* * *
2- Emine Çiğdem Tugay: “Her iki manada akla boku karıştıranlara… Ağanın gözü ata tımardır!…
3- Özcan Yüksek: “Adalar’dan atları kovduğumuzda, eski dostlarımızın ölüme gittiklerini biliyoruz. Başka nereye gidebilirler ki? Biz de, aküyle çalışan ölü atlarımıza bineriz. Diyecekler ki, ölü atımız daha hızlı gider. Ama ölü at, nereye gider?…”
4- Önay Yılmaz: “Büyükada’da atlı faytonların yerini akülü faytonların alması için bir seferberliktir gidiyor. Bu akülü faytonları, atlara kötü davranıldığı için desteklediklerini söylüyor bazı kişiler… O zaman bu güruha sormak lazım; akülü faytonlar konusu gündeme gelmeden önce neden bu zavallı atların durumunu hiç gündeme getirmediniz?…”
5- Vedat Özdan: “Elektrikli faytona hayır diyenlere itirazımız yok varsayalım. İyi de bu sorun böyle mi kalacak?…”
6- Selin Aygün: “Adalar’daki faytonlar, gerçekten atların durumuna üzüldükleri için kaldırılmıyor! Adalar şehirleştirilmek isteniyor. Bunu görmek çok mu zor?…”
10- Vartan Estukyan: Büyükada’nın Ermeni faytoncuları…
11- Ezginin Günlüğü: “Biz faytona ne zaman bindik, en son ne zaman?…”
12- Atlas: “Heybeliada’da bir GSM firması tarafından izinsiz olarak kurulmak istenen baz istasyonu, Heybeliada halkının uzun süreli direnişi sonucunda mühürlendi…”
13- Ayşe Cemre Tatlıcı: “Adalılar yeni başlıyorsunuz mücadeleye…”
14- Deniz Toprak: “Adalar Bölge Şefi Yüksel Özcan, ‘Keşke Büyükada da Burgaz gibi yansa, sonra tekrar ağaçlandırılsa. Çünkü bütün ağaçlar böcekli ve sağlıksız‘ demiş…”
15- Yolda…
16- Ebru Gümüş: “Mavi Marmara geleneğini bozmadı…”
17- Şükrü Abanoz: “Türk Milletini yurt içinde ve yurt dışında yaptığı konuşmalarda —İnsanlık tarihinin en utanılacak, en aşağılık suçu olan— soykırım yapmakla suçlayan ve bu söylemleri yüzünden katledildiği ileri sürülen Hrant Dink’in adının çocuk parkına verilerek ölümsüzleştirilmesinin dayanağı nedir?…”
18- İskelede beklerdi on dokuz on biri Kınalı’nın kedileri…
19- Büyükada Güven Pastahanesi‘ne elveda!…
20- Adalarda talim var!.. Ustura Kemal Heybeliada’da göründü…
21- Adalar Müzesi‘nde maket atölyesi…
22- Kuşlar Âlemi‘nden…
23- Yüzler Defteri‘nden…

Akla boku karıştıranlara…
“Ağanın gözü ata tımardır”
Emine Çiğdem Tugay
_____________________________________________
Atlas, Nisan 2012
Ölü Atlar Adası
_____________________________________________
t24, 29.3.2012
http://t24.com.tr/yazi/o-at-pisliginin-kokusunu-cok-ararsiniz-sonra/4886
O at pisliğinin kokusunu çok ararsınız sonra!
_____________________________________________
From: BİLGE ORHAN
Subject: Conversation with Bilge Orhan
Date: March 30, 2012 2:24:50 AM GMT+03:00
To: adalarpostasi@gmail.com
http://t24.com.tr/yazi/buyukadanin-at-pisligi-dolu-caddeleri-ve-bisiklet-teroru/4892
Büyükada’nın at pisliği dolu caddeleri ve bisiklet terörü
Özlem bu ya, büyük bir heyecanla yerleştik adaya. Ama sonrası!
Hiç unutamam ilk gecemizi: Aklımda; ak güvercinler gibi, hep bir masumiyet ve özgürlük sembolü olarak kalmış olan, Ahmet Hamdi ve Sait Faik’in romanlarından bildiğim martıları yakından tanıma fırsatım oldu o gece.
