Gönderen: adalarpostasi | 25 Haziran 2020

Dünya’nın ve Türkiye’nin En Önemli Doğal, Kültürel, Mimari Miraslarından Biri Olan İstanbul Adaları, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Eliyle Motorize Ediliyor!

Çok uzun olduğunun farkındayım ancak bir “nokta” koymam gerekiyordu. Özürlerimle dikkatinize sunuyorum.

DÜNYA’nın ve TÜRKİYE’nin EN ÖNEMLİ DOĞAL, KÜLTÜREL, MİMARİ MİRASLARINDAN BİRİ OLAN İSTANBUL ADALARI, İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ ELİYLE MOTORİZE EDİLİYOR!

Adalar’ın tarihinde çok olumsuz bir dönemeçteyiz. Bugün dünyanın birçok bölgesinde, doğal ve kültürel hayatın ekolojik dengesini daha fazla bozmadan sürdürülebilirliğini sağlamak için motorlu araçların nasıl azaltılacağı, giderek hayatımızdan nasıl çıkarılacağı ciddiyetle tartışılıp ona göre adımlar atılırken bizim İstanbul Büyükşehir Belediyemiz (İBB), Türkiye’deki tek motorlu araçsız yerleşim olan Adalar’ı “yasal kılıf uydurularak” motorlu araçlar cehennemine çevirmektedir.

ÖNE SÜRDÜKLERİ SEBEPLER

İBB ve Adalar Belediyesi’nin tüm yetkilileri, faytonların kaldırılma sebepleri olarak; Ruam hastalığından her yıl 100-150 civarında at öldüğünü, Ruam mikrobunun toprakta 25-30 yıl kaldığını, Adalar’daki Ruam sebebiyle ülkemizin uluslararası müsabakalardan men edildiğini, fayton atlarının bakımsız ve sağlıksız olmasını, kötü muamele gördüklerini, coğrafyanın yokuşlu olmasını, yaşlı nüfusun fazla olmasını, gelen ziyaretçilerin rekreasyon alanlarına topluca taşınması gerektiğini, fayton mafyası olduğunu, fayton sisteminin kangren olduğunu, ulaşımda kaos olduğunu, 2019’da yapılan Adalar Ulaşım Çalıştayı’nda bu yönde karar çıkmış olmasını, faytoncuların faytonların kaldırılmasını gönül rızasıyla kabul etmelerini öne sürüyorlar.

İki üç sebep de ben ekleyeyim: Cumhurbaşkanı ve İstanbul Valisi’nin de benzer gerekçelerle bunu istemeleri, hayvansever namlı petseverlerin her yıl 400-500 atın öldüğü gibi yalanlarla 10 yıldır medyayı teslim almaları da sebepler arasında sayılmalıdır. —Burada şunu söylemeden geçmemek gerekir. Kanal İstanbul gibi tehlikeli ucube proje konusunda Cumhurbaşkanı’na karşı çıkmakta tereddüt etmeyen İBB başkanı, isteseydi bunda da aynı tavrı gösterebilirdi; demek ki kendileri de aynı görüştedir.

CEVAPLAR

Adalar Belediyesi Başkanı’ndan bu konular hakkında bir de biz Adalılar’ın görüşünü sadece 30 dakika dinlemesi için İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’ndan randevu rica etmem de maalesef akim kalmıştır. Oysa petsever camiasının istediği zaman görüşebildiklerini bilmekteydik.

Öne sürülen sebeplere hemen çok kısa bir cevap vereyim. Bu sebeplerin hiçbirinin, gerekçe yaratmaktan öte bir geçerliliği yoktur. Çünkü doğru değillerdir.

Söylemeliyim ki, BAŞTA İBB OLMAK ÜZERE konuyla ilgili HİÇBİR KAMU İDARESİ YASAYLA KENDİLERİNE VERİLEN GÖREVLERİ YERİNE GETİRMEMİŞLERDİR. Bugün faytonların kaldırılması için sebep göstermeleri hem yasa tanımazlıklarının hem acziyetlerinin delilidir.

Bu sebeple cevabı hak etmemelerine, açıklamaya gerek olmasa da, bu tehlikeli ucube projenin gerçekleşmesi için öne sürülen gerekçelerin ne kadar sudan olduğunu, nasıl bir “post-truth”(*) anlayışın ürünü olduğunu sadece Adalıları muhatap alarak tek tek açıklayacağım.

Böylece ortaya çıkacak ki, hiçbir geçerli sebep olmaksızın, “ben yaptım oldu” anlayışsızlığıyla ADALAR, TEPEDEN İNME BİR DARBEYLE YASAL KILIF DA UYDURULARAK MOTORİZE EDİLİYOR.

Aynen 2013 yılından itibaren yasak olmasına rağmen,[1] her büyüklükte her motor gücünde her isteyenin aldığı elektrikli-akülü olarak anılan MOTORLU ARAÇLARIN KULLANILMASINA GÖZ YUMDUKLARI GİBİ.[2, 3]

TEK TEK VERDİĞİM CEVAPLAR

1. Ruam hastalığı 2017’den itibaren giderek azalmış ve 2019’un ilk 6 ayında sadece 7 vaka görülmüştür. Sonra Aralık ayında, tam da faytonların kaldırılıp kaldırılmaması hararetle tartışılırken, nasıl olduysa bir kerede 105 at Ruam sebebiyle bir geceyarısı operasyonuyla öldürülmüş ve daha Adalılar dahi duymadan haberi medyaya servis edilmiştir. Üstelik tedirginlik yaratmak ve faytonların kaldırılmasına toplumsal onay maksadıyla, insanlarda da hayatî tehlike yaratabileceği de eklenerek! Hem de bugüne kadar Ruam sebebiyle hiçkimsenin ölmediği gerçeği ortada duruyorken!

