımıyla yapılmasına yol açılmış ve bu konudaki yasanın uygulanması konusunda görevli ve sorumlu İstanbul Valisi ve Adalar İlçesi Kaymakamı geçerli yasayı uygulamaktan vazgeçerek, Adalar’da yaşayanları ve ziyaretçileri fiilen suça teşvikle suç işlemişlerdir.

21. Davalı İdere’nin aldığı Kararlar’la getirdiği yasağın arkasından kamu yöneticilerinin at sahibi faytonculara söyledikleri ve telkinleri asıl hedefin ruam hastalığına karşı önlem almak değil Adalar’da fayton ulaşımını yasaklayarak hali hazırda yasak olan motorlu taşıt kullanımını fiili hale getirmek olduğunu açıkça göstermektedir. Nitekim Büyükada’da ruam taramasından geçirildikten sonra temiz çıkan 1400 kadar atın, Heybeliada’da ve Burgazadası’ndaki taramalarda hepsi temiz çıkan atların ahırlara hapsedilmesi, polis denetimi ve kordonu altında atların sahipleriyle ilişkisinin kesilmesi ve nihayet atın doğasına tamamen aykırı bir şekilde hareketsiz bırakılarak hastalanmasına ve sakatlanmasına neden olunmasının hiçbir yasal ve mantıklı bir gerekçesi olamaz. Davalı İdare vali, kaymakam ve belediye başkanları Adalar’da yasal bir ruam mücadelesine değil, yasaya aykırı olarak Adalar’dan at varlığını yok etme ve fayton ulaşımını kaldırma mücadelesine girişmiştir.

23. Ruam gibi bulaşıcı bir hastalık konusunda Davalı İdare aldığı Karar’la yasaklar getirirken Adalar’daki at sahiplerini ve Adalar İlçesi halkını hiçbir zaman gereği gibi bilgilendirmeyi ve uyarmayı Kararları’na eklemeyi de düşünmemiş, ihmal etmiştir. Bu dahi büyük bir at varlığıyla birlikte yaşayan bu insanlara karşı alınan Kararlar’daki eksiklik nedeniyle görev ihmaliyle işlenmiş bir suçtur.

HUKUKSAL NEDENLER:

Yukarıdaki açıklamalarımız Davalı İdare’nin 20.12.2019 tarihli Kararları’yla konuyla ilgili şu yasalara ve yönetmeliklere aykırı davranmış olduğunu göstermektedir:

– “5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu”,

– “3285 sayılı Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanunu”,

– “5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu”,

– “2872 sayılı Çevre Kanunu”,

– “Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Yönetmeliği”,

– “Hayvanların Korunmasına Dair Uygulama Yönetmeliği”,

– “Ruam Hastalığına Karşı Korunma ve Mücadele Yönetmeliği”,

– “T. C. Tarım ve Orman Bakanlığı Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü, Hayvan Hastalıkları ile Mücadele ve Hayvan Hareketleri Kontrolü Genelgesi” (19.03.2019 tarihli),

– “Tek Tırnaklı Hayvanların Tanımlanması ve İzlenmesine Dair Yönetmelik” (20.02.2018 tarihli bu yönetmelik 31.12.2019 tarihinde yürürlüğe girmiştir) ve

– “5237 sayılı Türk Ceza Kanunu”nun konuyla ilgili 151., 177., 181. ve 182. maddeleri.

– İ.Y.U.K., 4483 S.K. ve ilgili tüm mevzuat.

YÜRÜTMEYİ DURDURMA TALEBİMİZ:

2577 sayılı yasanın 27. maddesine göre idari işlemlerin hukuka açıkça aykırı olması ve yürütülmesi halinde telafisi güç ve imkansız olması halinde mahkemelerin yürütmeyi durdurmasına karar verebilecekleri hükme bağlanmıştır.

Dava konusu olayda yasanın aradığı birinci şart olan hukuka aykırılığı yineliyoruz, ayrıca önemle belirtmek isteriz ki, hukuka aykırı bu Karar’ın uygulanmaya devam edilmesi halinde atlarımızın sağlığı ciddi tehlikeye girmektedir. Atlar hareket etmesi gereken canlılardır. İdare’nin hukuksuz kararı neticesinde tüm testlerden geçen, hastalık olmadığı kanıtlanmış atlar hareketsiz kalmış, ahırlara hapsedilmiştir. Bu nedenle tamamen sağlıklı olan atlarda ciddi sağlık sorunlara ortaya çıkmıştır. Bu hukuksuz Karar’ın uygulanmaya devam edilmesi halinde karardan önce hiçbir sağlık sorunu olmayan atlar ölecektir. Heybeliada’da ve Burgazadası’nda tek bir ruam vakası yaşanmamasına rağmen bu adalardaki atlar da hapsedilmiş, sağlık sorunları ile başbaşa bırakılmıştır. Sayın Mahkemeniz’ce Yürütmeyi Durdurma talebi verilmemesi halinde atların sağlığı daha da kötüye gidecektir. Açıklanan nedenlerle, ATLARIN FİİLEN ÖLMESİ gibi sonradan telafisi mümkün olmayan zararların doğmaması için iptal talep edilen Karar’ın yürütmesinin derhal durudurulması gerekmektedir. Bu nedenle öncelikle Sayın Mahkemeniz’den Karar’ın YÜRÜTMESİNİN DURDURULMASINI talep ediyoruz.