Deryalar açılır, kat kat…
Görünsün karşıdan İstanbul şehri…”
_____________________________________________

Subject: Fayton konusu
Date: March 29, 2012 1:14:48 PM GMT+03:00
To: adalar.postasi@gmail.com
Fayton konusu…
Faytona dair;
Fikirler atılıyor ortaya. AKP Büyükşehir Belediyesi UKOME eliyle bir karar almış, Adalar’dan fayton sayısı azaltılacak, at yerine akülü motor çekecek faytonu. Yani, Adalara motorlu araç girişi serbest oluyor bu kararla. Bu kabul edilirse, zorunlu olanların dışında motorlu araç —akülü bile olsa— girerse, Adalar’da yüzlerce motorlu araç olacağı açıktır. Pek yakında görürüz, belki başımıza da gelebilir, “akülü faytonun çarptığı……..” haberleri… Şikâyet yazıları başlar, ”bu faytonların karıştığı kaçıncı kaza.., “‘öyle bir süratle geliyordi ki üzerimize…”, ”korkudan sokağa çıkamaz olduk….” ,”Ada halkı çocukların oyun alanına dalan faytoncuyu protesto…..”, ”Faytonun freni tutmadı, ben ne yapayım abi..”, ”Faytoncu faytoncudan şikayetçi….”, ”Yok mu bunlara bir dur diyecek….” Neyse uzatmayayım ama olacağını bilmek kehanet istemeyecek kadar kolay. Konuştuğum faytoncu esnafı karardan memnun görünmüyor. Böyle bir karar almak için fikirleri de sorulmamış anlaşılan.
Kimi halktan insanlar memnun görünüyor. Efendim faytoncunun birisi geçmişte Amerikalı turiste tecavüz etmiş!… Sanki araçlardan atları değil, arabacıyı kaldırma kararı almışlar gibi…. Ya da aynı herzeyi yemiş bir taksi şöförünü örnek gösterip, taksicilik kaldırılsın demeye benziyor bu söylenen. Kimisi kokudan, kimisi pislikten kurtulacağımızı yazmış… Canlı bu, hayvan bu, yiyecek içecek, pisleyecek, insanlar gibi yani. Nasıl insanlar içinde oraya buraya pislemek konusunda bir denetim var, her önüne gelen tuvalet olarak sokağı kullanmıyorsa, atlara da bu konuda yeni olanaklar sunulur, tedbirler alınır ve en önemlisi durum denetlenir. Sahipleri eğitilir. Bisikletlerin hızlarından kontrolsüz trafik hareketlerinden dolayı bile şikâyet konusu oldıuğu bilinmektedir. Akülü bu araçlara kimbilir neler söylenecektir. Hayvanseverlere gelince, ata binmek, yük hayvanı olarak kullanmak, faytona koşmak her yerde var olan bir olgu. Aklı başında bir yaklaşım eziyet etmeden kullanmayı gerektiriyor. Bu da denetime hallolacak bir konudur. Kaldı ki faytoncu ile at sanki bir aile ferdi gibi yakındır birbirine.
Evet, doğruya doğru, Adalar’daki faytonlar dünyanın belkide en kötü, en ilkel, en zavallı faytonları. Ne bir standardı var, ne korunaklı, ne yeterince emniyetli, ne de rahat. Hele faytoncu esnafı. Onun da bir standardı yok. Peki faytoncu mu suçlu bunda? Belki ama en son sırada suçlu kişi faytoncunun kendisidir. Bir allahın kulu bu esnafla oturup nedir derdin kardeşim diye sormuş mu? Yok, bir standart getireceğiz, böyle düşünüyoruz, sizin fikriniz nedir demiş mi? Yok, esnafı eğitme konusunda bir çaba, girişim, niyet var mı? Yok! Dünyanın her yerinde fayton var, faytoncu var. Bir çok büyük kentte, taksi parasının 2 katı fiyatla sizi gideceğiniz yere götürür ya da motorlu taşıtların girmesinin yasak olduğu yerlerde gezdirir konukları. Orada da atlar sokağa işer ama bekleme yerlerinde geniş ızgaralar vardır, yemlerine bir şey karıştırırlar, koku yapmaz dışkıları, faytonları köşk gibidir, kadife koltukları vardır, metal kısımları ayna gibidir, gece fenerleri vardır, iki yanda yanan… Ve faytoncular, görseniz lord sanırsınız, uzun siyah fraklı, uzun silindir şapkalı temiz giyimli, beyaz eldivenli faytoncular. Arabasına bindiğinizde, kendinizi prens, prenses zannedersiniz, beraber fotoğraf çekmek için 3-5 kuruş daha bahşiş vereceksiniz. Yoksa dönüp bakmaz size.