2. Ruam önlenebilir bir hastalıktır. Adalar’da önlenememesinin başlıca sebebi ise hiçbir kamu kurumunun görevini layıkıyla yapmamasıdır. Bunun yanı sıra Ruamı önlemek yerine, yıllardır at giriş çıkışlarının yasaklanmış olması neticesinde, at giriş-çıkışlarındaki Ruam testi uygulamasının kaldırılmış olmasıdır. Bunun sorumluları İlçe Tarım Müdürlüğü, Belediye ile bağlı oldukları kurumlardır.

3. Ruam mikrobunun toprakta 25-30 yıl kaldığını iddia etmekse bilim dışı olduğu için abesle iştigal sınıfına girmektedir. Bundan anlayan hakikî bir bilim insanına sorsalardı doğrusunu öğrenirlerdi.

4. Adalar’daki Ruam hastalığı sebebiyle uluslararası yarışlara katılınamadığı da Türkiye Jokey Kulübü’nün iddiasıdır. Oysa Türkiye’nin uluslararası statüden çıkarılmasının sebebi şudur:

a) 2018’de Adalar’da Ruam görūldūğū ve Tūrkiye’deki ilgililerinse resmen Ruam yoktur diye Dūnya ve Avrupa federasyonlarına gerçek dışı bilgi vermesi ve Ruam olduğunun anlaşılması sebebiyle yasak ve karantina cezası verilmiştir. Yoksa Adalar’da Ruam görüldüğü için değil.

b) Biraz araştırılırsa görülecektir ki, aynı sene Paris’teki Avrupa Şampiyonası’nın yapılacağı kulüpte de Ruam görülmüştür. Burada gerekli prosedür harfiyen uygulanmış ve kulübün Ruam çıkan “işletmesi” karantinaya alınmıştır. Ve milyon avroluk atlar o tesise getirilmiş, müsabaka da beynelmilel olarak tam katılımla yapılmıştır. Yani ülkemize verilen ceza hastalıktan değil yönetim zafiyeti sebebiyle olmuştur. Ve uluslararası atçılık camiası Türkiye’nin değil Fransa’nın söylediğini güvenilir bulmuştur.

5. Fayton atları ne bakımsız, ne sağlıksız ne kötü muameleye uğruyordu. Bu uzaktan hiçbir bilgiye sahip olmadan petseverlerin uğursuz propagandasının etkisinde kalınarak okunan gazeldir. Gelin atların tamamını koşarken inceleyelim, kendi gözlerinizle görün, çağrılarımıza ne Adalar Belediyesi, ne İBB yetkilileri cevap vermişlerdir. Elbette atları çalışırken görmek yerine, birkaç kendini bilmez faytoncunun, sürücüsünün uygulamalarını faytoncuların tamamına teşmil edip bunu sebep olarak göstermek ve petseverlerin bu yöndeki propagandasına inanmak kolaydır ama bu yanlış olduğu kadar bilimsel etiğe de aykırıdır.

6. Adalar’ın coğrafyası sert, yokuşlu diye bir sebep öne sürmek de mânâsızdır. Adalar’ın coğrafyası dünden bugüne değişmedi. Fayton, yokuşların belli bir yerine kadar gelir sonrasına çıkmaz, bundan sonrası yürünürdü. Bu gerçeği yokuşta evi olup da faytona binmiş herkes bilir.

7. Adalar’ın yaşlı nüfusunun çoğunlukta olduğunu söylemek hangi veriye dayanmaktadır, sayım mı yapılmıştır, bilmiyorum. Yapılsaydı herhalde haberimiz olurdu. Kaldı ki öyle bile olsa onlar için kamusal bir çözüm niye akla getirilmezdi ki? Bugün bile ambulanstan bozma derme çatma bir minübüsle verilmeye çalışılan bu hizmet, niye geliştirilerek sağlanmadı.

8. Adalar’ın turistik bir bölge olduğu söylenerek gelen ziyaretçilerin rekreasyon, lokanta ve plaj ihtiyaçlarını gidermek için toplu taşıma yapmak gerekiyor, gerekçesiyle faytonların kaldırılmasını söylemek de bizleri saf gibi görmek olmuyor mu? Bugüne kadar olduğu gibi parası yeten taksi niteliğindeki faytona biner, yetmeyen de Adalar’ın geleneğine uygun şekilde yürürdü. Sahiden siz çocuk mu kandırıyorsunuz?

a) Adalar bugün olduğu gibi dün de turistik bölgeydi. Dün toplu taşım yoktu diye ziyaretçiler söylenen alanlara gidemiyorlar mıydı? Şüphesiz ki yayan gidiliyordu. Yoksa bugün Adalar’ın yüzölçümü mü arttı?

