ADALAR POSTASI

GEL de GÜLME

Adalar’da değil kamyon, motörü olan hiçbir vasıtaya müsaade edilmezken; bu Cumhuriyet’i kuran CHP değil sonradan bitme CEHEPE’nin bir vakitler Adalar kaimmakamlığı da yapmış olan mütekaid şahsın, partisinin başı tarafından tertiben tayin olunup, Adalı’larca da usulen seçilmesiyle belediye başkanlığına gelen bu sayın şahsiyet zamanında, Bahriye’den miadı dolmuş bir çıkarma gemisi elde edildi. Sonrasında Koruma Kurulu’na ne bahane ürettilerse, 3 tonluk kamyonetlerin girişine müsaade edilirken bu kamyon tonajının 35 tona çıkarılması kararını aldılar. Hatta bendeniz 3,5 ton yerine karar yazılırken sehven virgül konulması unutulmuş zannıyla 35 ton nasılsa düzeltilir fikrine kapılmıştım. Gel de gülme.

Bu çıkarma gemisiyle Adalar’ımıza huruc eden bu 35 tonluk lenduhalara yollardaki Adalı ağaçlarımız engel olmaya başlayınca bu kerre de ağaçlar her yıl dikine dikine budanmaya başladı ve yavaş yavaş sokak peyzajlarının bozulmaya başladığı görüldü. Daha sonra bu CEHEPE’li mütekaid başkan Koruma Kurulu’na ne gibi delil göstermiş olmalı ki sakatlar için (bir sakat, sakat olduğu halde bir motörlü aracı nasıl kullanacaksa) elektrik motörlü otomobillerin kullanılmasını “tam teşekküllü hastahane raporu” yavesine bağlayarak izne bağlattı… O günden bu yana sonuç ortada; Adalar’da “sakat” o kadar çokmuş ki sakat sürücülerin yoğunluğundan yollar tıkandı! Bu gibi engellilerin kullandıkları elektrikli, koltuk büyüklüğünde hareket ve manevra kabiliyeti çok yüksek tıbbi araçlar olsaydı, hem mesele olmaz zaten bunlara izin de gerekmezdi. Fakat Adalar’ı motorize etmenin şeytanî belki de hasede dayanan bir tasarrufu ile bugünlere gelindi. Güya bunları toplayacaklarmış… Gel de gülme.

Adalar’ı sömürmeyi kafasına koymuş ancak Adalı olmayan, gerek Adalar’ın gerekse Adalar ile ilgili karar mercilerine yerleştirilen Şark kurnazları tarafından, rekabet kuralları hiçe sayılarak, yapıları ve süratleri itibariyle Adalar’a dengeli bir biçimde yolcu taşıyan vapurları ile Şehir Hatları’na da AKAPE’nin şaibeli özelleştirme marifetiyle İBB’ye bağlanarak ihanet edilmiştir. Vapur sefer sayıları ve tarifeleri korsan motör seferlerinin yararına Şehir Hatları’nın zararına tertib ve tanzim edilerek rekabet kurallarına aykırı hareket edilmiş, şehit ve şüheda adları sömürülerine alet edilerek korsan ve kaçak motör iskelelerine isim olarak konulmuştur. Bugün dahi Bostancı’ya gün içinde vapur sefer sayısı 5 (yazıyla beş). Motörler ise 19 (yazıyla 19) sefer yapmaktadır. Bu CEHAPE’nin o biçim “halkçı”, İBB’nin ise halk dalkavukluğunun bir örneği olarak Şehir Hatları’nı zarara sokacak şekilde gecenin yarısında 02:00’de ve 04:45’te iki sefer yapmaya zorluyor. Esas parsayı götüren korsanları ise bu işe nedense zorlamıyor? Gel de gülme.

Faytonların, aşırı talep karşısında atlarının zorlandığı, sömürüldüğü, dövüldüğü gibi iddiaları öne süren, motör ticaretinin etkisinde kalmayı siyasetinin içine sindirebilen büyük ve küçük belediyehanecilerin, faytona olan talebi kısmak ve değerlendirmek için fiyat politikaları takip edeceklerine; imha, yok etme siyasetini gütmeyi yeğledikleri görülüyor. Serbest piyasa ekonomisi, arz ve taleb kurallarına göre fiyat ayarlamalarına gidilmemiş, kasti surette faytonların tarifeleri bile verilmemiş, gerektiği gibi yenilenmemiştir. Artan talep karşısında uçakların, otobüslerin, otellerin ücretlerinin üzerine ücret koyanlar, faytoncuları sefilliğe sürükleyen bütün o biçim “tedbirleri” (!?) almışlardır. Faytonların ve atlarının, barınma ve beslenme ve de aksesuarları ile seyislerinin daha iyi şartlara kavuşmasını istemediklerinden yıllarca “arabacı” taifesini küçümsemişler, gereken hizmet ve disiplini vermeyerek dejenere etme ve yozlaştırma politikası izlemişlerdir.

Adalar’ın “kentsel” alanları yükleme boşaltma işleri dışında herhangi bir  araca gereksinim duyulmayan düzayak yerlerdir. Kırsal kesime gelindikte en uygun araç bisiklet ve faytonlardır. Yüksek ve sarp kesimlerin kullanılması ise ihtiyaç değil tercih meselesidir. Yabanî ve bedevî değilseniz tarihten gelen değerlere sahip çıkma duygunuz, her estetik, tarihî ve tabii değeri ihtiyatla korumanızı size hatırlatacaktır. Esasen medenî olmanın esaslarından biri de mesuliyyet hissinizin sizi cahil cesaretinden korumasıdır.

Ne hikmet ise Adalar’ın faytonlarına sahip çıkması gerekenler Adalar’ın başına dert olmaya başlamışlardır. Tamamen korunmaya alınması ve her hususta disipline edilmesi gereken faytonların toptancı bir anlayışsızlıkla kaldırılmaya çalışılması gayretkeşliğinin ardında; arazi şartları yüzünden faytonların ulaşamadıkları sahalardaki arazilerin önce motörlü araçlarla rahatça ulaşılabilinir ve kullanılabilir olmasını sağlamak sonra da imara açmaya zorlamak düşüncelerini görebiliyoruz. Adalar’ın yürürlükte olan Koruma Nazım Planları’nı hile ve desiseyle yeni planlar yaparak yok etmek gibi şeytanî olduğu kadar meslekleri açısından da ahlâkî olmayan usulleri takip ederek imar kaosu yaratmışlardır. Eğer yaptıkları planlara itiraz edilip davalar açılmasaydı muvaffak olacakları da muhakkaktı. Ancak bugün yarattıkları kaostan da her halükârda yine kazanan bu kuralsızlar olmaktadır.

Belediye seçimleri öncesi AKAPE’nin İBB başkan adayı, faytonlar yerine elektrik motörlü arabaları getireceğini açıkça söylemiş, partisinin reis-i umûmîsi de yine açıkça “atları boyunduruktan kurtaracağız” demişti.

CEHAPE’nin aday belediyehanecileri ise 18 Mart 2019 tarihinde* Büyükada saat kulesinin önünde avâm-firîb [halkı avlayan] bir edâ-i siyasî ile “aldatmayacağız” diyerek —Adalar’da aldatmanın varyasyonları üzerine icra-i sanat eylemektedirler. Gel de gülme. 

Engin Damcı

(22.01.2020)

* Ekrem İmamoğlu Adalar’da Halka Seslendi, 18 Mart 2019 —aldat, aldat, yetmez, daha da aldat.