Adaları faytonsuz bırakma girişimidir akülü araç sokma çabası, fayton işin kamuflajı, amaç Adaları motorlu araçlara açmak ormanı imara açmak, bunlar hepsi planlı adımlardır, uyanık olmalıyız. Ada senin, benim, hepimizin, elimizden gitmesine izin vermeyin. Ben belediye başkanı olsam, kaymakam olsam, mülki amir olarak hiç motorlu taşıta binmem, makam aracım fayton olur ya da bisiklet. Çok isteniyorsa akülü araç, o zaman kamyonundan jipine, kim adaya motorlu araç sokmak istiyorsa sadece akülü araçlar, cankurtarandan, polis arabasına kadar hepsi akülü olmak ve 20 km üst hız sınırında olmak zorundadır diyerek kural getireceksin. UKOME’ ye duyurulur.
Deniz Tüfekçi
_____________________________________________
_____________________________________________
CnnTürk, 21.9.2009
http://video.cnnturk.com/2009/haber/9/21/buyukadada-elektrikli-fayton-donemi-basliyor
Atlı faytonların ayrı bir renk kattığı Büyükada’da şimdi “elektrikli fayton” dönemi başlıyor. Aküyle çalışan elektrikli fayton beygir gücüne oranla daha hızlı ve daha temiz. CNN TÜRK, Adalar Belediye Başkanı Mustafa Farsakoğlu ile birlikte elektrikli fayton ile ada turuna çıktı.
http://www.agos.com.tr/buyukadanin-ermeni-faytonculari-1140.html
Büyükada’nın Ermeni faytoncuları
Hayk ve Sefon Belek, geçimlerini Büyükada’da faytonculuk yaparak sağlayan ve bu mesleği büyükbabalarından öğrenmiş iki kardeş. Bir diğer emektar faytoncu, 70 yaşındaki Kevork Beyleryan, “Arabacılık baba mesleğimdir. 1958’de başladım bu işe. 1974’te Amerika’ya gittim, orada 24 yıl kuyumculuk yaptım ama 1998’de Türkiye’ye dönüp tekrar arabacılık yapmaya başladım” diyor.
Adaya bahar gelince faytonlar konuşulur
Son günlerde basında, Haziran ayında Prens Adaları’nda fayton kullanımına son verileceğine ve onların yerine ‘elektrikli fayton’ denen golf arabalarının getirileceğine dair haberler yer alıyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin, adalarla özdeşleşmiş taşıtlar olan faytonlarla ilgili kararına dair tartışmalar sürerken, Büyükada’nın yolunu tutup, hem arabacılık yapan Ermenilerle, hem de İstanbul Arabacılar ve Motorsuz Taşıt Vasıtaları Esnaf Odası Başkanı Hüseyin Çülban ile konuştuk.
Babadan faytoncu
Hayk ve Sefon Belek, geçimlerini arabacılık yaparak sağlayan ve bu mesleği büyükbabalarından öğrenmiş iki kardeş. 1958 yılında İstanbul’da doğan Sefon Belek, çocukluğundan beri faytonculuk yaptığını anlatıyor: “Arabacılık, bizim aile mesleğimiz. Zamanında, büyükbabamın sekiz-on arabası vardı. Biz onun yanında yetiştik. Dayım da arabacıydı. Ben yazları adaya gittiğimde büyükbabamın yanında oturur, onu izlerdim. Merakı olan, heves eden herkes öğrenebilir bu işi.” 35 yıldır Büyükada’da yaşayan Sefon Belek, faytonların kaldırılacağına dair söylentilerin emekçileri rahatsız ettiğini ifade ediyor.