Yoksa, 17 milyonluk İstanbul’un rekreasyon ihtiyacını Adalar ile karşılamak mı düşünülüyor? Yoksa, faytonculara verilen paraların birkaç senede amorti edilerek kâra geçilmesi mi düşünülüyor? Bugüne kadar olduğu gibi kaç kişi gelirse gelsin istedikleri yere yürüyerek gitmeliydiler. Adalar’ın en önemli özelliklerinden biri de, yasa ve kurul kararlarında belirtildiği gibi, yayalara öncelik tanınması değil miydi?

b) Seyahat hürriyeti adına her isteyenin gelmesinin Adalar’a ne mâliyet getirdiğinin hâlâ anlaşılmamış olması da cahillik ötesidir. Şüphesiz Adalar sadece Adalılar’ın değildir. Fakat böyledir diye Yalova, Bursa, İstanbul’un uzak yerlerinden 3-4 katlı motorlarla ve vapurlarla istîab haddi gözetilmeden sınırsızca gelinmesinin Adalar’ın ekolojik, kültürel hayatına ne gibi bir katkısı olabilir? Adalar’ın değerlerine ait hiçbir şey bilmeden gelip, yiyip içip hiçbir şey öğrenmeden giden bir kalabalıktan Adalar’ın ekolojik, tarihî, kültürel hayatına fayda beklenebilir mi?

Eğer Adalar’ı Mahmutpaşa Çarşısı olarak görüyorsanız, sadece çerçöp içinde kalmasını istiyorsanız, tabii ki “bırakınız geçsinler, bırakınız yapsınlar” dersiniz. Dünyanın tarihî, kültürel, ekolojik değeri olan turizm merkezlerine böyle sınırsız doldur-boşalt uygulamasıyla ziyaretçilerin alınmadığını bilmiyor musunuz?

9. Ağustos 2019 tarihinde yapılan Adalar Ulaşım Çalıştayı’nın ilgili gruplarında, etkileşim içinde çalışıp ortak akılda birleşerek “faytonların kaldırılması, ulaşımın elektrikli araçlarla sağlanması” görüşü asla ağırlık kazanmamıştır. Aksine kişisel kullanımdaki elektrikli araçların tamamen kaldırılması, FAYTON SİSTEMİNİN REHABİLİTE EDİLMESİ GÖRÜŞÜ AĞIRLIK KAZANMIŞ VE GRUP SÖZCÜLERİYLE AÇIKÇA BEYAN EDİLMİŞTİR!

Bu o kadar böyle olmuştur ki, hayvansever gruplar adına katılmış zevat, faytonların kaldırılması görüşü benimsenmediği için protesto edip çalıştayı terketmişlerdir. Çalıştayın gruplarında yönetici olan bilim insanları Prof. Dr. Haluk Gerçek, Prof. Dr. Murat Aslan hocalarımız da sanıyorum bu söylediklerimi teyit edeceklerdir. Diğer sözcülerden biri olan ve İTÜ’den tanışıklığım bulunan Prof. Dr. Alper Ünlü ile yaptığımız uzun telefon görüşmesinde söyledikleriyle bunu teyit etmiştir.

BU KONUDA İBB VE ADALAR BELEDİYESİ BAŞKANLARINI VE DİĞER YETKİLİLERİNİ DOĞRULARI SÖYLEMEYE DAVET EDİYORUM. Ya da çalıştayın bant kayıtlarını göstermelerini istiyorum.

Ayrıca, yerel seçimlerden önce 18 Mart 2019 tarihinde Büyükada Saat Meydanı’nda yaptıkları seçim mitinginde İBB ve Adalar Belediyesi başkanları faytonların kaldırılmasından asla bahsetmemişler, denetimli adil bir çözüm bulacakları sözünü vermişlerdi. Fakat ne olduysa 10 gün sonra da petseverlere faytonları kaldıracaklarına dair söz verdiler. Buna en hafif tabirle, “bu ne perhiz bu ne lahana turşusu” denilebilir ancak! Belki de faytonların kaldırılmasını isteyen 100 binlerce petseverin seçimde verecekleri oyları düşünülmüştür, kim bilir?

10. Faytoncular faytonların kaldırılmasını asla kabul etmemişlerdir. Asla birlikte ve gönül rızasıyla karar alınmamıştır. İstediğiniz faytoncuya sorun, bunu bize söyledikleri gibi soranlara da söyleyeceklerdir. Bir ay karantina, üç ay fayton koşmama cezasına, geçinme zorluklarına rağmen, mesleği bırakmaları karşılığında 300 bin lira verilmesini kabul etmeyen faytoncular, sonuna kadar bu kararlarından dönmemişlerdir.

İBB ve Adalar Belediyesi, İstanbul Valisi’nin Adalar’da bir tane at kalmayacaktır, emrine gönüllü olarak uymuşlar, bu doğrultuda beyanat vermeye başlamışlardır. Hatta bazı ilgililerin faytonculara, ya bu paraları alıp da mesleği bırakacaksınız ya da almadan, diye tehditvâri beyanları olduğunu biliyoruz. Nihayet faytoncular, petseverler ve diğer yetkililerin algılayamacağı türden bir ızdırap içinde hakiki mesleklerine son vermek, fayton ve atlarını satmak zorunda bırakılmışlardır. HANİ FAYTON MAFYASI VARDI?

