İki Tanrıça’nın Gizemi
22 Ekim-20 Kasım 2016 tarihleri arasında gerçekleştirilen “Biz İnsan mıyız?” temalı İKSV 3. İstanbul Tasarım Bienali’ne “Yaratıcı Mahalleler Programı” kapsamında “Yüzyıllık Markalar”dan Büyükada Splendid Palas Oteli de o günlerdeki renovasyon çalışmaları esnasında Demeter heykelinin gün yüzüne çıkan kayıp kolu beraberinde kaleme aldığımız “İki Tanrıça’nın Gizemi” hikâyesiyle katılmıştı. Splendid Palas Oteli bahçesi girişindeki merdivenlerin yanı başını tutmuş “İki Tanrıça”, biri “güzel saçlı” Demeter diğeriyse kızı “ak kollu” Persephone’nin hikâyesi “İki Tanrıça’nın Gizemi”ni takdimle…
)O(

🌜“İKİ TANRIÇA”nın GİZEMİ… [1]🌛
Büyükada’daki tarihi Splendid Palas Oteli 3. İstanbul Tasarım Bienali’ne “Yaratıcı Mahalleler Programı” kapsamında geçenlerde gün yüzüne çıkan süpriz bir eserle katılıyor…
Otelin bahçesine girişte merdivenlerin yanı başını tutmuş “İki Tanrıça”, biri “güzel saçlı” Demeter diğeriyse kızı “ak kollu” Persephone…
Rivayet olunur ki 1905 senesinde yanan yine bu mahaldeki Giacomo Oteli’nden yâdigâr mermerden “İki Tanrıça” heykeli 1908’de Splendid Palas Oteli’nin yapımı sırasında yeniden gün yüzüne çıktığından beridir ki;
“Sittin seneden bir hayli fazla
Macar Caddesi’nden gelip geçenlere bakmakta
Söyleyecek ne de çok sözü var aslında ya
Taş kesmiş âdeta gördükleri karşısında!”
Efsaneye göre […]

🌜“İKİ TANRIÇA”nın GİZEMİ… [2]🌛
[…] Efsaneye göre toprağa bereketi bahşeden Demeter ile göklere hükmeden Zeus’un kızları Persephone günün birinde oyun arkadaşları Okeanos’un kızlarıyla birlikte kırlarda çiçek toplamaktayken birdenbire yer yarılır ve de “görünmez” yeraltı tanrısı Hades ölümsüz atların çektiği arabasıyla çıkagelip Persephone’yi yakaladığı gibi yeraltı dünyasına kaçırır. Tanrıların tanrısı Zeus’un da iradesiyle Hades’e lütuf olsun diye bir olup diğerleriyle güller, safranlar, güzel menekşeler, irisler, sümbüller ve nergislerin o âdeta insanın aklını başından alıp kendinden geçiren mis kokularıyla büyülü bir tuzak kurmuştur toprak ana Gaia da o zavallı genç kıza… Dehşete kapılan Persephone çığlıklarıyla yeryüzünü inletir lakin ne ölümlü ne de ölümsüz kimselere duyuramaz sesini! Güneş soylulardan Perses’in kızı Hekate ve Hyperion’un oğlu Helios haricinde… […]

🌜“İKİ TANRIÇA”nın GİZEMİ… [3]🌛
[…] Persephone’nin kaçırılması üzerine Demeter elinde bir meşaleyle köşe bucak dünyayı dolaşıp kızını aramaya koyulur, dokuz gün dokuz gece süresince yemeden içmeden kesilir kederinden, yıkanmayı dahi unutur; bu arada kızının uçsuz bucaksız semâlarda yankılanan çığlığını da duyar duymasına ya ne çare! Onuncu günün sabahında şafak sökerken kavşakların tanrıçası Hekate çıkagelir elinde meşaleleriyle, Persephone’nin feryadını duyduğunu ancak kızını kimin kaçırdığını görmediğini söyler Demeter’e; herşeyi gören güneş tanrı Helios’un huzuruna varırlar birlikte… Persephone’nin Zeus’un da rızasıyla Hades tarafından sisli karanlıklar ülkesine kaçırıldığını, yas tutmayı artık bırakmasını, kızına onun kadar yaraşacak bir koca olamayacağını söylemesi üzerine Helios’un, yüreğini daha da korkunç ve dayanılmaz acılar kaplayan Demeter tanrılara küserek Olympos’u terk edip Yunanistan’ın Attika bölgesindeki Eleusis kentinde inzivaya çekilir biçare… […]