‘Adalar cehenneme döner!’
Hayk Belek ise, Büyükşehir Belediyesi’nin bu kararıyla, adalardaki tüm esnafın işsiz kalacağını, ayrıca elektrikli faytonların adaların yol şartlarına uygun olmadığını söylüyor: “Anıtlar Kurulu’nda, adalar, bisiklet ve yaya yolu olarak gözüküyor. Ama elektrikli faytonun işlevsel hale gelmesi, diğer motorlu taşıtların da adaya gelmesinin önünü açacak. Böyle olunca da, adalar motorlu taşıt cehennemine dönecek.”
Ada halkı, yazın, arabacılar, ada sakinlerine hizmet vermemesinden, daha çok ücret alabilmek için özellikle turistleri beklemesinden şikâyetçi. Hayk Belek, bu söylentilere karşı çıkıyor: “Arabacı, sırası gelen müşteriyi almak zorunda. Bir kişi böyle söylentilerle dedikodu yayıyor, sonra da suçlanıyoruz. Bunun gerçeklik payı yok. Turist gelince iki ön sıraya giren üçkâğıtçılar var aramızda ama biz de onları görünce, gerekli maddi cezayı kesiyoruz.”
‘Faytonlar giderse turist gelmez’
[…]
______________________________
Biz faytona ne zaman bindik, en son ne zaman?
______________________________
Kaçak İDO İskelesi’ne Kaçak Baz İstasyonu
Heybeliada’da bir GSM firması tarafından izinsiz olarak kurulmak istenen baz istasyonu, Heybeliada halkının uzun süreli direnişi sonucunda mühürlendi.
Tarihi ve doğal güzellikleriyle İstanbulluların uğrak noktalarından biri olan Adalar ilçesindeki hukuksuzluğa bir yenisi daha eklendi. Anıtlar Kurulu’na ait olan ve sahile kaçak olarak inşa edilen İstanbul Deniz Otobüsleri İşletmeleri AŞ. (İDO) iskelesinin çatısına izinsiz kurulmak istenen baz istasyonu halkın büyük tepkisine yol açtı.
22 Mart Perşembe günü Heybeliada Deniz Otobüsü iskelesine baz istasyonu kurmak için malzemeleriyle gelen GSM şirketi çalışanları, Adaturka Kafe işletmecisi Süleyman Durmuş’un durumu fark etmesi üzerine engellenirken, aynı ekip, hiçbir yasal izne gerek duymadan bir hukuk skandalına imza attı. GSM şirketi, bütün itirazlara rağmen emniyetten talep ettiği güvenlik güçleri eşliğinde baz istasyonunu kurdu. Ada halkının yoğun direnişi sonucunda 27 Mart 2012 tarihinde olay yerinde bulunan zabıta görevlilerine tutturulan tutanakla belgelenen bu hukuksuzluğa, ada sakinleri “Ne pahasına olursa olsun çocuklarımızın geleceğinin karartılmasına izin vermeyeceğiz ve bu hukuksuzluğa engel olacağız “ dedi. Baz istasyonunu derhal sökülmesi gerektiğini belirten kalabalık bir grup İDO’yu işgal ederek çalışmaları engelledi. Baz istasyonu çalışmaları, protestoların artmasıyla, Adalar Belediyesi tarafından durduruldu ve baz istasyonu izinsiz olduğu gerekçesiyle mühürlendi.
Konuya ilişkin bir açıklama yapan Heybeliada Mahallesi Muhtarı Aslı Yalap baz istasyonunun kurulmak istendiği İDO iskelesinin kullanım izninin Anıtlar Kurulu’na ait olduğunu ve kurulun onayı olmadığı sürece hiçbir çalışmasının söz konusu olamayacağını belirtti. Yine adaların sit alanı olması dolaysıyla yapılacak olan çalışmaların Anıtlar Kurulu iznine bağlı olduğunu belirten ve adının açıklanmasını istemeyen bir emniyet mensubu ise, “Emniyetin talep ettiği güvenlik kamerası için altı aydır izin bekliyoruz” dedi.