Gelelim bugünkü uydurmalara…
1225 at varmış ve gayet iyi durumdaymış. 24 saat veterinerlik hizmeti veriliyormuş. 50 seyis işe alınmış. Padok alanı yapılmış. Mış mış mış…

1. Aralık 2019’da yapılan geceyarısı operasyonundan önce, eksiği var fazlası yok, 1700 civarında at vardı. Ruam sebebiyle 140 at öldürülmüştür. Şimdi İBB kendisinde 1225 at olduğunu söylüyor. Demek ki yasak süresince 300’den fazla at hapsolduğu, hareketsiz kaldığı için ortaya çıkan komplikasyonlar sebebiyle ölmüştür, yani bir bakıma öldürülmüştür. Çünkü böyle olacağı bilgisi kendilerine söylendiği gibi, yetkililerin hem kurumsal hem kişisel sosyal medya adreslerine de gönderilmiştir.

2. Atların ne kadar iyi olup olmadığı süreç içinde öldüğünden belli olmaktadır. Her atın günde en az iki saat istediği gibi koşmak, dolaşmak ihtiyacı vardır. Yeni yapılan küçük bir padok alanında 50 seyisin, 1225 atı iki saat dolaştırması fiziken imkânsızdır. Bu sebeple atlar hâlâ kalıcı arazlarla ve ölüm riskiyle karşı karşıyadır. Zaten 300’den fazla atın ölmüş olması da bunun delilidir.

Galiba İBB’ce “Ölen ölür kalan atlar gayet iyi durumdadır” felsefesi revaçtadır. 24 saat veterinerlik hizmeti verildiğine inanmak zor olsa da, bu hizmet tecrübeli at veteriner hekimleriyle mi veriliyor endişesi, bizim danıştığımız iki tecrübeli at veteriner hekimi tarafından da paylaşılmaktadır.

Gelelim diğer uydurmalara…
Atların sahiplendirilmesini ciddiyetle ele alıyorlarmış. Atları sahiplenecek kurum, kuruluş ve kişilerin yerleri, donanımları ilçe tarım müdürlüklerince ciddiyetle incelenecek, uygun bulunanlara atlar bedelsiz olarak verilecekmiş. Sonra da altı ayda bir ziyaret edilerek denetim yapılacakmış, —bir türlü hazırlayamadıkları— yönergedeki şartları yerine getirmeyenlere ağır cezalar vereceklermiş. Miş miş miş…

1. Ciddi iş yapanlar sahiplendirme yönergesini üç günde yaparlardı, bunlarınkiyse üç ayda yapılamayan seviyede bir ‘ciddiyet’ [?!] içerdiğine göre, sonrası da bunun gibi olacaktır demekte hiçbir sakınca görmüyorum.

2. İstanbul’da ve diğer illerde bedelsiz sahiplendirilen atların bakımlarının 6 ayda bir ehil kurumlarca, üstelik İBB yetkilisinin de dahliyle denetlenebileceğine inanacakların yaşı herhalde en fazla 7-8 olmalıdır. Adalar’da biz bu gibi söylemlere “at terli bu yokuşu yemez” deriz.

3. Hiçbir kurum, kuruluş ve kişi çalıştırıp da gelir elde etmeyeceği veya “faydalanmayacağı” atı bedelsiz de olsa almaz. Niye almaz? Cevabını İBB yetkilisi Orhan Demir 26 Mayıs’ta katıldığı bir radyo programında, bugüne kadar sadece yem gideri için 3 milyon lira harcadık, diyerek vermiştir. Neymiş efendim? Sadece yem gideri dahi tahammül edilemez boyutlardaymış. Elin adamıysa aldığı bedava ata para harcayarak iyi bakacak ve hiçbir şekilde “faydalanmayacak” öyle mi? Buna da, “anlat anlat heyecanlı oluyor,” diyebilirim ancak!

4. Dünyada da ülkemizde de AT NESLİ TÜKENMEKTEDİR. Türkiye’de 1970’lerde 1 milyon 200 bin civarında olan çeşitli ırklardan atların bugünkü mevcudu 110 bin mertebesindedir. Bu atlar buharlaşmamıştır. Bu atlar traktör kullanımı yaygınlaştıktan sonra köylünün işine yaramadığı için yok edilmiştir. Eşeklerin nesli de böyle tüketilmiştir.

AT NESLİNİN DEVAM EDEBİLMESİ İÇİN ATLARIN MUTLAK SURETTE DOĞASINA UYGUN ŞARTLARDA ÇALIŞTIRILMASI GEREKMEKTEDİR VE BUNDAN BAŞKA DA YOL YOKTUR.

Çünkü hiçbir kişi, kuruluş geri dönüş almadıkça atlara bakmak için harcama yapmaz, yapamaz. Bugün belediye yetkilileri 26 Mayıs’a kadar sadece yem masrafı olarak 3 milyon lira harcadıklarından yakınıyor. Oysa faytonlarda çalışırken faytoncular bundan yakınmıyordu.

İBB, atları ve faytonları almak için 90 milyon lira ödedi. Şimdi 50 seyise maaş ödüyor. Veteriner ve diğer bakım ücretleri de cabası. Üstelik vatandaşların belediyeye yaptıkları çeşitli vergi ödemeleriyle bunları karşıladı, karşılamaya devam ediyor. Faytonlar varken böyle bir sorun da yoktu. Önerdiğimiz gibi, bu kadar meblağı fayton sisteminin rehabilitasyonuna harcamayı göze alsalardı, bugün en gelişmiş ülkelerin dahi imreneceği, misal gösterilecek bir faytonculuk yaratabilirdik.