SONUÇ ve İSTEM:

Yukarıda açıklanan ve inceleme sırasında resen görülecek nedenlerle;

  1. ÖNCELİKLE T.C. İstanbul Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından 20.12.2019 tarihinde alınan ve ilan edilen Kararlar’ın yetkisiz İdare’ce verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı bulunması nedeniyle Karar’ın uygulamasının tedbiren durdurulmasına,
  2. Bu talebimizin kabul görmemesi halinde, Karar’ın kapsamının daraltılarak, hastalığa rastlanmayan ve hastalığa rastlanmadığı yetkililerce tespit ve tescil edilen Heybeliada ve Burgazadası açısından İdari Karar’ın uygulamasının tedbiren durdurulmasına, 
  3. Yapılacak inceleme neticesinde hukuka aykırı Karar’ın iptaline karar verilmesini,
  4. Bu talebimizin kabul görmemesi halinde, Karar’ın kapsamının daraltılarak, hastalığa rastlanmayan ve hastalığa rastlanmadığı yetkililerce tespit ve tescil edilen Heybeliada ve Burgazadası açısından İdari Karar’ın iptaline karar verilmesini,

alınan kararların, idari işlemin taşıması gereken usul, amaç ve korunması gereken menfaatler yönünden kanunun lafzına ve ruhuna açıkça aykırı olması sebebiyle Adalar İlçesi genelinde sağlıklı hayvanları da kapsayan tüm tedbirlere ilişkin öncelikle Yargılama Usulü Kanunu’nun 27/5 maddesi uyarınca YÜRÜTMENİN DURDURULMASINA, iptaline, yargılamanın DURUŞMA İCRASIYLA yapılmasına, yargılama giderlerinin Davalı İdare üzerinde bırakılmasına karar verilmesini saygılarımızla talep ederiz.

10.01.2020

EK : T. C. İstanbul Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü 20.12.2019 tarih ve 197 sayılı Mahalli Çevre Kurulu Kararları (3 sayfa)

🔴 İAKTVKD’nin açtığı dava metnini okuyanların dikkatine

İAKTVKD’nin Adalar’da atların faytonlara koşulmasını yasaklayan valilik kararına karşı açtığı dava metnini* okuyanların dikkatine:

Valilik kararı Adalar ilçesinin tümünü kapsadığı için yapılan tetkiklerde atların yalnızca bazılarında ruam tespit edilmiş, hatta Heybeliada ve Burgazadası gibi iki adada hiçbir ruam olayı görülmemiş olsa dahi idare mahkemelerinde açılacak davalarda dava usulü gereği kademeli istemle, yani ilan edilen ‘yasak tümden kaldırılsın, hiç değilse ruam görülmeyen adalarda kaldırılsın’ şeklinde “terditli” açılamaz olduğu için derneğimiz açtığı dava için yenileme dilekçesi vermek zorunda kalmıştır.

Konuyla ilgilenen Adalıların dikkatine sunulur.

Arif Çağlar

İAKTVKD Başkanı


Yanıt

  1. Atlar bizleri sever bizler da atları. En az 4000 yıl önce evcilleştirilmiş dostlarımız. Sevilerek, korunarak, ezilmeden çok daha mutlu canı gönülden çalışabilirler. Adalar için çok da güzel bir ulaşımdır. Onları görenler atları daha iyi tanır onları hem severler, hem korurlar. Anladığım o ki bazı faytoncular daha çok para kazanmak için atları ölesiye çalıştırmışlar. Bu da hepimizin tepkisini çekti doğal olarak. Ama atları bütünüyle yasaklayınca ne olacak? Onca atı kim yıllarca besleyecek? Gerçekçi olmak gerekirse bu onların sonu olur. Akülü araçlar koyalım deniyor. Hiç bir araç at kadar güzel olabilir mi? Sonra o araçların plastik parçalarının, lastiklerinin hele bir de akülerinin çevreye vereceği zararları da düşünmek gerek. Aküler çevre için büyük bir sorun. Bence atlar gerekli düzenlemelerle mutlu olarak yaşamlarını sürdürsün.


Yorum bırakın

Kategoriler