Yetkilileri halkın sağlını tehlikeye atan bu uygulamaya kimlerin izin verdiğinin araştırılmasını ve uygulamanın derhal durdurulmasını isteyen Heybeliada halkı, Avukat Sennur Baybuğa vekaletinde yürütmenin durdurulması ve istasyonunun kaldırılmasına ilişkin dava dilekçesini mahkemeye verdi.
______________________________

From: AYŞE CEMRE TATLICI
Subject: [BURGAZADA’YA BAZ İSTASYONU İSTEMİYORUZ!!!]
Date: March 29, 2012 9:21:25 PM GMT+03:00
To: BURGAZADA’YA BAZ İSTASYONU İSTEMİYORUZ!!!
FaceBook, 29 Mart 21:21
ADALILAR YENİ BAŞLIYORSUNUZ MÜCADELEYE..
______________________________

“Keşke Büyükada da Burgaz gibi yansa”
YOK MU ADALAR’DA ORMAN İŞLETMESİ, YOK MU İŞİNİ YAPAN GÖREVLİ? İŞİNİ YAPAN VARDI DA AĞAÇLARA NE OLDU? ORMANDA ORMANCI GÖREBİLENE AŞKOLSUN…
YAHU YILLARDIR ANLATMAKTAN YORULMADIĞINIZ BİR EKOTUR VARDI, BİR DE TERMİNATÖR BÖCEKLER… BAŞKA??? EKOTURDA SİZ ELİNİZİ SÜRMEDEN GÖNÜLLÜLERİN TOPLADIĞI ÇÖPLER DIŞINDA VAR MI ORMANIN TEMİZ KALMASI İÇİN BİR ÇALIŞMANIZ? VAR DA BİZ Mİ DENK GELEMİYORUZ YILLARDIR??? ADA ORMANLARININ ÇÖP DURUMU ORTADA…
EKOTURDA GÖNÜLLÜYE, İZCİYE DİKTİRDİĞİNİZ AĞACIN NE ANLAMI KALDI ŞİMDİ? ELDEKİ KOSKOCA AĞAÇLARIN YOK OLMASINA SEYİRCİ KALMA CÜRETİNİ NASIL GÖSTEREBİLİR BİR ORMANCI? MÜCADELE ETTİM AMA SONUÇ BU DİYORSA DA BAŞARAMAMIŞ DEMEK Kİ BU ORMANCI…
YILLARDIR ANLATA ANLATA BİTİREMEDİĞİNİZ TERMİNATÖR BÖCEKLERİN BAŞARISIZLIĞIYLA İLGİLİ HİÇ SESİNİZ ÇIKMIYOR. ZATEN HEYBELİ’DE DE, BÜYÜKADA’DA DA ÇAM KESELER ARTIK AĞAÇLARA OTAĞ KURUYOR. MESELA DEMİŞ Kİ;
ADALAR POSTASI-2275/4 (2.6.2009):
2009 Nisan ayında 33.750 [AMA 34.000 DEĞİL :) DOĞRUDUR, ZATEN GÖÇ EDEN LEYLEKLER İÇİN DE SAYI VERİYOR ORMAN İŞLETME ŞEFİ] adet Kabuk Böceği tuzağa düştü. 2006 yılından bu yana [YANİ YÜKSEL ÖZCAN’DAN SONRA] sürdürülen avlanma başarılı olmaya devam ediyor. 2005 yılına kadar [TABİİ Kİ YÜKSEL ÖZCAN’DAN ÖNCE] yapılan uygulamalardaki hatalar gözden geçirilerek, teknik açıdan dikkatle uygulama yapıldı. Bu konuda uzmanlasan personellerimiz [… vs. vs.]