Bu diğer iki yanıyla önemliydi. Dünyada bu sayıda atın topluca bulunduğu, yürüdüğü, koştuğu, çocuklarla, insanlarla karşılaştığı, toplumla bir arada yaşadığı başka bir yer yoktur. Diğer yandan bu atlar neslin nasıl korunacağına ve yaşatılacağına da örnek teşkil etmekteydi. Aynı zamanda da, koşum takımları, semer, nal vb. üreticiliği, nalbantlık, hasır, fayton ve yem üreticiliği gibi tarihsel mesleklerin devam etmesini, meslek icra edilirken faytoncuların atlarla birlikte emeklerinin karşılığını almalarını da sağlamaktaydı.

ADALAR’DAKİ MOTORLU ARAÇ KULLANIMI TARİHİ
(Draje hap şeklinde kısacık sunuyorum.)

Adalar’da 20. yüzyılın başından 1950’lere kadar az sayıdaki itfaiye araçları dışında yasal olarak kullanılan motorlu araç yoktu.

Adalar’a motorlu araçlar ilk kez kamu idarelerinin kullanması maksadıyla 1957 yılında getirilmiştir. Bu tarihte askerî lojmanların yapımında kullanılan kamyonlar işleri bittiğinde geri gönderilmiştir.

Bunun dışındaki inşaatlara, malzemeler uzun süre eşeklerle ve at arabalarıyla taşınmıştır. 1950’lerin sonuna doğru Terkos suyu pompalanmaya başlanmasına kadar içme suyu da sakalar marifetiyle eşeklerle ve sonra at arabalarıyla dağıtılmıştır. —Heybeliada’dan Adem Amca ile Zekeriya Amca’yı şükranla anıyorum.

Aynı tarihlerde at arabalarıyla toplanan çöplerin dökümü esnasında arabaların uçuruma düşmesi gibi kazalar sebebiyle sınırlı sayıda motorlu çöp kamyonları getirilmiştir. Bu arada emniyet teşkilatına jip, sanatoryuma ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na sınırlı sayıda motorlu taşıma araçları da getirilmiştir. Fakat aynı zamanda Katana atlarının çektiği arabalar da kullanılmaya devam edilmiştir.

12 Eylül 1980’e kadar kamu idarelerin kullandığı motorlu araçlar kısmen yenilenmişse de fazla artırılmamıştır, hepsi budur. 1980’den sonra kamu idaresinin aklına motorlu araç sayısını artırmak gibi sözümona “çağdaş teknoloji”den yararlanmak geldi.

Adalar 1984’te bir yandan SİT bölgesi ilan edilirken diğer yandan -—müteahhitlerin hakkı unutulmayarak— imar planı yapılıncaya kadar ilgili Koruma Kurulu’nca ‘geçiş dönemi yapılanma şartları’ gibi ucube bir karar kapsamına alınmıştır.

Bu tarihten itibaren de hafriyat ve malzeme taşım hizmetlerinin büyük motorlu araçlarla sağlandığı inşaatlarla “çağdaş beton kimliğine” kavuşturulmuştur Adalar.

Şimdi de ulaşımın otobüs, minibüs ve taksilerle motorize edilmesine kafalarına göre karar veren hâkim zümre, herhalde Adalar’ın modernleşmesinde çağ atlanacağını düşünüyor. “Post-truth” dediğimiz dönem tam da budur işte!

H. Cevad Özdil
__________

(*) Post-truth: Belirli bir konu üzerinde nesnel hakikatlerin, doğruların, olguların önemsizleştirilerek kişilerin, zümrelerin kanaatlerinin, düşünce ve duygularının galebe çalınması.

[1] İstanbul III numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu 16.06.1999 tarih ve 11012 sayılı kararında şöyle deniyor:

İstanbul İli Adalar İlçesinde, motorlu araçların kullanımı ile ilgili Kurulumuzca daha önceki tarihlerde alınan kararlarda vurgulandığı gibi Adalar’daki bütün yolların prensipte yaya yolu olması öngörüldüğünden motorlu araçların kullanılamayacağına, ancak Belediye ve Kaymakamlığın sağlık, itfaiye, temizlik, orman hizmeti, emniyet hizmetleri için kullanılmak üzere kısıtlı miktarda araç kullanılabileceğine, İl Trafik komisyonunun bu konudaki 25.12.1998 gün ve 1998/138 sayılı kararının bu kararın ışığında yeniden gözden geçirilmesine, bu karara aykırı hareket edilmesi durumunda 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununa göre işlem yapılmasına karar verildi.