🌜“İKİ TANRIÇA”nın GİZEMİ… [4]🌛
[…] Demeter tanrılara küserek Olympos’u terk edip Yunanistan’ın Attika bölgesindeki Eleusis kentinde inzivaya çekilir biçare… Toprak bereketini kaybeder ekin vermez olur, kıtlık çekmeye başlar insanoğlu, Zeus bir yandan Demeter’in gönlünü almaya diğer yandan da Persephone’yi geri vermesi için Hades’i ikna etmeye çalışmaktadır nafile yere… Bakar ki ikna olacak gibi değil o yüreği acımak nedir bilmeyen Hades, “yol gösteren” Hermes’i aracı kılar bu kez de… Nihayet Persephone’nin annesini görmesine izin veren Hades, kızcağız yanından ayrılmazdan az önce sevgi büyüsüyle bağlamak için kendisine gizlice, tatlı bir nar tanesini ona yedirmekten de geri kalmaz. Sonunda kavuşur kavuşmasına Demeter sevgili kızına gerçi ya her yılın çiçek açma ve meyva verme zamanı olan üçte ikisini yeryüzünde, geri kalan kış aylarını ise yeraltında kocası Hades’in yanında geçirmesi kaydıyla! […]

🌜“İKİ TANRIÇA”nın GİZEMİ… [5]🌛
[…] Gizlenmiş olan beyaz arpa yeryüzüne saçılıp da uzun buğday başaklarının ovanın bereketli toprağında dalgalanmaya başlamasıyla uçsuz bucaksız yeryüzü kavuşur yeniden bereketine… Demeter adalet dağıtan krallara, Triptolemos’a, Diokles’e, Eumolpos’a ve Keleos’a ritüellerini açıklar, gizemlerini öğretir. Kızı Persephone’nin baharda yanına gelişiyle birlikte bereket ve bolluğun geri dönüşüyle bir anlamda doğanın uyanması betimlenirken, kışın yeraltının karanlık ve soğuk diyarlarına gidişiyle doğanın da bir dahaki bahara değin kış uykusuna dalışının simgelendiği bu efsanenin canlandırıldığı, ekin ekme zamanı olan Pyanopsion (Ekim-Kasım) ayının 9’u ile 13’ü arasında beş gün süren, insanlara doğal yasaları öğreten “İki Tanrıça”ya adanmış ve yalnızca kadınlarca kutlanan “Thesmophoria” Bayramı kutlu olsun hepimize…
. . .
“Hoşgeldin, bize ekmek, bize buğday veren Demeter!
Dört parlak kır kısrak, sepetli arabayı çekiyor…
Bize ilkbahar böyle, yaz ve kış böyle parlayıp gülsün.” […]

🌜“İKİ TANRIÇA”nın GİZEMİ… [6]🌛
[…] “Hoşgeldin, bize ekmek, bize buğday veren Demeter!
Dört parlak kır kısrak, sepetli arabayı çekiyor…
Bize ilkbahar böyle, yaz ve kış böyle parlayıp gülsün.”
. . .
“Buğdayların anası” Demeter ile “tahıl tanesi” Persephone eski ve yeni hasadın harmanını temsilen kavuşmuşlar Splendid’te, 1001 bereketle… “Ne mutlu yeryüzünde yaşayan insanlardan bu gizemleri görmüş olana!” […]

🌜“İKİ TANRIÇA”nın GİZEMİ… [7]🌛
[…] “Buğdayların anası” Demeter ile “tahıl tanesi” Persephone eski ve yeni hasadın harmanını temsilen kavuşmuşlar Splendid’te, 1001 bereketle… “Ne mutlu yeryüzünde yaşayan insanlardan bu gizemleri görmüş olana!” Baharı, bereketi ve barışı aradığımız bu zaman diliminde, 2016’daki renovasyon çalışmaları sırasında ortaya çıkan Demeter’in kayıp kolu, yitik altın orağı ve de bereketin sembolü başaklarıyla Splendid Palas da sorguluyor: “Biz insan mıyız?” diye…
)O(
Bir Cevap Yazın