Yüksel ÖZCAN
“İstanbul’un Gladyatörleri Büyükada’da üretiliyor…”
DERKEN… SONUÇ ORTADA
ADALAR POSTASI-2888/10(27.3.2012):
BU FOTOĞRAF BÜYÜKADA’DAN. BUNLAR GİBİ YÜZLERCESİYLE DOLU ÇAMLAR… BÖCEK OLMADI, SÜLÜN SALDINIZ ORMANA —NEDENSE SESSİZCE— NE SÜLÜNLERDEN HABER VAR NE MÜCADELESİNDEN… ADA ÇAMLARI YOK OLUYOR, İŞLETME YAPRAK KURUTUYOR, ÇİÇEK FOTOĞRAFLIYOR. HAA, BİR DE ADAKULE KONAKLAMA TESİSİNDEN LEYLEK FOTOĞRAFLARI GÖNDERİYOR…
SAĞIR SULTAN BİLE DUYDU HEYBELİ’NİN ÇAMLARINI. KURUTULAN 300 ÇAMI. ORMANI KORUMAK İÇİN MAAŞ ALAN, KORUMAK MECBURİYETİNDE OLAN ORMAN İŞLETMESİNDEN YİNE SES SOLUK YOK. ORMANCI GÖREVİNİ YAPMIYORSA UYANDIRMAK GEREK. AĞACI, ORMANI, ORMANCIDAN BAŞKASINA MI SORALIM??? GÜNDEMDELER ŞU ARA FAYTONLAR AMA FAYTONCU BİLMEZ Kİ MESELA, O KENDİ DERDİNDE. GERÇİ İŞLETME ŞEFİNİN O KONUDA DA SONUCUNU YILLARDIR MERAKLA BEKLEDİĞİMİZ PROJELERİ MEVCUT.
ADALAR POSTASI (15.4.2006):
From: YÜKSEL ÖZCAN
[…] Kış boyunca ormanlarda dolaşan, açlıktan kemikleri çıkmış atlar faytonlara koşuluyor ve ona binerek zevk-ü sefa eden hayvanseverler mi hatalı bilmem ama. Bildiğim bir şey var. Atlar perişan! Ben yapabildiğim kadar projelerimi yapacağım atların bu sahipsizliklerine son vermek için uğraşacağım. Yazın koşup kışın ormana salınmayacaklar artık.
Çok üzüldüm.
Yüksel ÖZCAN
DERKEN… SONRASI MI?
ADALAR POSTASI-2275/4 (2.6.2009):
ORMAN FAYTON HİZMET VERMEYE BAŞLADI
Yüksel ÖZCAN
Büyükada’daki motorlu araç trafiğini biraz da olsa azaltmak için, Orman İdaresi bir faytonu 1 Mayıs’ta hizmete başlattı. Tek atlı birik olan fayton, kısa mesafelerde ve şehir içinde hizmet verecek. Genel koruma hizmetlerinde çalışacak.
???
ADALAR POSTASI-2888/9(27.3.2012):
@DoGRuKaDiN
@ozcanyuksek O halde Orman Bakanlığı sadece “bakıyor. Görmeyi başaramayanlardan ne yazık ki. Zaten ne zaman görebildiler ki!
@yildiraylise
@ozcanyuksek ilgilenen olur mu? Orman işletme şefliğine olmadı bölge müdürlüğüne iletmek gerek.
DEMİŞLER YA, “İLGİLENEN OLUR MU?” DİYE SORMUŞLAR YA…
OLDU MU? SİZCE OLUR MU?
ADALAR’DA GÖREVLİLER İLGİSİZ, ANLI ŞANLI BİR YIĞIN DERNEK, VAKIF NEDENSE SON DERECE SESSİZ.
ŞİMDİ HEP BİRLİKTE İZLEYELİM BAKALIM. İMAR PLANLARI OLMADAN TÜRLÜ YOLLARLA ONLARCA BİNAYI SİT ALANINA DİKENLERİN HAZIRLADIĞI SENARYOYU İZLEMEYE DEVAM EDELİM. TURİZM, İMAR, TRAFİK… KİM KARŞI, KİM DEĞİL…
ADALAR’DA GÖREVLİ SORUMSUZ İLGİSİZLERE SORALIM. NEDEN SESİNİZ ÇIKMIYOR BU İŞLERE? ADALAR’DA HER ŞEY YOLUNDA MI SİZCE?