[2] İstanbul V numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu 25.06.1999 tarih ve 1310 sayılı kararında şöyle deniyor:

İstanbul İli Adalar İlçesinde fayton, yaya, bisiklet trafiğine ilişkin, Adaların genel turistik değeri göz önüne alındığında söz konusu alanın sit alanı olması ve Adalar’ın genel anlamda sit alanı ilan edilirken tarihi ve pitoresk yapısına dikkat çekilmesi taşınmaz kültür varlıklarının muhtelif olarak korunmasının yanı sıra Adalar’ın bütüncül olarak tarihi yapısının korunmasının esas olması Adalar’ın tescilli yapıları ile tarihi yapısının devamının sağlanması ve gelecek nesillere aktarılabilmesi amacıyla bir takım tedbirlerin alınması gerekmesi nedeniyle bütün yolların prensipte yaya olarak belirlendiğine, bu nedenle ilçenin kültür kimliği ve diğer özelliklerinin korunmasının bir gereği olarak Adalar genelinde motorlu taşıt trafiği olamayacağına ve Adaların bu önemli özelliği kısmi bile olsa bozulamayacağına, ……. Adaların tümünde ulaşım sorununa daha kalıcı çözümler üretmek amacıyla ilgili yerel yönetimleri ile işbirliği içinde ulaşım mastır planının hazırlanmasının istenmesine karar verildi.

Sağlık sebebiyle aciliyet arz eden durumlarda tam teşekküllü sağlık kurumlarından alınmış heyet raporu ile ihtiyacı tespit edilmiş ve Adalar’da ikamet eden vatandaşlar için 250 kg ağırlık ve 20km/sa hıza sahip, 3 veya 4 tekerlekli akülüelektrik şarjlı araçların Belediye’nin yazılı izni ile kullanılabileceğine

[3]

Kamu kurum ve kuruluşları ve belediyeler ile gerçek ve tüzel kişiler, Koruma Yüksek Kurulu ve koruma bölge kurullarının kararlarına uymak zorundadır.

2863 sayılı Kültür ve Sanat Varlıklarını Koruma Kanunu Madde 61-(Mülga:17.06.1987 3386/18 md.; Yeniden düzenleme: 14.07.2004–5226/13 md.)


ADA, AT ve BİZ’e dair
Adalar Postası’nda yayımlanan yazılar…

• “İstanbul Adaları’nda Trafik Canavarının Usulsüz Seyrine Seyirci Kalmayacağız!… Faytonlarımızı da Vermeyeceğiz!…”, Adalar Postası-2684 (21.3.2012).
https://wp.me/p2Emvm-36E

• Emin Mâhir Başdoğan, “Ada, At ve Biz”, Adalar Postası-2756 (10.5.2014).
https://wp.me/s2Emvm-2756

• Ada, At ve Biz Çalışma Grubu, “At ve Faytondan Yana”, Adalar Postası-2766 (27.8.2014).
http://wp.me/s2Emvm-2766

• Emin Mâhir Başdoğan, “Hariçten Bir Gazel ve/ya Taaa İçten Bir Sesleniş”, Adalar Postası-2767 (5.9.2014).
https://wp.me/s2Emvm-2767

• Arif Çağlar, “Adalar’da Motorlu Araç Trafiği İcat Etmek İsteyen Kim?”, Adalar Postası-2794 (30.4.2016).
https://wp.me/s2Emvm-2794

• Hakkı Taşdemir, “Adalar’da Sürdürülebilir Ulaşım (mış), Adalar Postası-2796 (3.5.2016).
https://wp.me/s2Emvm-2796

• Ada, At ve Biz Çalışma Grubu, “Fayton Taşımacılığı Uygulama Esasları…”, Adalar Postası-2800 (27.6.2016).
https://wp.me/s2Emvm-2800

• Arif Çağlar, “İAKTVKD’nin Adalar’da Çalıştırılan Atlarla İlgili Güncel İki Girişimi…”, Adalar Postası-2801 (15.7.2016).
https://wp.me/s2Emvm-2801

• Tekin Deniz, “At”, Adalar Postası-2873 (15.9.2018).
https://wp.me/s2Emvm-2873

• Şahika Savran, “BirGün Gazetesi ÖDP’nin At Ölümlerine Dair Zırvasını Nihaî Hakikatmış Gibi Yayımlamış”, Adalar Postası-2881 (05.01.2019).
https://wp.me/s2Emvm-2881

• Arif Çağlar, “Adaları Motorlu Araç Trafiğine Açmak Hevesine Yeni Plan…”, Adalar Postası-2891 (12.2.2019).
https://wp.me/s2Emvm-2891

• “Fayton Yasağı Öğünülecek Bir Şey Değildir, ‘Atları Kurtarmak’ Hiç Değildir! (Yeşil Gazete’nin Sorularına Melda Keskin ile Mahir Başdoğan’ın Verdiği Cevaplar…)”, Adalar Postası-2900 (18.8.2019).
https://wp.me/s2Emvm-2900

• “İstanbul Adaları Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Derneği ile Ada, At ve Biz Platformu’ndan Kamu Oyuna Duyurulur!”, Adalar Postası-2901 (21.9.2019).
https://wp.me/s2Emvm-2901

• Mahir Başdoğan, “Ada Faytonlarındaki Atlar”, Adalar Postası-2902 (21.9.2019).
https://wp.me/s2Emvm-2902

• H. Cevad Özdil, “Adalar ve Faytonlar”, Adalar Postası-2903 (21.9.2019).
https://wp.me/s2Emvm-2903

• Arif Çağlar, “İki Belediyenin Operasyonu”, Adalar Postası-2904 (21.9.2019).
https://wp.me/s2Emvm-2904

• İAKTVKD Yönetim Kurulu Üyeleri ile At ve Atçılık Uzmanı Dernek Yetkilisi Emin Mâhir Başdoğan, “İstanbul’umuzun At ve Fayton Zenginliğini Bilelim ve Koruyalım”, Adalar Postası-2905 (21.9.2019).
https://wp.me/s2Emvm-2905

• “ADAm gibi ADAMLAR… ADA gibi ADALAR…”, Adalar Postası-2906 (23.9.2019).
https://wp.me/s2Emvm-2906

• “Adalar Belediyesi ve Kaymakamlığı İsterse Faytonlar da Adalar da Düzelir!”, Adalar Postası-2910 (27.11.2019).
https://wp.me/s2Emvm-2910

• Emin Mâhir Başdoğan, ”İstanbul Adaları Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Derneği’nin (İAKTVKD) Adalar’da Ruam Hastalığı Tespit Edilen Fayton Atlarının İtlafı Hakkında Kamuoyuna Duyurusudur!”, Adalar Postası-2914 (19.12.2019).
https://wp.me/s2Emvm-2914

• Melda Keskin, “Faytoncuları Korumadan Atları Koruyamazsınız ki…”, Adalar Postası-2916 (21.12.2019).
https://wp.me/s2Emvm-2916

• Emin Mâhir Başdoğan, “Faytonlara Dair 21 Aralık 2019 Tarihli İBB Toplantısı Hakkında…”, Adalar Postası-2918 (21.12.2019).
https://wp.me/s2Emvm-2918

• Engin Damcı, “Proje Taşeronu”, Adalar Postası-2919 (26.12.2019).
https://wp.me/s2Emvm-2919

• “Adalar’daki Atlar ve Faytonlarla da İlgili Bir ‘Meclis Araştırması Komisyonu’ Raporu’nun Eleştirisi – İAKTVKD (05.01.2020)”, Adalar Postası-2920 (07.01.2020).
https://wp.me/s2Emvm-2920

• Emre Yalçın, “Kafka Dingo’nun Ahırında Daha Doğrusu Adalar’da…”, Adalar Postası-2921 (10.01.2020).
https://wp.me/s2Emvm-2921

• “İAKTVKD Adalar’da Fayton Yasaklama Kararına Karşı Dava Açtı”, Adalar Postası-2922 (12.01.2020).
https://wp.me/s2Emvm-2922

• Arif Çağlar, “Adalar’da Atların Faytonlara Koşulmasının Yasaklanması Kararına Karşı”, Adalar Postası-2923 (12.01.2020).
https://wp.me/s2Emvm-2923

• Emin Mâhir Başdoğan, “İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden Cevap Geldi”, Adalar Postası-2924 (13.01.2020).
https://wp.me/s2Emvm-2924

• Deniz Emin Tüfekçi, “Ben de Sizi Ada’da Yaşıyor Sanıyordum!?”, Adalar Postası-2925 (13.01.2020).
https://wp.me/s2Emvm-2925

• Hakkı Taşdemir, “Faytonun Yolculuğu”, Adalar Postası-2926 (13.01.2020).
https://wp.me/s2Emvm-2926

• H. Cevad Özdil, “Faytonların Kaldırılması Çoklu Cinayettir!”, Adalar Postası-2927 (13.01.2020).
https://wp.me/s2Emvm-2927

• Melda Keskin, “Adalar’daki Fayton Atları Özelinde, ‘Türcü’ Olmadığını Söyleyerek Yasak Peşinde Koşanlara ‘Tersine Sorular’…”, Adalar Postası-2928 (15.01.2020).
https://wp.me/s2Emvm-2928

• Arif Çağlar, “Adalar’da Fiili Durum”, Adalar Postası-2929 16.01.2020).
https://wp.me/s2Emvm-2929

• Arif Çağlar, “Adalı STK’lar İBB Yetkilisiyle Görüşecekmiş!?”, Adalar Postası-2930 (19.01.2020).
https://wp.me/s2Emvm-2930

• “İAKTVKD, İBB Başkanlığı ve TUHİM Kararlarına Karşı da Dava Açtı”, Adalar Postası-2931 (22.01.2020).
https://wp.me/s2Emvm-2931

• Engin Damcı, “Gel de Gülme”, Adalar Postası-2932 (23.01.2020).
https://wp.me/s2Emvm-2932

• Emin Mâhir Başdoğan, “Ahırda Kapalı Atlarda ‘Birdenbire’ Görülen Ölümler Hakkında”, Adalar Postası-2933 (25.01.2020).
https://wp.me/s2Emvm-2933

• Ada, At ve Biz Platformu, “Adalar Atlarını ve Faytonlarını Savunuyor! – I”, Adalar Postası-2934 (25.01.2020).
https://wp.me/s2Emvm-2934

• Ada, At ve Biz Platformu, “Adalar Atlarını ve Faytonlarını Savunuyor! – II”, Adalar Postası-2935 (25.01.2020).
https://wp.me/s2Emvm-2935

• Ada, At ve Biz Platformu, “Adalar Atlarını ve Faytonlarını Savunuyor! – III”, Adalar Postası-2936 (25.01.2020).
https://wp.me/s2Emvm-2936

• (Söyleşi: Siren İdemen), “Heybeliada’nın Atları ve Faytoncu Ailelerin Kadınları – Atların Adları Var”, Bir+Bir Forum, 25.01.2020.
https://birartibir.org/aidiyetler/578-atlarin-adlari-var
+ Adalar Postası-2937 (26.01.2020).
https://wp.me/s2Emvm-2937