GÖREVİNİ YAPMAYANA HESAP SORANIN NEDENSE KARŞISINA DİKİLEN SAHTE ADA SEVDALISI RANTİYECİLERE SORALIM. NEDEN SESİNİZ ÇIKMIYOR BU İŞLERE? ADALAR’DA HER ŞEY YOLUNDA MI SİZCE?
ADALAR İÇİN KURULDUĞU İDDİASIYLA KOCAMAN TABELALAR ASAN DERNEKLERİMİZE, VAKIFLARIMIZA SORALIM. NEDEN SESİNİZ ÇIKMIYOR BU İŞLERE? ADALAR’DA HER ŞEY YOLUNDA MI SİZCE?
ŞİMDİ SUSACAKSINIZ DA HANGİ MESELEDE KONUŞACAKSINIZ? BİZİM BİLMEDİĞİMİZ DOĞRULARINIZ VARSA İNANDIĞINIZ, NE ZAMAN DÜRÜSTÇE ANLATACAKSINIZ? DAHA DOĞRUSU, NE ZAMAN GERÇEKTEN ADA’DAN YANA OLACAKSINIZ???
PEKİ BU ARADA; ORMAN İŞLETME ŞEFİ’NİN BÜYÜKADA ORMANLARINI KURTARMAK İÇİN BİR PROJESİ YOK MUYMUŞ Kİ?…
OLMAZ MI HİÇ!!!
http://arama.hurriyet.com.tr/arsivnews.aspx?id=4370592
Adalar Orman İşletme Bölge Şefliği de iki yıldır Terminatör üretmeyi deniyor. Bölge Şefi Yüksel Özcan’a göre keşke Büyükada da Burgaz gibi yansa, sonra tekrar ağaçlandırılsa. Çünkü bütün ağaçlar böcekli ve sağlıksız‘MIŞ…
______________________________

yolda…
From: EBRU GÜMÜŞ
Subject: Mavi Marmara Geleneğini Bozmadı
Date: March 30, 2012 1:50:57 PM GMT+03:00
To: adalar.postasi@gmail.com
Mavi Marmara Geleneğini Bozmadı!…
Adalı dostlarımız merhaba,
Mavi Marmara geleneğini bozmadı ve 1,5 ay sonra tekrar tarife değiştirdi. ADALAR POSTASI-2659/3 (10.2.2012)‘de bahsetmiştik.
Hatırlatalım: Kabataş-Adalar motor seferleri Ekim 2011’de kış tarifesine geçmişti. 10 Ocak 2012’de bazı Kabataş seferler gitti, karşılıklı 4 sefere düştü. 5 Şubat 2012’de Bostancı sefer tarifesi değişti. 31 Mart 2012’de giden 2 Kabataş sefer geri geldi tekrar karşılıklı 6 sefere çıktı.
Websitesine bakarsak: http://mavimarmara.net/listele_kabatas.asp “BU SEFERLERİMİZ 26.03.2012 TARİHİNE KADAR GEÇERLİDİR,” yazıyor.
Ancak diğer bir sayfasında ise: http://mavimarmara.net/ek2.asp “Bu seferler 31 Mart 2012’de devreye girecektir” yazıyor.
Tarifeleri sık sık değiştirmeleri bir yana, tarifenin hangi gün devreye gireceğine daha tam karar verilmemiş sanki.
Ezcümle, biz sitemizdeki tarifeyi güncelledik.
Mavi Marmara bir ay sonra tarifelerini yine değiştirir biz yine güncelleriz, alıştık artık.
Güneşli günler dilerim,
Ebru Gümüş
______________________________
Twitter, 30.3.2012 21:37
@ulasgurpinar
Adalılar, tanıyın arkadaşınız Şükrü’yü: @roberkoptas Hrant Dink Parkı’nın adından rahatsız olan gazeteci @AGOSgazetesi
Agos, 30.3.2012 19:51
http://www.agos.com.tr/hrant-dink-parkinin-adindan-rahatsiz-olan-gazeteci-1139.html
Ada Gazetesi’nin sahibi ve sorumlu müdürü Şükrü Abanoz’un, Kınalıada’da 2010 yılında açılan çocuk parkına Hrant Dink’in adının verilmesine, “Hrant Dink, Türk Milletinin alnına Soykırım yaftasını yapıştırma gayreti içinde olan bir gazeteci” diyerek itiraz ettiği ortaya çıktı. Abanoz’un Adalar Belediyesi ve Adalar Kaymakamlığı’na sunduğu dilekçeler sonuçsuz kalmış olsa da dilekçelerde yer alan ifadeler okuyanı şaşırtıyor.
Ada Gazetesi’nin sahibi ve sorumlu müdürü Şükrü Abanoz’un, Kınalıada’da 2010 yılında açılan çocuk parkına Hrant Dink’in adının verilmesine, “Hrant Dink, Türk Milletinin alnına Soykırım yaftasını yapıştırma gayreti içinde olan bir gazeteci” diyerek itiraz ettiği ortaya çıktı. Abanoz’un Adalar Belediyesi ve Adalar Kaymakamlığı’na sunduğu dilekçeler sonuçsuz kalmış olsa da dilekçelerde yer alan ifadeler okuyanı şaşırtıyor.
Parkın açıldığı 11 Eylül 2010 tarihinden hemen sonra konuyla ilgili kaymakamlığa ve belediyeye iki adet dilekçe yazan Şükrü Abanoz, Adalar Belediyesi’ne yazdığı ve belediye tarafından 24 Eylül 2010’da 5531 numarasıyla kabul edilen dilekçede şu ifadeleri kullanıyor: “Bir kişinin adının kamuya ait yere verilebilmesi için o kişinin toplum yararına önemli hizmetler vermesi gerekeceğini bilen bir adalı olarak öğrenmek istiyorum: Türk Milletini yurt içinde ve yurt dışında yaptığı konuşmalarda (İnsanlık tarihinin en utanılacak, en aşağılık suçu olan) Soykırım yapmakla suçlayan ve bu söylemleri yüzünden katledildiği ileri sürülen Hrant Dink’in adının çocuk parkına verilerek ölümsüzleştirilmesinin dayanağı nedir?” ‘Soykırım parkı olacak’
Abanoz, kaymaklığa verdiği dilekçede ise yeni bir sav daha ileri sürerek, çocuk parkının zamanla soykırım parkına dönüşeceğini öne sürüyor: “Hrant Dink, Türk Milletinin alnına Soykırım yaftasını yapıştırmaya gayreti içinde olan bir gazetecidir. Ermeni vatandaşların yoğun olarak bulundukları ve bu nedenle de adı Ermeni Adası’na çıkarılan Kınalıada’da o çocuk parkında her yıl törenler düzenlenecektir. O törene uluslararası katılımlar olabilecek, o çocuk parkı zamanla soykırım parkına dönüşebilecektir. Belediye meclisinin aldığı bu karar Kınalıadalıların huzurunu bozabilecektir. Bu kararla Kınalıada ve Kınalıadalılar hedef durumuna sokulmuştur.”
Kınalıada’daki park, iki yıldır Hrant Dink’in adını taşıyor. Şükrü Abanoz, belediyeden de kaymakamlıktan da istediği karşılığı alamadı. Ancak, dilekçelerde yer alan ifadeler, Hrant Dink yaşarken hakkında yürütülen yalan ve iftira kampanyasında kullanılan argümanların, “ihtiyaç duyulduğunda” pervasızca tekrar tekrar kullanılabildiğini gösteriyor.
Hırsızlara duyuru…
______________________________
Kınalı’nın kedileri…
İskelede beklerdi on dokuz on biri Kınalı’nın kedileri
Dünkü gün 17:21’di
İskelede bekliyordu yine Kınalı’nın kedileri
İnmeyince Burgazada’nın melekleri :(
Mamalarını verdi mürettebattan abileri… :)
)O(
______________________________

Büyükada Güven Pastahanesi’ne elveda!…
Twitter, 27.3.2012 20:33
Adalarda Talim Var
From: ADALAR MÜZESİ
Müze’de Maket Atölyesi – 31 Mart 2012
_____________________________

Twitter, 30.3.2012 16:51 Güvenç Dağüstün @guvencdagustun
_____________________________

FaceBook, 30.3.2012
Mekânın cennet olsun Mehmet amca…
Bir Cevap Yazın