• Aytekin Cengiz, “Adalar’da Arabaların Yerine Otomobiller Çalıştırılamaz…”, Dünya Gazetesi, 21.6.1963.
+ Adalar Postası-2938 (26.01.2020).
https://wp.me/s2Emvm-2938

• “Adalar’ın Özellikleri Minibüsle Bozulamaz”, Dünya Gazetesi, 31.8.1963.
+ Adalar Postası-2939 (28.01.2020).
https://wp.me/s2Emvm-2939

• “Adalar’daki Arabaları Kaldırmak İsteyenlere Napoli’den Bir Örnek”, Dünya Gazetesi, 05.12.1963.
+ Adalar Postası-2940 (29.01.2020).
https://wp.me/s2Emvm-2940

• Emin Mâhir Başdoğan, “Ada(lar) Topografyası Atlı Araba Çalışmasına Münâsip midir?”, Adalar Postası-2941 (09.02.2020).
https://wp.me/s2Emvm-2941

• Emin Mâhir Başdoğan, “Güven İslamoğlu’nun Fayton Atları Hakkında CNN-Türk’te Yayınlanan YEŞİL DOĞA Programı Üzerine Birkaç Söz…”, Adalar Postası-2942 (12.02.2020).
https://wp.me/s2Emvm-2942

• (Söyleşi: Siren İdemen), “Büyükadalı Faytoncu Mehmet Kurnaz’ın Gözüyle Atlar ve Faytonlar – Gerçeğini Konuşacağız Her Şeyin”, Bir+Bir Forum, 02.02.2020.
+ Adalar Postası-2943 (12.02.2020).
https://wp.me/s2Emvm-2943

• (Söyleşi: Siren İdemen), “Büyükadalı Faytoncu Hayko Belek’in Gözüyle Atlar ve Faytonlar – Ata Saygı Göstereceksin”, Bir+Bir Forum, 07.02.2020.
+ Adalar Postası-2944 (12.02.2020).
https://wp.me/s2Emvm-2944

• Emin Mâhir Başdoğan, “İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Ada Faytonlarını ve Onların Atlarını Satın Alacağına Dair Basında Çıkan Haberler Hakkında Kamuoyuna Duyurumuzdur…”, Adalar Postası-2945 (15.02.2020).
https://wp.me/s2Emvm-2945

• “Aklî Meleke/Hukukî Ehliyet Raporsuz Bir Rapor ile Kararsız Kararı!”, Adalar Postası-2950 (27.02.2020).
https://wp.me/s2Emvm-2950

• Emin Mâhir Başdoğan, “At Sahiplendirmek, Padok Alanı Açmak ve Benzeri Konularda Bir Hasbıhal…”, Adalar Postası-2963 (15.4.2020).
https://wp.me/s2Emvm-2963

• Emin Mâhir Başdoğan, “Adalar’ın Fayton Atları da Serum İmalathanesine mi Gönderiliyor?”, Adalar Postası-2969 (12.5.2020).
https://wp.me/s2Emvm-2969

• Osman Furkan Aydın, “Adalar’ın Atları ve Önümüzdeki Fırsat (Yoldaş Türümüz Atlar)”, 1+1 Forum, 22.5.2020.
+Adalar Postası-2971 (23.5.2020).
https://wp.me/s2Emvm-2971

• Arif Çağlar, “CHP’li İBB Başkanlığı’nın Yüz Kızartıcı Bir Belgesi”, Adalar Postası-2974 (02.6.2020).
+ Emin Mahir Başdoğan, “İBB’nin Cevap Olmayan Cevabına Dair Cevabî Yazımızdır…”, Adalar Postası-2974 (02.6.2020).
https://wp.me/s2Emvm-2974

• Arif Çağlar, “TUHİM’in Satın Alınan Faytonlarla İlgili Cevap Olamayan Cevabı”, Adalar Postası-2975 (03.6.2020).
https://wp.me/s2Emvm-2975

• Arif Çağlar, “Heybeliadalı Deniz Tüfekçi’nin Mektubu”, Adalar Postası-2976 (03.6.2020).
https://wp.me/s2Emvm-2976

• Emin Mahir Başdoğan, “Atçılık Hakkında Bir Deneme: Kisber Felver Macar Yarımkan Atı”, Adalar Postası-2978 (09.6.2020).
https://wp.me/s2Emvm-2978

• Arif Çağlar, “İstanbul’un Adalar’ı Görev İhmalleri, Yasalara Aykırı Uygulamalar ve Yalanlarla Bitirildi”, Adalar Postası-2979 (19.6.2020).
https://wp.me/s2Emvm-2979

• Emin Mahir Başdoğan, “Adalar İlçesinde ‘Ulaşım’ Demişken; İBB’nin Elektrikli Otobüslerine Yerinde Bir İtiraz…”, Adalar Postası-2980 (23.6.2020).
https://wp.me/s2Emvm-2980

• H. Cevad Özdil, “Dünya’nın ve Türkiye’nin En Önemli Doğal, Kültürel, Mimari Miraslarından Biri Olan İstanbul Adaları, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Eliyle Motorize Ediliyor!”, Adalar Postası-2981 (25.6.2020).
https://wp.me/s2Emvm-2981


Bir Cevap Yazın

Please log in using one of these methods to post your comment:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

Kategoriler

%d blogcu bunu beğendi: